Deneysel olarak mutajenik ve kanserojenik olduğu belirlenen formaldehit, solunum sistemi, gastrointestinal sistem, göz, deri, testis ve menstrüel fonksiyonlar gibi birçok sistem üzerinde olumsuz etkilere sahiptir
24-27. Formaldehit nonenzimatik yolla protein, DNA, RNA ve doymamış yağ asitleri ile güçlü bir şekilde birleşme eğilimindedir. Bu birleşme sonucunda ise formaldehitin toksik etkileri ortaya çıkmaktadır
4,5.
Formaldehit toksisitesinden etkilenen sistemlerden birisi de merkezi sinir sistemi bölümleridir. Mesleki olarak formaldehite maruz kalanlarda; halsizlik, baş ağrısı, hazımsızlık, denge ve uyku bozukluğu ile ruhsal durum ve hafıza bozukluklarının görüldüğü ifade edilmiştir 6,24,28. Ayrıca formaldehitin kullanıldığı endüstriyel alanlarda çalışan kişilerde, aşırı yorgunluk ve susuzluk hissi, irritabilite, letarji, davranış ve duygu-durum bozukluğu gibi belirtilerin olması nörotoksisiteyi düşündürmektedir 6,7.
Formaldehitin nörotoksik etkileri yapılan deneysel çalışmalarla da ortaya konmuştur. Formaldehit uygulanan sıçanlarda davranış bozuklukları, ruhsal dengesizlik ve öğrenme ile ilgili testlerde bozuklukların oluştuğu görülmüş ve formaldehitin beyin kanseri (astrositoma –glioblastoma multiforme) oluşturma potansiyelinin de mevcut olduğu bildirilmiştir 8. Yine sıçanlarda formaldehit maruziyeti sonucu motor aktivitede yavaşlamanın olduğu ifade edilmiştir. Ayrıca, formaldehitin 2.6-4.6 ppm dozlarının sıçanlarda öğrenmeyi inhibe ettiği ve nörotoksisite oluşturduğu ortaya konmuştur 5,9,29-31.
Organizmada normal fizyolojik şartlarda veya herhangi bir patolojik olay sonucunda oluşan serbest radikaller ile bunların koruyucusu olan antioksidan savunma sistemi arasındaki dengenin serbest radikaller lehine kayması oksidatif stresi gösterir. Canlılar oksidatif hasara karşı enzimatik ve nonenzimatik antioksidan sistem ve moleküllerle korunur. Hücre seviyesinde etkili olan enzimatik antioksidan sistemler içerisinde süperoksit dismutaz ve glutatyon peroksidaz yer alır 32.
Daha önce yapmış olduğumuz deneysel çalışmalarda, formaldehite maruz kalmış sıçanlara ait prefrontal korteks doku örneklerinde oksidatif hasarın meydana geldiğini ve doku antioksidan enzim seviyelerinin düştüğünü tespit ettik 33,34. Benzer şekilde, Teng ve ark. 35 da izole sıçan hepatositlerinde yaptıkları deneysel çalışmada, formaldehit maruziyetinin oksidatif hasara yol açtığını bildirmişlerdir. Yapmış olduğumuz bu çalışmada da, formaldehit enjeksiyonu yapılan sıçanlarda hipokampus doku örneklerindeki SOD ve GSH-Px aktivitelerinin istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde azaldığını ortaya koyduk. SOD ve GSH-Px enzimlerindeki bu azalma, formaldehitin hipokampus dokusundaki antioksidan defans mekanizmasını bozarak oksidatif hasara neden olduğunu göstermektedir.
MDA, lipid peroksidasyonu sonucu oluşan ürünlerden biridir ve oksidatif hasarı göstermede yaygın olarak kullanılan bir parametredir 36. Çalışmamızda da, formaldehit uygulanan grupta MDA düzeylerinin kontrol grubuna göre anlamlı bir şekilde arttığı görülmüştür. MDA düzeyindeki bu artış, formaldehitin hipokampusta lipid peroksidasyonuna ve doğal olarak oksidatif hasara yol açtığını ortaya koymuştur. Benzer şekilde, Teng ve arkadaşları da sıçanlar üzerinde yaptıkları çalışmalarında formaldehit uygulamasının lipid peroksidasyona neden olduğunu bildirmişlerdir 35.
Vücutta birçok fizyolojik fonksiyonların düzenlenmesinde görev alan melatonin hormonunun güçlü bir antioksidan olduğu 14,15 ve dokularda lipid peroksidasyon sonucu oluşan oksidastif hasarı önlediği ifade edilmiştir 16,17. Bu hormonun güçlü antioksidan etkisinin yanı sıra, süperoksit dismutaz, glutatyon peroksidaz ve glutatyon redüktaz gibi antioksidan enzimlerin aktivitesini de stimüle ettiği bildirilmiştir 18.
Melatonin hormonunun antioksidan özelliği sinir sistemine ait dokular üzerinde yapılan araştırmalarda da belirtilmiş ve melatoninin oksidatif strese bağlı olarak gelişen nöronal hasara karşı koruyucu etkisinin olduğu gösterilmiştir 18,19,37-41. Kabuto ve ark. 37 deneysel olarak yapmış oldukları çalışmalarında, beyin korteksinde demirle indüklenmiş oksidatif hasarın melatonin uygulaması ile engellendiğini ifade etmişlerdir. Benzer şekilde Tan ve ark. 38, sıçan hipokampüsünde siyanik asitle oluşturulmuş nöronal hasara karşı melatoninin koruyucu etki gösterdiğini bildirmişlerdir. Mason ve ark. 39 ise, sıçanlar üzerinde gerçekleştirmiş oldukları çalışmalarında, cerebellum granulosa hücrelerinde oksidatif strese bağlı olarak oluşan apoptozisin melatonin uygulaması ile inhibe olduğunu ifade etmişlerdir. Skaper ve ark. 19 da, yaşlanmaya bağlı olarak meydana gelen nöronal hasarın melatonin ile engellendiğini göstermişlerdir. Yine sıçanlar üzerinde deneysel olarak yapılan başka bir araştırmada, beyin korteksinde gama-radyasyona bağlı olarak gelişen MDA düzeylerindeki artışın, melatonin uygulaması ile azaldığını ve lipid peroksidasyonun engellendiği gösterilmiştir 41.
Biyokimyasal düzeyde gerçekleştirmiş olduğumuz bu araştırmada da, formaldehit enjeksiyonuna bağlı olarak hipokampusta meydana gelen oksidatif hasarın melatonin uygulamasıyla baskılandığını gösteren sonuçlar elde edilmiştir. Bir başka ifadeyle, formaldehit uygulamasıyla birlikte melatonin hormonu enjekte edilen sıçanlarda, hipokampus doku örneklerine ait SOD ve GSH-Px enzim aktivitelerinin arttığı, MDA düzeylerinin ise azaldığı tespit edilmiştir.
Sistemik olarak sıçanlara vermiş olduğumuz formaldehit, serbest oksijen radikallerini (SOR) aşırı derecede artırmıştır. SOR’daki bu artışı kompanse etmek için antioksidan enzimler aşırı derecede kullanılmış ve yıkılmış olabilir. Yani, sadece formaldehit enjekte edilen gruptaki SOD ve GSH-Px enzim aktivitelerindeki azalmanın muhtemel sebebi bu olabilir. Diğer yandan, formaldehit maruziyetinin yanı sıra uyguladığımız melatonin, ya direkt olarak SOR üzerinde süpürücü etki göstererek ya da indirekt bir şekilde antioksidan enzimlerin aktivitesini artırarak, SOR’un beyin dokusu üzerinde göstermiş olduğu hasarı önleyici bir etki göstermiştir. Bu nedenle, formaldehit üretiminin yapıldığı ya da kullanıldığı ortamlarda çalışan kişilerin antioksidan içeriği yüksek olan gıdalarla beslenmelerinin faydalı olacağı kanaatindeyiz.