KOAH’lı hastaların atak dönemlerinde hastanede yatış süreleri üzerine etkili olabilecek parametreleri araştırdığımız bu çalışmada, yılda 1’den fazla atak geçirmenin ve yoğun bakımda yatış öyküsü varlığının hastanede yatış süresini uzattığını, hastanede yatış süresi ile PaCO
2 ve pulmoner arter basınç değerleri arasında pozitif korelasyon, SaO
2 ve FEV
1 değerleri arasında negatif korelasyon olduğunu tespit ettik.
Çalışmamızda, KOAH hastaları cinsiyetlerine göre gruplandırıldığında hastanede yatış süresinin her iki cinsiyette benzer olduğu görüldü. Esatoğlu ve ark.’nın çalışmasında da her ne kadar erkek KOAH’lılarda kadınlara göre yatış süresi uzun olsa da (17.6’ya karşı 15.8) istatistiksel anlama ulaşmadığı bildirilmiştir12. Farklı hasta gruplarının (diyabet, iskemik kalp hastalığı, astım) dahil edildiği çalışmalarda da cinsiyet farkının hastanede yatış süresini etkilemediği tespit edilmiştir13-15.
Hastaları yaşlarına göre değerlendirdiğimizde, 65 yaş üstü olanlarda yatış süresinin daha kısa olduğunu gözlemledik. Literatürde bu bulgu ile ilgili çelişkili sonuçlar bulunmaktadır. KOAH’lı hastalarda yatış süresi ile yaş arasında korelasyon varlığının araştırıldığı bir çalışmada yaş arttıkça yatış süresinin kısaldığı tespit edilmiştir12. Bu çalışma ile benzer bulgular sunan araştırmacılar yanında13,14,16 hasta yaşı arttıkça yatış süresinin uzadığını bildiren araştırmacılar da mevcuttur17-19. Bu veriler ışığında yaşın tek başına hastanede kalış süresini belirleyebilecek bir faktör olmadığını düşünebiliriz.
Çalışmamızda hastalık süresi ile hastanede yatış süresi arasında herhangi bir ilişki saptamadık. Bizim bulgumuzla zıt olarak, Esatoğlu ve ark. KOAH süresi 1-11 ay olan hastalarında yatış süresini 9.9 gün, 1-2 yıl olanlarda 15.3 gün, 3-4 yıl olanlarda 19.6 gün ve daha uzun süreli hastalık öyküsü olanlarda 18.6 gün olarak saptamış ve hastalık süresi ile hastanede yatış süresi arasında anlamlı ilişki olduğunu göstermişlerdir12. KOAH’lı hastalar dışında yapılan çalışmalardan birinde diyabetik hastalar çalışmaya dahil edilmiş ve diyabet süreleri ile hastanede yatış süreleri arasında anlamlı bir ilişki saptanmamıştır13.
KOAH solunum fonksiyonlarında progresif bir azalma ve tekrarlayan ataklar ile karakterizedir. Stabil seyreden bir olguda nefes darlığında artış ve günlük performansta azalma, balgam miktarı ve renginde değişiklik, öksürükte şiddetlenme, yüksek ateş ve/veya mental durumda bozulmanın eşlik edebildiği kötüleşme dönemi olarak tanımlanan KOAH atağı, KOAH’lı hastanın en sık doktor ve hastane başvuru nedenidir5. KOAH’lı hastaların yıllık atak geçirme sayıları çalışmalarda farklı bulunmuştur. Wedzicha ve ark.20, yıllık atak sayısını 1-4 arasında belirtirken, Yentürk ve arkadaşları21 1-8 olarak tespit etmişlerdir. Çalışmamızda hastalarımızın yıllık atak sayılarının 1-4 arasında değiştiğini, ortalama atak sayısının 1.2 olduğunu saptadık. Bu bulgu, Göçmen ve ark.’nın22 çalışmasında tespit edilen 1.4 sayısı ile uyumludur. KOAH’lı hastalarda atak sayısı arttıkça hastanede yatış süresinin uzadığı tespit edilmiştir. İlk atak nedeni ile hospitalize edilen hastalarda ortalama yatış süresi 15.1 gün, 2. atak nedeni ile hospitalize edilenlerde 16.7 gün, 3. atak nedeni ile hospitalize edilenlerde 18.7 gün ve 4. atak nedeni ile hospitalize edilenlerde 23.4 gün olarak belirlenmiştir12. Biz de çalışmamızda yılda 1’den fazla atak geçirmenin hastanede yatış süresini belirgin olarak uzattığını tespit ettik. KOAH’lı hastalarda her atağın solunum fonksiyonları biraz daha kötüleştireceği göz önünde tutulursa, tekrarlayan ataklarda hastalık şiddetinin giderek artacağı ve bunun da hastenede kalış süresini uzatacağı düşünülebilir.
KOAH’da progresif sistemik inflamasyon varlığı nedeni ile akciğer dokusunda zamanla destrüksiyon gelişir ve mevcut olan hava akımı kısıtlanması daha da artar. Bu da hastane başvurularını ve hospitalizasyon oranlarını artırır23. Çalışmamızda hava akımı kısıtlamasının bir göstergesi olan FEV1 değeri ile hastanede yatış süresi arasında negatif korelasyon olduğunu tespit ettik. Göçmen ve ark.’nın çalışmasında da FEV1 değeri azaldıkça hastane başvuru sayılarının arttığı ve hastanede kalış sürelerinin uzadığı saptanmıştır22. Başka bir çalışmada, FEV1 değeri ile alevlenme nedenli hastanede yatış sayı ve süresi KOAH için mortalitenin bağımsız risk faktörü olduğu belirtilmiştir24. Ayrıca diğer bir çalışmada, ağır evre KOAH’lı hastaların diğer evredeki hastalara göre hospitalizasyon indekslerinin ve mortalite oranlarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir25. FEV1 değeri düşüklüğü sadece hastanede yatış süresini etkilemekle kalmaz, aynı zamanda rehospitalizasyon riskinin artışını da etkiler8. Taşçı ve ark.’nın26 çalışmasında FEV1 değeri %50’in altında olan hastalarda tekrar hastaneye yatış sayısının 3’ten fazla olduğu belirtilmiştir.
Çalışmamızda yoğun bakım ünitesinde yatışın hastane yatış süresini anlamlı şekilde uzattığını ve PaCO2 değerleri yüksek olan hastalarda yatış süresinin daha uzun olduğunu tespit ettik. PaCO2 değerleri yüksek olan KOAH’lı hastaların daha sık dekompanse solunumsal asidoza girebildikleri tahmin edilebilir. KOAH’lı hastaların atak dönemlerinde, hastaneye başvurularında solunumsal asidozun belirginleşerek mekanik ventilatöre ihtiyaç duydukları görülmüştür27.
Sonuç olarak, yılda birden fazla atak geçiren, yoğun bakım ünitesinde yatış öyküsü olan, PaCO2 değerleri yüksek, SaO2 değerleri düşük ağır KOAH’lı hastalarda atakların daha uzun süreli olacağı ve bu hastaların her an hastaneye yatış ihtiyacı olabileceği akılda tutulmalı ve hastalar da bu konuda bilgilendirilmelidir.