[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2005, Cilt 10, Sayı 1, Sayfa(lar) 033-035
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Çocuk Önkol Çift Kemik Açılı Kaynamasında Kapalı Osteoklazi: Yeni Bir Teknik ve İki Olgu Sunumu
Lokman KARAKURT, Erhan YILMAZ, Tahir VAROL, Oktay BELHAN, Erhan SERİN
Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı ELAZIĞ
Anahtar Kelimeler: Çocuk, önkol, açılı kaynama, intramedüller K-teli, kapalı osteoklazi, Children, forearm, malunion, intramedullary K-wire, closed osteoclasis
Özet
Çocuk önkol çift kırıklarında uygun kapalı redüksiyon ve sık kontrollere rağmen açılı kaynama meydana gelebilmektedir. Önkol çift kırığı sonrası erken dönemde açılı kaynama tespit edilen 5 yaşındaki kız ve 4.5 yaşındaki erkek olgularda intramedüller K-telleri yardımı ile kapalı osteoklazi yaptık ve intramedüller K-telleri ile osteosentez uyguladık. İlk 1 ay içinde tespit materyalleri çıkartılan olguların son kontrollerinde kaynama sorunsuzdu ve önkol fonksiyonları normaldi. Bu yeni osteoklazi tekniği erken dönemde saptanan çocuk önkol çift kemik açılı kaynamalarında güvenle uygulanabilir.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Çocuk önkol çift kırıkları sık görülen yaralanmalardandır ve genellikle tercih edilen tedavi yöntemi kapalı redüksiyon ve alçı ile tespittir 1-3. Konservatif tedavi ile kırıkta kayma ve açılı kaynama görülebilmekte ve neticede kozmetik ve fonksiyonel sorunlar ortaya çıkmaktadır 1-5.

    Açılı kaynamalarda kabul edilebilecek açılanma miktarı konusunda görüş birliği yoktur 5,6. Ön kol açılı kaynamaları için düzeltici girişimler yapılacak ise; kapalı osteoklazi, drille osteoklazi ve osteotomi gibi yöntemler tercih edilmektedir 1-3,7. Tespit için ise alçı, intramedüller K-teli yada plakla osteosentez uygulanmaktadır 1-3,7.

    Biz önkol çift kırığı sonrası açılı kaynama saptanan 2 çocuk olguda yeni bir kapalı osteoklazi tekniği ‘intramedüller K-telleri yardımı ile kapalı osteoklazi’ uyguladık ve kırığı intramedüller K-telleri ile tespit ettik.

    TEKNİK

    Genel anestezi altında ve skopi kontrolünde, ilk önce perkütan olarak 3 mm kalınlığındaki K-teli olekranon tipinden ulnaya intramedüller olarak yollandı ve K-teli açılanma hattının 3 mm proksimaline kadar ilerletildi, bu işlemden sonra distaline 15º radial eğim verilmiş 2 mm kalınlığındaki K-teli radial stiloid çıkıntıdan, distal fizis hattını geçecek şekilde intramedüller olarak radiusa yollandı ve K-teli açılanma hattının 3 mm distaline kadar ilerletildi (Şekil 1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: Açılı kaynama hattına kadar yollanmış, fakat bu hattı geçmemiş ulnar ve radial intramedüller K-tellerinin anteroposterior ve lateral radyografik görünümleri.

    K-telleri kaldıraç kolu olarak kullanılırken açılı kaynama hattına az bir kuvvet uygulanarak dorsal ve ulnar açılanmalar düzeltildikten sonra, intramedüller olarak ulnar K-teli distale ve radial K-teli proksimale doğru ilerletilerek kırık hattı tespit edildi (Şekil 2). K-tellerinin dışarıda kalan kısımları eğilip kesildi (Şekil 3). Önkol nötral rotasyonda ve dirsek 90 derecede uzun kol alçı yapıldı.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 2: Kapalı osteoklazi yapıldıktan sonra ulnar ve radial Ktellerinin kırık hattını geçip intramedüller tespitin sağlanması sonrası anteroposterior ve lateral radyografik görünüm.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 3: Kapalı osteoklazi ve intramedüller K-telleri ile tespitten sonra K-tellerinin dışarda kalan uçlarının eğilmesi sonrası radyografik görünüm. Açılı kaynama tamamen düzeltilmiş.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Olgu Sunusu
    Olgu 1

    Beş yaşındaki kız olguda sağ önkol distal diafizde 1 aylık açılı kaynama vardı (Şekil 4a). İlk tedavi olarak kapalı redüksiyon ve alçılama yapılmıştı. Dorsal açılanma radiusta 20º, ulnada 36º idi. Ulnar deviasyon radius ve ulnada 20º idi. Olguya yeni yöntemle kapalı osteoklazi yapıldı. Bir ay sonra poliklinik koşullarında alçı çıkartıldı ve K-telleri çekildi. Ameliyat sonrası 2. yıldaki kontrolünde ön kol hareket genişlikleri normal sınırlarda idi ve radyogramda sorunsuz kaynama mevcuttu (Şekil 4b).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 4a: Beş yaşındaki kız hastada 1 aylık önkol çift kemik açılı kaynamasının anteroposterior ve lateral radyografik görünümleri.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 4b: Ameliyat sonrası 2. yıldaki radyografik görünüm.

    Olgu 2

    Dörtbuçuk yaşındaki erkek olguda sağ önkol distal diafizde 20 günlük açılı kaynama mevcuttu (Şekil 5a). İlk tedavisi bir sınıkçı tarafından yapılmıştı. Dorsal açılanma radiusta 26º, ulnada 14º idi. Ulnar deviasyon radiusta 18º ve ulnada 6º idi. Yeni yöntemle kapalı osteoklazi yapıldı. Üç hafta sonra poliklinikte alçı çıkartıldı ve K-telleri çekildi. Ameliyat sonrası 6. aydaki kontrolünde ön kol hareket genişlikleri normal sınırlarda idi ve radyogramda sorunsuz kaynama mevcuttu (Şekil 5b).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 5a: Dörtbuçuk yaşındaki erkek hastada 20 günlük önkol çift kemik açılı kaynamasının anteroposterior ve lateral radyografik görünümleri.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 5b: Ameliyat sonrası 6. aydaki radyografik görünüm.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Önkol çift kırıklarında uygun kapalı redüksiyon ve sık kontrollere rağmen açılı kaynama meydana gelebilmektedir 2. Genellikle, 1 aydan kısa süre geçmiş açılı kaynamalarda genel anestezi altında kapalı redüksiyon ve tespit önerilmektedir 2,3. Fakat, kapalı osteoklazi ve alçı ile tespit yönteminde kırıkta tekrardan kayma oluşma riski vardır 2. Geç dönem açılı kaynamalarında ise drille osteoklazi ve osteotomi yöntemleri tercih edilmektedir 1,8,9; drille osteoklazi ve alçı yada intramedüller K-teli ile tespit 1, osteotomi ve plakla tespit 3,7 yada sınırlı cerrahi insizyonla osteotomi ve intramedüller tespit 3 yöntemleri tariflenmiştir, fakat bu yöntemlerle enfeksiyon ve skar dokusu gelişme riski vardır ve özellikle plakla tespit edilen olgularda plağı çıkarmak için ek cerrahi girişim gerekmesi ve vida deliklerinden tekrardan kırık oluşması riski göz ardı edilmemelidir 1. İki olgumuzda da ulna ve radiusta distal diafiz yerleşimli açılı kaynama kırıktan sonraki 1 ay içinde tespit edilmişti. Hem açılı kaynamanın erken dönemde fark edilmesi ve hem de sosyal endikasyon yüzünden olgulara genel anestezi altında yeni teknikle kapalı osteoklazi uyguladık.

    Erken dönemde saptanan açılı kaynamalarda Herring ve arkadaşlarının uyguladığı kapalı osteoklazi ve en az bir kemiğe intramedüller tespit tekniği ise ideale yakın bir yöntemdir 2. Biz, kapalı osteoklaziyi intramedüller K-telleri yardımı ile yapmaktayız ve her iki kemiği de intramedüller olarak tespit etmekteyiz, bu yönleri ile bizim tekniğimiz Herring ve arkadaşlarının tekniğinden farklıdır.

    Genel olarak bizim tekniğimizin avantajları şunlardır;

    1. Kırık hattı açılmamaktadır.

    2. Kapalı osteoklazi için çok az bir kuvvet gerekmektedir. Ulnar ve radial kemikte kırık hattını geçmeyen intramedüller yerleşimli K-telleri hem kırık hattında zayıf bir nokta oluşturmakta, hem de çift taraflı moment kolu uzadığından K-telleri kaldıraç kolu olarak kullanılarak kapalı osteoklazi çok az bir kuvvetle kolaylıkla yapılabilmektedir.

    3. Osteoklaziyi takiben intramedüller K-telleri ile tespit sayesinde uygun kırık redüksiyonunu sağlanmakta ve kırığın tekrardan kaymasını önlemektedir.

    4. K-telleri poliklinik şartlarında çıkarılmaktadır.

    Bu kapalı osteoklazi tekniği, çocuk önkol çift kırıklarından sonra gelişen ve erken dönemde saptanan açılı kaynamalarda güvenle uygulanabilir. Tercihen, bu yeni osteoklazi tekniğinin geç dönem açılı kaynamalarında da kullanılabileceğini düşünüyoruz.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Blackburn N, Ziv I, Rang M. Correction of the malunited forearm fracture. Clin Orthop 1984; 188: 54-57.

    2) Herring JA. Upper extremity injuries. In: Herring JA (Editor). Tachdjian’s Pediatric Orthopaedics. 3rd ed. Philadelphia: W.B. Saunders Co. 2002: 2115-2250.

    3) Price CT, Mencio GA. Injuries to the shafts of the radius and ulna. In: Beaty JH, Kasser RJ (Editors). Fractures in children. Philadelphia: Lippincott Williams&Wilkins 2001: 443-482.

    4) Richter D, Ostermann PAW, Ekkernkamp A, et al. Elastic intramedullary nailing: a minimally invasive concept in the treatment of unstable forearm fractures in children. J Pediatr Orthop 1998; 18: 457-461.

    5) Roberts JA. Angulation of the radius in children’s fractures. J Bone Joint Surg 1986; 68-B: 751-754.

    6) Tarr RR, Garfinkel AI, Sarmiento A. The effect of angular and rotational deformities of both bones of the forearm: an in-vitro study. J Bone Joint Surg 1984; 66-A: 65-70.

    7) Trousdale RT, Linscheid RL. Operative treatmant of malunited fractures of the forearm. J Bone Joint Surg 1995; 77-A: 894-902.

    8) Van der Reis WL, Otsuka NY, Moroz P, et al. Intramedullary nailing versus plate fixation for unstable forearm fractures in children. J Pediatr Orthop 1998; 18: 9-13.

    9) Wyrsch B, Mencio GA, Grenn NE. Open reduction and internal fixation of pediatric forearm fractures. J Pediatr Orthop 1996; 16: 644-650.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]