[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2007, Cilt 12, Sayı 3, Sayfa(lar) 184-189
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Akut Zehirlenme Hastalarında Serum Malondialdehid, Paraoksonaz ve Karaciğer Fonksiyon Testleri Arasındaki İlişkinin Araştırılması
Gürkan ALAGÖZ1, Polat DURUKAN2, Mustafa YILDIZ3, Mustafa Kemal BAYAR4, Necip İLHAN5, Yunsur ÇEVİK6, Dilara SEÇKİN5
1Osmaniye Devlet Hastanesi, Acil Servis Kliniği, OSMANİYE
2Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı, KAYSERİ
3Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı, ELAZIĞ
4Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı, ELAZIĞ
5Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya ve Klinik Biyokimya Anabilim Dalı, ELAZIĞ
6Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Servis, ANKARA
Anahtar Kelimeler: Zehirlenmeler, paraoksonaz , malondialdehid , aspartat aminotransferaz , alanin aminotransferaz , gama-glutamil transaferaz, Poisoning, paraoxonase, malondialdehyde,alanine aminotransferase, aspartate aminotransferase, gamma glutamil transferase
Özet
Giriş: Bu çalışmanın amacı akut zehirlenme hastalarında, serum paraoksonaz (PON), malondialdehid (MDA), aspartat aminotransferaz (AST), alanin aminotransferaz (ALT), gama-glutamil transaferaz (GGT) değerlerinin, hastaların zehirlenme maddelerini alımından sonraki 6. ve 24. saatlerdeki düzeylerinin belirlenerek, hastaların takibi ve bu değerlerin hastaların tedavisindeki rollerini, aralarında korelasyon olup olmadığını araştırmaktır.

Gereç ve Yöntem: Çalışma Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servise Aralık 2003 - Haziran 2004 tarihleri arasında zehirlenme nedeniyle başvuran, çalışmaya dahil edilme kriterlerine uyan 16 yaş ve üzeri 82 hasta ile prospektif olarak gerçekleştirildi.

Bulgular: Çalışmaya 82 hasta alınmıştır. Bu hastaların MDA1 ve MDA2 değerleri sırasıyla ortalama 0.39±0.2 ve 0.45±0.3 mmol/mL olarak bulunmuştur. PON1-1 ve PON1-2 değerleri sırasıyla ortalama 153.33±77.3 ve 146.25±70.7 U/mL olarak bulunmuştur. AST1, AST2, ALT1, ALT2, GGT1 ve GGT2 değerleri sırasıyla ortalama olarak 21.53±8.1, 26.73±47.7, 20.16±9.6, 20.87±21.6, 20.75±15.3 ve 20.77±20.0 U/L bulunmuştur. Yapılan istatistiksel analiz sonucunda trisiklik antidepresan, asetaminofen, mantar, alkol ve organofosfat zehirlenmesi ile başvuran hastalarda MDA, PON1, AST, ALT ve GGT değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05).

Sonuç: Akut zehirlenme hastalarında 6. ve 24. saatlerde alınan MDA, PON1, AST, ALT, GGT değerlerinin ilk 24 saatteki hasta takibi ve tedavisinde yeri olmadığını düşünmekteyiz. Zehirlenme gibi önemli bir sorunun takip ve tedavisinde yeni laboratuvar parametrelerinin araştırılması gerektiğini düşünmekteyiz. ©2007, Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Zehirlenme, bir canlı organizmanın işlevlerini olumsuz etkileyecek bir kimyasal ile karşı karşıya kalması olayıdır. Zehirlenme inhalasyon, insuflasyon, oral, cilt veya muköz membran ile temas ya da enjeksiyon yolu ile gerçekleşebilir. Amerika Birleşik Devletlerinde (ABD), 2003 yılında 2.395.582 adet zehirlenme olgusu olduğu ve 2002 yılı verilerine göre zehirlenme olgularının %0.7 arttığı bildirilmiştir 1,2.

    Zehirlenmelerde klinik bulgular yanında laboratuvar parametreleri tanısal önem taşır. Karaciğer fonksiyon testleri, kanama zamanı, alkalen fosfataz, arter kan gazları, albumin, bilirubin, tam kan sayımı ile elektrokardiyografi gibi incelemeler, alınan ajana ve bu ajanın oluşturacağı kliniğe göre istenmeli ve değerlendirilmelidir 3,4.

    Lipid peroksidasyonu sırasında karbon bağlarının kopması ile aldehid yapısında yıkım ürünleri ortaya çıkmaktadır. Bu sitotoksik metabolitler malondialdehid (MDA) gibi alkalenler ve 4-hidroksinonenal gibi hidroksialkanellerdir 5. MDA lipid peroksidasyonunun son ürünüdür ve iskemireperfüzyon olayında lipid peroksidasyonunun en duyarlı göstergelerindendir. Tiyobarbütirik asid ile reaksiyon veren maddeler (TBARS) methodu ile ölçülmekte ve oksidan özelliğe sahip olduğu düşünülmektedir. Plazma MDA düzeyleri tespit edilmesi yüksek sensitivite ve basit-yüksek likid kromatografisi (HPLC) methodu ile yapılmaktadır 5,6,7,8,9.

    Paraoksonaz (PON1, EC.3.1.8.1) Aldridge sınıflama sistemine göre A grubu Arildialkilfosfataz (E.C 3.1.1.2) sınıfı bir ester hidrolaz enzimidir. Son imünoaffinite kramatografi çalışmaları, insan serum paraoksonazının gerçekte apo AI ve apo J içeren HDL tipleri ile ilişkili olduğunu ve paraoksonaz içeren HDL’nin, total HDL’nin çok küçük bir bölümünü oluşturduğunu göstermiştir 10.

    PON1’in organofosfatları hidrolize ettiği düşünülmekte olup insan metabolizmasında organofosfatlar üzerine etkileri bilinmemektedir 10,11. Organofosfatların mikrozomal oksidazlarla metabolize edilmesi ile ortaya çıkan nörotoksik metabolitler ve oksijen analogları, kolinesterazların potent inhibitörleridir. Paraoksonda asetilkolini yıkan kolinesterazların potent inhibitörüdür 11,12.

    Aminotransferazlar karaciğer hücre hasarının duyarlı göstergelerindendir. Karaciğer hastalığının tayininde aktiviteleri en çok ölçülen iki transaminaz, aspartat aminotransferaz (AST) ve alanin aminotransferaz (ALT)’dır. Bu enzimlerin aktivitesi virüs, ilaç, toksin, metastatik karsinomlar, kalp yetmezliği, granülamatöz ve alkolik karaciğer hastalığı, kronik hepatit ve çeşitli infeksiyonlar ile yükselebilmektedir 13,14.

    Çalışmanın amacı, AS’ye akut zehirlenme ile başvuran vakalarda, MDA düzeyleri, PON1 düzeyleri ve AST, ALT ve GGT serum düzeylerinin araştırılması, bu maddelerin zehirlenmeden sonra belli zamanlarda plazmadaki seviyelerini baz alarak zehirlenme vakalarının takip ve tedavisindeki yerinin araştırılması ile bu maddeler arasındaki korelasyonu araştırmaktır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Çalışma Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi (FÜTF) AS’ye Aralık 2003-Haziran 2004 tarihleri arasında zehirlenme nedeniyle başvuran, çalışmaya dahil edilme kriterlerine uyan 16 yaş ve üzeri 82 hasta ile gerçekleştirildi. Hastaların sözlü ve yazılı onayları alındı (Şuuru kapalı veya genel durumu kötü olan hastaların yakınlarından onay alındı).

    Çalışmaya dahil edilme kriterleri
    -Etanol, pestisitler, asetaminofen, ASA, mantarlar, trisiklik antidepresanlar ile olan zehirlenmeler,
    -16 yaşından büyük hastalar,
    -Kronik karaciğer ve başka sistemik hastalığı (tip 2 diyabet, iskemik kalp hastalığı gibi) olmayan hastalar,
    -Herhangi bir sebeple karaciğer enzim yüksekliği bulunmayan hastalar,
    -Bilinen kolesterol yüksekliği bulunmayan hastalar,

    Çalışmadan çıkarılma kriterleri:
    -Hastada bilinen, kanıtlanmış koroner arter hastalığı olması,
    -Familyal hiperkolesterolemi varlığı,

    Hastaların zehirlenme maddesini alımından sonraki 6 ve 24. saatlerde, MDA, PON1, AST, ALT ve GGT serum seviyelerinin ölçümü için iki defa kan örnekleri alınıp, 4000 devirde 5 dakika santrifüj edilerek serumları ayrıldı ve biyokimyasal analiz yapılıncaya kadar –70 ºC’de saklandı. Altıncı saatteki sonuçlar MDA1, PON1-1, AST1, ALT1 ve GGT1; 24. saatteki sonuçlar MDA2, PON1-2, AST2, ALT2 ve GGT2 olarak adlandırılmıştır.

    Biyokimyasal incelemede malondialdehid tayini Satoh 15 ve Yagi’den 16 modifiye edilen bir yöntemle spektrofotometrik olarak yapıldı. Plazma paraoksonaz düzeyi substrat olarak kullanılan paraksonun hidrolizi sonucu oluşan p-nitrofenol’ün 412 nm’de spektrofotometrik olarak ölçülmesi ile tespit edildi 17.

    Verilerin analizi SPSS 12.0 for Windows bilgisayar paket programı ile yapılmıştır. Tanımlayıcı istatistikler ortalama±standart sapma ve % olarak belirlendi. Hasta gruplarının 6. saat ve 24. saat ölçümlerinin karşılaştırılmasında paired–T testi kullanıldı. Hasta gruplarının aldığı maddeye göre 6. saat ve 24. saat ölçümlerinin değerlendirilmesinde Wilcoxon testi kullanıldı. p<0.05 değerleri anlamlı kabul edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Aralık 2003 ve Haziran 2004 tarihleri arasında FÜTF AS’ye toplam 8772 hasta başvurmuş ve bu hastaların 292 tanesi akut zehirlenme hastası olarak değerlendirilmiştir. Bu 292 zehirlenme hastasından 82 (%28.08) tanesi zehirlenilen madde, hasta şartları, başvuru saati açısından çalışmaya katılma kriterlerine uymaktaydı.

    Yirmibeş hasta (%30.5) mantar, 13 hasta (%15.9) TCA, 8 hasta (%9.8) asetaminofen, 4 hasta (%4.9) organofosfat, 3 hasta (%3.6) alkol alarak tek ilaç ya da madde ile akut zehirlenmeye maruz kalmışlardı. 17 hasta (%20.7) TCA ile birlikte başka bir ilaç alarak akut zehirlenmeye maruz kalmıştı. Dokuz hasta (%10.8) alkol ile birlikte başka bir ilaç almıştı. Üç (%3.6) hasta asetaminofen ile birlikte ek bir ilaç almıştır. Hastaların hepsinde alım GİS yoluyla idi.

    Zehirlenmelerin 29’u (%35.4) kaza ile gerçekleşirken, 53 (%64.6) alımın suisid amaçlı olduğu görüldü. Zehirlenmeye neden olan maddeler tablo 1’de özetlenmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Alınan maddeler ve hastalara göre dağılımları

    Hastaların 43’ü (%52.4) hastaneye yatırılırken, 29’u (%35.4) taburcu edilmiş, 9’u (%11) başka bir kuruma sevk edilmiş, bir hasta (%1.2) kendi isteği ile AS’den ayrılmıştır. 26 hasta (%31.2) dahiliye kliniğine, 17 hasta (%20.7) anesteziyoloji ve reanimasyon yoğun bakıma yatırılmıştır. Çalışmaya alınan tüm zehirlenme hastalarının MDA1 ve MDA2 değerleri sırasıyla ortalama 0.39±0.2 ve 0.45±0.3 mmol/mL olarak bulunmuştur. MDA1 ve MDA2 değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). PON1-1 ve PON1-2 değerleri sırasıyla ortalama 153.33±77.3 ve 146.25±70.7 U/mL olarak bulunmuştur. Bu iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Hastaların 6. ve 24. saatlerdeki ortalama AST, ALT ve GGT değerleri arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Zehirlenmeye neden olan maddelere göre gruplandırma yapılmış ve gruplar arasında MDA, PON1, AST, ALT ve GGT değerleri arasında da istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır (p>0.05) (Tablo 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Hastalara göre MDA, PON1, AST, ALT ve GGT değerleri

    Çalışmamızda TCA zehirlenmesi olan hastalarda MDA1 ve MDA2 değerleri sırasıyla ortalama 0.35±0.2 ve 0.34±0.2 olarak bulunmuştur. TCA zehirlenmeleri ile 6. ve 24. saatlerdeki MDA değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır (p>0.05). Bu hastalarda PON1-1 ve PON1-2 değerleri sırasıyla ortalama 171.01±86.8 ve 147.95±92.2 olarak bulunmuştur. TCA zehirlenmeleri ile 6. ve 24. saatlerdeki PON1 değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır (p>0.05). AST, ALT ve GGT değerleri açısından da gruplar arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05) (Tablo 2).

    Organofosfat zehirlenmelerinde MDA1, MDA2, PON1-1 ve PON1-2 değerleri sırasıyla ortalama 0.23±0.10, 0.34±0.07, 129.41±61.2 ve 91.81±42.5 olarak bulunmuştur. MDA ve PON1 değerleri ile organofosfat zehirlenmeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır (p>0.05). AST, ALT ve GGT değerleri açısından da gruplar arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05) (Tablo 2).

    Asetaminofen zehirlenmelerinde MDA1, MDA2, PON1- 1 ve PON1-2 değerleri sırasıyla ortalama 0.42±0.3, 0.38±0.2, 107.00±54.7 ve 129.97±68.5 olarak bulunmuştur. MDA ve PON1 değerleri ile asetaminofen zehirlenmeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır (p>0.05). AST, ALT ve GGT değerleri açısından da gruplar arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05) (Tablo 2).

    Alkol zehirlenmesi olan hastalarda MDA1, MDA2, PON1-1 ve PON1-2 değerleri sırasıyla ortalama 0.42±0.5, 0.38±0.5, 183.02±106.8 ve 113.21±31.2 olarak bulunmuştur. Bu değerler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır (p>0.05). AST, ALT ve GGT değerleri açısından da gruplar arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05) (Tablo 2).

    Mantar zehirlenmesi olan hastalarda MDA1, MDA2, PON1-1 ve PON1-2 değerleri sırasıyla ortalama 0.48±0.2, 0.63±0.3, 154.72±76.5 ve 153.32±60.8 olarak bulunmuştur. Bu değerler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır (p>0.05). AST, ALT ve GGT değerleri açısından da gruplar arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05) (Tablo 2).

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Zehirlenmeler AS’lerin önemli başvuru nedenleri arasında olup AS hekimlerinin zehirlenmeler konusunda gerekli yeterliliğe sahip olmaları gerekmektedir.

    Serum PON1 düzeyleri diyet, akut faz proteinleri, gebelik ve apo AI düzeyini etkileyen olaylardan etkilenmektedir 10. PON1’in LDL lipid peroksidasyonu ile oluşabilen oksidatif modifikasyonunu önleyerek antioksidatif ve antiaterosklerotik rol oynadığı gösterilmiştir 11,18,19. PON1‘in en iyi bilinen koruyucu fonksiyonu; organofosfat sinir ajanlarını, aromatik karboksilik asit esterlerini ve insektisitleri hidrolize etme yeteneğidir 10.

    ABD 2003 zehirlenme verilerine göre analjezikler, stimülan ilaçlar, antidepresanlar, kardiyovasküler sistem ilaçları, sedatif-hipnotik-antipsikotik ilaçlar zehirlenmeye en sık neden olan ajanlardır. Bu ilaçlardan analjeziklerin önemli oranda mortaliteye neden olduğu belirtilmiştir Analjeziklerden asetaminofen ve ASA; antidepresanlardan ise amitriptilin bu gruplar içinde en çok zehirlenmeye neden olan ajanlardır 2. Yapılan bazı çalışmalarda ise zehirlenmenin en sık TCA’lar ile olduğu bildirilmiştir (20). Bizim çalışmamızda ise en sık maruz kalınan ajan grubu mantarlar olup (%30.5), bunları (%15.9) ile TCA’lar izlemektedir. Çalışmamızda zehirlenme etkeni olarak en sık mantarların görülmesinin sebebi, çalışmanın yapıldığı dönemde mevsimsel ve bölgesel özelliklerden dolayı yabani mantar tüketiminin fazla olması olabilir.

    Yapılan bazı çalışmalarda serum ve doku MDA düzeylerinin çeşitli hastalıklara ve ilaçların toksik etkilerine bağlı olarak arttığı gösterilmiştir. Bu hastalıklarda lipid peroksidasyonu sonucunda serum ve dokuda MDA düzeylerinde artış olmaktadır (göğüs ağrılı ve diyabetli hastalar) 21,22. PON1 düzeyleri özellikle aterosklerotik hastalık, insülin bağımlı diyabet ve ailesel hiperkolesterolemi durumlarında artabilmektedir 11. Bu nedenlerle PON1 ve MDA’yı değiştirdiğini düşündüğümüz klinik durumları çalışmaya dahil etmedik.

    Cengiz ve ark.’ı 23 asetaminofen ve aspirin hepatotoksisitesinde lipid peroksidasyonunun rolünü araştırmak amacıyla ratlara toksik dozda intraperitoneal (IP) asetaminofen (500 mg/kg) ve aspirin (200 mg/kg) vermişlerdir. Daha sonra karaciğerde ve plazmada MDA düzeyleri ölçülmüştür. Sonuçta asetaminofen ve aspirinin plazma ve karaciğerde MDA düzeylerinde önemli bir artışa neden olduğu bildirilmiştir. Bu artışlar istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Oak ve ark.’ı 24 ratlara yüksek doz asetaminofen verilerek (400-600 mg/kg vücut ağırlığı), kan glutatyon (GSH) ve MDA düzeylerine bakmış, 6. ve 12. saatlerde karaciğer histolojisi incelemiştir. Asetaminofen zehirlenmesini takiben MDA seviyesinin artıp GSH’nin azaldığı ve karaciğerde masif sentrilobüler hepatosit nekrozu yaptığı gösterilmiştir. Ratlara asetaminofen enjeksiyonundan iki saat sonra glutatyon glikozit (GSH-glyc) verildiğinde MDA ve GSH değişiklikleri önlenmiş ve ratların çoğunda karaciğer nekrozunun histolojik belirtileri ya tamamen kaybolmuş ya da ciddi oranda azalmıştır. Bizim çalışmamızda asetaminofen ve diğer zehirlenmelerde, MDA1 ve MDA2 değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır. Hasta grubumuzda MDA değerlerinde anlamlı bir yükselme olmamasının sebebi, asetaminofen zehirlenmesi olan hastalarımızdan toksik doz sınırını asan grubun sayısının az olması olabilir.

    Lukaszewicz ve ark. 25 organofosfat, chlorfenvinphos ve insektisit zehirlenmelerinde karaciğer SOD, katalaz (CAT) ve MDA’nın 1, 24 ve 48. saatlerde konsantrasyonlarına bakmışlardır. Chlorfenvinphos zehirlenmesinden 24 saat sonra MDA düzeyleri azalmış iken 48 saat sonra MDA düzeyleri artmıştır. Bizim çalışmamızda ise organofosfat ve diğer ajanlarla olan zehirlenmelerde MDA1 ve MDA2 düzeylerinin 6. ve 24. saat ölçümlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir artış gözlenmemiştir.

    Loguercio ve ark.’nın 7 yaptığı bir çalışmada akut ve kronik alkol kullanımı olan hastaların eritrositlerinde in vivo ve in vitro olarak MDA düzeylerinin arttığı bulunmuştur. Skrzydlewska ve ark.’ı 26 metanol zehirlenmesi olan ratlarda (3 gr/kg metanol) karaciğer, serum ve eritrositlerde 6, 14 ve 24. saatler ile 2, 5 ve 7. günlerde MDA, SOD, glutatyon peroksidaz (GSH-Px), glutatyon redüktaz (GSSG-R), GSH, askorbik asit, alfa tokoferol düzeylerine bakmışlardır. Karaciğer, eritrosit ve serumda GSH-Px ve GSSG-R aktivitesi, GSH düzeyleri ve askorbik asit konsantrasyonlarının azaldığını, MDA’nın ise arttığını göstermişlerdir. SOD ve alfa tokoferolün ise eritrositlerde azaldığı gösterilmiştir. Zentella ve ark.’ı 27 NSAİ ilaç olan piroksikamın, etanol ile akut zehirlenmiş tok ratlarda karaciğer MDA ve GSH seviyeleri ile kan triaçilgliserol ve etanol düzeyleri üzerine olan etkilerini araştırmışlardır. Piroksikamın aç ratlarda rapor edildiği gibi, tok ratlarda da etanol verilmesine bağlı oluşan kandaki etanol konsantrasyonunu azalttığını, triaçilgliserol ve MDA’nın hepatik artışını inhibe ettiğini göstermişlerdir. Bizim çalışmamızda ise akut alkol alımını takiben MDA1 ve MDA2 düzeyleri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır.

    Akgür ve ark.’nın 28 akut organofosfat zehirlenmesi olan 28 hasta üzerinde yaptıkları bir çalışmada PON1 düzeyleri ile akut zehirlenmeler arasında bir korelasyon olduğu ve bu korelasyonun kronik zehirlenmelere göre daha düşük olduğu görülmüştür. Sozmen ve arkadaşlarının 29 organofosfat zehirlenmesi olan vakalar üzerine yaptıkları bir çalışmada, PON1 düzeylerinin ve alloenzimlerinin organofosfat zehirlenmelerinde önemli role sahip olduğunu ve arttığını tespit etmişlerdir. Bizim çalışmamızda ise tüm hasta gruplarında PON1-1 ile PON1-2 düzeyleri arasında istatistiksel alarak anlamlı fark bulunamamıştır.

    Özaras ve ark.’nın 30 24 rat ile yaptıkları bir çalışmada, etanolun serum AST, ALT ve serum-doku MDA düzeylerini yükselttiği ve karaciğer hasarını arttırdığı, bunun da N-Asetil Sistein ile azaldığı gösterilmiştir. Bizim çalışmamızda ise etanol alan hastalarda AST1, AST2, ALT1, ALT2, MDA1 ve MDA2 değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunamamıştır.

    Larrey ve ark.’ı 31 yaptıkları bir çalışmada ilaçların karaciğer yetmezliği etiyolojisinde önemli bir role sahip olduğunu ve özellikle de asetaminofenin ilk sırayı aldığını göstermişlerdir. Bu çalışmada asetaminofen zehirlenmelerinde aminotransferaz düzeylerinin ilk 3-5 saatlik dönemde normal olduğu ve zehirlenme sonrası ilerleyen saatlerde karaciğer yetmezliğinin göstergesi olarak artış gösterdiği belirtilmiştir. Bizim çalışmamızda ise 6. saatte ve 24. saatte aminotransferaz düzeyleri anlamlı artış göstermemiştir. Bu durumun sebebi toksik doz aralığında ilaç alan hasta grubumuzun sayısının az olması olabilir.

    Kuffner ve ark.’nın 32 uzun dönem alkol ile beraberinde asetaminofen alan hastalar üzerinde retrospektif olarak yaptıkları bir çalışmada, çalışmaya alınan 102 hastadan sadece 4’ünde AST düzeyleri yüksek olarak bulunmuş ve çalışma sonucunda günlük asetaminofen düzeyleri ve karaciğer hasarı arasında ilişki bulunamamıştır. Bizim yapmış olduğumuz çalışmada da literatürle uyumlu olarak alkol ve asetoaminofeni birlikte alan hastalarda AST, GGT, ALT düzeyleri anlamlı artış göstermemiştir. James ve ark.’nın 33 adölesan ve cocuklarda yaptıkları bir çalışmada, asetaminofen zehirlenmesi sonrasında 24 ve 48. saatlerde AST, ALT ve protrombin zamanı ölçülmüş ve sonuçta hepatotoksisitesi olan hastalarda bu parametrelerin normal olduğu tespit edilmiştir. Bizim yapmış olduğumuz çalışmada da literatürle uyumlu olarak asetoaminofen zehirlenmesi olan hastalarda AST, GGT, ALT düzeyleri anlamlı artış göstermemiştir. Gyamlani ve ark.’nın 34 yaptıkları bir çalışmada intihar amaçlı veya kazayla asetaminofen alan 93 hastanın 24-48 saatlik yoğun bakım izlemlerinde aminotransferaz düzeylerinin intihar amaçlı alımlarda, kazayla alımlara göre ilk dönemlerde atış göstermediği ancak 48 saatten sonra arttığı tespit edilmiştir. Bizim çalışmamızda da literatür ile uyumlu olarak hastaların 6 ve 24. saatlerde alınan kanlarında AST, ALT, GGT değerlerinde artış bulunamamıştır.

    Knight ve ark.’nın 35 ratlarda yaptıkları bir çalışmada, ratlara asetaminofen ve alkol uygulayarak, bu iki maddenin rat karaciğerinde oluşturduğu patofizyolojik değişikliğe, serum MDA ve ALT düzeyindeki artışlarına bakılmıştır. Sonuçta bu iki madde ile MDA ve ALT düzeyleri artarken vitamin E tedavisi verilenlerde bu artış daha düşük düzeylerde olmuştur. Husain ve ark.’nın 36 rat plazmalarında alkol etkisi ile MDA düzeyleri arasındaki ilişkiye baktıkları bir çalışmada, yüksek doz alkol etkisi sonucunda MDA düzeylerinde yükselme olduğunu göstermişlerdir. Bizim çalışmamızda ise alkol alan hastalarda MDA düzeylerinde artış tespit edilememiştir. Li ve ark.’nın 37 yaptıkları bir çalışmada akut alkol alımı ile hepatik enzimler ve MDA arasındaki ilişkiye bakılmış, alkol verilen hastalarda MDA düzeylerindeki değişiklik istatistiksel olarak anlamsız bulunmuşken, ALT ve AST düzeyleri artmış olarak tespit edilmiştir. Bizim çalışmamızda ise alkol alan hastalarda 6. ve 24. saatlerde literatür ile uyumlu olarak MDA düzeylerinde değişiklik bulunmazken, AST ve ALT düzeylerinde de değişiklik olmamıştır.

    Sonuç olarak yaptığımız çalışmada TCA, organofosfat, asetaminofen, mantar ve alkol zehirlenmelerinde serum MDA, PON1, AST, ALT ve GGT değerlerinde alımın 6. ve 24. saatlerinde yapılan ölçümler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir değişiklik olmamıştır. Bunun sebebi hasta grubumuzu oluştururken AS’ye gelen tüm zehirlenme hastalarını almamız, toksik doz sınırının altındaki hastaları da çalışmaya dahil etmemiz olabilir. Zehirlenmelerde bu maddelerde anlamlı artış tespit edilen çalışmalara bakıldığında biyokimyasal olarak bakılan parametrelerin seviyesi ilk saatlerden itibaren 1, 2, 5. ve hatta bazı çalışmalarda 7. günde bile ölçülmüştür. Eğer bizim çalışmamızda da sadece toksik doz sınırındaki hastalar alınmış olsaydı ve hastaların 24. saatten sonraki ölçümleri de yapılabilmiş olsaydı bu parametrelerde artış olabileceği görüşündeyiz. Zehirlenme gibi önemli bir sorunun takip ve tedavisinde yeni laboratuvar parametrelerinin araştırılması gerektiğini düşünmekteyiz.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Hack JB, Hoffman RS. General Management of Poisoned patients. In: Tintinalli JE, Kelen GD, Stapczynski JS (Editors). Emergency Medicine A Comprehensive Study Guide. 5th ed, New York: Mc Graw-Hill, 2000: 1057-1062.

    2) Watson WA, Litovitz TL, Klein Schwartz W, et al. 2003 annual report of the american association of poison control centers toxic exposure surveillance system. Am J Emerg Med. 2004; 22: 335- 404.

    3) Delaney AK. Hepatic Principles. In: Goldfrank LR, Flomenboum NE (Editors). Goldfrank’s Toxicologic Emergencies. 6th ed, New York: McGraw-Hill, 1998: 213-228.

    4) Synder WJ, Osterloh DJ. Laboratory Principles and Techniques to Evaluate the Poisoned or Overdose Patient. In: Goldfrank LR, Flomenboum NE (Editors). Goldfrank’s Toxicologic Emergencies. 6th ed, New York: McGraw-Hill, 1998: 63-75.

    5) Gutteridge JM. Lipid Peroxidation and antioxidant biomarkers of tissue damage. Clin Chem 1995; 41: 1819-1828.

    6) Ohkawa H, Ohishi N, Yagi K. Assay for lipid peroxides in animal tissue by thiobarbitüric acid reaction. Anal Biochem 1979; 95: 351-358.

    7) Loguercio C, Clot P, Albano E, et al. Free radicals and not acetaldehyde influence the circulating levels of glutathione after acute or chronic alcohol abuse: in vivo and invitro studies. Ital J Gastroenterol Hepatol 1997; 29: 168-173.

    8) Özaras R, Tahan V, Aydın S, Uzun H, Kaya S, Sentürk H. Nacetylcysteine attenuates alchol-induced oxidative strees in the rat. World J Gastroenterol 2003; 9: 125-128.

    9) Esterbauer H, Schaur RJ, Zollner H. Chemistry and biochemistry of 4-hydroxynonenal, malonaldehyde and related aldehydes. Free Radic Biol Med 1991; 11: 81-128.

    10) Azarsız E, Sözmen EY. Paraoksonaz ve Klinik Önemi. Türk Biyokimya Dergisi 2000; 3: 109-119.

    11) Mackness B, Durrington PN, Mackness MI. Human serum paraoxonase. Gen Pharmacol 1998; 31: 329-336.

    12) Akgur SA, Ozturk P, Solak I, Moral AR, Ege B. Human serum paraoxonase (PON1) activity in acute organophosphorous insecticide poisoning. Forensic Sci Int 2003; 133: 136-140.

    13) Musaoğlu A. Karaciğer hastalıklarında laboratuvar testleri. İliçin G, Biberoğlu K, Ünal S, Akalın S, Süleymanlar G (Editör). Ankara: Güneş Kitabevi, 1996: 1096-1109.

    14) Evans RW. Hepatıc disorders and hepatıc faılure. In: Tintinalli JE, Kelen GD, Stapczynski JS. (Editors). Emergency Medicine A Comprehensive Study Guide 5th ed, New York: Mc Graw Hill, 2000: 580-587.

    15) Satoh K. Serum lipid peroxide in cerebrovascular disorders determined by a new colorimetric method. Clin Chim Acta. 1978; 90: 37-43.

    16) Yagi K. Assay for blood plasma or serum. Methods in enzymol.1984; 105: 328-331.

    17) Juretic D, Tadijanovic M, Rekic B, Simeon-Rudolf V, Reiner E, Baricic M. Serum Paraoxonase activities in hemodialyzed uremic patients: cohort study. Croat Med J 2001; 42: 146-150.

    18) Pannbacker RG. Paraoxonase (PON1) in health and dissease: basic and clinical aspects. Toxicology Letters 2003; 143: 93.

    19) Mackness MI, Mackness B, Arrol S, Wood G, Bhatnagar D, Durrington PN. Presence of paraoxonase in human interstitial fluid. FEBS Letters 1997; 416: 377-380.

    20) Pekdemir M, Kavalcı C, Durukan P, Yıldız M. Acil Servisimize Başvuran Zehirlenme Olgularının Değerlendirilmesi. Acil Tıp Dergisi 2002; 2: 36-40.

    21) Slatter DA, Bolton CH, Biley AJ. The importance of lipidderived malondialdehyde in diabetes mellitus. Diabetologia 2000; 43: 550-557.

    22) Kaya P, Öğüş E, Akbulut S, ve ark. Yoğun bakım ünitesinde izlenen unstabil anjina pektoriste ve stabil anjina pektoriste eritrosit ve plazma malondialdehid düzeyleri. Dahili Tıp Bilimleri 2003; 9: 1-2.

    23) Cengiz G, Aksoy N, Aktay G, Söylemezoğlu T. Effects of paracetamol and aspirin on lipid peroxidation in plasma and liver. Ankara Ecz. Fak. Derg 1999; 28: 47-60.

    24) Oak S, Choi BH. The effects of glutathione glycoside in acetaminofen-induced liver cell necrosis. Exp Mol Pathol 1998; 65: 15-24.

    25) Lukaszewicz-Hussain A. Organophosphate insecticide chlorfenvinphos affects superoxide dismutase, catalase and malondialdehyde in rat liver. Polish Journal of Enviromental Studies 2001; 10: 279-282.

    26) Skrzydlewska E, Forbiszewski R. Lipid peroxidation and antioxidant status in the liver, erythrocytes and serum of rats after methanol intoxication. J Toxicol Environ Health A 1998; 53: 637-664.

    27) Zentella de PM, Corona S, Rocha-Hernandez AE, Saldana Balmori Y, Cabrera G, Pina E. Restoration by piroxicam of liver glutathione levels decreased by acute ethanol intoxication. Life Sci 1994; 54: 1433-1439.

    28) Akgur SA, Ozturk P, Solak I, Moral AR, Ege B. Human serum paraoxonase (PON1) activity in acute organophosphorous insecticide poisoning. Forensic Sci Int 2003; 133: 136-140.

    29) Sozmen EY, Mackness B, Sozmen B, et al. Effect of organophosphate intoxication on human serum paraoxonase. Hum Exp Toxicol 2002; 21; 247-252.

    30) Ozaras R, Tahan V, Aydin S, Uzun H, Kaya S, Senturk H. Nacetylcysteine attenuates alcohol-induced oxidative stress in the rat. World J Gastroenterol 2003; 9: 125-128.

    31) Larrey D, Pageaux GP. Drug induced acute liver failure. Eur J Gastroenterol Hepatol 2005; 17:141-3.

    32) Kuffner EK, Dart RC, Bogdan GM, Hill RE, Casper E, Darton L. Effect of maximal daily doses of acetaminophen on the liver of alcoholic patients: a randomized, double-blind, placebo controlled trial. Arch Intern Med 2001; 161: 2247-2252.

    33) James LP, Wells E, Beard RH, Farrar HC. Predictors of outcome after acetaminophen poisoning in children and adolecents. J Pediatr 2002; 140: 522-526.

    34) Gyamlani GG, Parikli CR. Acetaminophen toxicity: suicidal vs. accidental. Crit Care 2002; 6:155-159.

    35) Knight TR, Farris MW, Farhood A, Jaeschke H. Role of lipid peroxidation as mechanism of liver injury after acetaminophen overdose in mice. Toxicol Sci 2003; 76: 229-236.

    36) Husain K, Mejia J, Lalla J, Kazim S. Dose response of alcoholinduced changes in BP, nitric oxide and antioxidants in rat plasma. Pharmacol Res 2005; 51: 337-343.

    37) Li YM, Chen SH, Yu CH, Zhang Y, Xu GY. Effect of acute alcoholism on hepatic enzymes and oxidation/antioxidation in rats. Hepatobiliary Pancreat Dis Int 2004; 3: 241-244.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]