[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2012, Cilt 17, Sayı 2, Sayfa(lar) 121-123
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Psödotümör Orbita, Gerçekten Psödo Bir Tümör
Ersan Ersin DEMİREL, Müfide ÇAVDAR, Soner DEMİREL, Cem DÜZ, Derya KÜTÜKDE
İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, Malatya, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Orbital psödotümör, İdiopatik orbital inflamasyon, Orbital pseudotumor, Idiopathic orbital inflammation
Özet
Orbital psödotümör etiyolojisi ve patogenezi tam olarak bilinmeyen, nonspesifik inflamatuar bir olaydır. Tüm orbita içi yapılar lokal ya da diffüz olarak tutulabilir. Kliniğinde ani başlangıçlı göz ağrısı en önemli belirti olmakla beraber, göz kapaklarında ödem ve kızarıklık, göz hareketlerinde kısıtlanma ve propitozis görülebilir. Wegener granülomatozisi, sarkoidoz, idiopatik mediastinal fibrozis, retroperitoneal fibrozis, kolanjit, vaskulit ve lenfoma gibi bazı hastalıklar ile birlikte görülebilir. Tanısı çoğunlukla klinik olarak konulur ve radyolojik olarak desteklenir. Olgumuza bir dış merkezde orbital selülit nedeniyle tedavi uygulanmış, diğer bir merkezde ise malignite şüphesiyle biyopsi planlanmıştır. Kliniğimize başvurduğunda ise psödotümör orbita tanısı konulmuş ve başarıyla tedavi edilmiştir.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Orbital psödotümör ya da idiyopatik orbital inflamatuar sendrom, orbitanın nadir görülen, nonspesifik, nonneoplastik ve nedeni bilinmeyen lenfositik bir inflamasyonudur. Görünümü nedeniyle birçok olguda tümörlere benzetilebilir1. Bu nedenle biyopsi yapılması gerekebilir. Tüm orbital kitlelerin %5- 8'inden sorumludur2. Sıklıkla 50 yaş altı erişkinlerde görülmekle birlikte, çocuklarda da bildirilmiştir. Çocuklarda ve genç erişkinlerde genelde viral üst solunum yolu enfeksiyonlarını takiben ortaya çıkabilir3.

    Klinik bulgular arasında en sık akut başlangıçlı göz ağrısı bulunmaktadır. Ayrıca propitozis, göz kapağında şişlik ve göz hareketleri sırasında ağrı da vardır. Nadiren bu klinik bulgulara diplopi ya da görmede azalma gibi yakınmaların yanı sıra baş ağrısı, halsizlik, iştahsızlık gibi semptomlar da eşlik edebilir2,3. Orbital inflamasyon non-granülomatözdür ve ekstraoküler kaslar ile birlikte çevre yağ dokusunu, sklerayı, optik siniri ve lâkrimal bezi de tutabilir4,5. Histopatolojik olarak değişken derecelerde fibrozis ile beraber polimorfik lenfosit, plazma hücresi, makrofaj ve PNL hücre infiltrasyonu görülür. Bu görünüm spesifik olmamakla beraber, benzer klinik özelliklere sahip hastalıkları ekarte etmek açısından önemlidir. Tanı esas olarak diğer hastalıkların ayırt edilmesine dayanır6,7. Histopatolojik ve radyolojik bulgular ile tanı desteklenir. Sistemik laboratuar incelemelerinde sedimentasyon artışı gibi bazı inflamasyon bulguları elde edilebilir. Ayırıcı tanıda Graves hastalığı, lenfoma, sarkoidoz, Wegener granülomatozis, enfeksiyonlar, vaskülit, amiloidoz, yabancı cisim reaksiyonu, dermoid kist ve neoplazmlar düşünülmelidir7,8.

    Klasik tedavi sistemik steroid ile yapılmaktadır. Tekrarlayan hastalarda, steroid tedavisine yanıt daha azdır. Dirençli vakalarda ise kemoterapi, radyoterapi ve cerrahi uygulaması gerekebilir6-9.

    Bu yazıda sağ gözünde orbital psödotümörü gelişen bir hasta sunulmuştur.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Olgu Sunusu
    Yetmiş beş yaşında erkek hasta, 20 gün önce başlayan sağ gözde ağrı, şişlik, kızarıklık, hareket kısıtlılığı ve görme azalması yakınmaları ile kliniğimize başvurdu. Hikâyesinde daha önce iki ayrı merkezde muayene olduğu öğrenildi. İlk merkez tarafından orbital selülit tanısıyla sistemik antibiyotik tedavisi (IM seftriakson) başlandığı öğrenildi. Fakat kliniğinde düzelme olmadığı için 2 hafta sonunda başvurduğu ikinci klinik tarafından topikal/sistemik antibiyotik ve anti-inflamatuar tedavi başlandığı ve konjonktival tümör ön tanısıyla biyopsi önerildiği öğrenildi.

    Hasta düzelmeyen şikâyetleri sonucu kliniğimize başvurduğunda, yapılan oftalmik muayenesinde; tashihsiz görme keskinliğinin Snellen eşeli ile sağda: 0.1, solda: 0.7, biyomikroskobik muayenesinde sağ gözde yoğun kemozis, korneada yoğun punktat boyanma ve lens kesafeti izlendi. Işık refleksi ve fundus muayeneleri iki tarafta normaldi. Travma öyküsü mevcut değildi. (Resim 1). Hertel egzoftalmometre ölçümünde propitozisin olmadığı (sağ: 21 mm, sol: 20 mm), göz hareketlerinin ise sağ gözde yukarı bakış hariç diğer tüm yönlerde kısıtlı olduğu görüldü. Orbital tomografisinde, sağ orbita ön bölgesinde inflamasyonla uyumlu yaygın yumuşak doku tutulumu izlendiği ancak rektus kaslarında herhangi bir tutulum olmadığı rapor edilmiştir. Konjenital kifoskolyozu olan hastanın astım dışında sistemik bir hastalığının olmadığı öğrenildi. Laboratuar tetkiklerinde tam kan sayımı, tiroid fonksiyon testleri, c-ANCA, p-ANCA, ANA, sedimentasyon, CRP, HIV, Anti-TPO, Anti-Tiroglobulin ve karaciğer fonksiyon testleri normal sınırlarda bulunmuştur.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 1: Hastanın tedavi öncesi durumu

    Bu klinik ve radyolojik bulgular eşliğinde, hastaya orbital psödotümör teşhisi konuldu. Oral antibiyotik tedavisi kesilerek, 60mg/gün oral steroid tedavisi, topikal steroidli pomat ve suni gözyaşı tedavisi başlandı. Oküler yüzey bozukluğuna bağlı olarak azalan görmesinin, birinci hafta sonunda 0,2'ye çıktığı, göz hareketlerindeki kısıtlılık, kapak ödemi, kemozis ve ağrısının ise azaldığı görülmüştür. İki hafta sonraki kontrolünde görme keskinliğinin si 0,4 düzeyinde, bir ay sonraki kontrolünde ise 0,7 düzeyinde, göz hareketlerindeki kısıtlılık, kapak ödemi ve kemozisin ise tama yakın düzeldiği tespit edildi (Resim 2). Birinci ayda yaptırılan orbital manyetik rezonans görüntülemesinde sağ orbita ön medialinde cilt altı yumuşak dokunda, sınırları net seçilemeyen inflamasyonla uyumlu alan rapor edilmiştir (Resim 3).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 2: Bir aylık steroid tedavisi sonrası görünüm


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 3: Tedavi sonrası 1. aydaki orbital mr görüntülemesinde, sağ orbita medialinde, cilt altı yumuşak dokuda sınırları net seçilemeyen inflamasyonla uyumlu alan

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Orbital psödotümör, orbitada herhangi bir yapıyı tutabilen benign idiyopatik inflamatuar bir olaydır. 50 yaş altı popülasyonda, özellikle kadınlarda daha sık rastlanmaktadır. İki taraflı tutulum gösterebilmekle beraber, tek taraflı tutulum daha sıktır. Orbital psödotümör, tüm orbita kompartmanlarını tutan diffüz inflamatuvar hastalık şeklinde olabileceği gibi, myozit, dakroadenit, perinörit ve perisklerit şeklinde de olabilir3,4.

    Retrobulber yağ dokusunda fokal ya da diffüz tutulum görülebilir. Olguların %15'ine yakını göz dışı kaslara lokalizedir. Hastalığın kliniği, oluşan yapının bası etkisine, enflamasyona ve/veya infiltrasyonuna bağlı olarak çok değişken bir yelpazeye sahiptir. İnflamatuvar cevap akut, subakut ya da kronik olabilir. Akut form ani başlangıçlı ağrı, göz kapağında şişme, kızarıklık, bazen diplopi ve azalmış görme ile karakterizedir7,9. Üst kapakta pitozis, retrobulber basıya bağlı propitozis ve göz hareketlerinde ağrı olabilir. Ancak hastalığın kronik sklerozan formunda göz küresine kitle etkisi ve kaslarda hareket kısıtlılığı daha ön plandadır7,10. Hastalığın tekrarlama eğilimi mevcuttur. Atipik vakalarda biyopsi gerekebilir. Histopatolojik incelemesinde çok sayıda lenfosit, plazma hücresi, makrofaj, polimorfonükleer lökosit hücre infiltrasyonu ve fibrovasküler stroma proliferasyonu ile karekterize fibroinflamatuvar değişiklikler görülmektedir6,7. Hastalığın ayırıcı tanısında Graves oftalmopatisi, orbital lenfoma başta olmak üzere primer veya metastatik tümörler, sarkoidoz, Wegener granülomatozisi, orbital ve preseptal selülit tabloları, vasküler patolojiler, orbital amiloidoz, yabancı cisim reaksiyonu ve dermoid kist düşünülmelidir7,8.

    Orbital psödotümörün tanısı sıklıkla diğer olası nedenlerin ekarte edilmesiyle, klinik olarak konulmaktadır. Nispeten zor olan bazı durumlarda ise biyopsi gerekebilir. Klinik göstergelerin tanısal olmadığı durumlarda, radyolojik incelemeler daha ön plana çıkar ve uygun klinik koşullarda tanıya gitmede faydalı olarak görülmektedir1. Önerilen görüntüleme yöntemi olan bilgisayarlı tomografiye ek olarak yapılan ultrason ve magnetik rezonans görüntülemelerinde orbitanın difüz inflamasyonu, sklera ve optik sinir tutulumu (T-bulgusu) görülebilir. Kas ve tendon tutulumu bu yöntemlerle saptanabilir ancak bazen yumuşak doku tutulumu ve ödemin gösterilmesinde başarılı olamayabilir. Bilinmesi gereken diğer bir nokta psödotümöre bağlı olarak gelişen orbita içi kitlelerin genellikle kötü sınırlı olduğudur11-13.

    Klasik görünümlü olgular çoğunlukla steroide iyi cevap verir. Bu cevap aslında tanının konulmasını da desteklemiş olur. Sistemik steroid tedavisine (prednisolon 60-80mg/gün) yanıt genelde hızlıdır. Ancak kesildiğinde tekrarlama eğilimi olduğu için, oldukça uzun süreli kullanılması ve çok yavaş bir şekilde azaltılarak kesilmesi önerilmektedir1,2. Bazı dirençli durumlarda siklofosfamid, metotreksat ve siklosporin gibi kemoterapi ajanları veya düşük doz radyasyon, inflamasyonun kontrol edilmesi için gerekli olabilir. Ağrı ve propitozis tedavinin başlangıcından itibaren 24-48 saat içinde geriler. Nadiren çok hafif seyirli ve kendiliğinden gerileme gösteren olgular da bildirilmiştir. Hastaların yaklaşık üçte birinde hastalık tekrarlar9,14.

    Ayırıcı tanılar göz önüne alınarak, olgumuza, gerekli laboratuar ve radyolojik incelemeleri yapılmıştır. Hastanın muayene ve incelemeleri sonucunda, psödotümör orbita tanısı konularak, sistemik ve topikal steroid tedavisi başlanılmıştır. 1. hafta sonunda tedaviye cevap alınmaya başlanmış, 1. ay sonunda ise bulgular tama yakın düzelmiştir. Ancak nüks ihtimali nedeniyle tedavisine düşük dozda bir müddet daha devam edilmesi planlanmıştır.

    Sonuç olarak, bu hastalara ağrılı ve kötü klinik görünümleri nedeniyle sıklıkla orbital selülit veya orbital tümör gibi yanlış tanılar konulabilmektedir. Ancak her zaman böyle bir klinik görünümün altından mutlaka gerçek bir tümörün çıkmayabileceği unutulmamalıdır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Jacobs D, Galeta S. Diagnosis and Management of Orbital Pseudotumor. Curr Opin Ophthalmol 2002; 13: 347-51.

    2) Zurlo A, Sancesario G, Bernardi G et al. Orbital Pseudotumor: Case Report and Literature Review. Tumori 1999; 85: 68-70.

    3) Stevens JL, Rychwalski PJ, Baker RS, Kielar RS. Pseudotumor of the orbit in early childhood. J AAPOS 1998; 2: 120-3.

    4) Mahr MA, Salomao DR, Garrity JA. Inflammatory Orbital Pseudotumor with extension beyond the orbit. Am J Ophthalmol 2004; 138: 396-400.

    5) Andrew Hk, Hahn JF, Craciun A et al. Intracranial Extension of Inflammatory Pseudotumor of the Orbit. J Neurosurg 1996; 85: 510-3.

    6) Char DH, Miller T. Orbital pseudotumor. Fine-needle aspiration biopsy and response to therapy. Ophthalmology 1993; 100: 1702-10.

    7) Yeşildağ A, Adanır E, Köroğlu M, Baykal B, Kerman G, Oyar O. Orbital psödotümör ve hipofiz makroadenom birlikteliği: MRG bulguları. SDÜ Tıp Fak Derg 2004; 11: 18-20.

    8) Ayberkin E, İnce E, Tekin D, Fitöz S, Suskan E. Tekrarlayan Orbital Myozitli Bir Olgu. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 2007; 60: 116-9.

    9) Jacobs D, Galetta S. Diagnosis and management of orbital pseudotumor. Curr Opin Ophthalmol 2002; 13: 347-51.

    10) Rotman MI, Zoarski GH. The Orbit. In: Sutton D. Textbook of Radiology and Imaging (6th Ed) London, Churchill Livingstone, 1998; 1325-48.

    11) Schick U, Hassler W. Neurosurgical management of orbital inflammations and infections. Acta Neurochir 2004; 146: 571-80.

    12) Weissler MC, Miller E, Fortune MA. Sclerosing orbital pseudotumor: a unique clinicopathologic entity. Ann Otol Rhinol Laryngol 1989; 98: 496-501.

    13) Weber AL, Romo LV, Sabates NR. Pseudotumor of the orbit. Clinical, pathologic, and radiologic evaluation. Radiol Clin North Am 1999; 37: 151-68.

    14) Brown DH, MacRae DL, Allen LH. Orbital Pseudotumors. J Otolaryngol 1988; 17: 164-8.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]