Plazma volüm artışını sağladığı ileri sürülen gliserol’ün oral olarak verilmesinden sonra, vücut sıvısının dağılımındaki etkisi ile hepatik ve renal metabolizmayı etkilediği
6, buna bağlı olarak düzenli egzersiz yapan sporcuların reninanjiyotensin- aldosteron sisteminde ve bazı hematolojik parametrelerde önemli değişiklikler meydana getirebileceği bildirilmektedir
15. Nitekim bu arastırmada konu ile ilgili bildirimlerden yola çıkarak sedanterlerde oral olarak verilen gliserol’ün plazma aldosteron düzeyleri üzerine etkileri incelendi.
Çalışmada, gruplarda belirlenen plazma aldosteron düzeylerinin, insanlar için bildirilen plazma aldosteron düzeylerinin normal değişim sınırları içerisinde olduğu görüldü 16,17,18,19,20.
Egzersiz ve takviye periyodu sonu S ve GS gruplarında belirlenen aldosteron düzeylerinin farklı olmaması, gliserol takviyesinin plazma aldosteron düzeyini etkilemediği görüsünü akla getirmektedir 3,21,22. Egzersiz testi uygulamasının hemen sonunda elde edilen plazma aldosteron değerlerinin her iki grupta bir önceki döneme göre önemli (P<0.05) oranda artış göstermesi, uzun süreli egzersizin vücutta su ve tuz kaybına neden olarak, sıvı ve elektrolit homeostazisini değiştirerek, hiperozmotik hipovolemi’yi ve dolaşımdaki sıvı-regülasyon hormonları konsantrasyonunu artırmaktadır 23,24.
Nitekim, yapılan birçok çalışmada egzersiz uygulaması sonucu gerek sedanterlerde, gerekse antrenmanlı kişilerde plazma aldosteron düzeylerinin egzersizle birlikte arttığı vurgulanmaktadır 17,19,21,25-28.
Egzersiz sonrası plazma aldosteron düzeylerinin gruplar arasında (tablo 1) herhangi bir farklılık olmayacak şekilde belirlenmesi gliserol takviyesinin uygulanan egzersiz testi dahilinde plazma aldosteron düzeyini etkilemediğini ortaya koymaktadır. Nitekim Freund ve ark 3, Kavouras ve ark 21 ve Maresh ve ark 22 oral olarak gliserol takviyesi yaptıkları çalışmalarda, gliserolün plazma aldosteron düzeyleri üzerine önemli bir etkisinin olmadığını tespit etmişlerdir.
Yine çalışmada egzersizden 24 saat sonra belirlenen plazma aldosteron düzeylerinin başlangıç düzeylerine inmesi bu yönde yapılan çalışmalarda elde edilen bulgularla paralellik arz etmektedir 29,30. Egzersiz sonrası gruplarda belirlenen plazma aldosteron düzeyindeki artış, egzersizin ihtiyacı gereği vasküler hacmi, kalp debisini, kas perfüzyonunu artırmaya yönelik sodyum ve su emilimini etkin kılma ile terlemeye bağlı sıvı-elektrolit kaybını en aza indirmeye yönelik fizyolojik mekanizmanın bir sonucu olarak değerlendirilmektedir 18,20,31,32.
Egzersizden sonraki dönemlerde gruplarda gözlenen anlamlı (P<0.05) düşüş ise dinlenme peryodu boyunca sıvı ve elektrolit alımına bağlı kompenzasyon olaylarının sonucu olarak plazma aldosteron düzeylerindeki artışı baskılayan ve azaltan plazma elektrolit ve sıvı dengesi ile ozmotik basınçtaki düzelmenin bir sonucudur 28,33,34. Bu mekanizma, dinlenme ve rehidrasyonla birlikte böbrek korteksinde bulunan juxtaglomerular hücreler üzerindeki β-adrenoreseptörlerin feedback mekanizması ile inaktive edilerek renal sempatik tonusu ve renin salınımını, dolayısıyle anjiyotensin II ve aldosteron salınımını azaltmasıdır 1.
Sonuç olarak, bu çalışmada uygulanan akut orta şiddetteki ve submaksimal egzersizin plazma aldosteron düzeyleri üzerine önemli (P<0.05) bir etkisinin olduğu tespit edilmiştir. Bu egzersiz protokolü ile beraber uygulanan gliserol takviyesinin, en azından bu miktarda ve sürede plazma aldosteron düzeyleri üzerine önemli bir etkisinin olmadığı söylenebilir.