Leser-Trelat belirtisi ilk kez 1890 yılında Leser ve Trelat, 1900’ de Hollander tarafından internal malignitenin bir bulgusu olarak tanımlanmıştır
10,11. Günümüzde çok sayıda değişik internal malignensilerle birlikteliği rapor edilmiştir
1-9.
Leser-Trelat belirtisinin malignite ile ilişkisi tam olarak bilinmemekle birlikte kanser hücrelerince salgılandığı düşünülen growth faktör ve diğer hormonların keratinositler üzerine büyümeyi artırıcı etkileri şeklinde açıklanmaktadır12-14. Leser-Trelat’lı hastaların idrarlarındaki transforming growth factor-α (TGF-α) seviyesinde artış olduğunu bildiren yayınlar da yukarıda anlatılan tezi destekler niteliktedir15. Bu hipoteze göre TGF-α seviyesi kritik bir eşik düzeyi aştığında mevcut erüpsiyonlar oluşmaktadır15.
Çeşitli çalışmalarda seboreik keratoz kliniğinin malignite kliniği ile paralellik gösterdiği ve tümörün cerrahi olarak çıkarılması ile seboreik keratozun gerilediği gösterilmiştir13,15. Leser-Trelat belirtisi genellikle ilerlemiş tümörlerde görülmesine rağmen bazı vakalarda erken dönem malignitelerde de ortaya çıkabilir16. Bu nedenle malignitelerin erken teşhisinde yol gösterici olabilir.
Leser-Trelat bulgusu genellikle malignensi tanısından kısa süre sonra ortaya çıkmakla birlikte literatürde eş zamanlı veya öncesinde oluşan vakalar da mevcuttur3,9. Lezyonlar altta yatan malignitenin tedavisiyle geriler. Bizim vakamızda seboreik keratoz lezyonları MF lezyonlarından 2 ay sonra başlamıştı ve PUVA tedavisiyle hem MF lezyonları hem de seboreik keratozlar geriledi.
MF derinin primer T-hücreli lenfomasıdır. T-helper hücrelerden köken alır. 5-6. dekatta daha sık görülen hastalıkta erkek/kadın oranı 2/1 dir. Genellikle yavaş seyirli olan hastalığın 3 klinik evresi vardır. Bunlar pre-mikotik eritem (patch), plak ve tümöral evrelerdir. Sıklıkla lezyonlara kaşıntı da eşlik eder1,2,10.
Literatürde MF ile Leser-Trelat birlikteliği olan sadece dört vaka tespit ettik. Dantzig ve ark.7 1973 yılında Sezary sendromu olan 55 yasında bir erkek hasta, Safai ve ark.5 1978 yılında 61 yasında bir erkek hasta, Lambet ve ark.6 1980 yılında 63 yasında bir erkek hasta ve Toonstra ve ark.3 1985 yılında 61 yasında bir erkek hasta bildirmişlerdir. Ayrıca literatürde iyi diferansiye lenfoma, kötü diferansiye lenfositik lenfoma ve rektosigmoid karsinomaya eşlik eden lenfositik lenfomalı üç olgu daha bildirilmiştir5,8,9. Vakalardan üçünün klinik seyri bildirilmemiştir. Bir vaka kemoterapi sonrası gerilemiş, bir vakada elektron tedavisine iyi cevap alınırken iki vakada kemoterapiye cevap alınamamış fakat daha sonra yapılan PUVA tedavisiyle lezyonlarda düzelme olmuştur3,5-9. Bizim hastamız da 67 yaşında erkek hastaydı ve PUVA tedavisi ile hem MF lezyonları hem de seboreik keratoz lezyonlarında düzelme gözlendi.
MF, derinin primer T-hücreli lenfomasıdır. T-helper hürelerden köken alır. 5-6. dekatta daha sık görülen hastalıkta, erkek/kadın oranı 2/1 dir.