Son dönemde yapılan çalışmalarda OKT'nin foveal hipoplazi için tanısal ve prognostik bir indikatör olarak kullanılabileceği gösterilmiştir
8,10,11. Foveal hi-poplazili olgularda çeşitli OKT bulgularına rastlanabilir. Foveal çukurluğun sığ olması veya bulunmaması, artmış dış nükleer tabaka genişliği, artmış fotoreseptör dış segment uzunluğu ve tüm retinada kalınlaşma saptanabilecek bulgulardır
1,2,5,8-15. Foveal hipoplazi optik koherens tomografik olarak foveadaki pleksiform tabakaların ekstursiyonu, foveal çukurluğun yokluğu, fotoreseptör dış segment uzaması ve dış nükleer tabakanın genişlemesi gibi bulguların olup olmamasına göre şu şekilde derecelendirilmiştir
11,15.
Derece 1: Pleksiform tabakaların ekstursiyonu yoktur, ancak sığ foveal çukurluk vardır; fotoreseptör dış segment uzaması ve dış nükleer tabakanın genişlemesi vardır.
Derece 2: Pleksiform tabakaların ekstursiyonu ve foveal çukurluk yoktur; fotoreseptör dış segment uzaması ve dış nükleer tabakanın genişlemesi vardır.
Derece 3: Pleksiform tabakaların ekstursiyonu, foveal çukurluk ve fotoreseptör dış segment uzaması yoktur; dış nükleer tabakanın genişlemesi vardır.
Derece 4: Pleksiform tabakaların ekstursiyonu, foveal çukurluk, fotoreseptör dış segment uzaması ve dış nükleer tabakanın genişlemesi yoktur.
Atipik: Pleksiform tabakaların ekstursiyonu yoktur; sığ foveal çukurluk vardır; IS/OS bandında bozulma ve kesintiye uğrama vardır.
Bizim iki olgumuzda da foveal çukurluk saptanmadığı gibi foveadaki dış retinal tabakaların kalın olduğu, ayrıca foveal yüzeyde sinir lif tabakasının reflek-tansında artış olduğu izlendi. Her iki olguda da tanı OKT ile kesinleşti. Yukarıda tanımlanan evreleme özelliklerine göre foveal hipoplaziler her iki olgunun her iki gözünde ‘'3.derece'' olarak evrelendirildi. Klinik ve oftalmolojik muayenede tespiti güç olabilen fovea hipoplazisinin tespiti için noninvaziv, kolay ve hızlı bir tetkik olan SD-OKT, özellikle açıklanamayan görme azlığı olan olgularda faydalı bir inceleme yöntemidir.