[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2008, Cilt 13, Sayı 4, Sayfa(lar) 280-282
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Henoch – Schönlein Purpurası ve Hiperbarik Oksijen Tedavisi: Bir Olgu Sunumu
Ahmet ŞEN1, Günalp UZUN2, Ahmet AKIN1, Şenol YILDIZ2, Emrullah SOLMAZGÜL3, Savaş ÇEKMEN4, Emine KARA5
1GATA, Hava ve Uzay Hekimliği Anabilim Dalı, ESKİŞEHİR
2GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi, Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Tıp Servisi, İSTANBUL
3Eskişehir Asker Hastanesi, Dahiliye, ESKİŞEHİR
4Eskişehir Asker Hastanesi, Cildiye, ESKİŞEHİR
5Kızılay Tıp Merkezi, Patoloji, ESKİŞEHİR
Anahtar Kelimeler: Purpura, yara, hiperbarik oksijenasyon, Carcinoma, Purpura; wound; hyperbaric oxygenation
Özet
Yirmi yaşında erkek hasta her iki ayak bileklerinde purpurik döküntüler ve krutlar nedeniyle hastaneye başvurdu ve hastaya Henoch – Schönlein Purpurası tanısı kondu. On günlük hiperbarik oksijen tedavisi sonrası hastanın döküntülerinde ve yaralarında belirgin iyileşme gözlendi. ©2008, Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Henoch Schönlein Purpurası (HSP), çocukluk çağının en sık görülen vaskülitik hastalığıdır. HSP birçok sistemi etkilemekle birlikte en sık cilt, eklemler, gastrointestinal kanal ve böbrekler tutulur1. Hastalık 6 aylıktan yetişkin çağa kadar görülebilir. HSP insidansı 14/100.000 çocuk olarak bildirilmiştir2. HSP tanısı Amerikan Romatoloji Koleji tarafından belirlenen dört kriterden en az ikisinin mevcudiyeti ile konur. Bu kriterler; 1) Başlangıç yaşının 20’den az olması, 2) palpabl purpura, 3) diffüz abdominal ağrı veya genellikle kanlı diyareli barsak iskemisi ile karakterize “Barsak anjinası” 4) biyopside arteriol ve venüllerin duvarlarında granülositlerin varlığıdır3.

    HSP tanısı genellikle ekstansör yüzeyleri tutan, ürtikeriyal veya purpurik olabilen klasik döküntülerin görülmesiyle konur. Purpurik döküntüler hastaların tamamında görülür4.Eklem tutulumu %60-84 vakada olup genellikle ayak bileği ve diz eklemleri tutulur. HSP’nin doğal seyrinde çoğu vakada kendiğinden iyileşme olabilmektedir. En önemli uzun dönem morbidite renal tutuluma bağlı gelişen nefropatidir1. Şiddetli abdominal ağrı, eklem ağrısı ve renal tutulumlarda sıklıkla klasik doz steroid (1 mg/kg/gün), şiddetli nefriti olan hastalarda intravenöz pulse metilprednizolon, oral siklofosfamid, dipiridamol ve prednizolon kullanılmıştır5-7.

    Hiperbarik oksijen (HBO2) tedavisi, hastalara yüksek basınç altında (genellikle 2-3 mutlak atmosfer basıncında) aralıklarla %100 oksijen solutulmasıdır. HBO2 tedavisi, iyileşmeyen yaraların tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. HBO2’nun purpura fulminans tedavisinde faydalı olduğu olgular bildirilmiştir8. Bir başka yazıda HBO2 tedavisinin katkısıyla, entero-Behçet hastalığında ülsere lezyonun başarılı bir şekilde tedavi edildiği bildirilmektedir9. HBO2 tedavisinin, bir vaskülitik hastalık olan HSP’ye bağlı cilt bulgularının tedavisinde de faydalı olabileceği düşünüldü. Bu yazıda yalnızca HBO2 tedavisi ile başarılı sonuç alınan, alt ekstremitede yaygın cilt tutulumlu HSP’li bir olgu sunulmaktadır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Olgu Sunusu
    Yirmi yaşında erkek hasta, yaklaşık 10 gün önce başlayan her iki bacakta kırmızı-mor döküntüler ve kabuklaşan yaralar nedeniyle hastanemiz iç hastalıkları polikliniğine müracaat etti. Anamnezinde yirmi gün kadar önce gribal enfeksiyon geçirdiği öğrenildi. Hastanın ilaç kullanımı, alkol, sigara veya madde bağımlılığı hikâyesi yoktu. Yapılan fizik muayenesinde hastanın genel durum iyi, şuuru açık, kooperasyon ve oryantasyonu tamdı. Arteryel tansiyonu 120/70 mmHg, nabzı 76/dk ve ritmikti. Kalp ve akciğerler dinlemekle normaldi. Batın serbestti, palpasyonla organomegali yoktu ve traube açıktı. Her iki alt ekstremite cildinde özellikle dizaltında yaygın makül, palpabl purpuralar ve ayak bileği çevresinde enfekte krutlar vardı (Şekil 1). Artrit yoktu.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: Tedavi öncesi her iki ayak bileğinde purpurik döküntüler ve kurutlu lezyonlar.

    Hastanın tam kan sayımı, eritrosit sedimantasyon hızı, rutin biyokimyasal testleri, tam idrar tahlili, akciğer grafisi ve tüm batın ultrasonografisi normaldi. Gaitada gizli kan negatif olarak bulundu. Boğaz kültüründe üreme olmadı. Elektrokardiyografisi ve tüm batın ultrasonografik incelemesi normal olarak değerlendirildi. Lezyon yerlerinde tanı amaçlı alınan cilt biyopsisinde lökositoklastik vaskülit saptandı.

    Hastaya klinik bulgular ve cilt biyopsisi sonuçları ile HSP tanısı kondu. Nefropati tespit edilmediği için steroid tedavisi başlanmadı. Hastadan aydınlatılmış onam yazısı alındıktan sonra HBO2 tedavisi başlandı. Tedaviler günde bir seans (2,5 mutlak atmosfer basınçta 90 dakika/gün) olmak üzere toplam on gün uygulandı. Bu dönemde HBO2 dışında başka bir tedavi almadı. On seans HBO2 tedavisi sonunda hastanın lezyonlarında belirgin düzelme gözlendi (Şekil 2). Kontrollere gelmek üzere taburcu edildi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 2: On seans hiperbarik oksijen tedavisi sonrası ayak bileklerindeki lezyonlarda belirgin iyileşme gözlendi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    HSP’nin doğal seyrinde çoğu vakada spontan iyileşme olmaktadır. Çoğu vakada hastalık 4-6 hafta sürer. Şiddetli abdominal ağrı ve eklem ağrısı olan vakalarda steroid kullanımı abdominal semptomları hafifletebilir. Yapılan tedavilerin hastalığın doğal seyrini değiştirip değiştirmediği açık değildir. En önemli uzun dönem morbidite nedeni ise renal tutulum olmasıdır ve çalışmalarda steroidler ile diğer immunsupresif ilaçlar kullanılmıştır1.

    Mollica ve arkadaşları 1992’de, steroidlerin HSP nefritini önleme konusunda prospektif, randomize, kontrollü bir çalışma rapor etmişlerdir5. Bu çalışmada HSP’li 221 çocuğun 168’i başlangıçta nefritsiz idi ve bunlar 2 hafta süreli steroid alan (1 mg/kg/gün) ve steroid almayan şekilde randomize edilmiş. Steroid alan grupta nefropati gelişmemesine karşın, kontrol grubunda 6 hafta içinde 10 vakada ve yine kontrol grubunda 24 ve 72’nci haftalarda 2 vakada daha nefropati geliştiği bildirilmiş ve iki grup arasındaki farkın anlamlı olduğu vurgulanmıştır.

    Yukardaki yoruma ters olarak rapor edilen retrospektif bir çalışmada HSP’li 69 çocuğun 50’sinde tanı anında nefropati yoktu ve steroidlerle tedavi edilenle edilmeyen arasında nefropati gelişim insidansı benzerdi10. Bu çalışma retrospektif olduğundan belki de şiddetli vakalara tedavi uygulanmış ve şiddetli gastrointestinal tutulum nefropati gelişimi için bir risk faktörü olduğundan iki grup arasında nefropati gelişme insidansının eşit olması bundan kaynaklanabilir.

    HSP’nin altında yatan patogenetik mekanizma yeterince anlaşılamamıştır. En yaygın anormallik serum IgA konsantrasyonunda artış olup, IgA depozitleri cilt ve renal biyopsilerde saptanabilir. Cilt biyopsilerinde perivasküler infiltrasyonlu lökositoklastik vaskülit görülür. Ayrıca küçük damar nekrozu ve platelet trombusu da görülebilir. Cilt lezyonları ve diğer organ tutulumlarının patogenezinde, gelişen vaskülit sonrası tutulan alanda doku beslenme bozukluğu ve hipoksik ortamın rolü olduğu düşünülmektedir. Oksijenin artan parsiyel basıncı hipoksik dokuda lökositlerin fonksiyonunun düzelmesini ve antimikrobiyal aktivitenin normale dönmesini sağlayabilir11,12.

    Yaptığımız literatür taramasında HSP tedavisinde HBO2 kullanımıyla ilgili bir çalışmaya rastlamadık. HBO2 tedavisi kanda çözünmüş olarak taşınan oksijen miktarını artırarak dokularda hiperoksi oluşturur. HBO2 tedavisi problemli yaralarda sıkça kullanılmaktadır. HBO2 özellikle hipoksik yaralarda, hipoksiyi azaltarak yara iyileşmesinin birçok basamağı üzerinde olumlu etkiler gösterir. HBO2 tedavisi fibroblastların çoğalmasını, kollajen sentezini ve matürasyonunu, anjiogenezisi ve lökositlerin fagositik kapasitelerini artırır13. Tüm bu faydalı etkilerin bu olguda gözlenen iyileşmeyi açıklayabileceğini düşünüyoruz.

    Olgumuz tedavisiz sürede cilt bulguları itibariyle kötüye giderken, 10 günlük HBO2 tedavisi sonrası belirgin şekilde iyileşti. Ancak HBO2’nun HSP’nin değişik klinik formlarının tedavisinde ne ölçüde etkin olduğunu gösteren kontrollü çalışma yapılmasına ihtiyaç olup, HSP tedavisinde HBO2’nun rutin olarak kullanımı henüz önerilmemektedir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Tizard EJ. Henoch – Schönlein purpura. Arch Dis Child. 1999; 80: 380-383.

    2) Trujillo H, Gunasekaran TS, Eisenberg GM, Pojman D, Kallen R. Henoch-Schonlein purpura: a diagnosis not to be forgotten. J Fam Pract. 1996; 43: 495-498.

    3) Mills JA, Michel BA, Bloch DA, et al. The American College of Rheumatology 1990 criteria for the classification of Henoch-Schönlein purpura. Arthritis Rheum. 1990; 33: 1114-1121.

    4) Aydın M, Demirol M, Kurt A, Kurt AN, Yılmaz S. Henoch-Schönlein purpuralı vakalarımızın değerlendirilmesi. Çocuk Dergisi 2005; 5: 249-253.

    5) Mollica F, Li Volti S, Garozzo R, Russo G. Effectiveness of early prednisone treatment in preventing the development of nephropathy in anaphylactoid purpura. Eur J Pediatr. 1992; 151: 140-144.

    6) Niaudet P, Habib R. Methylprednisolone pulse therapy in the treatment of severe forms of Henoch-Schönlein purpura nephritis. Pediatr Nephrol. 1998; 12: 238-243.

    7) Öner A, Tınaztepe K, Erdoğan O. The effect of triple therapy on rapidly progressive type of Henoch-Schönlein nephritis. Pediatr Nephrol. 1995; 9: 6-10.

    8) Krzelj V, Petri NM, Mestrovic J, Andric D, Biocic M. Purpura fulminans successfully treated with hyperbaric oxygen - a report of two cases. Pediatr Emerg Care. 2005; 21: 31-34.

    9) Kume K, Hashiba T, Yoshikawa I, Kanda K, Narita R, Otsuki M. Therapeutic experience of hyperbaric oxygenation in entero-Behcet syndrome. Am J Gastroenterol. 2001; 96: 1308-1309.

    10) Saulsbury FT. Corticosteroid therapy does not prevent nephritis in Henoch-Schonlein purpura. Pediatr Nephrol. 1993; 7: 69-71.

    11) Forman HJ, Thomas MJ. Oxidant production and bactericidal activity of phagocytes. Annu Rev Physiol. 1986; 48: 669-680.

    12) Hohn DC, MacKay RD, Halliday B, Hunt TK. Effect of O2 tension on microbicidal function of leukocytes in wounds and in vitro. Surg Forum. 1976; 27: 18-20.

    13) Tibbles PM, Edelsberg JS. Hyperbaric- oxygen therapy. N Engl J Med. 1996; 334: 1642-1648.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]