[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2023, Cilt 28, Sayı 1, Sayfa(lar) 040-045
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Altmış Yaş ve Üzeri Hastalarda Erektil Disfonksiyonun Yaşam Kalitesi ve Depresyon Üzerine Etkisi: Prospektif Gözlemsel Bir Çalışma
Mehmet Sefa ALTAY1, Fevzi BEDİR2, Hüseyin KOCATÜRK2, Banu BEDİR3, Sinan YILMAZ4, İsa ÖZBEY5
1Özel Buhara Hastanesi, Üroloji Kliniği, Erzurum, Türkiye
2Erzurum Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi, Üroloji Kliniği, Erzurum, Türkiye
3Aziziye İlçe Sağlık Müdürlüğü, Halk Sağlığı, Erzurum, Türkiye
4Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, Erzurum, Türkiye
5Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı, Erzurum, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Beck Depresyon Ölçeği, Erektil Disfonksiyon, SF-36 Yaşam Kalite Ölçeği, Yaşlılık, Beck Depression Inventory, Erectile Dysfunction, SF-36 Quality Of Life Scale, Old Age
Özet
Amaç: Erektil disfonksiyon (ED) yaşla birlikte giderek artan bir hastalık olup, ED ile depresyon arasında sıkı bir ilişki vardır. Yaşlı bireylerde ED’nin yaşam kalitesi ve depresyon üzerine etkisinin araştırılması amaçlandı.

Gereç ve Yöntem: Mayıs 2019 ile Mayıs 2020 tarihleri arasında, 60 yaş ve üstü, önceden bilinen depresyon tanısı almayan, bilişsel ve kognitif fonksiyonları yerinde olan, primer şikayeti ED olan ve tedavi almamış 142 hasta prospektif olarak incelendi. The International Index of Erectile Function-5 (IIEF-5) formu kullanılarak hastalardaki ED’nin derecesi belirlendi. Depresyon açısında SF-36 yaşam kalite ölçeği ve Beck depresyon ölçeği (BDI) kullanılarak veriler incelendi.

Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 67.46±4.55 yıldı. IIEF-5 Skoru puan ortalaması 10.85±5.08’di. SF-36 puan ortalamaları; fiziksel fonksiyon 73.90±28.49, fiziksel rol güçlüğü 43.30±42.82, emosyonel rol güçlüğü 34.74±40.06, enerji/canlılık/vitalite 44.75±23.28, ruhsal sağlık 54.98±13.43, sosyal işlevsellik 43.83±30.75, ağrı 90.12±18.28 ve genel sağlık algısı 37.14±23.34’tü. BDI puan ortalaması 24.0±15.14’tü. BDI puanı arttıkça IIEF skoru azalmaktaydı. SF-36 yaşam kalitesi alt alanları ile BDI puan ortalaması arasında negatif yönlü ilişki olduğu tespit edildi. IIEF skor ortalaması ile depresyon ölçeği puan ortalaması arasında da benzer ilişki vardı. Enerji/canlılık/vitalite, sosyal işlevsellik, genel sağlık algısı ile IIEF skor ortalaması arasında çok yüksek düzeyde negatif yönlü ilişki varken; ağrı ile zayıf düzeyde negatif yönlü anlamlı ilişki vardı (p <0.001).

Sonuç: ED ile depresyon arasında sıkı bir ilişki olup, ED’nin şiddeti arttıkça depresyon artmakta ve yaşam kalitesi olumsuz etkilenmektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Dünyada sağlık sisteminin gelişmesi ile birlikte ortalama yaşam süresi giderek artmaktadır. Erkeklerde yaş arttıkça erektil disfonksiyon (ED) sıklığı da artmaktadır. Yaşlı erkeklerde cinsel istek olmadığı kanısı var olmakla birlikte, cinsellik yaşlı erkeklerde önemini korumaktadır 1. Yaşam kalitesi ve mutluluğun cinsel aktivite ve sıklığı ile ilişkisi olup, ilerleyen yaşlarda cinsel sıklığın azalması ile birlikte insanlardaki mutluluğun azaldığı söylenebilir 2. Cinsellik yaşlı erkeklerde, özgüvenin artmasını sağlar, enerjilerinin yüksek olmasını ve hayattan zevk almalarına yardımcı olur 3. Ereksiyon, kavernöz dokunun düz kasının endokrinolojik, nörolojik ve vasküler bileşenlerle birlikte koordineli çalışmasıyla gerçekleşir 4. ED, yeterli ve tatmin edici bir ereksiyon elde edememe ve sürdürememe olarak tanımlanır 5. ED'nin patofizyolojisinde vasküler, nörojenik, anatomik, hormonal, ilaçla ilişkili veya psikojenik nedenler rol oynayabilir 4. ED için risk faktörleri arasında sigara, obezite, kardiyovasküler hastalıklar (KVH), diabetes mellitus (DM) 6, dislipidemi, metabolik sendrom ve hareketsiz yaşam tarzı sayılabilir 7,8. Ayrıca ileri yaş, kronik hastalıkların süresi, vücut kitle indeksi (BMI), obstrüktif uyku apne sendromu, D vitamini eksikliği ve hepatit B ED sebeplerindendir 9.

    Depresyon, anksiyete bozukluğu ile ED arasında sıkı bir ilişki olup, bu durum genellikle yetersiz incelenir ve göz ardı edilir 10. Depresyon şiddeti artan durumlarda ED şiddetinin arttığı da bilinmektedir 11. Fakat buradaki asıl problemin, ED ile başvuran hastalarda çoğu zaman depresyon, anksiyete, duygu durum bozukluğu açısından değerlendirilmediği gerçeğidir. Çünkü ED, hayal kırıklığı, güven kaybı ve duygu durum bozukluğuna sebep olabilmektedir.

    Depresyon ölçümünde ilk defa Beck ve arkadaşları 12 tarafından kullanılan Beck depresyon ölçeği (BDI) kullanılmaktadır. Yaşlı bireylerin yaşam kalitesini değerlendirmek için kullanılan bir diğer test ise SF 36 yaşam kalite ölçeğidir (36-Item Short Form Health Survey(SF 36)) 13.

    Yaşlı erkeklerde ED, depresyona sebep olup yaşam kalitesini önemli oranda düşürmektedir. Çalışmamızda yaşlı erkek popülasyonunda sık görülen ED’yi, BDI ve SF 36 yaşam kalite anketleriyle değerlendirip, yaşam kalitesini ve depresyon derecesini ne ölçüde etkilediğini araştırmayı amaçladık.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Bölgesel etik kurul onayı (2019/06-54) alındıktan sonra hastalar mayıs 2019 ile mayıs 2020 tarihleri arasında prospektif olarak değerlendirildi.

    Dahil Edilme ve Dışlanma Kriterleri
    Üroloji polikliniğine başvuran, 142 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların düzenli ve aktif bir cinsel yaşamlarının ve partnerlerinin olmasına dikkat edildi. ED’ye sebep olabilecek ve depresyonu tetikleyebilecek, her türlü malignite, KVH, sistemik hastalıklar (son dönem böbrek ve karaciğer yetmezliği) ve nörolojik (Demans, parkinson) hastalığı olan bireyler çalışma dışı bırakıldı. Ayrıca fizik muayenede ED’ye sebep olabilecek anatomik bozukluğu olan hastalar ve özgeçmişinde pelvik cerrahi hikayesi olan hastalar çalışma dışı bırakıldı. 60 yaş üstü, önceden bilinen depresyon tanısı almayan, bilişsel ve kognitif fonksiyonları yerinde olan, primer şikayeti ED olan ve tedavi almamış, çalışmaya onay veren hastalar dahil edildi.

    Veriler ve Anketler
    Hastalara geniş bir özgeçmiş ve soygeçmiş sorgulaması yapıldı. Sigara içimi, komorbit hastalıklar, sabah ereksiyonunun varlığı, kullanılan ilaçlar kayıt altına alındı. Sonrasında fizik muayene yapılarak varsa patolojik bulgular kayıt altına alındı. The International Index of Erectile Function-5 (IIEF-5) formu kullanılarak hastalardaki ED’nin derecesi belirlendi. Yapılan çalışmalarda IIEF-5’in Türkçe’ye uygunluğu tespit edilmiş ve anlamlı bulunmuştur 14. IIEF<11 olan hastalar şiddetli ED, 11-21 IIEF skoru olanlar orta, 22-26 IIEF skoru olanlar hafif ED ve IIEF>26 olan hastalar normal erektil fonksiyon olarak değerlendirildi. Hastaların depresyon açısında SF-36 yaşam kalite ölçeği ve BDI kullanılarak veriler kayıt altına alındı.

    SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği
    Yaşam kalitesini değerlendirmek amacıyla Rand Corporation tarafından geliştirilmiş ve kullanıma sunulmuştur 15. Mevcut ölçek Türkçe’ye çevrilerek, geçerlilik ve güvenilirlik çalışması yapılmıştır 16. Bu ölçek çok amaçlı, sekiz skalayı içine alan, 36 sorudan oluşan kısa bir sağlık taraması formudur. Fiziksel fonksiyon, sosyal fonksiyon, fiziksel sorunlara bağlı rol kısıtlılıkları, emosyonel sorunlara bağlı rol kısıtlılıkları, mental sağlık, enerji/vitalite, ağrı ve genel sağlık durumunu değerlendirilmeye imkan sağlar.

    Beck Depresyon Ölçeği
    Erişkinlerde depresyona yakalanma riskini ve yatkınlığını belirlemede ve depresyon belirtilerinin şiddetini ölçmede kullanılır 12. Ölçek, kişiye depresyon teşhisi koymaz ancak kişinin depresyon düzeyini sayısal verilerle belirlemektedir. Bu çalışmada kullanılan ölçeğin Türkçe uyarlaması Hisli tarafından yapılmıştır 17. Ölçek 21 depresif belirti içeren 21 maddeden oluşmaktadır. İlk madde duygu durumu ile ilişkilidir. İkinci madde kötümserlik ve diğer maddeler sırası ile başarısızlık, suçluluk duygusu, cezalandırılma durumu, doyumsuzluk, kendinden nefret etme, kendini suçlama, kendini cezalandırma arzusu, ağlama nöbetleri, sinirlilik, sosyal içe dönüklülük, kararsızlık, bedensel imge, çalışabilirliğin ketlenmesi, uyku bozuklukları, yorgunluk, iştahın azalması, kilo kaybı, somatik yakınmalar ile ilgilidir. Son madde ise cinsel dürtü kaybı ile ilişkilidir. Ölçekte yer alan her maddelerin her biri 0 ile 3 puan ile derecelendirilmektedir. En yüksek puan 63 olarak belirlenmiştir. Alınan puan ne kadar yüksekse, kişinin depresyon düzeyi o kadar yüksek demektir. BDI anketine göre 10-16 arası puan alanlar hafif duygudurum bozukluğu, 16 puan üzeri alanlar klinik depresyon olarak tanımlandı. Tüm veriler ve anket çalışmaları ilk başvuru sırasında Helsinki bildirisine uygun olarak hastalardan aydınlatılmış onam alındıktan sonra kayıt altına alındı.

    Çalışma kriterlerini karşılayan hastalarda total testosteron, folükül stimüle edici hormon (FSH), luteinize hormone (LH), prolactin, fT3, fT4, TSH, highdensity lipoprotein (HDL), total cholesterol, low-density lipoprotein (LDL), triglyceride, 25 OH d vitamin, PSA ve açlık kan şekeri bakıldı. Bu parametreler Atellica® Solution Immunoassay & Clinical Chemistry Analyzers, (Siemens Healthcare Diagnostics Inc. Erlangen, (Germany) cihazında çalışıldı.

    İstatistiksel analiz: Araştırma verilerinin girişi ve değerlendirilmesi Statistical Package fort the Social Science (SPSS) v20 for Windows programı aracılığı ile yapıldı. Kategorik değişkenler sayı ve yüzde, numerik değişkenler ortalama ve standart sapma olarak ifade edildi. Numerik değişkenlerin analize uygunluğu Kolmogorov Smirnov Testi ile araştırıldı. İki sürekli arasındaki ilişkiyi göstermek amacıyla Spearman korelasyon analizi kullanıldı. Analizlerde istatistiksel anlamlılık düzeyi p ˂0.05 olarak kabul edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Araştırmaya katılan hastanın yaş ortalaması 67.46±4.55 yıl, BMI 26.89±2.6 kg/m2, bel çevresi 133.89±19.43 cm idi. Hastaların %20.4’ü hipertansiyon ve %15.5’i diyabetes mellitus hastasıydı. Sigara kullananlar ise hastaların %40.1’ini oluşturuyordu. Hastaların hormon profillerinin ortalaması tablo 1’de verildi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Hastaların demografik ve laboratuvar sonuçları.

    Hastaların IIEF-5 skoru değerlendirildiğinde puan ortalaması 10.85±5.08’di. IIEF-5 skorları gruplandırıldığında %63.4 (n =90)’ü ciddi, %18.3 (n =26)’ü orta, %14.1 (n =20)’i hafif-orta ve %4.2 (n =6)’si hafif grupta yer alıyordu.

    Hastaların yaşı ile IIEF-5 skor ortalaması arasında anlamlı ilişki yoktu (r =0.016, p =0.854). Hastaların SF-36 puan ortalamaları; fiziksel fonksiyon 73.90±28.49, fiziksel rol güçlüğü 43.30±42.82, emosyonel rol güçlüğü 34.74±40.06, enerji/canlılık/vitalite 44.75±23.28, ruhsal sağlık 54.98±13.43, sosyal işlevsellik 43.83±30.75, ağrı 90.12±18.28 ve genel sağlık algısı 37.14±23.34’tü (Tablo 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Hastaların SF36 alt parametrelerine ait puan ortalaması.

    Araştırmaya katılan hastaların BDI puan ortalaması 24.0±15.14’tü (Tablo 3).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Araştırmaya katılan hastaların Beck Depresyon ölçeği puan ortalaması.

    BDI puan ortalaması ile IIEF-5 skor ortalaması arasında anlamlı negatif yönlü çok yüksek ilişki vardı (r =0.864, p <0.001). BDI puanı arttıkça IIEF-5 skoru azalmaktaydı.

    Yaş ile BDI puan ortalaması arasında anlamlı ilişki yoktu (r=0.041, p=0.629).

    Hastaların depresyon durumları şiddetlerine göre sınıflandırıldığında; %16.2 (n =23)’si minimal depresyona, %10.6 (n =15)’sı hafif depresyona, %36.6 (n =52)’sı orta depresyona, %36.6 (n =52)’sı şiddetli depresyona sahipti (Tablo 4).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 4: Hastaların depresyon şiddetlerinin dağılımı.

    SF-36 yaşam kalitesi alt alanları ile BDI puan ortalaması arasında negatif yönlü ilişki olduğu tespit edildi. Enerji/canlılık/vitalite, sosyal işlevsellik, genel sağlık algısı ile depresyon ölçeği puan ortalaması arasında çok yüksek düzeyde negatif yönlü ilişki varken; ağrı ile zayıf düzeyde negatif yönlü anlamlı ilişki vardı (p <0.001). IIEF-5 skor ortalaması ile BDI puan ortalaması arasında da benzer ilişki vardı. Enerji/canlılık/vitalite, sosyal işlevsellik, genel sağlık algısı ile IIEF-5 skor ortalaması arasında çok yüksek düzeyde negatif yönlü ilişki varken; ağrı ile zayıf düzeyde negatif yönlü anlamlı ilişki vardı (p <0.001). Hastaların SF-36 yaşam kalitesi ölçeği alt alanları ile BDI ve IIEF-5 puan ortalaması arasındaki çapraz korelasyon analizi sonuçları tablo 5’de verildi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 5: Araştırmaya katılan hastaların SF-36 yaşam kalitesi ölçeği alt alanları ile Beck Depresyon ölçeği ve IIEF skor ortalaması arasındaki çapraz korelasyon analizi sonuçları.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    ED yaşlı erkek popülasyonda sık görülen, hayat kalitesini olumsuz etkileyen bir hastalıktır. Çalışmalar, 40-70 yaşlarındaki erkeklerde %52 oranında ED bildirirken; hafif, orta ve şiddetli ED oranları sırasıyla %17,2, %25,2 ve %9,6 bildirmiştir 6. Hastalık ağır depresyona kadar götürebilen, duygudurum bozukluklarına sebep olabilmektedir. Yaşlı erkeklerde bilinenin aksine cinsel aktivite önemli olup, cinsel tatmin ile genel hayattan tatmin olma arasında pozitif bir ilişki vardır 18. Yapılan çalışmalar depresyon tanısı alan hastalarda ED’nin sık görüldüğü, ve depresyon şiddeti ile ED şiddeti arasında pozitif korelasyon olduğunu tespit etmiştir 11,19. Depresyon tanısı almadan ED ile başvuran hastaların depresyon açısından değerlendirilmesi önerilmektedir 10. ED ile depresyon arasındaki ilişkiyi inceleyen bir metaanaliz sonucuna göre ED'ye maruz kalmanın depresyon riskini yaklaşık 2 kat artırdığı ve depresyon insidansınında ED’li hastalarda olmayanlara göre 2.92 kat daha fazla olduğu bildirmiştir 20. Çalışmamızda BDI puan ortalaması ile IIEF skor ortalaması arasında anlamlı negatif yönlü çok yüksek ilişki tespit edildi (r =0.864, p <0.001). BDI puanı arttıkça IIEF skoru azalmaktaydı. Hastaların tümü hafiften şiddetliye ED’den şikayetçiydi.

    Wong ve ark. 21 yaptığı bir çalışmada cinsel olarak aktif olan erkeklerin %88’inde ED olduğu bildirilmiştir. Ayrıca bu çalışmaya dahil olan popülasyonun %67’sinin 6 ay boyunca cinsel olarak aktif olmamasının sebebinin de ED olabileceği düşünülmektedir 21. Çalışmamıza, sadece ED’si olan hastalar dahil edildi. ED oranının bu çalışmadan daha yüksek olmasının sebebi buydu.

    Cinsel aktivitenin devamı için bilişsel fonksiyonların yerinde olması önemlidir 22. Çalışmamızda bilişsel fonksiyonların yerinde olması dahil edilme kriteri olarak alındı. Bu durum hastaların cinsel aktivite farkındalığı açısından önemliydi. Ayrıca çalışmamızda kullandığımız SF-36 yaşam kalitesi alt alanları ile BDI arasında negatif yönlü ilişki olduğu tespit edildi. Depresyon arttıkça yaşam kalitesinin ve IIEF-5 skorunun azaldığı tespit edildi. Bu durum literatürle uyumluluk göstermekteydi 23. Çalışmamızda fiziksel fonksiyonları yüksek olan hasta grubumuzda yaşam kalite endekslerinin düşüklüğü, depresyon skorlarının yüksek olması IIEF-5 skorlarındaki düşüklüğe bağlı olduğunu düşünmekteyiz. Literatürde fiziksel aktivitenin ED’yi iyileştirmede olumlu etkisi olduğu bilinmektedir 24. Hastalarımızda depresyon etkisi nedeniyle fiziksel ve emosyonel rol güçlüğü çektikleri ve yaşlı popülasyonda hastalarımızı çıkılmaz bir sarmala soktuğunu düşünmekteyiz.

    ED tedavisinde davranışsal tedavi, oral fosfodiesteras 5 inhibitörleri (PDE-5I), hormonal destek tedavileri, intrakavernozal enjeksiyonlar, intraüretral tedaviler ve penil protez gibi tedavi seçenekleri bulunmaktadır 25. Bu tedaviler, hastanın karakteristik özellikleri, maddi durumları ve tedaviye cevap durumlarına göre düzenlenmektedir. Testosteron fiziksel performansın bir modülatörü olarak muhakkak değerlendirilmelidir. Yaşla birlikte testosteron seviyelerinde azalma görülebilir. ED ile başvuran hastaların hormonal (total testosteron) açıdan tetkik edilmesi gerekmektedir, klinik olarak semptomatik hastalar tedavi edilmelidir 26. Testosteron düşüklüğü olan hastalarda, testosteron takviyesi yapılmalıdır. Testosteron seviyeleri depresyonlu hastalarda depresyonu olmayan hastalara göre daha düşük olduğu bulunmuş ve testosteron replesman tedavisinin depresif semptomları iyileştirdiği gösterilmiştir 27. Çalışmamızda testosteron seviyelerinde düşüklük olan hastalara replasman yapılmıştır.

    Yaşlı popülasyonda çoğu zaman çeşitli KVH, nörolojik ve sistemik hastalıkları aynı anda bulunabilmektedir. ED ileriki dönemler için KVH’nin bir belirtisi olabilmektedir 28. DM, ED etyolojisinin yaklaşık %75’inde rol oynayan ve değerlendirilmesi gereken önemli bir hastalıktır 29. Hastalarımızın daha önceden tanı almamış %20.4’ünde HT ve %15.5’inde DM tespit edildi. Kan lipit profili ile ED arasında ilişki genç erkeklerde pek ilişkilendirilmese de yaşlılar için durum farklıdır 30. Lipit yüksekliğinin KVH ve metabolik sendrom açısından bir gösterge olabilmesi sebebi ile yaşlı erkek popülasyonda altta yatan hastalıkların tespitinde önemlidir. Bu nedenle üroloji polikliniklerine başvuran hastaların tam bir sistemik muayene ve detaylı tetkiklerle değerlendirip altta yatan patolojiler göz önünde bulundurularak tanı ve tedavi açısından multidisipliner yaklaşılması gerekmektedir.

    D vitamini düşüklüğü ile ED şiddeti arasındaki ilişki literatürde bildirilmiştir 31. Çalışmamızda da ortalama D vitamini değerinin 26.35±5.82 ng/ml olduğu ve yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Mevcut yaşlı popülasyonda bu durumun depresyona bağlı ve fiziksel rol güçlüğüne bağlı olduğunu düşünmekteyiz.

    Çalışmamızın tedavi sonrası kontrol verilerinin olmaması sınırlılık arz etmektedir. Bunun ile ilgili çalışmalarımız sürmekte olup ayrı bir çalışma konusu olarak verilmesi planlanmaktadır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Sonuç
    Yaşlı bireylere yaklaşım multidisipliner bir süreç gerektirir. Zira çoğu zaman, birçok hastalık ya beraber görülür ya da birbirlerini tetiklemektedir. Yaşlı erkek popülasyonunda yaşam kalitesini bozan ED ve depresyon sıklıkla birlikte görülmektedir. Depresyonun çoğu zaman ED etyopatogenezinde rol oynadığı bilinse de, ED’nin de depresyon için bir risk faktörü olduğunun bilinmesi ve ürologların yaşlı ED hastalarının depresyon açısından değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Sonuç olarak ED ile depresyon arasında sıkı bir ilişki olup, ED’nin şiddeti arttıkça depresyon artmakta ve yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Hyde Z, Flicker L, Hankey GJ et al. Prevalence of sexual activity and associated factors in men aged 75 to 95 years: A cohort study. Ann Intern Med 2010; 153: 693-702.

    2) Blanchflower DG, Oswald AJ. Money, sex and happiness: An empirical study. Scandinavian J Economics 2004; 106: 393-415.

    3) Hobson KG. The effects of aging on sexuality. Health & Social Work 1984; 9: 25-35.

    4) Gratzke C, Angulo J, Chitaley K et al. Anatomy, physiology, and pathophysiology of erectile dysfunction. J Sex Med 2010; 7: 445-75.

    5) Raheem OA, Natale C, Dick B et al. Novel treatments of erectile dysfunction: Review of the current literature. Sex Med Rev 2021; 9: 123-32.

    6) Feldman HA, Goldstein I, Hatzichristou DG, Krane RJ, McKinlay JB. Impotence and its medical and psychosocial correlates: results of the massachusetts male aging study. J Urology 1994; 151: 54-61.

    7) Besiroglu H, Otunctemur A, Ozbek E. The relationship between metabolic syndrome, its components, and erectile dysfunction: a systematic review and a meta-analysis of observational studies. J Sex Med 2015; 12: 1309-18.

    8) Jackson G, Montorsi P, Adams MA et al. Cardiovascular aspects of sexual medicine. J Sex Med 2010; 7: 1608-26.

    9) Glina S, Sharlip ID, Hellstrom WJ. Modifying risk factors to prevent and treat erectile dysfunction. J Sex Med 2013; 10: 115-9.

    10) Rajkumar RP, Kumaran AK. Depression and anxiety in men with sexual dysfunction: a retrospective study. Compr Psychiatry 2015; 60: 114-8.

    11) Bandini E, Fisher AD, Corona G et al. Severe depressive symptoms and cardiovascular risk in subjects with erectile dysfunction. J Sex Med 2010; 7: 3477-86.

    12) Beck AT, Ward CH, Mendelson M, Mock J, Erbaugh J. An inventory for measuring depression. Arc Gen Psychiatry 1961; 4: 561-71.

    13) de Oliveira L, Souza EC, Rodrigues RAS, Fett CA, Piva AB. The effects of physical activity on anxiety, depression, and quality of life in elderly people living in the community. Trends Psychiatry Psychother 2019; 41: 36-42.

    14) Turunç T, Deveci S, Güvel S, Peşkircioğlu L. Uluslararası cinsel işlev indeksinin 5 soruluk versiyonunun (IIEF-5) Türkçe geçerlilik çalışmasının değerlendirilmesi. Türk Üroloji Dergisi 2007; 33: 45-9.

    15) Ware JE, Jr., Sherbourne CD. The MOS 36-item short-form health survey (SF-36). I. Conceptual framework and item selection. Medical Care 1992; 30: 473-83.

    16) Koçyigit H, Aydemir O, Olmez N, Memis A. SF-36’nın Türkçe için güvenilirligi ve geçerliligi. Ege Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Dergisi 1999, 12: 102-6.

    17) Hisli N. Beck depresyon envanterinin üniversite öğrencileri icin geçerliligi, güvenilirliği.(A reliability and validity study of Beck Depression Inventory in a university student sample). J Psychol 1989; 7: 3-13.

    18) Skałacka K, Gerymski R. Sexual activity and life satisfaction in older adults. Psychogeriatrics 2019; 19: 195-201.

    19) Nicolosi A, Moreira ED, Jr., Villa M, Glasser DB. A population study of the association between sexual function, sexual satisfaction and depressive symptoms in men. J Affect Dis 2004; 82: 235-43.

    20) Sacks D, Baxter B, Campbell BCV et al. Multisociety consensus quality improvement revised consensus statement for endovascular therapy of acute ischemic stroke. International journal of stroke. Int J Stroke 2018; 13: 612-32.

    21) Wong SY, Leung JC, Woo J. Sexual activity, erectile dysfunction and their correlates among 1,566 older Chinese men in Southern China. J Sex Med 2009; 6: 74-80.

    22) O'Donnell AB, Araujo AB, Goldstein I, McKinlay JB. The validity of a single-question self-report of erectile dysfunction. Results from the Massachusetts Male Aging Study. J Gen Inter Med 2005; 20: 515-9.

    23) Ozkent MS, Hamarat MB, Taskapu HH, Kilinc MT, Goger YE, Sonmez MG. Is erectile dysfunction related to self-esteem and depression? A prospective case-control study. Andrologia 2021; 53: e13910.

    24) Duca Y, Calogero AE, Cannarella R et al. Erectile dysfunction, physical activity and physical exercise: Recommendations for clinical practice. Andrologia 2019; 51: e13264.

    25) Mobley DF, Khera M, Baum N. Recent advances in the treatment of erectile dysfunction. Postgrad Med J 2017; 93: 679-85.

    26) Wu FC, Tajar A, Beynon JM et al. Identification of late-onset hypogonadism in middle-aged and elderly men. N Engl J Med 2010; 363: 123-35.

    27) Chou PS, Chou WP, Chen MC et al. Newly diagnosed erectile dysfunction and risk of depression: a population-based 5-year follow-up study in Taiwan. J Sex Med 2015; 12: 804-12.

    28) Corona G, Monami M, Boddi V et al. Male sexuality and cardiovascular risk. A cohort study in patients with erectile dysfunction. J Sex Med 2010; 7: 1918-27.

    29) Papagiannopoulos D, Khare N, Nehra A. Evaluation of young men with organic erectile dysfunction. Asian J Andrology 2015; 17: 11-6.

    30) Pozzi E, Capogrosso P, Chierigo F et al. Clinical profile of young patients with erectile dysfunction: Preliminary findings of a real-life crosssectional study. Eur Urol Focus 2020; 6: 184-9.

    31) Crafa A, Cannarella R, Condorelli RA, La Vignera S, Calogero AE. Is There an association between vitamin D deficiency and erectile dysfunction? A Systematic review and meta-analysis. Nutrients 2020; 12: 1411.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]