[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2019, Cilt 24, Sayı 4, Sayfa(lar) 186-192
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Araç İçi Trafik Kazası ile Acil Servisine Başvuran Hastaların Değerlendirilmesi
Mustafa VARLIK1, Serkan Emre EROĞLU2, Serdar ÖZDEMİR2, Hande AKBAL KAHRAMAN1, Mehmet Necdet YILDIZ3, Öner BOZAN4
1Sancaktepe Şehit Prof. Dr. İlhan Varank Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Tıp Kliniği, İstanbul, Türkiye
2İstanbul Sağlık Bilimleri Üniversitesi Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Tıp Kliniği, İstanbul, Türkiye
3Sultanbeyli Devlet Hastanesi, Acil Tıp Kliniği, İstanbul, Türkiye
4İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Tıp Kliniği, İstanbul, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Araç İçi Trafik Kazası, Acil Servis, Alkol, Mortalite, Intra-Vehicle Traffic Accident, Emergency Service, Alcohol, Mortality
Özet
Amaç: Çalışmamızda, araç içi trafik kazası sonucu yaralanıp acil servise başvuran hastaların demografik özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 01.01.2015-31.12.2015 tarihleri arasında ayaktan veya 112 ambulans servisi ile başvuran 1338 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların yaş, cinsiyet, Glasgow Koma Skoru (GKS), patolojik bulguları, alkol varlığı, yaralanma bölgeleri, istenilen ultrasonografi/bilgisayarlı tomografi, konsültasyon, yatış durumları ve mortalite oranları incelendi.

Bulgular: Hastaların yaş ortancası 30 yıl olup, %69,7’si erkekti. Hastaların %99’unun GKS’si 14-15 aralığındaydı. Hastaların %5,2’sinin alkollü olduğu saptandı. En sık lezyonların baş-boyun (%53,1) ve ekstremitlerde (%45,9) olduğu saptandı. Çalışmamızda olguların %17,9’u basit tıbbı müdahale ile giderilemeyecek lezyon içermekteydi. Basit tıbbi müdahale ile giderilemeyen hastaların yaş ortancası anlamlı olarak yüksekti (p <0,05). Cinsiyet ve alkol alımı ile lezyon ciddiyeti arasında ilişki saptanmadı (p >0,05). Baş-boyun yaralanmalarının basit tıbbi müdahale ile giderilme sıklığı yüksek iken, diğer lokalizasyon travmalarının Basit tıbbi müdahale ile giderilmeme sıklığı yüksek saptandı (p <0,05). En sık istenen tetkikin beyin tomografisi, en az istenen tetkikin de ultrason olduğu saptandı. Lezyon saptama sıklığı ekstremite travmalarında çekilen tomografilerde en fazla iken en az lezyonun da ultrasonda belirlendiği saptandı. Hastaların %46,1’inin ilgili kliniklere konsülte edildiği, %8,5’inin yatırıldığı saptandı. Hastalar için en sık ortopedi ve beyin cerrahi kliniklerinden konsültasyon istendiği ve kliniklerine yatırıldığı saptandı. Hastaların mortalite oranı %0,9 olarak saptandı. Eksitus olan hastalardaki erkek sıklığının yüksek, GKS’nin düşük, baş-boyun, toraks, spinal travma ve batın travma sıklığının yüksek olduğu saptandı (p <0,05). İntrakranial kanama, kranium fraktürü, pnömotoraks, hemotoraks ve batın içi kanaması olan hastaların mortalite oranı anlamlı olarak yüksek saptandı (p <0,05).

Sonuç: Travma bölgelerinde belirlenen lezyonların çoğunluğu fizik muayene ile saptanabilir, acil servislerde lezyon olan bölgeye yönelik tetkik yapılması ve literatürdeki önerilere bağlı kalınması tetkik sayısını azaltabilir. Lezyonların fizik muayene ile tespit edilmesi durumunda mortaliteye yol açan lezyonlara müdahale hızlandırılabilir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Trafik kazaları karayolu üzerinde hareket halinde olan ya da duran bir veya birden fazla aracın veya insanın karıştığı ölüm, yaralanma ve zararla sonuçlanmış olaylar olarak tanımlanır 1. Son yıllarda artan sanayi ve insan sayısı karayollarının kullanımını arttırmakta, buna bağlı olarak da her geçen gün trafik kazası sıklığında artış meydana gelmektedir 1,2. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) verilerine göre, her yıl 1,2 milyondan fazla insan trafik kazalarında hayatını kaybetmektedir 2.

    Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de trafik kazalarının sıklığı her yıl giderek artmaktadır. Ülkemizde Emniyet Müdürlüğü Trafik Şubesi’nin verilerine göre 2005 yılında Türkiye’de 620.789 kazada 154.086 insan yaralanmış, 4.505 ölüm olmuşken; 2015 yılında kaza sayısı 1.313.359’a, yaralı sayısı 304.421 ve ölüm sayısı 7530’a yükselmiştir 3.

    Bu çalışmada, Üçüncü Basamak Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’ne, 2015 yılı içerisinde araç içi trafik kazası (AİTK) ile başvuran hastaların demografik ve klinik özellikleri araştırılmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Çalışmamızda Üçüncü Basamak Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil tıp kliniğine araç içi trafik kazası şikâyeti ile 01.01.2015- 31.12.2015 tarihleri arasında ayaktan veya 112 ambulans servisi ile başvurup kaydı tutulan tüm hastalar incelemeye alındı. Araç dışı trafik kazaları ve motorsiklet kazaları çalışma dışında tutuldu. Bu şekilde 1338 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Hasta verilerine hastane otomasyon sistemi ve hasta dosyalarından ulaşıldı.

    Hastaların yaş, cinsiyet, Glasgow Koma Skoru (GKS) değeri, patolojik bulguları, yatırılan servisler, mortalite, alkol oranları, yaralanma bölgeleri, acil servisten istenilen konsültasyonlar, istenilen ultrasonografi (USG) ve bilgisayarlı tomografi (BT) sonuçları incelendi. İstenilen USG ve BT’ler resmi radyoloji yorumları üzerinden değerlendirildi.

    İstatistiksel analizler için SPSS 20.0 (Statistical Package for Social Sciences for Windows) paket programı kullanıldı. Niceliksel verilerin dağılım genişliği Kolmogorov Simirnov ile değerlendirildi. Niceliksel verilerin değerlendirilmesinde Mann Whitney U testi, niteliksel verilerin analiznde Pearson ki–kare ve Fisher'in kesin ki–kare testleri kullanıldı. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p <0.05 olarak kabul edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Çalışmamızda değerlendirmeye alınan 1338 hastanın yaş ortancası 30 yıl olup, %69,7’si erkekti. Hastaların %99’unun GKS değeri 14-15 aralığında olup, %5,2’sinin alkol almış olduğu saptandı (Tablo 1). Yaralanan bölgeleri ve patolojik bulguları Tablo 1’de gösterilmiştir (Tablo 1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Hasaların demografik özellikleri.

    Çalışmamızda olguların 239’u (%17,9) basit tıbbı müdahale (BTM) ile giderilemeyecek lezyon içermekteydi. BTM ile giderilemeyen lezyona sahip hastaların yaş ortancası 35 yıl, BTM ile giderilen hastaların yaş ortancası 29 yıl olup, BTM ile giderilemeyecek lezyona sahip hastaların yaş ortancaları anlamlı olarak yüksekti (p <0,001). Cinsiyet ve alkol alımı ile lezyon ciddiyeti arasında ilişki saptanmadı (p :0,106). Baş-boyun yaralanmalarının BTM ile giderilme sıklığı yüksek iken, diğer lokalizasyon travmalarının BTM ile giderilmeme sıklığı yüksek saptandı (p <0,001) (Tablo 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Lezyonların ciddiyetine etki eden faktörler.

    Olguların 109’una (%8,1) USG, 870’ine (%65,1) beyin BT, 323’üne (%24,1) toraks BT, 213’üne (%15,9) batın BT, 265’ine (%19,8) ekstremite BT ve 603’üne (%45,1) spinal BT istenmişti. USG istemlerinin %1,8’inde, beyin BT’lerin %3,1’inde, toraks BT’lerin %10,5’inde, batın BT’lerin, %4,2’sinde, ekstremite BT’lerin %22,6’sında ve Spinal BT’lerin %8,1’inde lezyon saptandı (Tablo 3).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Ultrasonografi ve tomografi istem oranları.

    Hastaların %46,1’inin ilgili kliniklere konsülte edildiği, %8,5’inin yatırıldığı saptandı. Hastaların acil serviste en sık ortopedi (%39,3) ve beyin cerrahi (%13,7) kliniklerine konsülte edildiği; en sık ortopedi (%3,4) ve beyin cerrahi (%1,6) kliniklerine yatırıldığı saptandı (Tablo 4).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 4: İstenilen konsültasyonlar ve yatış yapılan birimler.

    Hastaların 12’sinin (%0,9) eksitus olduğu saptandı. Eksitus olan hastalardaki erkek sıklığının yüksek, GKS’lerin düşük, baş-boyun, toraks, spinal travma ve batın travma sıklığının yüksek olduğu saptandı (sırasıyla p :0,023; p <0,001; p :0,007; p :0,005; p <0,001; p: 0,002) (Tablo 5). İntrakranial kanama, kranium fraktürü, pnömotoraks, hemotoraks ve batın içi kanaması olan hastaların mortalite oranı anlamlı olarak yüksek saptandı (sırasıyla p <0,001; p :0,005; p :0,022; p :0,001; p: 0,005) (Tablo 5).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 5: Mortaliteye etki eden faktörler.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Dünya genelinde yılda ortalama 1,2 milyondan fazla kişinin ölmesine, 20-50 milyon kişinin de yaralanmasına veya sakat kalmasına neden olan trafik kazaları, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemli bir halk sağlığı sorunudur 2. DSÖ’nün 2015 yılında yayınladığı küresel durum raporunda, AİTK’ya bağlı ölümlerin en fazla 15-29 yaş arasında olduğu belirtilmiştir 2. Ghadipasha ve ark. 4 ölüm oranlarının en fazla 19-24 yaş arasındaki kişilerde olduğunu görmüşlerdir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada AİTK sebebiyle yapılan başvuruların en sık 21-30 yaş aralığında olduğu gösterilmiştir 5. Bizim çalışmamızda ölen olguların yaş ortancasının 38 yıl olduğu, eksitus olan hastaların yaş ortancasının istatistiksel olarak anlamsız olduğu saptandı. Ayrıca BTM ile giderilemeyen lezyonlu hastaların yaş ortancasının, BTM ile giderilebilenlerden yüksek çıktığı saptandı. Bu durum yaşlıların fizyolojik rezervlerinin daha kısıtlı olması ve osteoporoz gibi komorbid hastalıklarının olması gibi nedenlerle daha düşük enerjili travmalarda bile ciddi yaralanmalar görülmesi ile ilişkili olabilir.

    Acil serviste trafik kazalarının sonuçlarının değerlendirildiği çalışmalarda hastaların %62-79,2’sinin erkek olduğunu ifade edilmiştir 4-8. Çalışmamızda literatür ile uyumlu olarak hastaların %69,7’sinin erkek olduğu ve mortalite oranının erkeklerde fazla olduğu saptandı. Bu sonucun erkek sürücü sayısının fazla olması ve daha agresif araç kullanmaları ile ilişkili olduğu düşünüldü.

    Püsküllüoğlu ve ark. 9 yaptıkları çalışmada trafik kazası ile başvuran hastaların GKS değerlerinin genel olarak 14-15 (%99,7) olduğunu ifade etmişlerdir. Mirzai ve ark. 10 %60’ı trafik kazası sonrası en az bir organ sistemini etkileyen yaralanmaya maruz kaldığı ve hastaların %75,1’inin GKS değerinin 14-15 olduğunu bildirmiştir. Çalışmamızda olguların %99’unun GKS değeri 14-15 olup, eksitus olan veya BTM ile giderilmeyen lezyona sahip hastaların GKS değerlerinin düşük olduğu saptandı. GKS değerinin yüksek saptanmasının nedeninin AİTK sonrası hastalarının ajite olması ve ciddi fiziksel travma geçirmeseler bile acil servise başvurmaları olduğunu düşünmekteyiz. Ayrıca bazı hastalarda GKS yüksek bile olsa, ek lezyonların varlığı hastaların acil servise başvurmalarına yol açmış olabilir. Bir diğer etkenin de acil sağlık ekibinin bazı durumlarda olay anında net değerlendirme yapamamaları olabilir. Düşük GKS değerine sahip hastaların, ciddi travma almış olmalarına bağlı olarak mortalite sıklıklarının da yüksek olduğu kanısındayız.

    Borkenstein ve ark. 11 çalışmasında alkolün kaza sıklığını, yaralanma ciddiyetini ve buna bağlı olarak da maliyeti arttırdığını ifade etmişlerdir. Behnond ve Mannering 12 çalışmalarında alkollü hastaların trafik kazası sonrası daha ciddi yaralandığını ifade etmişlerdir. Çalışmamızdaki olgularda sürücü ve yolcuların %5,2’sinin alkollü olduğu; alkolün istatiksel olarak anlamsız da olsa BTM ile giderilmeyecek lezyon sayısını artırdığı, ancak mortalite ile ilişkisi olmadığı saptandı. Alkollü bireylerin daha dikkatsiz, emniyet kemersiz ve daha agresif araç kullanmaları ile ilişkili olarak AİTK’larda daha ciddi yaralandığı kanısındayız. Eksitus olan hasta sayısının düşük olması, alkol ve mortalite oranı arasında ilişkinin istatistiksel olarak anlamsız çıkmasına yol açmış olabilir.

    Armağan ve ark. 5 trafik kazasına bağlı en sık yaralanan bölgenin baş-boyun (%34) olduğu, takiben ekstremitelerin (%7,6) geldiğini belirtmiştir. Bilgin ve ark. 13 trafik kazalarını inceledikleri çalışmada baş-boyun travması (%46,7) ve takiben ekstremite travması (alt eksremite: %31,9; üst ekstremite: %27,2) sıklığının yüksek olduğunu bulmuştur. Aharonson-Daniel ve ark. 14 yaptıkları çalışmada trafik kazalarının %60’ında baş boyun yaralanması olduğunu belirtmiştir. Karadana ve ark. 15 trafik kazası ile başvuran olgularda yaptıkları çalışmada en sık baş bölgesinin travmaya maruz kaldığını bildirmiştir. Çalışmamızda literatür ile uyumlu olarak en sık yaralanan bölgenin baş-boyun, takiben ekstremite olduğu saptandı. Baş-boyun yaralanmalarının BTM ile giderilme sıklığı yüksek iken, diğer lokalizasyon travmalarının BTM ile giderilmeme sıklığı yüksekti. Toraks, abdomen ve vertebralar koltuk ve emniyet kemeri ile kısmı immobil iken; baş-boyun ve ekstremitelerin mobil olması sebebiyle araç içinde travmaya açık halde olması sık yaralanmasına yol açmış olabilir. Baş-boyun travmaları ne kadar sık olsa da, kraniumun sağlam yapısı sebebiyle BTM ile giderilecek lezyona daha sık rastlandığı; travma enerjisi arttıkça diğer bölgelerin de hasarlanmaya başladığı ve BTM ile giderilemeyecek lezyonlara yol açtığı kanısındayız.

    Birçok çalışmada baş-boyun yaralanması sıklığı yüksek olsa da, yatış oranlarının ortopedide fazla olduğu görülmektedir 5,16. Korkmaz ve ark. 17 acil servisteki travma olgularının %23,5’inde fraktür olduğunu bildirmiştir. Baklacıoğlu ve ark. 18 araç içi trafik kazalarına bağlı en çok ölüm sebeplerini intrakranial yaralanma ve iç kanama olduğunu belirtmiştir. Karadana ve ark. 15 trafik kazalı olgularda yaptıkları çalışmada ekstremite fraktürünün en sık saptanan lezyon olduğunu bildirmiştir. Çalışmamızda en sık rastlanan lezyonların ekstremite fraktürü olduğu; intrakranial kanama, kranium fraktürü, pnömotoraks, hemotoraks ve batın içi kanaması olan hastalarda mortalite oranının anlamlı olarak yükseldiği belirlendi. Ekstremitelerin mobil olması sebebiyle daha sık travmaya maruz kaldığı, bu nedenle kırıldığı, ancak ekstremite travmalarının tek başına mortaliteye yol açmadığı kanısındayız. Ciddi intrakranial, batın ve toraks yaralanmalarında mevcut bölgelerdeki organların yaşamsal fonksiyonlarının bozulmasına bağlı olarak mortalitenin arttığını düşünmekteyiz. Gerek BTM değerlendirmesi ve gerekse mortaliye ile ilişkili lezyonların fizik muayene ile tespit edilebileceği kanısındayız.

    Karadana ve ark. 15 trafik kazalarında en sık istenen tetkikin beyin BT, en az istenen tetkikin USG olduğunu bildirmiştir. Sarıca ve ark. 6 çalışmalarında BT sıklığının her geçen gün arttığını ve olguların yarısında patoloji saptadıklarını bildirmişlerdir. Partrick ve ark.’nın 19 yaptığı bir çalışmada, abdominal travması olan hastalardan istenen USG’lerin %5’inde patoloji saptamışlardır. Çalışmamızda en sık istenen tetkikin beyin BT, en az istenen tetkikin de USG olduğu saptandı. En sık lezyonun ekstremite travmalarında çekilen BT’lerde, en az lezyonun da yapılan USG’da belirlendiği saptandı. Hastalarda en sık baş-boyun travması olması sebebiyle en sık istenen tetkikin beyin BT olduğu kanısındayız. Ayrıca acil servislerin yoğunluğu sebebiyle takip süresini kısaltmak, yakın geçmişte artan malpraksis davaları, hasta yakınlarının yoğun baskısı, çalışmada multitravma hastalarında varlığı ve bazı yayınlarda bu hastalardan Pan BT istenmesi önerileri yüksek GKS’si olsa bile kafa travması olan hastalarda beyin BT istem sıklığını artırmış olabilir. Çalışmamızda sadece dokümante raporların kullanılması, yakın geçmişte acil servislerde travma odaklı USG yapılmaya başlanması ve multitravma hastalarından tüm vücut BT istenmesi sebebiyle USG istem sıklığının düştüğü kanısındayız. Bu hastalara acil servis hekimleri tarafından serbest sıvı tayini amacıyla yatakbaşı yapılan USG tetkikini çalışmamıza dahil edememiş olmamız yapılan USG sıklığını düşürmüş olabilir. Çalışma içerisindeki multitravma Pan BT çekimi sırasında batında da lezyon saptanması üzerine hastaların ilgili kliniğe devri gerçekleştiği için hem USG çekim oranı hem de USG ile lezyon saptama oranının düştüğü kanısındayız. Ekstremite fraktürlerinde ise daha objektif muayene bulgularının olması ve direk grafi ile konan fraktürün özelliğini belirlemek amacıyla BT istenmesi; yani klinik olarak fraktür ihtimali yüksek hastalarda BT istenmesi çekilen BT’lerde lezyon saptama sıklığını artırmış olabilir. Mevcut belirlenen lezyonların çoğunluğunun muayene ile belirlenme şansının olması, gereksiz tetkik istendiği kanısı doğurmaktadır.

    Varol ve ark. 16 hastaların %45,8’inin, Bilgin ve ark. 13 hastaların %15’inin yatırıldığı; hastaların en sık ortopediye takiben beyin cerrahiye yatırıldığını bildirmişlerdir. Çalışmamızda hastaların %46,1’inin konsülte edildiği, %8,5’inin yatırıldığı; en fazla konsültasyon ve yatışın ortopedi ve beyin cerrahi kliniklerine olduğu saptandı. Bu bölümlere daha sık konsültasyon yapılmasının sebebi, saptanan patolojilere bakıldığında beklenen düzeyde bulunmuştur. Hastaların en sık travma bölgelerinin baş/boyun ve ekstremite olması sebebiyle bu iki branşa olan yatış ve konsültasyon oranlarının yüksek çıktığı kanısındayız. En sık rastlanan lezyonun ekstremite fraktürü olması ortopedinin ön plana çıkmasını açıklamaktadır.

    Karayolları verilerine göre 2015 yılında ülke genelinde olan trafik kazalarında mortalite oranı %2,4 olarak bildirilmiştir 3. Armağan ve ark. 5 mortalitenin %1.9 ve Bilgin ve ark. 13 mortalitenin %0.9 olduğu tespit edilmiştir. Çalışmamızda mortalite oranı %0,9 olarak saptandı. Bu oranın ülke genelinden düşük olmasının sebebi, trafik kazalarında önemli oranda kişinin olay yerinde eksitus olması olabilir.

    Çalışmamızın retrospektif olarak yapılmış olması sebebiyle hastaların klinik verilerine ulaşılmasında zorluk yaşanmıştır. Ulaşılan hasta dosyalarında sadece bir kısmında mevcut lezyonlar kaydının olması sebebiyle muayene bulguları kayıt altına alınamamıştır. Hastaların öz ve soy geçmişleri ile ilgi verilere ulaşılamamıştır. Alkol alımı hastane otomasyon sisteminden gönderilen etanol üzerinden değerlendirilse de, ek madde alımı ile ilgili veri yoktur. Hastalardan istenen tetkiklerin hangi kriterlere bağlı kalınarak istendiği ve multitravması olan hasta sayısı bilinmemektedir.

    Sonuç olarak; travma bölgelerinde belirlenen lezyonların çoğunluğu fizik muayene ile saptanabilir, acil servislerde lezyon olan bölgeye yönelik tetkik yapılması ve literatürdeki önerilere bağlı kalınması tetkik sayısını azaltabilir. Lezyonların fizik muayene ile tespit edilmesi durumunda mortaliteye yol açan lezyonlara müdahale hızlandırılabilir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Karayolları Trafik Kanunu. http://www,mevzuat,adalet,gov,tr/html/644.html. 20/12/2016

    2) World Health Organization. Global status report on road safety 2015. http://www.who.int/violence_injury_prevention/road_safety_status/2015/en/ 16.06.2016

    3) Trafik istatistik bülteni 2016. Trafik Hizmetleri Başkanlığı, Trafik Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı, Ankara 2016. www.trafik.gov.tr/SiteAssets/istatistik/2017s.pdf 20.12.2016.

    4) Ghadipasha M, Vaghefi SS, Esfeh SK, Teimoori M, Ouhadi AR, Mirhosseini SM. An annual analysis of clinical diagnosis versus autopsy findings in fatal motor vehicle accident in legal medicine organization of Kerman province, Iran. J Forensic Leg Med 2015; 34:164-7.

    5) Armağan HH, Tomruk Ö, Armağan İ, Avcil M, Dal O, Erçelik H. Bir üniversite acil servisine başvuran araç içi trafik kazalarının geriye dönük incelenmesi. Gaziosmanpaşa Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2013:145-52. 6. Sözüer EM, Yıldırım C, Şenol V, Naçar M, Günay O. Trafik kazalarında risk faktörleri. Ulus Travma Acil Cerrahi Derg 2000; 6: 237- 40.

    7) Ateşçelik M, Gürger M. Acil servise künt travma ile başvuran hastaların incelenmesi. Fırat Tıp Dergisi 2013; 18: 103-8. 8. Yousefzadeh-Chabok S, Ranjbar-Taklimie F, Malekpouri R, Razzaghi A. A time series model for assessing the trend and forecasting the road traffic accident mortality. Arch Trauma Res 2016; 5: e36570. 9. Puskulluoglu S, Acikalin A, Ay MO, et al. Analysis of adult trauma patients admitted to emergency department. Cukurova Medical Journal 2015; 40: 569-79. 10. Mirzai H, Yağlı N, Tekin İ. Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi acil birimine başvuran kafa travmalı olguların epidemiyolojik ve klinik özellikleri. Ulus Travma Acil Cerrahi Derg 2005; 11: 146-52.

    11) Borkenstein RF, Crowther R, Shumate R. The role of the drinking driver in traffic accidents (The Grand Rapids Study). Blutalkohol 1974; 11: 1-131.

    12) Behnood A, Mannering FL. The effects of drug and alcohol consumption on driver injury severities in single-vehicle crashes. Traffic Inj Prev 2017; 18: 456-62.

    13) Bilgin UE, Meral O, Koçak A, Aktaş EÖ, Kıyan S, Altuncı YA. 2011 yılında trafik kazası sonucu Ege Üniversitesi Hastanesi Acil Servisine başvuran hastaların adli tıbbi boyutuyla incelenmesi. Ege Tıp Dergisi 2013; 52: 93-9.

    14) Aharonson-Daniel L, Boyko V, Ziv A, Avitzour M, Peleg K. A new approach to the analysis of multiple injuries using data from a national trauma registry. Injury Prevention 2003; 9: 156-62.

    15) Karadana GA, Aksu NM, Akkaş M, Kunt MM, Erbİl B, Özmen MM. Value of ultrasound and tomography in patients involved in traffic accidents. Eur J Surg Sci 2011; 2: 68-72.

    16) Varol O, Eren ŞH, Oğuztürk H, Korkmaz İ, Beydilli İ. Acil servise trafik kazası sonucu başvuran hastaların incelenmesi. Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2006; 28: 55-60.

    17) Korkmaz T, Kahramansoy N, Erkol Z, Sarıçil F, Kılıç A. Acil servise başvuran adli olguların ve düzenlenen adli raporların değerlendirilmesi. Haseki Tıp Bülteni 2012; 50: 14-20.

    18) Baklacıoğlu F, Kömür İ, Başpınar B ve ark. Araç içi trafik kazası kaynaklı ölüm olgularında travmatik bulgular ile araç içi lokalizasyon ve kaza tipi arasindaki ilişkinin değerlendirilmesi. Retrospektif otopsi çalışması. Adli Tıp Dergisi 2015: 29: 152-60. 19. Partrick DA, Bensard DD, Moore EE, Terry SJ, Karrer FM. Ultrasound is an effective triage tool to evaluate blunt abdominal trauma in the pediatric population. J Trauma Acute Care Surg 1998; 45: 57-63.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]