[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2004, Cilt 9, Sayı 3, Sayfa(lar) 086-090
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Rosiglitazonun Metformin Kullanan Tip 2 Diabetes Mellitus’lu Hastalarda Serum Homosistein Ve Leptin Düzeylerine Etkileri
Yusuf ÖZKAN1, Süleyman Serdar KOCA2, Eylem MENGÜCÜK2, Vedat GENÇER2, Emir DÖNDER2
1 Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı,ELAZIĞ
2 Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı, ELAZIĞ
Anahtar Kelimeler: Rosiglitazon, metformin, homosistein, leptin,Rosiglitasone, metformin, homocysteine, leptin.
Özet
Amaç:
Kronik ilerleyici bir hastalık olan Diabetes Mellitus’un prevalansı ciddi anlamda artmaktadır. Thiazolidinedion grubunda yer alan Rosiglitazon tip 2 DM’un tedavisinde yaygın olarak kullanılan oral antidiyabetiktir. Bu çalışmada Rosiglitazon tedavisinin homosistein ve leptin düzeyine etkilerini incelemeyi amaçladık.

Gereç ve Yöntem:
Tip 2 DM tanılı ve metformin kullanan ancak kan şekeri regülasyonu sağlanamayan (Açlık Kan Şekeri (AKŞ), Tokluk Kan Şekeri (TKŞ) ve HbA1c yüksek) 20 gönüllü hasta ( 5 erkek, 15 kadın, ortalama yaş 51±12 yıl ve ortalama vücut kitle indeksi 28±5 Kg/m2 olan) çalışmaya alındı. Hastaların tedavide kullandıkları metformine (2 X 850 mg – 3 X 850 mgr) 4 mg/gün roziglitazon ilave edildi. Olgularda tedavi öncesi ve 12 haftalık tedavi sonrası; AKŞ, TKŞ, HbA1c, serum lipit, homosistein ve leptin düzeyleri bakıldı.

Bulgular:
12 haftalık tedavi sonrası; AKŞ 176±68 mg/dl’den, 147±39 mg/dl’ye (P<0,05), TKŞ ’i 224±56 mg/dl’den 182±46 mg/dl’ye (P<0,05), HbA1c %8.7±2 ‘den %7.6±1’e geriledi (p<0,05) ve istatistiksel olarak anlam taşımaktaydı. T. Kol, TG, LDL, VLDL ve HDL düzeyleri istatistiksel olarak anlamlı olmamak üzere arttı. Hcy düzeyi ortalama 10,3±2,6 µmol/L’den 5,14±2,7 µmol/L’ye geriledi (p<0,05). Leptin düzeyi ortalama 10,8±7 ng/ml’den 15,38±8 ng/ml’ye yükseldi (p<0,05). Total protein, albümin, AST ve ALT düzeyinde herhangi bir değişiklik gözlenmedi.

Sonuç:
Rosiglitazon tedavisi sonrasında kan şekeri regülasyonuna ilaveten homosistein ve leptin düzeylerinde anlamlı değişiklikler gözlenmiştir. ©2004, Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Diabetes Mellitus (DM) kronik ilerleyici bir hastalıktır. İnsanların yaşam sürelerinin uzaması, fiziksel aktivitelerinin azalması ve obezitenin artması ile DM insidansı ve prevalansında ciddi anlamda artma olmuştur 1. Bozulmuş insülin sekresyonu yada insülin direnci tip 2 DM gelişiminin altında yatan temel sebeptir 2,3. İnsülin direnci; eksojen ve endojen insülinin etkilerine biyolojik yanıtın bozukluğu anlamına gelir ve tip 2 DM’nin patofizyolojisinde sebeplerden biri olarak yer alır. İnsülin direnci ve hiperinsülinemi aynı zamanda artmış ateroskleroz (AS) nedeni ile makrovasküler ve mikrovasküler komplikasyonları ortaya çıkarır ve hipertansiyon riski ile de ilişkilidir 3. Bu nedenle insülin direncini azaltmak tip 2 DM tedavisinde yaygın olarak kullanılacak tedavi yaklaşımı olarak görülmektedir.

    Thiazolidinedion (TZD) grubunda yer alan rosiglitazon (RSG); glukoz düzeylerini ve glukoz üretimini azaltmakta, glukoz klirensini artırmaktadır. İnsülin duyarlılığını ve pankreas beta hücre fonksiyonunu düzelterek tip 2 DM tedavisinde yeni bir seçenek oluşturmaktadır 4. Klinik çalışmalar TZD ’ların tip 2 DM hastalarında HbA1c ve açlık plazma glukoz konsantrasyonundaki %20-30 azalmaya paralel olarak açlık plazma serbest yağ asidi konsantrasyonunu da % 20-30 azalttığını göstermiştir 5-8.

    Deneysel çalışmalarda homosisteinin (hcy) insülinin periferik etkilerini oksidatif stresi artırarak önlediği ve insülin direncini ortaya çıkardığı ve karaciğerden kolesterol sentezini artırdığı gösterilmiştir 9-12. Tip 2 DM’da hcy düzeyi normal bireylere göre anlamlı yüksek bulunmuştur ve erken dönemde oluşan AS ’la ilişki olduğu ortaya konulmuştur 13,14.

    Leptin düzeyi vücut yağ miktarı ve vücut kitle indeksi (VKİ) ile doğru orantılıdır ve obez bireylerde yüksektir. Bununla beraber hipertansiyon gibi insülin direnci gelişen olgularda leptin düzeyi artar 15. İnsanlarda diyet ile kilo kaybının dolaşımdaki leptin düzeyini düşürdüğü ortaya konulmuştur 16. AKŞ ve HBA1c ile leptin arası ters ilişki vardır, kötü kontrollü diyabetiklerde leptin düzeyi düşüktür 16,17.

    Biz bu çalışmada metformin kullanan ve kan şekeri regülasyonu sağlanamamış tip 2 DM tanılı olgularda tedaviye RSG eklenmesinin kan şekeri regülasyonuna ve serum hcy ve leptin düzeylerine etkilerini incelemeyi amaçladık.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Çalışmaya Nisan 2003 - Şubat 2004 tarihleri arasında Fırat Üniversitesi Fırat Tıp Merkezi Dahiliye polikliniğine başvuran olgulardan tip 2 DM tanılı ve Metformin kullanmasına rağmen açlık kan şekeri (AKŞ), Tokluk kan şekeri (TKŞ) ve glikolize hemoglobin (HbA1c) düzeyi yüksek olan olgular alındı. Tüm olgulara çalışma hakkında bilgi verildi ve sözel olarak izinleri alındı. Olguların tedavide kullandıkları metformine (2 X 850 mg – 3 X 850 mgr) 4 mg/gün RSG (Avandia Glaxo-Smithkline Beacham®) peroral ilave edildi. Olgular tedavi öncesi ve 12 haftalık tedavi sonrası tekrar değerlendirildiler.

    Tüm olgularda serum kreatinin düzeyi 1,2 mg/dl altında olup aşikar proteinürilerinin olmadığı çalışmaya başlanmadan gösterildi. Olguların son üç aylık kullandığı ilaç anemnezleri alındı. Fibrat benzeri kolesterol ilacı kullanmayan olgular çalışmaya alındı ve çalışma esnasında da bu ilaçlar kullandırılmadı. 3 olgu önerilen diyete ve ilaç tedavisine uymadıkları için çalışma dışı bırakıldı.

    Olguların 3 aylık tedavi öncesi ve sonrası AKŞ, TKŞ, HbA1c, Total kolesterol, düşük dansiteli kolesterol (LDL), yüksek dansiteli kolesterol (HDL), trigliserid, aspartat aminotransferaz (AST), alanin aminotransferaz (ALT), total protein ve albümin rutin klinik yöntemlerle çalışıldı ve düzeyleri karşılaştırıldı. Aynı kontrollerde olgulardan 5 ml kan alındı santrifüj edildikten sonra serumlar -20 ºC ‘de tetkik edileceği güne kadar saklandı. Tüm tetkikler için 12 saat açlığı takiben sabah 08 ile 09 saatleri arasında venöz kan alındı. Bu serumlardan Leptin EL X800 ELİSA okuyucusunda insan Leptin kiti kullanılarak ELİSA (enzyme-linked immunosorbent assay) yöntemi ile çalışıldı ve hcy Shimadzu HPLC cihazında yüksek performanslı lipit kromotografisi (HPLC) yöntemi ile çalışıldı.

    İstatistiksel analizler
    Sonuçlar Paired Sample-t testi ile incelendi. P değeri 0,05 ‘den küçük değerler anlamlı kabul edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Tip 2 DM tanılı ve metformin kullanan ancak kan şekeri regülasyonu sağlanamayan gönüllü 20 olgu ( 5 erkek, 15 kadın, ortalama yaş 51±12 yıl ve ortalama VKİ ’i 28±5 Kg/m2 aralığındadır) çalışmaya alındı. Mevcut metformin tedavisine 4 mg/gün RSG ilave edildi. Tedavi öncesi ve 12 haftalık tedavi sonrası bulgular (Tablo-1); AKŞ 176±68 mg/dl ‘den 147±39 mg/dl ‘ye (P<0,05), TKŞ ’i 224±56 mg/dl ’den 182±46 mg/dl ’ye, HbA1c %8,7±2 ‘den %7.6±1 ‘e geriledi (p<0,05) ve istatistiksel olarak anlam taşımaktaydı. T. Kol, TG, LDL, HDL ve VLDL düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı olmamak üzere artış olduğu gözlendi.

    Hcy düzeyi ortalama 10,3±2,6 µmol/L’den 5,14±2,7 µmol/L ‘ye geriledi (p<0,05). Leptin düzeyi ortalama 10,8±7 ng/ml ‘den 15,38±8 ng/ml ’ye yükseldi (p<0,05). Total protein, albümin, AST ve ALT düzeyinde anlamlı herhangi bir değişiklik saptanmadı (Tablo-1) (Şekil 1 ve 2)


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Çalışmaya alınan bireylerde üç aylık tedavi öncesi ve sonrası biyokimyasal parametreler.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: Tedavi öncesi ve sonrası homosistein düzeyleri.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 2: .Tedavi öncesi ve sonrası leptin düzeyleri.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Halen dünya genelinde 150 milyon insanın diyabetten etkilendiği ve bu sayının 2010 yılında 215 milyona, 2025 yılında 300 milyona ulaşabileceği, Dünya genelinde diyabet prevelansının erişkin populasyonda %5,4 ve bunların da %75 ‘inin gelişmekte olan ülkelerde olacağı tahmin edilmektedir 18. Hastaların yaklaşık yarısına tanı konulamadığı da düşünülürse rakamların korkutucu boyutu ortaya çıkmaktadır. Tip 2 DM ‘de metabolik anormallikleri düzeltmek insülin sekresyonunu artırmak ve/veya insülin direncini azaltmak ile sağlanır. TZD ise insülin duyarlılığını artıran etkinliğini kanıtlamış bir antidiabetikdir 19. Klinik çalışmalarla TZD ile tedavi edilen tip 2 DM ‘lu hastaların kilo aldığı gösterilmiştir. Bununla birlikte kilo almaya rağmen glisemik kontrolün sağlandığı ve pozitif ilişkili olarak HbA1c düzeyinin azaldığı rapor edilmiştir 5. TZD tedavisini takiben lipit metabolizmasında veya yağ dağılımında değişiklikler olabilir. RSG tip 2 DM hastalarında artmış kardiovasküler hastalık riskini ortadan kaldırabilecek bir çok farmakodinamik etkiye sahiptir 20-23. Tedavi öncesine göre LDL kolesteroldeki artışa rağmen insülin direnci de, LDL kolesterol de daha sonra azalmaktadır. Ateroprotektif HDL kolesterol düzeyi ise artmaktadır. TG düzeylerinde ise sıklıkla klinik açıdan anlamlı olamayan değişiklikler kaydedilmektedir. RSG ile toplam vücut ağırlığı artsa da artışlar visseral değil subkutan yağ depolarında olmaktadır, karaciğer yağı ise azalmaktadır 20- 23. Bizim çalışma grubumuzda total kolesterol, TG, LDL ve VLDL kolesterol düzeylerinde istatistiksel anlamı olmayan artışlar oldu. Bununla birlikte HDL kolesterol düzeylerinde de istatistiksel anlamı olmayan artış meydana geldi.

    Hcy; metiyoninin metaboliti olan sülfürlü bir aminoasittir. İlk olarak yetmişli yıllarda hiperhomosisteinürililerde prematür AS ve tromboemboli varlığının gösterilmesi üzerine yoğunlaşan vaka kontrollü çalışmalarda hiperhomosisteineminin koroner, serebral ve periferik vasküler hastalıklar için bir risk faktörü olduğu tespit edilmiştir 24,25. Sağlıklı kişilerde normal hcy 5-15 µmol/L düzeyinde olup plazma hcy ‘de 5 µmol/L’lik artış koroner arter hastalık riskini 1,6 ile 1,8 kat artırmaktadır 13,24,25. Hcy ‘nin AS ve tromboemboli riskini arttırdığı ortaya konmuş olmakla beraber mekanizması net olarak açıklanamamıştır. AS başlangıcında endotel hasarı kritik rol üstlenir, hcy direk olarak endotelyal hücreye hasar verdiği gibi endotelyal antikoagulan özelliği prokoagulan özelliğe çevirir beraberinde vasküler düz kas hücresinde proliferasyona yol açar.

    Hiperhomosisteinemi ve DM kardiovasküler hastalıklar için birer bağımsız risk faktörleridir. Hoogeveen ve arkadaşları yaptıkları çalışmada hcy düzeyinde her 5 µmol/L’lik artış ile kardiovasküler hastalık riskini normal bireylerde 1,38 kat, glukoz intoleransı olanlarda 1,55 kat ve diyabetik olgularda 2,33 kat arttığını ortaya koymuşlardır 26. Drzewoski ve arkadaşlarını yaptığı çalışmada kötü kontrollü tip 2 DM ’li olgularda iyi kontrollü tip 2 DM ’li olgulara ve normal bireylere göre anlamlı yüksek bulmuşlar ve tip 2 DM olgularda AKŞ ve HbA1c ile hcy arasında doğru, plazma insülin düzeyi ile ters ilişki olduğunu bildirmişlerdir 27.

    Uzun süreli metformin alan tip 2 DM ’li olgularda vitamin B12 ve folik asit düzeyinin azaldığı ve buna bağlı hiperhomosisteinemi geliştiği bildirilmiş olmasına rağmen Hoogeveen ve arkadaşları yapmış oldukları çalışma sonucunda metformin tedavisinin kan hcy düzeyine etkisinin olmadığını bildirmişlerdir 25. Bizim çalışmaya aldığımız olgular hcy düzeyinde azalma ile beraber 12 haftalık tedavi süresince metformin kullanmaya devam ettiler.

    Derosa ve arkadaşları tip 2 DM olgularda glimeprid ve repaglinid ile kan şekeri regülasyonu sağlandığında hcy düzeyinin anlamlı azaldığını bildirmişlerdir 28. Bizim sonuçlarda başlangıçta hcy düzeyleri normal kabul edilebilir sınırlar içindeydi ancak mevcut tedaviye üç aylık RSG tedavisi ilave edildiğinde hcy düzeyinde anlamlı gerileme olduğu gözlendi.

    Leptin yağ doku hücreleri tarafından üretilen 16 kilo dalton moleküler ağırlıklı bir proteindir 29. Tek zincirli bir polipeptid olan leptinin N terminal bölgesi biyolojik aktiviteden ve reseptöre bağlanmadan sorumludur. Leptin reseptörleri en fazla hipotalamusta olmak üzere pankreas, böbrek ve akciğerde, kısa formları karaciğer ve intestinal sistemi içine alan pek çok dokuda bulunur 30. Leptin diürnal bir ritimle salınır gece yarısı ve sabah erken saatlerde en yüksek; öğle saatlerinde en düşük konsantrasyona sahiptir 30. Leptin enerji balansına oldukça duyarlıdır; diyet ve fizik aktivite leptin konsantrasyonunu etkilemektedir 31.

    İnvitro olarak insülinin yağ doku hücrelerinden leptin salınımını artırdığı ortaya konmuş 32 ve bu klinik çalışmalarla desteklenmiştir. İnsülinin Leptin üzerine etkisi açıktır, ancak leptinin insülin üzerine etkisi açık olmamakla beraber Cohen ve arkadaşları leptinin insülin reseptör substrat 1 aktivitesini dolayısıyla insülinin metabolik etkileririni artırdığını, obezite ilişkili DM riskini azalttığını bildirmişleridir 32. Leptin glukozun periferal dokulara uptakeni artırır 32, leptin düzeyi azaldığında periferal dokularda glukoz kullanımı azaldığı için insülin direncini indükleyebilir. Leptin insülin duyarlılığı ile ters ilişkilidir, insülin duyarlandırıcı ilaç olan RSG leptinin düzeyini etkileyebilir. Leptin insülin sekresyonuna ve aktivasyonuna direk olarak etkilemesi nedeniyle sadece obezite ile değil tip 2 DM gibi diğer metabolik hastalıklarla da ilişkilidir. Amerikan Pima yerlilerinde yaş, cinsiyet ve VKİ ‘ndeki farklar ortadan kaldırıldıktan sonra diyabetiklerde non-diyabetiklere göre düşük leptin düzeyi gösterilmiştir 31,33.

    Maruyama ve arkadaşları Japon tip 2 DM ‘li olgularda Troglitason tedavisi sonrası serum leptin düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı olmasa da bir artış olduğunu bildirmişlerdir 19. Nolan ve arkadaşları 34 diyabetik olgularda Troglitason tedavisi sonrası serum leptin düzeylerinde anlamlı değişiklik olmadığını bildirmelerine rağmen, Zhang ve arkadaşları 35 zucker ratlarda Troglitason tedavisi sonrası leptin mRNA düzeylerinin anlamlı şekilde azaldığını bildirmişlerdir. Halle ve arkadaşları 36 kalorisi kısıtlanmış diyet ve eksersiz ile serum leptin düzeyinin tip 2 DM ‘li bireylerde azaldığını ve sadece kilo kaybı ile ilişkili olmadığını ortaya koymuşlardır. Williams ve arkadaşları 37 sülfonüre tedavisi sonrası serum leptin düzeyinin arttığını bildirmişlerdir.

    Bizim çalışmamızda alınan olgular uzunca yıllardır DM tanısı almış, tedavide metformin kullanan ve kan şekeri yeteri kadar regüle olmamış olgulardı. Hiperinsülinemi durumları ve obezite de leptin düzeyi yüksek saptanmasına rağmen kötü regüle diyabetik olgularda leptin düzeyi azalmaktadır. Bizim sonuçlarımızda litaretüre uygun olarak leptin düzeyi başlangıçta açlık kan şekeri ve HbA1c ile ters orantılı olarak düşük saptandı. RSG tedavisi sonrası diğer TZD ile yapılan klinik çalışmalardan farklı olarak leptin düzeyinin anlamlı olarak artmakla beraber normal sınırların üzerine çıkmadığı gözlendi.

    Sonuç olarak; Metformin ile kan şekerleri kontrol altına alınamayan olgularda RSG kombinasyonu AKŞ, TKŞ ve HbA1c düzeylerini anlamlı ölçüde düşürmekte, hcy ve leptin üzerine olumlu etkiler sağlamaktadır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Songer TJ, Zimmet PZ. Epidemiology of type II diabetes: an international perspective. Pharmacoeconomics 1995;8:1-11.

    2) Chaour M, Theroux P, Gilfix BM. True fasting serum insulin resistance syndrome and coronary heart disease. Coron. Artery Dis 1997; 8:683-688.

    3) Laakso M. İnsulin resistance and coronary heart disease. Curr Opin Lipidol 1996; 7: 217-226.

    4) Wagstaff AJ, Goa KL. Rosiglitazone: a review of its use in the management of type 2 diabetes mellitus. Drugs 2002; 62: 1805- 1837.

    5) Fonseca VA, Foyt HL, Whitcomb R. Longterm effects of troglitasone: open-label extension studies in type 2 diabetes patients. Diabetes Care 2000 23: 354-359.

    6) Suter SL, Nolan JJ, Wallece P, Gumbiner B, Olefsky JM. Metabolic effect of new oral hypoglyceamic agent cs –045 in NIDDM subjects. Diabetes Care 1992;15:193-203.

    7) Maggs DG, Buchanan TA, Burant CF. Metabolic effects of troglitasone monotherapy in type 2 diabetes mellitus a randomised, double- blind, placebo-controlled trial. Ann Intern Med 1998;128: 176-185.

    8) Fonseca VA, Valiquett TR, Huang SM, Ghazzi MN, Whitcomb RW, The Troglitasone Study Group. Troglitasone monotherapy improves glycaemic contral in patients whit type 2 diabetes mellitus: a randomised, controlled study. J Clin Endocrinol Metab 1998; 83: 3169-3176.

    9) Sanchez-Margalet V, Valle M, Ruz FJ, Gascon F, Mateo J, Goberna R. Elevated plasma total homocysteine levels in hyperinsulinemic obese subjects. J Nutr Biochem 2002; 13: 75- 79.

    10) Giltay EJ, Hoogeveen EK, Elbers JM, Gooren LJ, Asscheman H, Stehouwer CD. Insulin resistance is associated with elevated plasma total homocysteine levels in healthy, non-obese subjects. Atherosclerosis 1998; 139: 197-198.

    11) Najib S, Sanchez-Margalet V. Homocysteine thiolactone inhibits insulin signaling, and glutathione has a protective effect. J Mol Endocrinol 2001; 27: 85-91.

    12) Lynn EG, Chung YH, Siow YL, Man RY, Choy PC. Homocysteine stimulates the production and secretion of cholesterol in hepatic cells. Biochim Biophys Acta, 1998; 1393: 317-324.

    13) Hoogeveen EK, Kostense PJ, Beks PJ et al. Hyperhomocysteinemia is associated with an increased risk of cardiovascular disease, especially in non-insulin dependent diabetes mellitus: a population-based study. Arterioscler Thromb Vasc Biol 1998;18:133-138.

    14) Fonseca VA, Mudaliar S, Schmidt B, Fink LM, Kern PA, Henry RR. Plasma homocysteine concentrations are regulated by acute hyperinsulinemia in nondiabetic but not type 2 diabetic subjects. Metabolism 1998; 47: 686-689.

    15) Agata J, Masuda A, Takada M et al. High plasma immunoreactive leptin level in essential hypertension. Am J Hypertens 1997; 10: 1171-1174.

    16) Considine RV, Sinha MK, Heiman ML. Serum immunoreactiveleptin concentrations in normal-weight and obese humans. N Engl J Med 1996; 334: 292-295.

    17) Asakawa H, Tokunaga K, Kawakami F. Relationship of leptin level with metabolic disorders and hypertension in Japanese type 2 diabetes mellitus patients. J Diabetes Complications 2001; 15: 57-62.

    18) King H, Aubert RF, Herman WH. Global burden of diabetes, 1995-20025; prevalence numerical estimates and projections. Diabetes Care 1998; 21: 1414-1431.

    19) Maruyama S, Yanagisawa K, Kanamuro R, Teno S, Iwamoto Y. Serum leptin level as an indicator to predict the clinical efficacy of troglitazone in patients with type 2 diabetes mellitus. Diabetes Res Clin Pract 2001; 53: 161-164.

    20) Viberti GC. Rosiglitazone: potential beneficial impact on cardiovascular disease. Int J Clin Pract 2003; 57: 128-134.

    21) Fuchtenbusch M, Standl E, Schatz H. Clinical efficacy of new thiazolidinediones and glinides in the treatment of type 2 diabetes mellitus. Exp Clin Endocrinol Diabetes 2000; 108: 151–163.

    22) Lebovitz HE, Dole JF, Patwardhan R, Rappaport EB, Freed MI. Rosiglitazone monotherapy is effective in patients with type 2 diabetes. Clin Endocrinol Metab 2001; 86: 280-288.

    23) Horton ES, Whitehouse F, Ghazzi MN, Venable TC, Whitecomb RW. The Troglitasone Study Group. Troglitasone in combination with sulfonylurea restores glycaemic control in patients with type 2 diabetes. Diabetes Care 1998; 21: 1462-1469.

    24) Audelin MC, Genest J Jr. Homocysteine and cardiovascular disease in diabetes mellitus. Atherosclerosis 2001; 159: 497-511.

    25) Boushey CJ, Beresford SA, Omen GS, Motulsky AG. A quantative assesment of plasma homocysteine as a risk factor for vascular disease. Probable benefits of increasing folic acid intakes. JAMA 1995; 274: 1049-1057.

    26) Hoogeveen EK, Kostense PJ, Jakobs C, Bouter LM, Heine RJ, Stehouwer CD. Does metformin increase the serum total homocysteine level in non-insulin-dependent diabetes mellitus? J Intern Med 1997; 242: 389-394.

    27) Drzewoski J, Czupryniak L, Chwatko G, Bald E. Total plasma homocysteine and insulin levels in type 2 diabetic patients with secondary failure to oral agents. Diabetes Care 1999; 22: 2097- 2099.

    28) Derosa G, Mugellini A, Ciccarelli L, Crescenzi G, Fogari R. Comparison between repaglinide and glimepiride in patients with type 2 diabetes mellitus: A one-year, randomized, double-blind assessment of metabolic parameters and cardiovascular risk factors. Clin Ther, 2003; 25: 472-484.

    29) Pelleymounter MA, Cullen MJ, Baker MB et al. Effects of the obese gene product on body weight regulation in ob/ob mice. Science 1995; 269: 540-543.

    30) Imagawa K, Numata Y, Katsuura G, et al. Structure-Function Studies of Human Leptin. J Biol Chem 1998; 273: 35245-35249.

    31) Fox C, Esparza J, Nicolson M et al. Plasma leptin concentrations in Pima Indians living in drastically different environments. Diabetes Care 1999; 22: 413-417.

    32) Cohen B, Novick D, Rubinstein M. Modulation of insulin activities by leptin. Science 1996; 274: 1185-1188.

    33) Moriya M, Okumura T, Takahashi N, Yamagata K, Motomura W, Kohgo Y. An inverse correlation between serum leptin levels and hemoglobin A1c in patients with non-insulin dependent diabetes mellitus. Diabetes Res Clin Pract 1999; 43: 187-191.

    34) Nolan JJ, Olefsky JM, Nyce MR, Considine RV, Caro JF. Effect of troglitazone on leptin production. Studies in vitro and in human subjects. Diabetes 1996; 45: 1276-1278.

    35) Zhang B, Graziano MP, Doebber TW et al. Down-regulation of the expression of the obese gene by an antidiabetic thiazolidinedione in Zucker diabetic fatty rats and db/db mice. J Biol Chem 1996; 271: 9455-9459.

    36) Halle M, Berg A, Garwers U, Grathwohl D, Knisel W, Keul J. Concurrent reductions of serum leptin and lipids during weight loss in obese men with type II diabetes. Am J Physiol 1999; 277(2 Pt 1): E277-282.

    37) Williams KV, Mullen M, Lang W, Considine RV, Wing RR. Weight loss and leptin changes in individuals with type 2 diabetes. Obes Res 1999; 7: 155-163.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]