[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2006, Cilt 11, Sayı 1, Sayfa(lar) 055-057
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Tüberküloz Tanısı ile İzlenen Hastaların Klinik ve Laboratuar Özellikleri
Abdullah KURT, Gamze POYRAZOĞLU, Mehmet TURGUT, Saadet AKARSU, Ayşegül Neşe Çıtak KURT, Mustafa AYDIN, Nimet KABAKUŞ, Erdal YILMAZ, A. Denizmen AYGÜN
Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, ELAZIĞ
Anahtar Kelimeler: Pulmoner tüberküloz, ekstrapulmoner tüberküloz, çocuk, Pulmonary tuberculosis, extrapulmonary tuberculosis, child
Özet
Amaç: Çocukluk çağı tüberkülozundaki klinik ve laboratuar bulgularının tanıdaki yerinin belirlenmesi

Gereç ve Yöntem: Son yedi yılda yatırılarak izlenen tüberküloz tanılı hastaların klinik, laboratuar ve radyolojik bulguları retrospektif olarak değerlendirildi.

Bulgular: Hastaların 30 (%76)’unda pulmoner, 9 (%24)’unda ekstrapulmoner tüberküloz hastalığı saptandı. En sık başvuru yakınması yüksek ateş (32; %82) ve ikinci sıklıkta ise öksürük (29; %74) idi. Hastaların 17 (%43)’sinde tüberkülozlu erişkin hasta ile temas öyküsü vardı. Hastaların ortalama tüberkülin testi reaksiyonu 15.6 ± 3.9 mm, eritrosit sedimentasyon hızı 56.5 ± 18.8 (22-89) mm/saat olarak bulundu. Radyolojik olarak hastaların 25 ’inde akciğer grafisinde parankimal infiltrasyon, 22’sinde hiler dolgunluk, dördünde hiler lenfadenopati, birinde ise kaviter lezyon saptandı.

Sonuç: Çocukluk çağı tüberkülozu ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde sık karşılaşılan ciddi sağlık problemlerindendir. Sensitivitesi ve spesifitesi yüksek tanı yöntemlerinin yokluğu tanının gecikmesine neden olmaktadır. Bugün için tanıda temas öyküsünün varlığı, tüberkülin testinin pozitifliği ve anlamlı klinik bulguların varlığı altın standart olmaya devam etmektedir. ©2006, Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Tüberküloz enfeksiyonu ve hastalığı gelişmekte olan ülkelerde özellikle çocuklarda giderek artan sıklıkta görülmektedir 1. Önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık olmasına karşın, tüm dünyada ve ülkemizde halen sorun olmaya devam etmektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre yılda 8 milyon erişkin, 1.3 milyon çocuk (15 yaş altı) hastalığa yakalanmakta, yaklaşık olarak 3 milyon erişkin ve 450 000 çocuk hayatını kaybetmektedir. Çocuklar tüberküloz basilini, başta yakın çevreleri olmak üzere basil çıkaran erişkinlerden alırlar 2-4.

    Toplumdaki tüberküloz hastalarının saptanması ve etkin biçimde tedavi edilmesi tüberkülozla savaşta en önemli ilkedir. Çocuk yaş grubunda görülen tüberküloz hastalığının bulaşıcılığı düşük olsa da erişkin yaştaki reaktivasyon tüberkülozuna kaynak oluşturması nedeniyle tanınması ve tedavisi büyük önem taşır 5.

    Bu çalışmada da kliniğimizde son yedi yılda tüberküloz hastalığı tanısı ile izlenen hastaların klinik, laboratuar ve radyolojik özelliklerinin irdelenmesi amaçlandı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Çalışmada 1998-2004 yılları arasında tüberküloz tanısı ile izlenen 39 hastanın dosya kayıtlarına ulaşıldı. Dosya bilgilerinden yaş, cinsiyet, indeks vaka, başvuru yakınmaları( yüksek ateş, öksürük, gece terlemesi, balgam çıkarma, solunum güçlüğü, iştahsızlık, kilo kaybı, kusma, başağrısı, konvülzyon, göğüs ağrısı, halsizlik, karın ağrısı, ishal ) ve bunların başlama zamanı ile sağlık kuruluşuna başvuru arasındaki süre, tüberkülin deri testi sonuçları ve BCG skarı varlığı/sayısı, açlık mide suyunda veya balgamda aside dirençli basil pozitifliği, tüberkülozun organ yerleşimi, eritrosit sedimentasyon hızı(ESR), akciğer grafisi ve/veya toraks bilgisayarlı tomografi bulguları, mikrobiyolojik ve histopatolojik bulgulara ait veriler incelendi.

    Elde edilen verilerin analizinde SPSS 10.0 paket program kullanıldı. Sayısal veriler (yaş, ESR tüberkülin testi ) ortalama ± standart sapma [ort ± SD (min-max) ] olarak sunuldu.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Çalışmaya alınan 39 hastanın 28 (%71)’i erkek,11 (%29)’i kız idi. Hastaların genel yaş ortalaması 7.0 ± 4.0 yıl (1.5 – 15 yıl) arasında değişmekte idi. Pulmoner tüberküloz (PT) saptanan 30 (%76) hastanın yaş ortalaması 7.3 ± 4.5 yıl (1.5 – 15 yıl) ve ekstrapulmoner tüberküloz (ET) saptanan 9(%24) hastanın yaş ortalaması ise 6.0 ± 1.5 yıl (4 – 8 yıl) idi. Pulmoner ve ekstrapulmoner tüberkülozlu hastaların yaşları arasında anlamlı fark yoktu (t testi, p>0.05). Ekstrapulmoner tüberküloz tanısı alan hastalardan yedisinde tüberküloz menenjit, birinde eklem ve bir hastada ise gastrointestinal sistem tüberkülozu vardı.

    Pulmoner tüberküloz ve ET tanılı hastalarda, gruplara göre değişmekle birlikte, en sık başvuru yakınması olarak yüksek ateş 32 (%82), ikinci sıklıkta ise öksürük 29 (%74) vardı. Diğer yakınmalar ise, sıklık sırasına göre gece terlemesi (%48), balgam çıkarma (%41), solunum güçlüğü (%23), iştahsızlık (%20), kilo kaybı (%17), kusma (%15), baş ağrısı (%12), konvülziyon (%12), göğüs ağrısı (%10), halsizlik (%10), karın ağrısı (%5) ve ishal (%2) idi. . Yakınmalar ve sıklıkları Tablo 1’de verildi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Semptomlara ve indeks vaka varlığına göre hastaların dağılımı

    Hastaların 17 (%43)’sinde tüberkülozlu erişkin hasta ile temas öyküsü vardı. Bu erişkin hasta en sık anne ve/veya babaları idi. Şikayetlerinin başlama zamanı ile sağlık kuruluşuna başvuru arasındaki süre ortalama 35 gün olup bir hafta kadar erken ve 180 gün kadar geç başvuran hastalar da mevcuttu.

    Hastaların dokuzunda (%23) BCG skarı saptanmadı, 28 (%72)’inde tek BCG skarı ikisinde (%5) ise birden fazla BCG skarı mevcuttu. Hastaların ortalama tüberkülin testi (TT) reaksiyonu 15.6 ± 3.9 mm iken, hiç BCG skarı olmayanlarda 14.7 ± 0.9mm, tek BCG skarı olanlarda 15.5 ± 0.7 mm ve birden fazla BCG skarı olanlarda ise 20.0 ± 1.0mm idi. Ayrıca tüberkülin testi üç hastada 10 mm altında, 13 hastada 10-15 mm arasında, 23 hastada ise 15 mm üstünde idi. Hastalarımızın BCG skar değerleri ve TT değerleri Tablo 2’de verildi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Hastaların BCG ve Tüberkülin Testi değerlerine göre dağılımı

    Pulmoner tüberküloz grubundaki hastaların 18’inde, ET grubundakilerin ise sadece birinde akciğerde patolojik dinleme bulgularına rastlandı.

    Laboratuar değerlerinden ESR 56.5 ± 18.8 (22 - 89) mm/saat idi. Üç gün üst üste açlık mide suyunda aside dirençli basil aranması (ARB) ile 12 hastada her üç örnekte dört hastada ikişer örnekte, 11 hastada ise birer örnekde pozitif sonuçlar elde edilmişti. Buna karşın 12 hastada ise her üç örnekte de ARB’nin negatif olduğu görüldü.

    Tüberküloz kültürü (Loewenstein-Jensen besiyeri kullanılarak) için örnek gönderdiğimiz 28 hastanın sadece üçünde pozitif sonuç alınırken diğerlerinde üreme olmadı.

    Radyoloji tarafından konvansiyonel akciğer grafisi değerlendirilen hastaların 25’inde parankimde infiltrasyon, 22’sinde hiler dolgunluk, dördünde hiler lenfadenopati, birinde ise kaviter lezyonun olduğu izlendi. Ayrıca toraks tomografisi olan 22 hastanın 17’sindeki görüntüler (büyüyen lenf bezlerinin varlığı, kalsifikasyon, kavitasyon, milier tüberküloz varlığını düşündürecek yaygın infiltratif görünüm, plevral efüzyon varlığı) tüberküloz lehine görüntü olarak değerlendirildi.

    Histopatolojik inceleme iki vakada uygulandı. Eklem tüberkülozu düşünülen vakaya yapılan direkt biyopsi örneğinin, gastrointestinal tüberküloz düşünülen hastanın ise laporaskobik biyopsi örneklerinin değerlendirilmesi granülamatöz inflamasyon lehine yorumlandı.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Hastaların laboratuar özellikleri

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Günümüzde tüberküloz önemli bir halk sağlığı sorunudur. Özellikle çocuk tüberkülozunun yaygınlığı, bir toplumda yürütülen halk sağlığı hizmetlerinin göstergesidir. Çocuklara tüberküloz genellikle erişkin tüberkülozlu hastalardan bulaşmaktadır. Çocuk tüberkülozunun tanısı erişkinden farklıdır, çünkü erişkinlerde tanı için bakteriyolojik tanı gerekirken çocuklarda her zaman basil gösterilemez. Bu nedenle bu yöntemle sonuç alınması oldukça zordur 5,6. Demir ve ark 7 65 hastadan oluşan serilerinde basil pozitifliğini %9.2, Göçmen ve ark 8 ise çocuk tüberkülozlu hastalardan oluşan serilerinde basil pozitifliğini %28 olarak saptamışlardır. Çalışmamızdaki hastalarda üç gün üst üste alınan örneklerde basilin gösterilebilirliği %30 gibi yüksek bir değeri oluşturmaktaydı. Alınan örnek sayısı da dikkate alındığında bu değerlerimiz diğer çalışmalardan daha yüksek bir değer olsa da genel olarak düşük bir pozitiflik sonucu olduğunu düşündürmekte idi. Ancak, çocuklarda mikrobiyolojik tanı için örnek elde etmek hem güç hem de elde edilen örneğin basil içeriğinin düşük olması bu sonucu doğurmaktadır.

    Çocukluk çağı tüberkülozunda tanı, sıklıkla tüberkülozlu hasta ile temas öyküsünün varlığı, tüberkülin deri testinin pozitifliği ile uygun klinik ve radyolojik bulgulara dayandırılır. Ekim ve ark 9 primer progresif tüberküloz tanısında, klinik bulgular dışındaki; tüberkülozlu hasta ile temas öyküsü, TT pozitifliği, uygun radyolojik bulgu gibi üç önemli kriteri önermektedir. Çalışmamızdaki hastalarımızın 26 (%82)’sında TT değerlendirmesinin10 mm’nin üstünde olması, 17(%43)’sinde tüberkülozlu hasta ile temas öyküsünün varlığı, 27 (%69)’sinde ise tüberküloz ile uyumlu akciğer grafisi bulgularının (22’sinde hiler dolgunluk, 4’ünde hiler lenfadenopati ve birinde kaviter lezyon) olması yanında başvuru yakınmalarının ise sıklık sırasıyla ateş, öksürük, gece terlemesi şeklinde olması literatürde bildirilen çocukluk çağı tüberküloz hastalığı tanı kriterleri ile örtüşmekteydi 7-10,2-4.

    Tek başına tüberkülin deri testi pozitifliği tüberküloz hastalığı tanısı konulmasında yeterli değildir. Ayrıca tüberküloz prevelansının yüksek olduğu ve BCG aşısının rutin uygulandığı ülkemiz gibi toplumlarda testin tüberküloz lehine yorumlanmasını güçleştirir. Buna karşın diğer parametreler ile birlikte yorumlandığında tüberküloz için hala anlamlı bir yere sahiptir. Şen ve ark11’nın Elazığ il merkezindeki ilköğretim okullarında öğrenim gören çocuklarda yaptıkları çalışmalarında %21.7’sinin BCG skarının olmadığını, %65.7’sinin tek sakarlı, %12.6’sının ise çift skarlı olduğunu tesbit etmişlerdi. Bizim çalışmamızda da hastaların dokuzunda (%23) BCG skarı saptanmadı, 28 (%72)’inde tek BCG skarı ikisinde (%5) ise birden fazla BCG skarı mevcut idi.

    Çocukluk çağı tüberkülozunda da erişkinlerde olduğu gibi intratorasik tutulum daha sıktır 5. Hastalarımızda da intratorasik tutulum %77 gibi yüksek bir sıklıkta idi.

    Pulmoner tüberkülozlu bir olgu tanı konuluncaya kadar gelişmiş ülkelerde 2-3, gelişmekte olan ülkelerde ise 3-5 kişiye bulaştırmaktadır 12. Bizim hastalarımızın da gecikme süreleri ortalama beş hafta idi. Tüberkülozlu hastaların tedavisine geç başlanması hastalığın ilerlemesine yol açmaktadır.

    Sonuç olarak; çocukluk çağı tüberkülozu ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde sık karşılaşılan ciddi sağlık problemlerindendir. Bugün için sensitivitesi ve spesifitesi yüksek tanı yöntemi ya da yöntemleri geliştirilinceye kadar tanı için, temas öyküsünün varlığı, TT pozitifliği ve anlamlı klinik bulguların varlığı ile yetinmek zorunda olduğunu düşündürmektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Murray CJL, Styblo K, Rouillon A. Tuberculosis in developing countries: burden, intervention and cost. Bull Int Union Tuberc Lung Dis 1990; 65: 6-24.

    2) Starke JR. Tuberculosis. In: Jenson HB, Baltimore RS (editors). In Pediatric Infectious Diseases. 2th edition, Philadelphia: WB Saunders, 2002: 396-419

    3) Iseman MD. Pediatric Tuberculosis. A Clinician’s guide to tuberculosis. Philadelphia: Lippincott Williams&Wilkins, 2000: 253-269.

    4) Saiman L, San Gabriel P, Schulte J, Vargas MP, Kenyon T, Onorato I.Risk factors for latent tuberculosis infection among children in New York City. Pediatrics 2001; 107: 999-1003.

    5) Arpaz S, Keskin S, Kıter G, Sezgin N, Uçan ES. Tüberkülozlu Çocuk hastalarımızın geriye dönük olarak değerlendirilmesi. Toraks Dergisi 2001; 2: 27-33.

    6) Sağlık bakanlığı Verem savaş Daire başkanlığı. Türkiye’de tüberküloz kontrolü için kılavuz. Ankara 1999.

    7) Demir T, Çelik E, Antmen E ve ark. Çocuk tüberkülozu olgularının retrospektif olarak incelenmesi. Solunum hastalıkları 1999; 10: 384-91.

    8) Göçmen A, Cengizler R, Özçelik U ve ark. Childhood tuberculosis: A report of 2205 cases. Turk J Pediatr 1997; 39: 149-58.

    9) Ekim NN, levent E, Köktürk O, Küsmez C. Primer tüberküloz tanısında üç kriter. Solunum hastalıkları 1998; 9: 55-64.

    10) Reis GIC, Bedrab MBM, Moura JAR, et al. Six mounth Isoniazid-Rifampin treatment for pulmanary tuberculosis in children. Am Rev Respir Dis 1990; 142: 996-999.

    11) Şen Ç, Aygün AD, Altunışık E, Kocabay K. Elazığ il merkezindeki ilköğretim okulu çocuklarında PPD ile BCG aşısının değerlendirilmesi ve tüberküloz enfeksiyon prevelansı. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dergisi 1998; 41: 497-508.

    12) Okutan O, Kartaloğlu Z, Cerrahoğlu K ve ark. Time to beginning therapy and affecting factors in Turkish soldiers with pulmonary tüberculosis. An analysis of a Turkish military Chest Diseases Hospital. The İnternet Journal of Pulmonary medicine 2001; 2: 1-6.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]