Sayın Editör,
Derginizin son sayısında yayınlanan Karakan ve arkadaşlarına ait yeni tanılı hipertansif hastalarda ortalama trombosit hacmi (OTH) ile arteriyel sertlik ilişkisini inceleyen çalışmayı büyük bir ilgi ve dikkatle okuduk1. Bu çalışmanın teknik uygulaması ve sonuçlarının yorumlanması hakkında bazı değerlendirmeler yapmak istiyoruz.
Öncelikle, yazarlar otomatik tam kan sayım cihazları ile rutin olarak ölçülen bazı parametrelerin trombosit fonksiyonlarının değerlendirilmesi için kullanışlı parametreler olduğunu ileri sürmüş ve kardiyovasküler risk parametresi olarak arteriyel sertlik ölçümü ile trombosit fonksiyonları hakkında fikir veren OTH ölçümlerinin ilişkisini incelemeyi hedeflediklerini ifade etmişlerdir. Günümüzde trombosit fonksiyonlarının altın standart testi olarak türbidimetrik trombosit agregasyonu ölçümü kullanılmaktadır. Üç ayrı çalışmada OTH dahil tam kan sayımında yer alan tüm trombosit parametreleri ile trombosit fonksiyonlarının direkt göstergesi olarak kullanılan türbidimetrik trombosit agregasyonu ölçümleri arasında korelasyon olmadığı gösterilmiştir2-4. Trombosit fonksiyonlarının ölçümü için kullanılan güncel testler incelendiğinde de OTH dahil trombosit parametrelerinin bu testler içerisinde yer almadığı, trombosit parametrelerinin trombosit fonksiyonlarının değerlendirilmesi için kullanılmadığı görülebilir5. OTH trombosit fonksiyonlarının değil, trombosit üretiminin bir göstergesidir6,7.
Diğer bir husus OTH ölçümünün standardizasyonu ile ilişkilidir. OTH her ne kadar otomatik tam kan sayım cihazları tarafından rutin olarak ölçülse de, halen standardizasyonu sağlanabilmiş bir tetkik değildir ve en azından kullanılan antikoagulanın tipinden, kanın alınması sonrası ölçümün ne zaman yapılmış olduğundan ve ölçümün yapıldığı otomatik tam kan sayım cihazının türünden etkilenir. Bu çalışmada etilendiamintetraasetik asit (EDTA) ilişkili trombosit şişmesini en aza indirebilmek amacı ile araştırmacılar tarafından yüksek konsantrasyonda sodyum sitrat içeren bir antikoagulan (sodyum sitrat, kan sitrat oranı 4:1) tercih edilmiştir. Her ne kadar “International Council for Standardization in Hematology” tam kan sayımlarının ölçümünde referans metod olarak K2EDTA kullanımını önermişse de araştırma amaçlı olarak başka antikoagulanlar da kullanılabilir8. Ancak araştırma amaçlı yüksek konsantrasyonda sitrat kullanımı dilüsyona yol açması nedeni ile kan hücrelerinin sayımlarını değiştirebilir. Üstelik standart olmayan konsantrasyonlarda antikoagulan kullanımının önerilmesi rutinde çalışmayı olumsuz etkiler ve OTH'yi otomatik tam kan sayımının bir parçası olmaktan çıkarır9 Dahası, sodyum sitrat kullanımı ile de EDTA'ya göre çok daha az olsa da trombositlerde şişme görülebilmektedir ve bu nedenle trombosit sayımlarının optimal olarak gerçekleştirilebilmesi için sitratlı tüpe kan alımından 60 dakika sonra yapılması önerilmektedir10. Ek olarak, bu çalışmada otomatik tam kan sayımı için kullanılan cihaz veya cihazlar da belirtilmemiş olup, eğer birden fazla otomatik tam kan sayım cihazı kullanılmış ise bunun da OTH sonuçlarını belirgin bir şekilde etkileyebileceği unutulmamalıdır. Farklı otomatik tam kan sayım cihazlarında yapılan OTH ölçümlerinin %40'lara kadar farklılık gösterebildiği bildirilmiştir6.
Sonuç olarak, OTH dahil trombosit parametrelerinin muhtemel klinik kullanımlarına dair çeşitli çalışmalar rapor edilse de günümüz pratiğinde bu öneriler deneysel olmaktan daha ileri gidememektedir. OTH ölçümü ile yeni tanılı hipertansif hastalarda kardiyovasküler risk parametresi olarak kullanıldığı ifade edilen arteriyel sertlik ölçümü arasında da bir ilişki bulunmayabilir.