[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2007, Cilt 12, Sayı 2, Sayfa(lar) 128-131
[ English ] [ Tam Metin ] [ PDF ]
Erektil Disfonksiyon Kardiyovasküler Hastalığın Erken Habercisi Olabilir mi?
Lütfi TUNÇ1, Bora KÜPELİ1, Altuğ TUNCEL2, Hasan BİRİ1, Yakup KORDAN3, Nuri DENİZ1, İbrahim BOZKIRLI1
1Gazi Üniversitesi, Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı, ANKARA
2Sağlık Bakanlığı, Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, 3. Üroloji Kliniği, ANKARA
3Uludağ Üniversitesi, Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı, BURSA

Giriş: Erektil disfonksiyon (ED) nedeni ile başvuran ve öyküsünde herhangi bir kardiyovasküler hastalığı olmadığı ve/veya ASKH nedeniyle medikal ya da cerrahi tedavi almamış hastalarda kardiyovasküler patoloji yönünde araştırma yapmanın gerekliliğini araştırdık.

Gereç ve Yöntem: Kliniğimize ED şikayeti ile başvuran ve medikal tedavi olarak sildenafil sitrat başlanması planlanan 100 erkek hasta çalışmada yer aldı. ED tanı kriteri olarak tüm hastaların Uluslararası Erektil Fonksiyon İndeksi’nin ilk beş sorusu (IIEF-5)’na göre skoru <21 olan hastalar çalışmaya dahil edildi. Tüm hastaların karşı cins ile en az 12 aylık cinsel ilişki öyküsü bulunmaktaydı. Kan biyokimyası (lipit profili dahil), tam kan sayımı, hormon profili ve penil doppler ultrason tetkikleri yapıldı. Çalışmaya alınan hastalara holter monitörizasyonu uygulandı. İskemiyi düşündüren ST segment depresyonu saptanan hastalara elektrokardiyografi, ekokardiyografi, talyumlu miyokard perfüzyon sintigrafisi ve koroner anjiyografi tetkiklerinden gerekli görülenler yapıldı..

Bulgular: Hastaların ortalama yaşı 50.0±13.0 (22-76) yıl idi. Holter monitörizasyonu sonucunda 40 hastada (%40) koroner damarlarda iskemiyi düşündüren ST depresyonu saptanması üzerine ileri tetkikler yapıldı. Bu tetkikler sonucunda 3 hasta (%3) koroner by-pass operasyonu için kalpdamar cerrahisi kliniğine devredildi. Yirmibeş hastaya (%25) ise ASKH tanısı konuldu ve kardiyoloji kliniği tarafından medikal tedavi başlandı.

Sonuç: Semptomatik kardiyovasküler hastalık öyküsü bulunmayan ED hastalarında ASKH’nın önemli bir oranda bulunabileceği görülmüştür. Sonuç olarak ED’nin bazı hastalarda kardiyovasküler hastalığın erken habercisi olabileceğini düşünmekte ve bu hastalarda kardiyovasküler patoloji yönünden ayrıntılı araştırma yapılması gerektiğine inanmaktayız. ©2007, Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi


[ English ] [ Tam Metin ] [ PDF ]
[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]