[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2015, Cilt 20, Sayı 1, Sayfa(lar) 033-036
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Primeri Bilinmeyen Kanserlerde Primer Odak Tespitinde PET/BT'nin Etkinliği
Fikri Selçuk ŞİMŞEK1, Emre ENTOK2
1Elazığ Eğitim Araştırma Hastanesi, Nükleer Tıp Kliniği, Elazığ, Türkiye
2Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nükleer Tıp Anabilim Dalı, Eskişehir, Türkiye
Anahtar Kelimeler: PET/BT, Primeri bilinmeyen karsinom, Primer odak, PET/CT, Carcinoma of unknown primary, Primary focus
Özet
Amaç: Çalışmanın amacı primeri bilinmeyen karsinom tanısı almış hastalarda primer odak saptamada PET/BT'nin etkinliğinin saptanmasıdır.

Gereç ve Yöntem: Çalışmaya primeri bilinmeyen karsinom tanısı almış ve sonrasında primer odak tespiti amacıyla PET/BT çekimi yapılmış 51 hasta dahil edildi. Görüntülemede artmış FDG uptake'i gösteren bölgeler görsel ve semikantitatif analizle değerlendirildi.

Bulgular: Hastaların açlık kan glukoz seviyeleri 82 ile 149 mg/dl (ortalama 105.14) arasındaydı. SUVmax değerleri 0 ile 17.50 (ortalama 8.126) olarak hesaplandı. Hastaların 23'ünde (%45.1) adenokarsinoma, 16'sında (%31.4) karsinoma, 4'ünde (%7.8) malign epitelyal tumor, 3'ünde (%5.9) küçük hücreli dışı akciğer kanseri 2'sinde (%3.9) skuamöz hücreli karsinoma, birer hastada ise (%2) küçük hücreli akciğer kanseri, iğsi hücreli karsinoma ve böbrek hücreli karsinoma histopatolojik olarak saptandı. Görüntüleme sonucunda 13 hastada (%25.5) primer odak saptanamadı. Hastaların 15'inde (%29.4) akciğer, 8'inde (%15.7) kolon, 5'inde (%9.8) pankreas, 3'ünde (%5.9) karaciğer, 2'sinde (%3.9) mide, birer hastada ise (%2) plevra, uterus, böbrek, nazofarinx ve primer peritoneal karsinom tespit edildi.

Sonuç: Sonuçta PET/BT 51 hastanın 38'inde (%72.5) primer odağı ortaya koymuştur. Biz primeri bilinmeyen karsinomlu hastalarda primer odağın ortaya konmasında PET/BT görüntülemenin umut vaat ettiği düşüncesindeyiz.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Primeri bilinmeyen kanserler (PBK) anamnez, fizik muayene, çeşitli laboratuar bulguları ve görüntüleme yöntemlerine rağmen primer odağı saptanamamış tümörlerdir. Histopatolojik olarak adenokarsinoma en çok görülen tiptir. PBK tanısı almış vakaların % 80'inde prognoz kötüdür1. Ortalama yaşam süresi 7-11 aydır2.

    Primeri bilinmeyen odağın saptanması; uygun kemoterapi rejimlerinin uygulanması ve hedefe dönük tedavilerin yapılabilmesi açısından avantaj sağlar.

    Konvansiyonel görüntüleme yöntemlerindeki gelişmelere rağmen primeri bilinmeyen kanserlerde primer odağın tespiti hala ciddi bir problem olarak ortada durmaktadır. Konvansiyonel görüntüleme yöntemleri ile bu hastaların % 30-40'da primer odak saptanabilir3,4. Otopsi serilerinde ise primer odak %50-75 oranında tespit edilebilir3. Primeri tespit edilen kanserler içinde en sık akciğer (%27), pankreas (%24) ve hepatobilier sistem (%8) kanserleri gözlenmektedir5. Primer odağın saptanmasında; FDG-PET %24.5-41 başarılı olurken, FDG PET/BT ile bu oran %22-73 arasında değişir6.

    Bu çalışmada bizim amacımız primeri bilinmeyen kanser odağının saptanmasında, FDG-PET/BT'nin etkinliğinin incelenmesidir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nükleer Tıp Anabilim Dalına Eylül 2009 – Ocak 2011 tarihleri arasında PBK şüphesi ile başvuran toplam 51 hasta çalışma programına alındı.

    Tüm hastalara çalışma öncesi sözel olarak bilgi verildi ve yazılı onayları alındı. Çalışma; Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi, Cerrahi ve İlaç araştırmaları Etik kurulu tarafından değerlendirildi ve etik kurulu kararlarına uygun bulunarak onaylandı. Bu aşama sonrası primer odak tespitinde hastalara PET/BT yapıldı.

    Hastalara en az 6 saat açlık sonrası kan şekeri 200mg/dl'nin altındayken 8–15 mCi (I/V) FDG enjeksiyonu yapıldı. Tüm hastaların serum glukoz seviyeleri FDG enjeksiyonundan önce kapiller kanda ölçüldü. Enjeksiyon öncesi 500 ml %0.9'luk NaCl ile hasta hidrasyonu sağlandı ve 30 dakika sonra IV 20 mg furosemide uygulandı. Hastalar 18F-FDG enjeksiyonunu takiben 45–60 dakika yarı yatar pozisyondaki koltuklarda dinlendirildikten sonra çekime alındı. Kafa tabanından uyluk orta kesimine kadar 8-9 yatak pozisyonunda (3 dk/yatak) tüm vücut görüntüleme (Biograph 6 Hires PET/CT Siemens, Knoxville, Tennessee, USA) yapıldı. Tümoral kitlelerin etrafına 3 boyutlu ilgi alanları çizilerek SUVmax değerleri saptandı. SUVmax değeri 2.5 üzerinde olan lezyonlar patolojik kabul edildi

    Hastalar medikal onkolog tarafından muayene bulguları, serum tümör belirteçleri, radyoloji bulguları, PET/BT sonuçları ile klinik olarak değerlendirildi. Klinik karar altın standart kabul edildi.

    İstatistiksel Analiz
    Verilerin istatistiksel analizinde SPSS 16.0 paket programı kullanıldı. Tanımlayıcı (Descriptive) istatistik yapıldı, ortalama, standart sapma ve yüzde değerleri hesaplandı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Yaş ortalaması (61.96±12.20) olan ve yaşları 27 - 89 arasında değişen 33‘ü erkek (%64.7), 18'i kadın(%35.3) toplam 51 hasta çalışmaya dahil edildi.

    Tüm hastalara PET/BT çekimi yapıldı. Sonuçta PET/BT ile 38 hastada lezyon tespit edilirken (%74.5), 13 hastada (%25.5) lezyon saptanamadı.

    Lezyon tespit edilen 38 hastadan, 15'inde (%29.4) akciğer, 8'inde (%15.7) kolon, 5'inde pankreas (%9.8), 3 hastada karaciğer (%5.9) 2 hastada (%3.9) mide, 1 hastada (%2) plevra, 1 hastada (%2) uterus, 1 hastada böbrek (%2), 1 hastada (%2) nazofarenks ve 1 (%2) hastada peritonda primer lezyonla uyumlu olabilecek aktivite tutulumları tespit edildi. Lezyon tespit edilen vakalar ve lokalize oldukları organlar, Tablo 1'de gösterildi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: PET/BT görüntüleme yapılan PBK'lı hastaların primer odak lokalizasyonları ve sayıları

    PET/BT negatif 13 hastanın 9'unda primer odak saptanamadı. Bu hastalar primeri bilinmeyen karsinom kabul edildi. Hastaların 3‘ünde çekilen meme MR sonucunun pozitif gelmesi üzerine yapılan biyopsi ile meme karsinomu tanısı kondu. Hastaların 1'inde ise PET/BT negatif olmasına rağmen abdominal BT'de sağ böbrek üst polde lezyon saptandı ve bu lezyondan alınan biyopsi ile böbrek karsinomu tanısı kondu.

    PET/BT ile hastaların 15'inde şüpheli akciğer karsinomu ile uyumlu görünüm tespit edildi. Bu hastalara çekilen toraks BT'ler retrospektif olarak incelendi, 13'ünde kitle tespit edildi. Hastaların 8'inde PET/BT'de kolon karsinomu ile uyumlu olabilecek lezyon saptanırken bu hastaların retrospektif olarak incelenebilen abdominopelvik BT'lerinde tümoral oluşum varlığını düşündürecek odak bulunamadı. PET/BT ile 5'inde pankreas karsinomu ile uyumlu olabilecek kitlesel oluşum saptandı. Bu hastaların retrospektif olarak incelenebilen abdominal BT'lerinde 1'inde pankreas karsinomunu düşündüren görünüm izlendi. Hastaların 3'ünde PET/BT'lerinde şüpheli karaciğer karsinomu ile uyumlu görünüm tespit edildi. Bu hastalardan 2'sinin retrospektif olarak incelenen abdominal BT ve birinin abdominal MR'ında da lezyonlar ortaya kondu. Hastaların 2'sinde PET/BT'de mide kanseri ile uyumlu olabilecek duvar kalınlaşması saptanırken bu hastaların birinde abdominal BT tarafından primer odak tespit edilmiş, ancak 1 hastada midedeki lezyon BT ile ortaya konamamıştır. Biyopsi ile böbrek malignitesi tespit edilen 2 hastadan birinde PET/BT pozitif abdominal BT negatifti. Diğer hastada ise PET/BT negatifken abdominal BT ile lezyon saptandı. Bir hastada PET/BT ile plevrada malignite ile uyumlu olabilecek görünüm tespit edildi. Hastaların birinde hem PET/BT'de hem de pelvik BT'de uterusta primer odakla uyumlu görünüm saptandı. Bir hastada PET/BT'de primer peritoneal karsinom ile uyumlu görünüm tespit edilirken bu hastanın retrospektif olarak incelenen abdominal BT'sinde lezyon saptanmadı.

    Bir hastada ise PET/BT'de nazofaringeal bölgede primer odakla uyumlu olabilecek lezyon tespit edilirken bu bölgeden alınan multipl biyopsilerde malignite saptanmadı.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 1: Beyin metastazı olan ve primeri tespit edilemeyen hastanın PET/BT görüntüsünde sigmoid kolon tutulumu. (Beyin metastazı: Denge kaybı ve yürüyememe şikayeti ile başvuran hastanın çekilen cerebral MR'ında cerebellar kitle saptanması üzerine kitle eksize edilmiş ve patoloji sonucu karsinom metastazı olarak gelmiş. Yapılan rutin tetkiklerinde primer odak bulunamayan hastanın PET/BT görüntüsünde sigmoidde artmış tutulum izlendi ve primer sigmoid kolon karsinomu tanısı aldı)

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Primer odağın saptanması, uygun kemoterapi rejimlerinin uygulanması ve hedefe dönük tedavilerin yapılabilmesi açısından önem taşımaktadır. Primeri bilinmeyen karsinomlarda immünperoksidaz markerları ile tümörün tipini belirlemek hatta zaman zaman primer odağı ortaya koyabilmek mümkün olabilmektedir7.

    Primer odağın belirleme çalışmalarında öncelik temel biyokimyasal testlerin uygulanmasıdır. Bu amaçla en sık CA 19–9, CA 125, CA 15–3 ve CEA gibi tümör markerları kullanılmaktadır8.

    Ancak serum tümör markerlarının benign durumlarda da artış göstermesi ve spesifik olmamaları nedeniyle primer tümör odağının saptanmasından ziyade tedavi sonrası hasta takibinde kullanımı önerilmektedir9. Ancak prostat spesifik antijen (PSA), alfa fetoprotein (AFP), human koryonik gonadotropin (hCG) gibi daha spesifik marker değerlerinin yüksekliği, klinik bulgular da mevcut ise prostat Ca ve germ hücreli tümör varlığını düşündürür10.

    İçi boş organları değerlendirmedeki yetersizliği ve kişiye bağımlı olması nedeniyle sonuçların güvenilirliğinin düşüklüğü ultrasonografinin dezavantajlarını oluşturur. Bilgisayarlı Tomografi (BT), PBK'larde primer odak tespitinde sık kullanılan bir yöntemdir. Ancak yüksek doz radyasyon içermesi, kullanılan kontrast maddeye bağlı olarak alerjik reaksiyonlar ve nefrotoksisite gelişebilmesi, tek seansta tüm vücut görüntülemesinin yapılamaması dezavantajlarıdır. Ayrıca BT anatomik bir görüntüleme yöntemidir. Bu nedenle lezyonun metabolik karekterleri ile ilgili bilgi verememekte, bu da yorumda yanlışlıklara yol açabilmektedir. Abdominal ve pelvik BT'nin ise primer odak tespitindeki etkinliği %30-35'ler düzeyindedir11.

    PET/BT, hem tek seansta tüm vücut görüntülemeye imkân tanıması, hem de biyokimyasal fonksiyonları ortaya koyabilmesi bakımından diğer yöntemlerden ayrılmaktadır.

    Hu ve ark'nın12 yaptıkları PBK tanısı almış 149 hastadan oluşan bir çalışmada PET/BT ile 50 hastada (%33.6) malignite ile uyumlu FDG uptake'i saptanmış, bunların 37'sinde (%24.8) PET/BT ve histopatolojik inceleme ile primer odak tespit edilebilmiştir. Vakaların 13'ü ise (%8.8) yanlış pozitiflik olarak kabul edilmiştir. Yanlış negatiflik ise 6 hastada (%4.4) ortaya konmuştur. Çalışma sonucunda PET/BT ile sensitivite %86, spesifite %87.7 olarak saptanmıştır. Fencl ve ark'nın13 2007 yılında yaptıkları PBK tanısı olan 190 hastadan oluşan bir çalışmada primer odak saptanabilme oranı %47, sensitivite %94 ve spesifite % 86 olarak ortaya konmuştur. Pelosi ve ark.14 39 lenf nodu ve 29 visseral biyopsi ile metast atik karsinom olduğu kanıtlanmış 68 hasta üzerinde yaptıkları çalışmada 24 hastada (%35,2) PET/BT'nin primer odağı ortaya koyabildiğini söylemişlerdir. Bu çalışmada pozitif prediktif değer (PPD), %82 olarak tespit edilmiştir. Bizim çalışmamızda ise PPD %97,4 olarak saptanmıştır.

    Kwee ve Kwee15 433 hastadan meydana gelen toplam 11 çalışmanın metaanalizi sonucunda PET/BT ile primer tümör saptanma aralığını %22-73 olarak ortaya koymuşlardır. Bu çalışmada primer tümör deteksiyon oranı ise 433 hastada 162 olarak tespit edilmiştir. Sonuçta primer tümör deteksiyon oranı %37 olarak bulunmuştur. Total sensitivite ve spesifite ise %84 olarak tespit edilmiştir. Bu metaanalize göre akciğerler %33 ile en çok primer tümör tespit edilen organken, akciğerleri %16 ile orofarinks ve %5 ile pankreas kanserleri takip etmektedir15. Bizim çalışmamızda PET/BT'nin primer lezyonu saptayabilme oranı 37/51 vaka (%72,5) olarak ortaya konmuştur. Sensitivitesi %90,2, spesivitesi %90 olarak saptanmıştır. Akciğerler %29,4 ile en çok primer odak tespit edilen organdır. Akciğerleri %15,7 ile kolon ve %9,8 ile pankreas takip etmektedir.

    Sonuç olarak, PET/BT'nin primer odak tespitindeki rolüyle ilgili araştırmalar devam etmektedir. Çeşitli çalışmalarda farklı sonuçlar bulunmasına rağmen genel kanaat PET/BT'nin primer odak saptanmasında kullanılabilecek bir tetkik olduğudur. Biz de çalışmamızda PET/BT'nin primer odak saptanmasında etkinliği %72,5 olarak bulduk. Bu sonuca göre PET/BT'nin, PBK tumor odağının tespitinde kullanımı önerilebilir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Abell TL, Riely CA. Hyperemesis gravidarum. Gastroenterol Clin North Am 1992; 21: 835-49.

    2) Pavlidis N, Pentheroudakis G. Cancer of unknown primary site. Lancet 2012; 379: 1428-35.

    3) Pentheroudakis G, Briasoulis E, Pavlidis N. Cancer of unknown primary site: missing primary or missing biology? The Oncologist 2007; 12: 418-25.

    4) Pentheroudakis G, Golfinopoulos V, Pavlidis N. Switching benchmarks in cancer of unknown primary: from autopsy to microarray Eur J Cancer 2007; 43: 2026-36.

    5) Abbruzzese JL, Abbruzzese MC, Lenzi R, et al. MN: Analysis of a diagnostic strategy for patients with suspected tumors of unknown origin. J Clin Oncol 1995; 13: 2094-103.

    6) Pentheroudakis G, Greco FA, Pavlidis N. Molecular assignment of tissue of origin in cancer of unknown primary may not predict response to therapy or outcome: A systematic literature review. CancerTreat Rev 2009; 35: 221-7.

    7) Jong SP, Yim J, Kang WJ, et al. Detection of primary sites in unknown primary tumors using FDG-PET or FDG-PET/CT BMC Research Notes 2011; 4: 56.

    8) Pavlidis N, Fizazi K. Carcinoma of unknown primary. Clinical reviews in Oncology/Hematology 2009; 69: 271-8.

    9) Lazaridis G, Pentheroudakis G, Fountzilas G, et al. Liver metastases from cancer of unknown primary (CUPL): A retrospective analysis of presentation, management and prognosis in 49 patients and systematic review of the literature Cancer Treatment Reviews 2008; 34: 693-700.

    10) Pouesse D, Thezenas S, Culine S, et al. Hepatic metastases from carcinomas of unknown primary site: Experience of the montpellier cancer center. Gastroenterol Clin Biol 2005; 29: 1224-32.

    11) Sikorska HM, Fuks A, Gold P. Carcinoemryonic antigen In: Sell Sed. Serological cancer markers. Totowa NJ: Humana Pres 1992; 47-97.

    12) Karsell PR, Sheedy PF, O‘Connel MJ. Computed tomography in search of cancer of unknown origin. JAMA 1982; 248: 340-3.

    13) Hu M, Zhao W, Zhang P, et al. Clinical applications of 18F-fluorodeoxyglucose positron emission tomography/computed tomography in carcinoma of unknown primary Chin Med J 2011; 124: 1010-4.

    14) Fencl P, Belohlavek O, Skopalova M, et al. Prognostic and diagnostic accuracy of 18F-FDG PET/CT in 190 patient with carcinoma of unknown primary. Eur J Nucl Med Mol İmaging 2007; 34: 1783-92.

    15) Pelosi E, Pennone M, Deandreis D, et al. Role of whole body positron emission tomography/computed tomography scan with 18F-fluorodeoxyglucose in patients with biopsy proven tumor metastases from unknown primary site Q. J Nucl Med Mol Imaging 2006; 50: 15-2.

    16) Kwee TC, Kwee RM. Combined FDG-PET/CT for the detection of unknown primary tumors:systematic review and meta-analysis. Eur Radiol 2009; 19: 731-44.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]