BPF, plevral aralıktaki havanın önemli sebeplerinden biridir
2 (Tablo
1).BPF genellikle pulmoner cerrahi rezeksiyondan sonra bronşial güdükten gelişir. Sıklıkla tanısı bronkoskopi ile konur
1. Daha çok sağ pnömonektomiden sonra görülür
1,4-6. Erkek/kadın oranı; 15/1’e varan oranlarda erkeklerde sıktır
4. BPF’nin çok sayıda sebebi olmakla beraber büyük kısmı pulmoner cerrahi rezeksiyon ya da nekrotizan enfeksiyonlara bağlıdır
2 (Tablo
2).
Pulmoner rezeksiyon sonrasında gelişen çeşitli komplikasyonların tanısında radyolog önemli rol oynar. BPF’nin radyolojik bulguları şunlardır 1,2 ;
a) Rezidüel intraplevral hava alanında sürekli artış
b) Hava-sıvı seviyesi görülmesi
c) Mevcut hava-sıvı seviyesindeki değişiklik
d) Tansiyon pnömotoraks gelişmesi
e) Mediastenin preoperatif pozisyonuna geri dönmesi
f) Ara sıra gelişen aspirasyon pnömonisidir.
Postoperatif gelişen ateş, hemoptizi, prodüktif öksürük ve plevral drende bol miktarda persistan havanın varlığı durumunda, BPF’den şüphelenilmelidir 2. Hastamızı polikliniğe getiren şikayeti de pürülan balgam ve öksürük idi. Hastamıza, preoperatif ya da postoperatif dönemde radyoterapi uygulanmamakla birlikte cerrahi rezeksiyonun sağ akciğere uygulanmış olması, BPF gelişiminde predispozan faktördür.
BPF genellikle bronşial güdükten gelişir. Postoperatif erken dönemde, bronşial sızıntı nadirdir. Genellikle bronşların hatalı kapatılmasından kaynaklanır. Geç BPF daha sıktır ve genellikle bronşial güdüğün enfeksiyonu veya rekürren tümörü sebebiyledir 1. Bizim olgumuzda da ikinci operasyondan 6 ay sonra geç BPF gelişmişti.
Bazen BPF’de, rezidüel aralık plevral fibrozis ve skar dokusuyla çevrelendiğinden, takip grafilerde hava alanlarında değişiklik görülmeyebilir. Bu durumda, direkt grafideki BPF işaretlerinden “plevral hava artışı” görülmez. Aynı zamanda, yoğun skar gelişimi, mediastinal şifti de engelleyebilir. Bu durum, fistülün “flap valv” tipidir ve kendi kendine iyileşebilir 2.
BPF’nin tanısında BT yararlı bir yöntemdir. Plevral alandaki hava-sıvı koleksiyonunu ve hava yolundan veya akciğer parankiminden plevral alana olan fistül traktını BT gösterir 1. Westcott ve Volpe 10, BT’nin BPF tanısındaki yerini göstermek amacıyla, 20 hastada yaptıkları çalışmada; hastaların % 50’sinde standart ya da ince kesit BT ile BPF’de fistül traktını gösterebilmişler. Diğer % 50 hastada ise persistan lokalize hava-sıvı koleksiyonu ya da postoperatif hava sızıntısı BPF’yi düşündürmüş. Bizim hastamızda, BT’de fistül traktını izleyemedik. Sağ hemitoraksta, plevral mesafede apeksten bazale kadar uzanan hava-sıvı kolleksiyonu izledik.
Sonuç olarak; pnömonektomili hastalarda plevral mesafede hava ya da persistan hava-sıvı koleksiyonu BPF’yi düşündürmelidir. İnvaziv bir yöntem olmayan ince kesit BT ile fistül traktı gösterilebilir. BT ile fistül traktı gösterilemeyen durumlarda ise klinik korelasyon, bronkoskopi veya SPECT ile ventilasyon görüntüleme yapılabilir. Yine klinik olarak plevral alana boyayıcı maddeler verilerek, balgamda renk değişikliği görülebilir. BPF’nin en iyi tedavisi önlenmesidir.