[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2006, Cilt 11, Sayı 3, Sayfa(lar) 170-174
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
İzofluran, Desfluran ve Sevofluran ile Uygulanan Düşük Akımlı Anestezinin, Anestezi Kalitesi ve Güvenilirliğinin Karşılaştırılması
Aslı YILDIRIM, Hülya GÖKSU, Gonca Çağlar TOPRAK, Rıfat KILIÇ, Mehmet Akif YAŞAR
Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı ELAZIĞ
Anahtar Kelimeler: Düşük akımlı anestezi, izofluran, sevofluran, desfluran, Low flow anaesthesia, isoflurane, sevoflurane, desflurane
Özet
Amaç: Düşük akımlı anestezi ekspirasyon havasının yeniden kullanımını artırmayı amaçlayan bir yöntemdir. Bu çalışmada düşük akımlı anestezide, izofluran, sevofluran, desfluran güvenlik ve anestezi kalitesi açısından karşılaştırıldı.

Gereç ve Yöntem: Etik kurul ve hasta onayıyla, 20-50 yaşlarında, ASA I-II, 60 hasta çalışmaya alındı. Hastalar randomize olarak 3 gruba (n=20) ayrıldılar. Anestezi idamesinde %50 O2, %50 hava içinde; izofluran grubuna (Grup İ) %1.5 izofluran, sevofluran grubuna (Grup S) %2 sevofluran, desfluran grubuna (Grup D) %5 desfluran, uygulandı. Anestezi süresince hemodinamik, solunumsal parametreler izlendi, kan gazı örnekleri alındı. Kanda üre, kreatinin, serum glutamik okzaloasetik transferaz, serum glutamik pürivik transferaz, laktat dehidrogenaz, gama glutamil transpeptitaz, kreatin kinaz myokard bandı, troponin, idrarda üre ve kreatinin ölçüldü. Uyanma, derlenme kalitesi değerlendirildi.Veriler, Kruskal- Wallis, chisquare ve ANOVA testleri ile değerlendirildi. p<0,05 anlamlı kabul edildi.

Bulgular: İnspire edilen O2 değerleri Grup-S’de 1. döneme göre 7,8,9. dönemlerde istatistiksel anlamlı azaldı (p<0,05). 7. dönemde Grup-D’nin değeri, izofluran grubuna göre istatistik anlamlı düşüktü (p<0,05).Ekspire edilen O2 değerleri Grup-S’de 8 , 9. dönemlerde 1.döneme göre istatistiksel anlamlı azaldı (p<0,05).İnspire edilen CO2 değerleri üç grupta, 1.döneme göre 6, 7, 8, 9. dönemlerde istatistiksel anlamlı arttı (p<0,05).Ekspire edilen CO2 değerleri, 1. döneme göre Grup-İ’de 6, 8, 9. Grup-S’de, Grup-D’de, 7, 8, 9. zamanlarda istatistiksel anlamlı arttı (p<0,05). PaCO2, 1.döneme göre Grup-İ’de 8, 9. Grup-S’de 7, 8, 9, Grup-D’de ise 6, 7, 8 , 9. dönemlerinde istatistiksel anlamlı arttı (p<0,05).

Sonuç: Her üç ajanla uygulanan düşük akımlı anestezinin, güvenli olduğu, akımın azaltılması açısından birbirlerine üstünlüklerinin olmadığı, Grup- D’deki hastaların erken uyandığı, derlendiği ortaya çıkmıştır. ©2006, Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Foldes ve arkadaşları 1952’de 10.000’den fazla hastada başarıyla uyguladıktan sonra taze gaz akımının 1 L/dak’ya düşürüldüğü anestezi tekniğini yayınlamışlardır. Bu teknik Foldes’in adlandırdığı şekilde ‘Düşük Akımlı Anestezi’ olarak tanımlanmaktadır 1,2,3. Virtue ise 1974’de, taze gaz akımının 0,5 L/dak’ya düşürüldüğü ve ‘Minimal Akımlı Anestezi’ ismini verdiği bir başka tekniği tanımlamıştır 3.

    Düşük akımlı anestezi teknikleri ile ilgili terminoloji yeniden solutma oranına ya da taze gaz akım hızına dayandırılabilir. Yeniden solutma oranını belirleyen en önemli etmen taze gaz akım hızıdır. Taze gaz akımı hastanın dakika hacmine eşit olursa, yeniden solunan gaz oranı ihmal edilecek kadar düşük olur ve hasta neredeyse saf taze gaz solur 1,4. Düşük akımlı anestezi terimi, yarı-kapalı yeniden solutmalı bir sistemle uygulanan ve yeniden solutma oranının en az % 50 olduğu inhalasyon anestezisi tekniğini tanımlamak için sınırlı olarak kullanılmaktadır. Modern anestezi cihazları kullanıldığında, bu geri soluma derecesi, sadece taze gaz akım hızı 2 L/dak’ya azaltıldığında başarılabilir 1,3,4.

    Taze gaz akım hızı düşürülmeden önce yaklaşık 4 lt/dak yüksek taze gaz akımının kullanıldığı bir başlangıç dönemine gereksinim vardır Bu dönemde, solutma sistemi içine istenen gaz bileşimi doldurulacak ve yeterli anestezi derinliğini güvence altına almak için gerekli anestezik ajan konsantrasyonuna ulaşılacaktır 2,5,6.

    Konvansiyonel anestezik ajanlar içinde düşük akımlı anestezi için en uygun olanı, kendine özgü farmakokinetik ve farmakodinamik özellikleri nedeniyle izoflurandır 3,6,7.

    Sevofluran düşük akımlı anestezide kullanım için uygun bir ajandır. Düşük çözünürlüğe sahiptir, dolayısıyla sistemi hızla doldurur 8.

    Desfluran düşük çözünürlüğü nedeniyle başlangıçtaki yüksek akım dönemi minimal akımlı anestezide bile 10 dak’ya kısaltılabilir. Ancak bu yaklaşım gaz hacmi eksilmesi riski taşıdığından yalnızca gaz rezervuarı olan anestezi ventilatörleri kullanıldığında önerilebilir. N2O kullanıldığında akım düşürülmeden önce, yaklaşık 4 L/dak yüksek akımlı bir başlangıç periyodu uygulanır. Bu dönemde denitrojenasyon tamamlanır, gaz içeren tüm alanlarda istenen anestezik konsantrasyonuna ulaşılır, yeterli anestezi derinliği sağlanır ve başlangıçta yüksek N2O alımına izin verilir. 3 Düşük akımlı anestezide olası riskler ya teknik araç gereç yetersizliğine bağlı ya da direkt taze gaz akımının düşürülmesine bağlı olabilir 3,9.

    Atık gaz konsantrasyonunu ve volatil anesteziklerle kronik karşılaşmayı en aza indirmek için önerilen uygulamalardan birisi de düşük akımlı anestezi teknikleridir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Fırat üniversitesi Tıp Fakültesi etik kurulunun ve hastaların onayı alındıktan sonra ASA I-II grubu, her iki cinsten, 20-50 yaş arasında, 60 hasta çalışma kapsamına alındı. Süresi 1 saatten az olmayan batın, toraks ve beyin cerrahisi dışında operasyon geçirecek hastalar çalışmaya dahil edildi. Operasyon masasına alınan hastaların kalp atım hızı (KAH), ortalama arteriyel basıncı (OAB), periferik O2 satürasyonu (SpO2) monitörize edildi. İntravenöz (iv) damar yolu, 20 gauge (G) branül ile açıldı ve 5-10 ml/kg/st %0.9 sodyum klorür (NaCl) infüzyonuna başlandı. İnvazif arter basıncı izlemi, kan gazı analizleri ve kan örneklemeleri için Allen testi yapıldıktan sonra, radiyal artere 20 G branül yerleştirildi.Hastalara 2 dakika süre ile, yüz maskesiyle %100 O2 verilerek preoksijenasyon sağlandı. Anestezi indüksiyonu için 2 µg/kg fentanil (Fentanyl Citrate, Abbott Lab. North Chicago, ABD), 5 mg/kg tiyopental (Pental Sodyum, İ.E. Ulagay, İstanbul, Türkiye) ve 0,1 mg/kg veküronyum (Norcuron, Organon, Oss. Hollanda) iv uygulandı. Kas gevşemesi görüldüğünde orotrakeal entübasyon yapıldı ve hasta Dräger Cato (Lübeck, Almanya) anestezi cihazı ile tidal volüm 10 ml/ kg ve frekans 12/ dak olacak şekilde ventile edildi. CO2 absorbanı olarak soda-lime (Sorbo-lime, Berkim, Türkiye) kullanıldıAnestezi idamesinde, hastalar randomize olarak üç gruba (n=20) ayrıldı. Birinci grup izofluran grubu (Grup İ), ikinci grup sevofluran grubu (Grup S), üçüncü grup desfluran grubu (Grup D) olarak belirlendi. Tüm hastalara %50 O2 ve %50 kuru hava ile birlikte; izofluran grubuna %1,5 izofluran (Forane, Abbott Lab. İngiltere), sevofluran grubuna %2,5 sevofluran (Sevorane, Abbott Lab, North Chicago, ABD), desfluran grubuna %5 desfluran (Suprane, Baxter, Puerto Rico, ABD) uygulandı. İlk 10 dak. 4 L/ dak’lık akım devam edildikten sonra, akım 1 L/ dak.’ya düşüldü; cerrahinin bitmesine 10 dak. kala yeniden 4 L/ dak. akıma geçildi.

    Hemodinamik ve solunumsal parametreler, 4 L/dak akım ile ventilasyonun başında 1, 1 L/dak akım ile ventilasyonun başında 2, 1 L/dak. akım uygulanmasının 5. 3, 10. 4, 30. 5, 60. 6 ve 120. 7 dakikalarında, 1 L/dak ventilasyonun sonunda 8 ve ekstübasyon döneminde 9 kaydedildi. Bütün bu dönemlerde, heparinli enjektöre 2 ml arteriyel kan gazı örnekleri alınarak pH, pCO2, pO2, HCO3 ve COHb değerleri ölçüldü.Cerrahi öncesi 1, ekstübasyondan hemen sonra (2), ameliyat sonrası 24. 3 ve 48. 4 saatlerde üre, kreatinin, SGOT, SGPT, LDH, GGT, CK-MB ve troponin ölçümü için kan örnekleri ile üre ve kreatinin ölçümü için idrar örnekleri alındı.

    Operasyon boyunca tüketilen anestezik ajan miktarının tespiti için Drager Cato anestezi cihazı kılavuzunda belirtilen, üretici firmanın önerdiği hesaplama formülü kullanıldı: Anestezik ajanın tüketimi (ml/saat) = 3 x Taze gaz akımı (L/dak) x konsantrasyon (%)

    İstatistiksel analiz için SPSS 10.0 versiyonu kullanıldı. Veriler ortalama ± standart sapma (SD) olarak alındı. Cinsiyet chi-square testi ile, diğer demografik veriler, operasyon süresi, düşük akım süresi ve uyanma parametreleri Kruskal-Wallis testi ile değerlendirildi. P< 0,05 anlamlı kabul edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Gruplar arasında cinsiyet, yaş, ağırlık ve boy yönünde istatiksel olarak anlamlı farklılık yoktu (p>0,05).Kalp atım hızında hem izofluran grubunda hem de sevofluran ve desfluran gruplarında da aynı şekilde kontrol değerine göre 9. dönemde artış gözlendi. Bu artış istatiksel olarak anlamlıydı (p<0,05). İzofluran, sevofluran ve desfluran gruplarının birbirleri ile karşılaştırılmasında ise, izofluran ve desfluran gruplarının kalp atım hızı değerleri, sevofluran grubuna göre yüksek bulunmakla beraber, bu fark istatiksel olarak anlamlı değildi (p>0,05) Ortalama arteryel basınç, her bir grubun kendi içinde tekrarlayan ölçümlerinde anlamlı farklılık göstermedi (p>0,05). Gruplar arası karşılaştırmada ise, izofluran grubuna göre desfluran grubunda 1, 2, 3, 4, 6, 8 ve 9. dönemlerde anlamlı artış saptandı (p<0,05).

    İnspire edilen O2 değerleri, izofluran ve desfluran gruplarının kendi içindeki tekrarlayan ölçümlerinde anlamlı farklılık göstermedi (p>0,05). Sevofluran grubunda ise kontrol değerine göre 7, 8 ve 9. zaman dilimlerinde anlamlı azalma gözlendi (p<0,05). Gruplar arası karşılaştırmada 7. zaman diliminin ortalama değerleri dikkate alındığında desfluran grubunun değeri, izofluran grubuna göre anlamlı düşük bulundu (p<0,05). Ekspire edilen O2 değerlerinde sevofluran grubunun tekrarlayan ölçümlerinde 8 ve 9. zaman dilimlerinde, kontrol değerine göre anlamlı azalma olduğu bulundu (p<0,05). İnspire edilen CO2 değerlerinin karşılaştırılmasında, her üç grubun da kendi içlerindeki tekrarlayan ölçümlerinde, 1. zaman dilimine göre 6, 7, 8 ve 9. zaman dilimlerinde anlamlı artış bulundu (p<0,05).

    Ekspire edilen CO2 değerlerinde, izofluran grubunda 1. zaman dilimine göre 6, 8 ve 9. zamanlarda anlamlı artış gözlendi (p<0,05). Sevofluran ve desfluran gruplarında ise, 1. zaman dilimine göre 7, 8 ve 9. zamanlarda anlamlı artış bulundu (p<0,05 lundu (p<0,05)

    İnspire edilen ajan konsantrasyonu, izofluran grubunda 1. dönemle karşılaştırıldığında 5, 6, 7 ve 8. zaman dilimlerinde anlamlı azaldı (p<0,05). Sevofluran grubunda 6, 7 ve 8. zaman dilimlerinde, 1. döneme göre anlamlı azalma gözlendi (p<0,05). Desfluran grubunda ise 1. zaman dilimine göre 7 ve 8. zamanlarda azalma kaydedildi (p<0,05).

    Ekspire edilen ajan konsantrasyonunda, izofluran ve sevofluran gruplarının tekrarlayan ölçümlerinde 1. döneme göre 5, 6, 7 ve 8. dönemlerde anlamlı azalma bulundu (p<0,05). Desfluran grubunda ise 1. zaman dilimine göre 7 ve 8. zamanlarda anlamlı azalma vardı (p<0,05).

    PaCO2 ise, izofluran grubunun 1. zaman dilimindeki ortalama değerine göre, 8 ve 9. dönemlerde anlamlı artış gösterdi (p<0,05). PaCO2 değerlerinde, sevofluran grubunda 1. döneme göre 7,8ve 9. dönemlerde anlamlı artış bulundu (p<0,05). Desfluran grubunun PaCO2 değerleri ise, 1. zaman dilimine göre 6, 7, 8 ve 9. dönemlerde anlamlı arttı (p<0,05).

    SGPT değerlerinde ise, desfluran grubunda operasyon sonrası 24. ve 48. saatlerde, operasyon öncesine göre anlamlı artış gözlendi (p<0,05).

    Kan ve idrar örneklerindeki üre ve kreatinin değerleri, grupların kendi içlerinde farklı zamanlarda ve gruplar arası karşılaştırmalarda anlamlı fark göstermedi (p>0,05)


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: Ölçüm dönemlerine göre, inspire edilen CO2 değişiklikleri.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 2: Ölçüm dönemlerine göre, ekspire edilen CO2 değişiklikleri.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 3: Ölçüm dönemlerine göre, inspire edilen anestezik ajan konsantrasyonu.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 4: Ölçüm dönemlerine göre, ekspire edilen anestezik ajan konsantrasyonu.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 5: Ölçüm dönemlerine göre, PaCO2 değişiklikleri.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Modern anestezi cihazlarının çoğu, yeniden solutmalı sistem donanımına sahiptir. Bu cihazlar kullanılarak taze gaz akımının 2 L/dak veya daha düşük verilmesiyle, ekspire edilen gaz karışımının içindeki CO2 tutulduktan sonra, en az % 50’si tekrar inspire edilebilir. Bununla birlikte yeniden soluma, sadece taze gaz akımı büyük oranda azaltıldığında ve düşük akımlı anestezi uygulandığında gerçekleşir.Başlangıç döneminin süresi, yalnızca yeterli anestezi derinliğini güvence altına almak için gerekli olan ajan konsantrasyonunu oluşturmaya yetecek bir süredir. Bu süre, kullanılan ajanın farmakolojik özellikleri ve ajana özgü vaporizatörün teknik özellikleri ile belirlenir. Ayrıca, hasta tarafından yalnızca oksijen ve volatil ajan alınacağı için toplam gaz alınımı azalır ve böylece gaz fazlası hacminin oldukça artması beklenir. Dolayısıyla, 1 L/dak. ya da 0.5 L/dak. kadar düşük taze gaz akımları kullanıldığında kazayla oluşabilecek gaz hacmi eksikliği riski de azalacaktır 3,9,10,11.

    Bito ve ark. 12 düşük akım uygularken, anestezi derinliğinin istenen düzeydeki idamesini sağlamak için, inspire edilen ajan yüzdesini değil, sistolik arteriyel basıncı göz önüne almışlardır. Biz hastalarımıza opioid kullandık ve bunun MAC’ı azaltıcı etkisinden yararlanarak, ajan konsantrasyonlarımızı akımı değiştirdiğimiz anlarda artırmadık. Uyguladığımız inhalasyon ajanlarının inspire ve ekspire edilen konsantrasyonlarını monitörize ettik. Anestezi süresi ilerledikçe hem inspire hem de ekspire edilen ajan yüzdelerinde, istatistiksel olarak anlamlı azalmalar belirledik. İnspire edilen en düşük değerleri, izofluran için % 1.06±0.11, sevofluran için % 1.84±0.21, desfluran için % 3.41±0.86 olarak bulduk.

    Çalışmamızda her üç gruptaki hastaların, hem inspire edilen hem de ekspire edilen CO2 değerlerinde, düşük akım uygulamasının 60. dakikasından itibaren istatistiksel olarak anlamlı artış bulduk. Hastaların eş zamanlı kan gazı örneklerinde, PaCO2 değerlerinde de anlamlı artış gözledik. Bu artışlar, kan pH’sını değiştirecek düzeyde değildi.

    Bonome ve ark. 13 desfluran ve izofluran uygulayarak yaptıkları deneysel araştırmada, CO ve COHb oluşumu açısından düşük akımlı anestezinin güvenli olduğunu göstermişlerdir. Bulgularımız literatürle uyumlu olup, düşük akımlı anestezinin CO oluşumu için risk faktörü değil, tersine bir önlem olduğunu desteklemektedir.

    Hideyuki ve ark. 14 sevofluranın, düşük ve yüksek akımla uygulanmasını karşılaştırdıkları çalışmalarında serum üre ve kreatin düzeylerini postoperatif 7 gün boyunca ölçmüşlerdir. Düşük akım grubunda, yüksek akım grubuna göre, biyokimyasal göstergelerde artış olsa da, nefrotoksisitenin sözkonusu olmadığını vurgulamışlardır. Bulgularımız literatürle uyumlu olarak, düşük akımlı anestezi uygulamasının böbrek fonksiyonları üzerine olumsuz etkisinin olmadığını göstermektedir.

    Ebert ve ark. 15 düşük akımla sevofluran uyguladıkları hastalarında, SGOT, alkalenfosfataz ve total bilirubin düzeylerini ölçerek hepatik fonksiyonları değerlendirmiş ve güvenli bulmuşlardır. Her üç ajanın da düşük akımla kullanılmasını, hepatik fonksiyonlar açısından güvenli olarak değerlendirdik.

    Düşük akımla uygulanan sevofluran için uyanma süresini Lerman ve ark. 16 12.3±,10.8 dak, Naito ve ark. 17 4.3±,1.1 dak. bulmuşlardır. Sevofluran uygulanan hastalarda ekstübasyon süresini ise, Piat ve ark. 18 14.9±,1.6 dak, Sarner ve ark. 19 8.3±,2.5 dak. bulmuşlardır. Sevofluran anestezisi sonrasında derlenme süresini, Lerman ve ark. 16 19,3±,14,0 dak. bulmuşlardır. Lerman ve ark. sevofluran uyguladıkları 175 hastanın %8’inin ajitasyon göstererek uyandığını kaydetmişlerdir. Biz çalışmamızda, izofluran grubundan üç, sevofluran ve desfluran gruplarından birer hastada ajitasyon gözledik. Hastaların hiçbirinde terleme ve hıçkırık olmadı. Aldrete skalasına göre derlenme süresi, Stewart koma skalası, göz açma ve ekstübasyon sürelerini değerlendirerek üç grubu karşılaştırdığımızda, sevofluran grubunun izofluran grubuna göre, desfluran grubunun ise diğer iki gruba göre daha kısa sürede ayıldığını ve derlendiğini gözledik.

    Düşük akımla anestezinin, başlıca üstünlüklerinden birisi, anestezik ajan tüketimini azaltarak sağladığı ekonomik avantajlardır. Hargasser ve ark. 20 çalışmalarında, taze gaz akımının 3 lt/dak’dan 1 lt/dak’ya düşürülmesiyle, desfluran tüketiminin %60 azaldığını göstermişlerdir. Çalışmamızda, toplam 8061 dak uygulanan düşük akımlı anestezide, 312 ml izofluran, 574 ml sevofluran, 1130 ml desfluran kullandık. Akım hızının 4 L/dak’ya çıkartılması durumunda 889 ml izofluran, 1697 ml sevofluran, 3320 ml desfluran harcanacağını hesapladık. Buna göre akımın 4 lt/dak’dan 1 L/dak’ya düşürülmesi ile gazların tüketiminde izofluran için % 65, sevofluran için % 67, desfluran için % 66 azalma olmuştur.

    Modern teknik donanım, düşük akım tekniklerinin güvenli ve basit şekilde kabul görmesi için tüm gereksinimleri karşılamaktadır. Anestezik ajan ve buhar tüketimini azaltması, solutulan gazın ısı ve nemini iyileştirerek postanestezik boğaz ağrısı ve akciğer komplikasyonlarını azaltması, vücut ısısını koruması, inhalasyon anestezisinin kuramsal inceliklerini uygulamaya aktarması, en önemlisi ozon tabakasına verilen zararın azaltılması ve ameliyathane atmosferinin kirlenmesinin önlenmesi bu uygulamanın üstünlükleridir. Verilerimiz, izofluran, sevofluran ve desfluran ile uygulanan düşük akımlı anestezinin, uygun monitörizasyon ve anestezi cihazı kullanmak kaydı ile güvenli olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla yeterli izlem olanaklarına sahip olunan her koşulda, konuyla ilgili bilgi donanımına sahip olunarak düşük akımlı anestezi uygulanmalıdır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Baum JA. Low-flow anaesthesia: The sensible and judicious use of inhalation anaesthetic M105. Acta Anaesthesiol Scand 1997; 41: 264-267.

    2) Coetzee JF, Stewart LJ. Fresh gas flow is not the only determinant of volatile agent consumption: a multi- centre study of low-flow anaesthesia. Br J Anaesth 2002; 88: 46-55

    3) Baum JA. Low Flow Anaesthesia. The Theory and practice of low flow , minimal flow and closed system anaesthesia. 2nd English ed. London: Reed Educational and Professional Publishing Ltd, 2001.

    4) Baum JA. Low-flow anaesthesia. Eur J Anaesthesiol 1996; 13: 432-435.

    5) Cotter SM, Petros AJ, Dore CJ, Barber ND, White DC. Low - flow anaesthesia, practice cost implications and acceptability. Anaesthesia 1991; 46: 1009 – 1012

    6) Baum J, Zuchner K, Holscher U, Sievert B, Stanke HG, Gruchmann T, Rathgeber J. Climatization of anesthetic gases using different breathing hose systems. Anaesthesist 2000; 49: 4 Wissing H, Kuhn I, Reitbrock S, Fuhr U. Pharmacokinetics of inhaled anaesthesics in a clinical setting: comparison of desflurane, isoflurane and sevoflurane. Br J Anaesth 2000; 84: 443-449.

    7) Brown B. Sevoflurane: Introduction and overview. Anesth Analg 1995; 81: 51-53.

    8) Igarashi M, Watanabe H, Iwsaki H, Namiki A. Clinical evaluation of low-flow sevoflurane anaesthesia for paediatric patients. Acta Anaesthesiol Scand 1999; 43: 19-23.

    9) Düşük Akımlı Anestezi Sempozyumu Konuşma Metinleri. Anestezi Dergisi 2002; 10: 119-156.

    10) Pedersen FM, Nielsen J, Ibsen M, Guldager H. Low-flow isoflurane-nitrous oxide anaesthesia offers substantial economic advantages over high- and medium-flow isoflurane-nitrous oxide anaesthesia. Acta Anaesthesiol Scand 1993; 37: 509-512.

    11) Baum J, Sievert B, Stanke HG, Brauer K, Sachs G. Nitrous oxide free low-flow anesthesia. Anaesthesiol Reanim 2000; 25: 60-67.

    12) Bito H, Ikeda K. Long-duration, low-flow sevoflurane anesthesia using two carbon dioxide absorbents. Quantification of degradation products in the circuit. Anesthesiology 1994; 81: 340-345

    13) Bonome C, Belda J, Alvarez R, Soro M, Fernandez G, Cortes A. Low-flow anesthesia and reduced animal size increase carbowyhemoglobin levels in swine during desflurane and isoflurane breakdown in dried sodalaym. Anesth Analg 1999; 89: 909-919.

    14) Higuchi H, Hiroki W, Yumi U, Kohichiro G, Masuyuki K, Tetsuo S. Effects of probenecid on renal function in surgical patients anesthetized with low-flow sevoflurane. Anesthesiology 2001; 94: 21-31.

    15) Ebert TJ, Frink EJ, Kharasch ED. Absence of biochemical evidence for renal and hepatic dysfunction after 8 hours of 1,25 minimum alveolar concentration sevoflurane anesthesia in volunteers. Anesthesiology 1998; 88: 601-610.

    16) Lerman J, Davis PJ, Welborn LG, Orr RJ, Rabb M, Carpenter R, Motoyama E. Induction, recovery, and safety characteristics of sevoflurane in children undergoing ambulatory surgery. Anesthesiology 1996; 84: 1332-1340.

    17) Naito Y, Tamai S, Shingu K, Fujimori R, Mori K. Comparison between sevoflurane and halothane for paediatric ambulatory anaesthesia. Br J Anaesth. 1991; 67: 387-389.

    18) Piat V, Dubois MC, Johanet S, Murat I. Induction and recovery characteristics and hemodynamic responses to sevoflurane and halothane in children. Anesth Analg 1994 ; 79: 840-844.

    19) Sarner JB, Levine M, Davis PJ, Lerman J, Cook DR, Motoyama EK. Clinical characteristics of sevoflurane in children. Anesthesiology 1995; 82: 38-46.

    20) Hoffman WE, Charbel FT, Edelmen G, Ausman JI. Thiopental and desflurane for brain protection. Neurosurgery 1998; 43: 1050-1053.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]