[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2010, Cilt 15, Sayı 4, Sayfa(lar) 197-200
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Escherichia coli Suşlarında Antimikrobiyal Duyarlılık ve Genişlemiş Spektrumlu-Βeta Laktamaz (GSBL) Varlığı
Yücel DUMAN, Nilay GÜÇLÜER, Ayfer SERİNDAĞ, Mehmet Sait TEKEREKOĞLU
İnönü Ünviversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Tıbbi Mikrobiyoloji, MALATYA, Türkiye
Anahtar Kelimeler: E.coli, GSBL, Antimikrobiyal duyarlılık, E.coli, GSBL, Antimicrobial susceptibility
Özet
Amaç: Bu çalışma Mart 2009 - Mart 2010 tarihleri arasında hastanemiz Merkez Laboratuvarı Klinik Mikrobiyoloji bölümünde izole edilen E.coli suşlarının antimikrobiyal duyarlılık profili ve GSBL oranlarının belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.

Gereç ve Yöntemler: Mart 2009 - mart 2010 tarihleri arasında çeşitli örneklerden konvansiyonel yöntemler ve otomatize sistemle tanımlanan E.coli suşlarının antimikrobiyal duyarlılık durumu Clinical Laboratory Standards Institute (CLSI) kriterleriyle belirlendi.

Bulgular: İzole edilen edilen 2459 E.coli suşu'nun, 747'si ayaktan tedavi gören, 1712'si yatarak tedavi gören hastalara aitti. Yatan hastalarda %84.8, ayakta tedavi gören hastalarda ise %77.3 ile en yüksek direnç oranı ampisiline karşı görülmüştür. En düşük direnç oranı imipenem ve amikasine karşı saptanmıştır. Ayaktan tedavi gören hastalardan izole edilen suşların 104'ünde (%13.9), yatan hastalardan izole edilen suşlardan ise 471'inde (%27.5) genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz (GSBL) belirlenmiştir.

Sonuç: Hastanemizdeki antimikrobiyal direnç oranlarının belirlenmesiyle, antimikrobiyal tedavilerin bu sonuçlara göre seçilmesi, GSBL üretimi ve direnç gelişimini önleyecektir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Enterobacteriaceae ailesine ait mikroorganizmalar klinik örneklerden en sık izole edilen gram negatif bakteri grubunu oluşturmaktadır. İnsan barsak flora üyesi olan Escherichiae coli, üriner sistem enfeksiyonları, hemolitik üremik sendrom (HÜS), pnömoni, sepsis, menenjit, ishal, apse, peritonit, sinüzit vb enfeksiyonlara da yol açabilmektedir1.

    Gram negatif bakterilerin beta-laktam halkası içeren antibiyotiklere karşı direnci başlıca beta-laktamaz enzim üretimi ile olmaktadır2. Antibiyotiklere karşı giderek artan direnç, antibiyotik seçiminde ve tedavinin etkinliğinde sorunlara neden olmaktadır. Genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz (GSBL) üreten E.coli suşları ilk olarak 1987’de bildirilmiştir3. Hibridizasyon deneyleriyle GSBL’ların TEM-1, TEM–2 ve SHV-1 beta-laktamaz genlerinde meydana gelen basit nokta mutasyonları sonucunda ortaya çıktığı saptanmıştır. Bu enzimler kromozomal veya plazmid kökenli olabilmektedir4. Son iki dekatta dünyada beta-laktam halkası içeren antibiyotik ve geniş spektrumlu sefalosporin kullanımının artması, GSBL üreten mikroorganizmaların ortaya çıkışını kolaylaştırmıştır5.

    Genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz (GSBL) üreten suşlar duyarlı görünseler bile tüm penisilinlere, sefalosporinlere ve monobaktamlara dirençli rapor edilmesi gerektir. GSBL varlığını belirlemede çeşitli yöntemler önerilmiştir. Bunlar üç boyutlu test, çift disk sinerji testi, dilüsyon yöntemleri, otomatize sistemler (Phoenix, Vitek vb.) ve E-testi’dir6.

    Çalışmamızda hastanemiz Merkez Laboratuvarı Klinik Mikrobiyoloji bölümünde Mart 2009- Mart 2010 tarihleri arasında, yatan ve ayaktan tedavi gören hastalardan izole edilen E.coli suşlarının antimikrobiyal duyarlılık profili ve GSBL oranlarının belirlenmesi amaçlanmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Laboratuvarımıza Mart 2009 - Mart 2010 tarihleri arasında poliklinik ve kliniklerden gönderilen çeşitli örneklerden, konvansiyonel metodlar ve otomatize sistemle (Phoenix Becton Dickinson ID) tür tayini yapılmış, E.coli olarak tanımlanan suşlar çalışmaya alınmıştır. İki bin dört yüz elli dokuz E.coli suşu izole edilmiştir. İdrar örneklerinin orta akım idrar olarak alınmasına dikkat edilmiştir. İzole edilen suşların in-vitro antimikrobiyal duyarlılıkları Clinical Laboratory Standards Institute (CLSI) kriterleri temel alınarak Kirby-Bauer disk difüzyon yöntemi (Becton-Dickinson, Sparki Md, USA) ve otomatize sistem ile belirlenmiştir6.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    İki bin dört yüz elli dokuz E.coli suşu'nun; 747'si ayaktan tedavi gören hastalardan, 1712'si ise yatan hastalardan izole edilmiştir. İzole edilen suşların 1843'ü (%74.9) idrar, 189'u (%7.7) dren ve kateter, 179'u (%7.3) kan, 162'i (%6.6) yara ve apse, 43'ü (%1.7) parasentez, 42'si (%1.7) solunum yolu sekresyonu, 1'i (%0.0004) BOS örneklerine ait kültürlerde saptanmıştır.

    Çalışmamızda yatan hastalarda % 84.8, ayaktan tedavi gören hastalarda %77.3 ile en yüksek direnç oranı ampisiline karşı görülmüştür. Yatan ve ayaktan tedavi gören hastalarda en düşük direnç oranının amikasin ve imipeneme karşı olduğu görülmektedir. Ayaktan tedavi gören hastalardan izole edilen suşların 104'ünde (%13.9), yatan hastalardan izole edilen suşlardan ise 471'inde (%27.5) GSBL saptanmıştır. Yatan ve ayaktan tedavi gören hastalara ait antimikrobiyal duyarlılık oranları Tablo 1'de görülmektedir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Hastalarda antimikrobiyal duyarlılık oranları.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Toplum kökenli enfeksiyonlarda, uygunsuz ve geniş spektrumlu antibiyotiklerin kullanımının artması, yasal olarak sınırlama olmaması nedeni ile GSBL gelişimi ve tedavide öncelikli tercih edilen ampisilin, amoksisilin, trimetoprim/sülfametoksazol ve kinolonlara karşı direnç hızla artmaktadır. Özellikle kinolonların yaygın ve yanlış kullanımları direncin her geçen gün artmasına sebep olmaktadır7.

    Ülkemizde yapılan çeşitli çalışmalarda siprofloksasine direnç oranlarını; Küçükbayrak ve ark. %238, Kalem ve ark. %30.39, Çetin ve ark. %3410 olarak bulmuşlardır. Hastanemizde 2006 yılında yapılan bir çalışmada siprofloksasine direnç oranını %33 bulunmuştur11. Yaptığımız çalışmada ise siprofloksasine yatan hastalarda %38.2, ayaktan tedavi gören hastalarda ise %41.4 oranında direnç saptanmıştır. Bu siprofloksasinin geniş spektrumlu bir antibiyotik olması nedeniyle birçok enfeksiyonun tedavisinde kullanılması ve üriner sistem enfeksiyonlarının ampirik tedavisinde ilk sırada tercih edilmesinden kaynaklandığı düşüncesini doğurmaktadır.

    Çalışmamızda en yüksek direnç oranı yatan hastalarda % 88.4, ayaktan tedavi gören hastalarda %77.3 ile ampisiline karşı saptanmıştır. Hastanemizde 2003 yılında yapılan bir çalışmada bu oranlar sırası ile %61 ve %57 bulunmuştur12. Ülkemizde yapılan diğer çalışmalarda Gündüz ve ark. %93.1 ve %70.913, Yuluğkural ve ark. %68 ve %37 (14), Kalem ve ark. %78.19 olarak bildirmişlerdir. Dolayısıyla gün geçtikçe direnç oranlarındaki artan olumsuz değişim göze çarpmaktadır.

    Trimetoprim/sülfametoksazole karşı direnç yıllar içinde hızla artmıştır. Ülkemizde E.coli suşlarında trimetoprim/sülfa-metoksazole karşı direnç %43-61 arasında değişmektedir9. Çalışmamızda yatan hastalarda %52.1, ayaktan tedavi gören hastalarda ise %57.5 oranında direnç saptanmıştır. Ülkemizde yapılan diğer çalışmalarda trimetoprim\sülfametoksazole direnç oranlarını; Kalem ve ark. %55.69, Bozkurt ve ark. %45.615, Küçükbayrak ve ark. %558 olarak bildirmişlerdir. Saptadığımız direnç oranları ülkemiz sonuçları ile oldukça uygun düşmektedir.

    Ülkemizde yapılan çeşitli çalışmalarda gentamisin ve amikasine karşı direnç oranlarını sırası ile; Bozkurt ve ark. %19.6 ve %5.215, Kalem ve ark. %27.5 ve %11.89, Küçükbayrak ve ark. %18 ve %28 olarak bildirmişlerdir. Çalışmamızda ise gentamisine ve amikasine karşı sırası ile; yatan hastalarda %26.7 ve % 0.005, ayaktan tedavi gören hastalarda ise %25.2 ve %0.004 direnç saptanmıştır. Halen bu grup antibiyotikler E.coli'nin neden olduğu üriner sistem enfeksiyonlarında önemli bir tedavi seçeneği olarak konumunu korumaktadır.

    Karbapenemler penisilinaz, ampC ve genişlemiş spekt-rumlu betalaktamaz (GSBL)'lara karşı dirençli, metallobetalak-tamazlara ve karbapenemazlara karşı dayanıksız antibiyotiklerdir16. Çalışmamızda en düşük direnç oranı karbapenem grubu antibiyotiklerden imipeneme karşı gözlenmiştir. Ayaktan tedavi gören hastalardan izole edilen suşlarda imipeneme karşı dirence rastlanmamış, yatan hastalardan izole edilen suşlardan ise sadece birinde direnç saptanmıştır. Ülkemizde yapılan çalışmalarda; Küçükbayrak ve ark, Kalem ve ark, Gündüz ve ark. imipeneme karşı direnç bildirmemişlerdir8,9,15. Karbapenemlerin kullanımı antibiyotik kullanım politikaları çerçevesinde olduğundan, direnç oranlarının düşük olduğu kanısındayız.

    Beta-laktam antibiyotiklerden olan sefalosporinler enfeksiyon tedavisinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Çalışmamızda yatan hastalarda sefalotin, sefuroksim, seftazidim, sefotaksim ve sefepime karşı; %72.5, %48.6, % 40.2, %41.8, %38.4 ayaktan tedavi gören hastalarda; %69,3, %48.5, %37, %38.5, %36.7 oranında direnç saptanmıştır. Sefaperazon-sulbaktam ve piperasilin-tazobaktama ise yatan hastalarda %18.5, %24.1, ayaktan tedavi gören hastalarda % 13.3 ve %18.5 oranında direnç belirlenmiştir.

    Beta-laktamaz üretimi başta Enterobacteriaceae olmak üzere mikroorganizmaların beta-laktam halkası içeren antibiyotiklere karşı direncinde en önemli yoldur. GSBL'lar penisilinleri, birinci, ikinci ve üçüncü kuşak sefalosporinleri, monobaktamları (aztreonam) hidroliz ederek bakteriyel dirence neden olur. Bir kısmı klavulanik asit gibi beta-laktamaz inhibitörleriyle inhibe olabilmektedir17. GSBL özellikle Klebsiella spp. ve E.coli suşlarında gözlenirken; bu suşlar daha çok geniş spektrumlu sefalosporinlerin sık kullanıldığı hastanelerde görülmektedir. GSBL'ler klonal yayılım veya konjugatif plazmid transferi ile diğer mikroorganizmalara direnci aktarabilmektedirler18. Uygunsuz antibiyotik kullanımı ve hastane ortamındaki bu kolay yayılım ülkemizde ve dünyada GSBL oranlarının son yıllarda hızla artmasına neden olmaktadır. Yapılan çalışmalarda hastane kökenli E.coli suşlarında GSBL oranları Brezilya'da %19.6, Amerika'da %5, Avrupa'da ise %13 olarak saptanmıştır19,20. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de GSBL ve antibiyotik direnç oran¬larındaki hızlı artış dikkati çekmektedir. Hastanemizde 2006 yılında kan kültürlerinde üreyen E.coli suşlarında GSBL oranı %34.5, idrar kültürlerinde ise %30.3 bulunmuştur2,11. Çalışmamızda GSBL oranı yatan hastalarda %27.5, ayaktan tedavi gören hastalarda %13.9 olarak saptanmıştır.

    Sonuç olarak; E.coli enfeksiyon etkeni olarak sık izole edilen gram-negatif mikroorganizmalardan biridir ve üstelik GSBL üretebilmektedir. Ayrıca kazanmış olduğu direnci kolaylıkla diğer mikroorganizmalara yayabilmektedir. Bu ise özellikle hastane ortamında morbidite ve mortalitesi yüksek, tedavisi zor ve maliyetli hastane enfeksiyonlarına neden olmaktadır. Dolayısıyla her hastanenin kendi antibiyotik kullanım politikalarının geliştirilmesi, hastane enfeksiyon kontrol komitelerinin daha aktif ve yeterli çalışarak disipline edilmesi, hastane antimikrobiyal direnç oranlarının periyodik olarak belirlenmesi, etkene yönelik tedavide; antimikrobiyal duyarlılığa göre antibiyotik seçiminin yapılmasının GSBL üretimi ve direnç gelişimini önleyeceği kanaatindeyiz.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Washinton W, Allen S, Janda J, Koneman E; Color Atlas and Textbook of Diagnostic Microbiology. 6th. Ed, Baltimore: Lippincott Williams & Wilkins, 2006.

    2) Yetkin G, Kuzucu Ç, Çalışkan A, Ay S. Kan kültürlerinde üreyen Escherichia coli'lerin antibiyotik duyarlılıkları, GSBL oranları ve hastane birimlerine göre dağılımı. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2006; 13: 147-150.

    3) Bauernfeind A, Horl G. Novel R-factor-borne β-laktamase conferring resistance to cephalosporins. Infection 1987; 15: 257-259.

    4) Medeiros AA: Evalution and dissemination of β-lactamases accelerated by generation of β-lactam antibiotics. Clin Infect Dis 1997; 24: 19-45.

    5) Mulvey MR, Bryce ED, Boyd M, et al. Ambler class a extended-spectrum beta-lactamase-producing Escherichia coli and Klebsiella spp. in Canadian hospitals. Antimicrob Agents Chemother 2004; 48: 1204-1214.

    6) Clinical Laboratory Standards Institute: Performance standarts for antimicrobial susceptibility testing, 19th edition. Supplement M100-S19: Clinical Laboratory Standards Institute, 2009.

    7) Yılmaz F F, Ermertcan Ş. İdrar yolu infeksiyonlarından izole edilen Escherichia coli kökenlerinde florokinolon direncinin araştırılması, İnfeksiyon Derg 2005; 19: 429-433.

    8) Küçükbayrak A, Behçet M, Güler S, Özdemir D. Üriner semptomu olan poliklinik hastalarının idrarında üreyen E.coli suşlarının antibiyotik duyarlılığı. Tıp Araştırma Derg 2006; 4: 18-21.

    9) Kalem F, Gündem N.S, Arslan U, Tuncer İ. İdrar örneklerinden izole edilen Escherichia coli suşlarında antimikrobiyal duyarlılığı. Ankem Derg 2008; 22: 193-197.

    10) Çetin M, Ocak S, Görür S, Avunduk G. Semptomatik üriner sistem infeksiyonlarında üropatojenler ve izole edilen Escherichia coli suşlarının antibiyotik duyarlılığı. Ankem Derg 2006;20: 169-172.

    11) Yetkin G, Kuzucu Ç, Çalışkan A. İdrarda üreyen Escherichia coli'lerin geniş spektrumlu beta laktamazlar yönünden irdelenmesi. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2006; 13: 249-252.

    12) Ay S, İşeri LA, Duman B. İdrar örneklerinden izole edilen gram olumsuz mikroorganizmaların antibiyotiklere duyarlılıkları. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2003; 10: 59-62.

    13) Gündüz T, Mumcuoğlu İ. İdrar örneklerinden izole edilen Escherichia coli suşlarının antibiyotiklere duyarlılıkları. Turk Mikrobiyol Cem Derg 2004; 34: 157-161.

    14) Yuluğkural Z, Mutlu B. İdrar kültürlerinden izole edilen Escherichia Coli suşlarının sık kullanılan antibakteriyellere karşı duyarlılıkları. Trakya Univ Tıp Fak Derg 2007; 24: 6-11.

    15) Bozkurt H, Güdücüoğlu H, Gülmez S, Aygül K, İzci H, Berktaş M. Erişkin Yaş grubu idrar kültürlerinden izole edilen Escherichia coli suşlarının antimikrobiyallere duyarlılıkları. Van Tıp Dergisi 2005; 12: 232-235.

    16) Gill CJ, Jackson JJ, Gerckens LS, et al. In vivo activity and pharmacokinetic evaluation of a novel long-acting carbapenem antibiotic, MK-826 (L-749, 345). Antimicrob Agents Chemother 1998; 42: 1996-2001.

    17) Daoud Z, Moubareck C, Hakime N. Extended spectrum beta-lactamase producing Enterobacteriaceae in Lebanese ICU patients: Epidemiology and patterns of resistance. J Gen Appl Microbiol 2006; 52: 169-178.

    18) Perez F, Endimiani A, Hujer KM, Bonomo RA. The continiuing challenge of ESBLs. Curr Opin Pharmacol 2007; 7: 459-469.

    19) Pfaller MA, Jones RN and the MYSTIC Study Group (Americas). MYSTIC (Meropenem Yearly Susceptibility Test Information Collection) results from the Americas: resistance implications in the treatment of serious infections. J Antimicrob Chemother 2000; 46: 25-37.

    20) Le J, Nguyen T, Okamoto M, McKamy S, Lieberman JM. Impact of empiric antibiotic use on development of infections caused by extended spectrum beta-lactamase bacteria in a neonatal intensive care unit. Pediatr Infect Dis J 2008; 27: 314-318.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]