Akut diffüz eksternal otit tedavisinde sıklıkla topikal tedavi uygulanmaktadır. Bu topikal tedavide kullanılan damlalar antibiyotik ve steroid içeren damlalardır. Bazı çalışmalarda güçlü bir steroid içeren damlanın tedavide çok önemli olduğu ve hatta düşük potentli steroid ile antibiyotik karışımına kıyasla daha etkili olduğu vurgulanmıştır
10,11. Literatüre baktığımızda kronik süpüratif otitis media ve eksternal otitin tedavilerinde kullanılan %0.3’lük siprofloksasin ve %0.1’lik deksametazon damlaların günde üç kez ikişer damla, %3’lük borik asidin günde üç kez üçer damla olarak verildiğini görmekteyiz
12,13. Bununla birlikte çalışmamızda kullandığımız topikal damlaları günde üç defa ikişer damla olarak tatbik ettik.
Akut diffüz eksternal otitte sistemik antibiyotikler %21 gibi azımsanmayacak düzeyde kullanılmaktadır. Özellikle immün yetmezlik ve diabetes mellitus gibi bağışıklığın azaldığı durumlarıda sistemik antibiyotik kullanımı önerilmektedir 14. Avustralya gibi bazı ülkelerde enfeksiyonun düşük-orta düzeyde etkilediği dış kulak yolundaki ödem ve ağrının tedavisinde kısa süreli düşük doz sistemik antibiyotik kullanımı da bulunmaktadır 15.
Renksiz kristal ya da beyaz pudra halinde bulunan ve suda çözülen borik asit bulunduğu ortamın asit seviyesini artırarak antiseptik etki gösterir. Bakteriyel vajinit, kandidiazis, akne tedavisi ve tinea pedis gibi hastalıklarda kullanıldığı gibi kulak burun boğaz uzmanları tarafından otitis eksterna ve kronik orta kulak enfeksiyonlarının tedavisinde de önerilmektedir 16. Bazı hayvan çalışmalarında borik asidin ototoksik özelliğinden bahsedilmiştir 17,18. Bununla birlikte Adriztina ve arkadaşlarının 16 yapmış olduğu derleme de kronik orta kulak iltihabı olan hastalarda %4’lük borik asit konsantrasyonunun zararsız olduğu görülmüştür. Biz çalışmamızda öncelikle kronik otitis mediası ve zar perforasyonu mevcut olan hastaları çalışma dışı bıraktık. Doğal olarak çalışmamızda bazı hastalar kulak zarları hakkında güncel bilgilere sahip değildi ve dış kulak yolu ödemi nedeniyle kulak zarının değerlendirilmesi de mümkün değildi. Bu nedenle %2’lik borik asit kullanarak iç kulağa hasar verme ihtimalini ortadan kaldırmaya çalıştık.
Çalışmamızda siprofloksasin-deksametazon verilen grup 1 hastaları ile %2’lik borik asidin verildiği grup 2 hastalarının 3. gün ve 7. gün sonunda tedaviye cevap verdiği görüldü. Bununla birlikte grup 1’deki 2 hastanın 3. değerlendirme sonrasında iyileşme skorunun yüksek olması nedeniyle sistemik antibiyotik tedavisi başlandı. 3. gün sonunda gruplar kendi aralarında karşılaştırıldığında borik asit kullanan ikinci grubun iyileşme skorunun daha iyi olduğu görülürken 7. gün sonunda fark istatistiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte ortalama iyileşme skorunun grup 2’deki hastalarda daha düşük olduğu göze çarpmaktaydı. Siprofloksasin, Pseudomonas aeruginosa, Proteus mirabilis’in de içinde bulunduğu gram negatif bakterilere oldukça etkili bir antibiyotiktir 19. Ancak siprofloksasin kullanan ve çalışma sonunda yeterli iyileşmenin görülmediği hastaların birinde Pseudomonas aeruginosa diğerinde ise Pseudomonas aeruginosa ile Clostridium üremişti. Siprofloksasinin anaerobik bakterilere etkinliğinin olmaması anaerobik ajanın ürediği ikinci hastada başarısızlığı açıklayabilir. Yaptığımız çalışmaya göre borik asidin akut diffüz eksternal otitte oldukça etkili bir ajan olduğu görülmektedir. Bizim çalışmamıza benzer şekilde Amani ve arkadaşlarının 13 yaptığı çalışmada borik asidin tek başına kullanıldığı akut eksternal otit vakalarının polimiksin, neomisin ve hidrokortizon karışımı içeren tedaviyle karşılaştırıldığında daha iyi sonuçların elde edildiği görülmüştür.
Normal dış kulak yolu florası genellikle gram pozitif organizmalardan ibarettir ve çoğunlukla cilt üzerinde zararsız olan koagülaz negatif Staphylococcus auricularis ile Staphylococcus epidermidis’ den oluşmaktadır. Dış kulak yolu enfeksiyonlarında ise Staphylococcus aureus ve Pseudomonas aeruginosa izole edilen organizmalardır 20. Sunduğumuz makalede de Pseudomonas aeruginosa en sık rastlanan mikroorganizmaydı, bunu koagülaz negatif Staphylococcus takip etmekteydi. Grup 2’deki izole edilen mikroorganizma sayısı grup 1’e nazaran oldukça azdı ve sadece 2 hastada üreme olmuştu. Bunlardan biri Pseudomonas aeruginosa diğeri ise koagülaz negatif Staphylococcus idi.
Sonuç
Akut diffüz eksternal otit sıklıkla görülen ve yaşam kalitesini azaltan, işgücü kaybına neden olan önemli bir hastalıktır. Gereksiz sistemik antibiyotik kullanımını da beraberinde getiren bu sağlık sorununun üstesinden çoğunlukla lokal tedavilerle gelinebilmektedir. Biz özellikle borik asidin klinik etkinliğini değerlendirirken beraberinde dış kulak yolu kültürü de yaparak borik asidin dış kulak yolu florasına etkisini siprofloksasin-deksametazon kombinasyonunun dış kulak yolu florasına etkisiyle karşılaştırdık. Borik asidin uygulandığı hastalarda üreyen patojen mikroorganizmanın az olması ve istatistiksel olarak çalışma sonunda diğer tedavi seçeneğine göre fark olmamasına rağmen skorların daha iyi olması bize borik asidin akut diffüz eksternal otitte tek başına kullanımının etkin bir seçenek olduğunu göstermektedir.