[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2009, Cilt 14, Sayı 4, Sayfa(lar) 237-241
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Niğde Doğumevinde Doğum Yapan Kadınların Aile Planlaması Konusundaki Bilgi Tutum ve Davranışları
Ebubekir GILIÇ1, Osman CEYHAN2, ALİ ÖZER3
1Bor Sağlık Meslek Lisesi, NİĞDE, Türkiye
2Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı ABD, KAYSERİ, Türkiye
3Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı ABD, KAHRAMANMARAŞ, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Aile planlaması, bilgi, tutum, davranış, Family planning, knowledge, attitude, pratice
Özet
Amaç: Bu çalışmada kadınların aile planlaması konusundaki bilgi, tutum ve davranışlarının belirlenerek, bunları etkileyebilecek faktörlerin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntemler: Araştırma Niğde Doğumevi'nde Ocak-Şubat 2001 tarihlerinde doğum yapan 304 kadın üzerinde yürütülmüştür.

Bulgular: Araştırma kapsamına alınan kadınların % 7.2'si 18 yaş ve altında, % 10.2'si 35 yaş ve üzerindedir. Bu kadınların % 18,4'ü, eşlerinin ise % 3,3'ü okul bitirmemiştir. Kadınların % 64.1'nin başka çocuk sahibi olmak istemedikleri, % 44.4'nün yapmış oldukları doğumu planlamadıkları tespit edilmiştir. Kadınların % 98,2'si aile planlaması yöntemlerini kullanmayı onaylarken, % 56.3'ü herhangi bir aile planlaması yöntemi kullanmıştır. Kadınların en çok bildikleri aile planlaması yöntemi RİA, en çok kullanılan ise geri çekme yöntemidir. Doğum sonrası kullanmak istedikleri yöntem ise RİA (% 64.1)'dır. Kadınların büyük çoğunluğu aile planlamasının ana ve çocuk sağlığını geliştirdiğini, aile ve ülke ekonomisine katkıda bulunduğunu belirtmişlerdir.

Sonuç: Niğde doğumevi'nde doğum yapan kadınların aile planlaması konusundaki bilgi, tutum ve davranışları, istenilen düzeyde değildir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Aile planlaması çalışmalarındaki temel hedefin ana ve çocuk sağlığını iyileştirmek olduğu bilinmektedir1,2. Aile planlaması, istedikleri zaman, istedikleri sayıda çocuk sahibi olmaları için ailelere verilen hizmetlerin tümüdür. Amaç, anne ve doğacak çocukların sağlıklı olması ve çocuk sahibi olmak istendiğinde gebeliğin oluşmasıdır. Çünkü iki yıldan az aralıklarla yapılan doğumlar annenin sağlığını önemli ölçüde bozmakta, gebelik sırasında riskleri artırmakta, hatta ara vermeden arka arkaya yapılan doğumlar anne ölümlerine neden olmaktadır3-5.

    Ulusal ve uluslar arası düzeyde aile planlaması hizmetlerine önem ve öncelik verilmesine karşın, dünyada çocuk istemedikleri halde gebeliği önleyici yöntem kullanmayan yaklaşık 300 milyon çift bulunduğu bildirilmektedir6.

    Ülkemizde 30 yılı aşkın bir süredir, riskli gebelikleri önleyerek kadın ve çocuk sağlığını korumayı amaçlayan, ailelere gerekli bilgi ve hizmeti sunarak doğurganlıkları ile ilgili özgürce ve bilinçli seçim yapmalarını sağlayacak politikalar izlenmiştir. Ancak buna rağmen, aile planlaması yöntemlerinin kullanım oranları halen istenilen düzeye gelmemiştir. Bu oranı artırabilmenin en önemli yollarından birinin, kişileri bilgilendirmeye yönelik eğitim yapılması olacağı aşikardır7.

    Bu çalışmada; doğum yapmış olan kadınların aile planlaması konusundaki bilgi tutum ve davranışlarının belirlenerek, bunları etkileyebilecek faktörlerin ortaya çıkarılması ve elde edilen sonuçlar ile yapılacak çalışmalara yardımcı olmaktır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Araştırma Niğde Doğumevi’nde Ocak - Şubat 2001 tarihlerinde doğum yapan 352 kadından görüşmeyi kabul eden 304 (%86.4) kadın ile eğitilmiş anketör hemşire tarafından yüz yüze görüşülerek yapılmıştır. Yapılan bu çalışma tanımlayıcı tipte bir araştırmadır.

    Araştırma sırasında canlı doğum yapan kadınlara tanımlayıcı özellikleri, doğurganlık bilgileri ve aile planlamasına ait bilgi, tutum ve davranışların yer aldığı 50 sorudan oluşan anket formu doldurulmuştur.

    Elde edilen veriler bilgisayar ortamında SPSS 9.0 programı yardımıyla değerlendirilmiş, istatistiksel analizlerde Ki-kare testi kullanılmıştır. Değerlendirmelerde p<0.05 düzeyi anlamlı olarak alınmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Araştırma kapsamına alınan kadınların, yaş grupları, öğretim durumu, oturduğu yer ve sosyal güvence durumuna göre dağılımı Tablo 1’de sunulmuştur. Tablo 1’de görüldüğü gibi, araştırma kapsamına alınan 304 kadının %14.8’i 19 yaş ve altında, %10.2’si 35 yaş ve üzerindedir. Bu kadınların %18.4’ü herhangi bir okul bitirmemiştir. Kırsal bölgede yaşayan kadınların oranı %28.9 dur. Kadınların %12.7’sinin herhangi bir sosyal güvencesi bulunmazken, %62.2'si ise yeşil kart kapsamındadır.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Araştırma kapsamına alınan kadınların, sosyodemografik özelliklerine göre dağılımı.

    Araştırma sonunda kadınların ilk evlilik yaş ortalaması 18.9±0.19, ilk gebelik yaş ortalaması ise 19.7±0.18 dir. Kadınların %20.7’sinin en az bir kez düşük yaptığı, %11.8'inin en az bir kere kürtaj olduğu, % 2.9’u en az bir defa ölü doğum yaptığı tespit edilmiştir. Sahip olunan ortalama çocuk sayısının 2.24±1.25 olduğu bulunmuştur. Kadınların %64.1’i başka çocuk sahibi olmak istemediklerini belirtmişlerdir. Kadınların ailelerinin %44.1’inin aylık geliri 240 TL ve altındadır.

    Araştırma kapsamına alınan kadınların, aile planlaması yöntemlerini bilme durumu Tablo 2’de sunulmuştur. Tablo 2’de görüldüğü gibi, kadınlar aile planlaması yöntemlerinden en yüksek oranda (%96.7) RİA’yı, en düşük oranda ise (%3.3) Norplant'ı bilmişlerdir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Kadınların aile planlaması yöntemlerini bilme durumu.

    Araştırma kapsamına alınan kadınların, bazı özelliklerine göre aile planlaması konusundaki bilgileri edindikleri yerlerin dağılımı Tablo 3’de verilmiştir. Herhangi bir okul bitirmemiş kadınlardan %39.3’ü aile planlaması konusundaki bilgileri sağlık personelinden alırken, bu oran ortaokul ve üstü eğitimi olanlarda %60.9’a yükselmiştir. Kırsal alanda oturanların %36.4’ü aile planlaması konusundaki bilgileri sağlık personelinden alırken, kentsel alanda bu oran %56.0’dır ve gruplar arasındaki bu farklılık istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0.01). Yaşayan çocuk sayısı artıkça aile planlaması konusundaki bilgileri sağlık personelinden öğrenme oranı artmaktadır. Bu da istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0.05). İki gebelik arasındaki süre 24 aydan az olmalıdır diyenlerin %37.5’i aile planlaması bilgilerini sağlık personelinden alırken, 25 ay ve üzerinde olmalıdır diyenlerde bu oran % 52.3’dür. Bu da istatistiksel olarak anlamlıdır (p<0.05).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 3: Kadınların bazı özelliklerine göre aile planlaması konusundaki bilgileri edindikleri yerlerin dağılım.

    Araştırma kapsamına alınan kadınların, aile planlaması yöntemlerini kullanma durumunun dağılımı Tablo 4’de sunulmuştur. Kadınların %56.3’ü aile planlaması yöntemlerinden birini kullanmıştır.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 4: Kadınların gebelikten önce aile planlaması yöntemlerini kullanma durumunun dağılımı.

    Aile planlaması yöntemi kullanan kadınların, kullanmış oldukları yöntemlerin dağılımı Tablo 5’de sunulmuştur. Kadınların %31.0’ı RİA, %29.2’si kondom, %24.0’ı oral kontraseptif kullanmışken; %59.6’sı yöntem olarak geri çekme kullanmıştır.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 5: Şimdiye kadar aile planlaması yöntemi kullanan kadınların kullanmış oldukları yöntemlerin dağılımı.

    Kadınların %81.2’si çocuk istediği için aile planlaması yöntemi kullanmamıştır (Tablo 6).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 6: Kadınların aile planlaması yöntemi kullanmama nedenleri.

    Tablo 7’de görüldüğü gibi, kadınların %64.1’i RİA’yı aile planlaması yöntemi olarak tercih edeceklerini belirtmişlerdir. Tercih edeceği yöntemi belirten kadınların sadece %4.6’sı etkisi sınırlı yöntemi tercih etmekte iken, %5.9’uda bu konuda kararsız kalmışlardır.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 7: Kadınların tercih edecekleri aile planlaması yöntemlerinin dağılımı.

    Kadınların aile planlamasının yararları hakkındaki görüşlerinin dağılımı Tablo.8’de sunulmuştur. Araştırmaya alınan kadınların, %98.3’ü aile planlamasının anne sağlığına yararının olacağını düşünürken, %99.3’ü çocuk sağlığını geliştireceğini %98.0’ı aile ekonomisine katkıda bulunacağını, %95.8’i ülke ekonomisine katkıda bulunacağını belirtmiştir (Tablo 8).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 8: Kadınların aile planlamasının yararları hakkındaki görüşlerinin dağılımı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Aile planlaması yöntemlerinin kullanımı ile hem kadınların uygun zaman ve aralıklarda çocuk sahibi olmaları sağlanabilir, hem de böylece kendilerinin ya da çocuklarının sağlığı korunabilir. Bu yöntemlerin yaygın bir şekilde ve doğru olarak kullanımını sağlayacak en önemli unsur, sağlık personelince yapılan eğitimlerdir8.

    Araştırmaya alınan kadınlar aile planlaması yöntemlerinden en fazla %96.7 ile RİA’yı bilmişlerdir. Bunu sırası ile oral kontraseptif (%94.4), kondom (%71.1), enjektabl (%67.4), tüp-ligasyonu (%46.1), vazektomi (%12.2), norplant (%3.3) izlemiştir. Etkisi sınırlı yöntemlerden %84.9 oranında geri çekme ve %10.5 oranında takvim yöntemi bilinmiştir (Tablo 2). 2003 TNSA’na göre evli kadınların aile planlaması yöntemlerini bilme oranı sırası ile şöyledir; RİA %98.3, oral kontraseptif %97.8, kondom %90.0, tüp-ligasyonu %89.8, vazektomi %40.2, norplant %43.3, geri çekme %93.9 ve takvim yöntemi %49.7’dir9. Görüldüğü gibi aile planlaması yöntemlerinin bilinmesi, 2003 TNSA’ya göre oldukça düşüktür. Daha önce çeşitli bölgelerde yapılan araştırmalara göre de daha düşüktür10-12. Bunun nedeni sağlık personelinin aile planlaması eğitimine gereken önemi vermemesinden kaynaklanabilir.

    Tablo 3’de görüldüğü gibi kadınların eğitim seviyesi yükseldikçe aile planlaması konusundaki bilgileri sağlık personelinden alma oranı artmaktadır. Yine bu bilgileri sağlık personelinden alanların 35 yaş ve üstü grupta, üç ve daha fazla çocuğu olanlarda, gebelikler arası süre “25 aydan fazla olmalıdır” diyenlerde diğer gruplara göre yüksek bulunmuştur. Aile planlaması konusundaki bilgileri sağlık personelinden aldığını belirten kadınların oranı %50.3’dür. Bu durum birinci basamak sağlık hizmetlerinin arzu edilen nitelik ve niceliğe sahip olmadığını göstermektedir. Aynı şekilde kitap, dergi ve TV’den bilgi edinen kadınların oranının düşük olması (%15.5) eğitim düzeyinin düşüklüğünden ve TV’lerin konuya gereken hassasiyeti vermemesinden kaynaklanabilir.

    Etkili aile planlaması yöntemleri olarak kabul edilen RİA, oral kontraseptif, kondom, tüp ligasyonu, vazektomi, enjektabl ve norplant gibi yöntemlerin, hem gebelikleri önlemedeki etkinlik oranının yüksek olması, hem de bir çoğunun uzun süre kullanılabilmesi gibi avantajları vardır13. Kayseri’de yapılan bir çalışmada doğum yapan kadınların %54.2’sinin gebelik öncesi dönemde herhangi bir aile planlaması yöntemi kullandığı bulunmuştur. Yöntem kullanan kadınların %28.4’ünün RİA %24.6’sının geri çekme, %16.9’unun oral kontraseptif, %12.3’ü kondom, %6.9’u emzirme, kalanlarında diğer yöntemlerle korunduğu tespit edilmiştir14. Yaptığımız çalışmada kadınların kullandıkları yöntemler arasında en yüksek oranda %59.6 ile geri çekme yöntemini bunu sırasıyla RİA (%31.0), kondom (%29.2) izlemektedir (Tablo 5). Türkiye’de geleneksel yöntemler içerisinde en yaygın olarak kullanılan geri çekme yöntemidir. Halen evli kadınların %26.4’ü tarafından kullanılmaktadır9. Bizim çalışmamızda geri çekme yönteminin bu kadar yüksek kullanılmasının sebebi eğitimin yetersizliği olabilir. Ülkemizde halen modern yöntem kullanma oranı %42.5 olup, yaşayan çocuk sayısı, yaş ve eğitim durumu ile ilişkilidir9. Yaptığımız çalışmada kadınların etkili yöntem kullanma oranı eğitim seviyesi yükseldikçe arttığı tespit edilmiştir. Türkiye’deki kadınların%29.0’ı herhangi bir aile planlaması yöntemi kullanmamaktadır. Kadınların yöntem kullanmama nedenleri arasında çocuk isteği, gebe kalmalarının zor olması menapoz ve kısırlık oluşturmaktadır9. Araştırmaya alınan kadınlardan herhangi bir aile planlaması yöntemi kullanmayanların %81.2’si çocuk istemelerinden, %15.8’i yöntem kullanmayı bilmediği için, %3.0’ı eşinin istemediğini belirtmiştir (Tablo 6). Çocuk sahibi olmayı isteyen kadınların yöntem kullanmaması doğaldır. Çocuk sahibi olmayı isteyen kadınların büyük çoğunluğu hiç çocuğu olmayan veya bir çocuğu olan kadınlardır. Görülen o ki yöntem konusunda bilgi eksikliği kadınların yöntem kullanmamasına dolayısıyla de doğurganlığın artmasına neden olmaktadır. Aile planlaması çalışmalarında üzerinde durulması gereken risk gruplarında biri de eğitimi yetersiz ve fazla çocuğa sahip olan kadınlardır. Bu kadınlara gerekli olan aile planlaması eğitimi yapılmadığı takdirde aşırı doğurganlığın artacağı aşikardır.

    Doğum sonrası dönem, kadınların kontraseptif yöntemlere en sıcak baktığı ve yüksek oranda kabul ettiği bir dönem olmasına rağmen, aile planlaması programı, genellikle post-partum dönemde olmayan kadınları hedeflemektedir. Oysa, bu dönemde uygulanan aile planlaması yöntemlerinde yüksek başarı ve yönteme uyum bildirilmiştir.15,16.

    Araştırmaya alınan kadınların %89.5’i doğumdan sonra etkili aile planlaması yöntemlerini tercih edeceklerini belirtmişlerdir. Bu yöntemler arasında %64.1ile RİA ilk sırada gelmekte iken; %9.2 ile tüp-ligasyonu, %7.6 ile kondom izlemektedir (Tablo.7). Görüldüğü gibi doğum sonrası etkili yöntem tercihi oldukça yüksektir. Bunda doğumdan hemen sonra doğumevlerinde verilen aile planlaması danışmanlık eğitiminin etkili olduğu veya doğumdan sonra belirli bir süre çocuk sahibi olmayı düşünmedikleri etkili olabilir.

    Niğde Doğumevi’nde doğum yapan kadınların aile planlaması konusundaki bilgi tutum ve davranışları, istenilen düzeyde değildir. Halen ülkemizde ana ve çocuk sağlığı sorunlarının temelini gebelikler arasındaki sürenin optimum düzeyden kısa olması ve düşükler oluşturmaktadır. Bu sorunların temelinde de eğitim yetersizliği ve aile planlaması konusundaki bilincin yeterince oluşmaması yatmaktadır. Dolaysıyla var olan bu sorunların giderilmesinde kadınların eğitimine öncelik verilmesi ayrı bir önem taşımaktadır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Sağlık Bakanlığı AÇSAP Genel Müdürlüğü. Aile Planlamasında Temel Bilgiler, İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı, İstanbul 1997: 1-15.

    2) Hatcher RA, Kowal D, Guest F et al. Kontraseptif Yöntemler. Uluslar arası Basım, Dervişoğlu AA (Çeviren). Ankara: İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı Yayını, 1990:4-81.

    3) Taşkın L. Aile Planlaması, Doğum ve Kadın Sağlığı Hemşireliği. 6. Baskı, Ankara: Sistem Ofset Matbaacılık, 2003: 429-449.

    4) Türkiye’de Ana ve Çocukların Durum Analizi. Ankara: UNICEF, 1996:119-139.

    5) Neyzi O, Uzel N, Bulut A ve ark. Ana ve Çocuk Sağlığında Temel Bilgiler. 2. Baskı, Ankara: UNICEF-Sağlık Bakanlığı, 1992:126-128.

    6) Şahin S, Kömürcü N. Postpartum dönemde anneye verilen aile planlaması danışmanlık eğitiminin etkin kontraseptif yöntem seçimi üzerine etkisi. Zonguldak Yüksekokulu Dergisi 2005; 1(2): 1-14.

    7) Özvarış ŞB. Sağlık Eğitimi ve Sağlığı Geliştirme. 1. Baskı, Ankara: Hacettepe Halk Sağlığı Vakfı, 2001: 25-56.

    8) TC Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Sağlık Hizmetlerinin Yürütülmesi Hakkında Yönerge. http://www.saglik.gov.tr/.14.02.2009.

    9) Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2003. Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, Sağlık Bakanlığı AÇSAP Genel Müdürlüğü, Devlet Planlama Teşkilatı ve Avrupa Birliği, Ankara, Türkiye. 2004: 62-66.

    10) Günay O, Şahinöz T, Öztürk Y ve ark. Kayseri Sağlık Grup Başkanlığı Bölgesi’nde 1985-1998 Yılları Arasında Demografik ve Sağlıkla İlgili Göstergelerin Değişimi. Erciyes Tıp Degisi 2001; 23:159-166.

    11) Yardımcı E, Sabuncu H, Yardımcı O. İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları Polikliniğine Başvuran 15-49 Yaş Grubunda Evli Kadınların Bildikleri ve Kullandıkları Kontraseptif Yöntemler: Kullanımı Etkileyen Faktörler. 4. Ulusal Halk Sağlığı Kongre Kitabı 1994;77-78.

    12) Özcan D. Geleneksel Yöntemle Korunan Kadınların Modern Yönteme Geçişinde Eğitimin Etkisi. Uzmanlık Tezi,Kayseri: Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, 1997.

    13) Sağlık Bakanlığı AÇSAP Genel Müdürlüğü. Aile Planlaması Hizmetlerinde Güncel Bilgiler. Ankara: Tisamet Basım Sanayi, 1997: 14-68.

    14) Nacar M. Doğum Sonrası Dönemde Verilen Aile Planlaması Eğitiminin Yöntem Kullanmaya Etkisi. Uzmanlık Tezi, Kayseri: Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı Bölümü, 2002.

    15) Family Health International. Postpartum Contraception: Developing Stratege For Expanded Services. Network 1990; 11: 1-18.

    16) World Health Organization. Postpartum Care of The Mother And Newborn: A Practical Guide. http://www.who.int/entity/making_pregnancy_safer/document s/who_rht_msm_983/en/ 15.02.2009.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]