Anket çalışmamıza katılan 150 klinisyenin %30,7’si (n =46) kadın, %69,3’ü (n =104) erkek olup, yaş ortalaması 37,69±9,59’dur (min=25, max=59). Klinisyenlerin akademik kadrolarına göre dağılımı; %46,7 Araştırma Görevlisi Dr., %12 Dr. Öğr. Üyesi, %10 Doç. Dr., %31,3 Prof. Dr. şeklindeydi. Katılımcıların 62’si (%41,4) cerrahi ve 88’i (%58,6) dahili branş hekimi olup; %33,3’ü 1-5 yıl, %23,3’ü 6-10 yıl, %16,7’si 11-15 yıl, %16,7’si 16-20 yıl ve %10’u 16-20 yıl görev sürelerine sahipti.
Anatomi eğitimine yönelik anket soruları ile elde edilen veriler değerlendirildiğinde, kadavra eğitimi görme oranının katılımcılar arasında oldukça yüksek olduğu (%94,6), aldıkları bu eğitimde masa başına düşen öğrenci sayısının ise en yüksek %45,1 oranla 11-20 kişi arasında değiştiği görüldü. Mezuniyet sonrasında kongre, kurs, diseksiyon çalışması vb. olanaklar dahilinde, alanıyla ilgili kısa süreli kadavra eğitimine katılma oranı cerrahi branş hekimlerinde %27,4 iken, dahili branşlarda bu oran %3,4 ile oldukça düşüktü (p >0,05).
Gelişen günümüz teknolojisi birçok alanda yenilikler getirdiği gibi eğitimde de farlılıklara ve yeniliklere yol açmıştır. Anatomi pratik derslerinde, güncel ve teknolojik materyal veya görselişitsel ekipmanların geleneksel ve temel eğitim metodu olan kadavranın yerini alabilirliği sorgulandığında, hem cerrahi (%82,3) hem de dahili (%77,3) branş hekimlerinin kadavranın eğitimdeki vazgeçilmezliğini savundukları görüldü (p >0,05).
Anketimize katılan klinisyenler, stajyer veya intern öğrencilerin genel anatomi bilgi düzeylerini değerlendirdiğinde, öğrencilerin genel anatomi bilgisinin orta düzeyde olduğu bildirdiler (%59,7 cerrahi branş hekimleri, %54,6 dahili branş hekimleri).
Klinisyenlere, öğrencilerin sistematik anatomi bilgi düzeyleri soruldu. Elde edilen veriler tablo 1’de sunuldu.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 1: Stajyer ve intern öğrencilerin anatomi bilgi düzeylerine dair klinisyen görüşleri (n (%)). |
Çalışmamıza katılan klinisyenlere tıp fakültelerinde birinci ve ikinci dönemde verilen anatomi teorikpratik ders saatinin yeterliliği soruldu. Cerrahi branş hekimleri tarafından aldığımız cevaplar %41,9 yeterli, %27,4 yetersiz, %30,7 kararsızım şeklinde iken, dahili branş hekimlerinden alınan cevaplar ise %53,4 yeterli, %11,3 yetersiz, %35,3 kararsızım şeklindeydi (p =0,04).
Klinisyenler; öğrencilerin anatomi bilgilerini göz önüne alarak, normal işleyişte ilk iki dönemde verilen anatomi eğitiminin, intern öğrencilik dönemi hariç hangi dönem veya dönemlerde verilmesinin daha iyi olabileceğini anketteki açık uçlu soruyla değerlendirdi. Bu soruya çoklu yanıt verme imkanı olduğu için farklı kombinasyonlar oluştu. Kombinasyonlardan sayıca fazla olan 5’i (%85,5) tek tek ele alınıp, geriye kalan 4 farklı kombinasyon (%14,5) ise diğer grubunda toplanarak tablo 2’de sunuldu (branşlar arasın değerlendirme p =0,003).
Klinisyenlerden anatominin önemini, hem tıp eğitimi yıllarını hem de aktif çalışma yıllarını göz önüne alarak değerlendirmeleri istendi ve cevaplar tablo 3’te verildi.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 3: Klinisyenlerin kendi öğrencilik ve aktif hekimlik döneminde anatominin önemine yorumları (n (%)). |
Asistanlık eğitimi süresince bölüm bazlı anatomi eğitiminin önemi ve gerekliliğiyle ilişkili anket sorularına verilen cevaplar doğrultusunda, dahili branşlarda anatomi eğitiminin önemli bunun yanında cerrahi branşlarda anatominin yerinin daha önemli olduğu, her iki branşta da bölüm bazlı anatomi eğitimi isteğinin fazla oranda olduğu sonucuna ulaşılmaktadır (p <0,05) (Tablo 4).
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 4: Klinisyenlerin, uzmanlık eğitiminde bölüm bazlı anatomi eğitimi gerekliliği üzerine yorumları (n (%)). |
Aktif çalışma hayatı içinde klinisyenlerin kitap, atlas gibi anatomi materyallerine ne sıklıkta ihtiyaç duydukları ile ilgili anket sorusuna alınan cevaplar değerlendirildiğinde, cerrahi branş hekimlerinin sıklıkla (%62,9) ihtiyaç duydukları, dahili branş hekimlerinin ise nadiren (%60,3) ihtiyaç duydukları görüldü (p <0,05) (Tablo 5).