Çalışmada değerlendirilen 105 katılımcının 53’ü (%50,5) erkek olup kişilerin yaşları 27-86 aralığındaydı. ASA ve/veya NSAİİ kullanan hastaların 24’ü (%47,1) erkek, kullanmayan kişilerin 29’u (%53,7) erkek olup iki grup arasında cinsiyet oranlarının istatistiksel açıdan anlamlı derecede farklı olmadığı saptandı (Tablo
1) (p =0,496).
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 1: ASA ve/veya NSAİİ kullanımı olan ve olmayan kişiler arasında cinsiyet oranlarının karşılaştırılması. |
ASA ve/veya NSAİİ kullanan kişilerin yaş ortalaması 57,22±11,34 kullanmayan kişilerin ortalaması ise 62,37±10,54 olup; iki grup arasında yaş ortalamaları açısından istatistiksel olarak anlamlı seviyede farklı olduğu saptandı (Tablo 2) (p =0,018).
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 2: ASA ve/veya NSAİİ kullanımı olan ve olmayan kişiler arasında yaş ortalamalarının karşılaştırılması. |
Çalışmada değerlendirilen 105 hastanın 32’sinin (%59,3) ASA, 14’ünün (%25,9) NSAİİ ve 8’inin (%14,8) ASA ve/veya NSAİİ kullandığı saptandı. NSAİİ kullanan katılımcıların 3’ü (%5,6) Deksketoprofen, 1’i (%1,9) Diflunisal, 8’i (%14,8) Diklofenak, 6’sı (%11,1) Etodolak, 1’i (%1,9) Mefenamik asit ve 3’ü (%5,6) Naproksen kullanmaktaydı (Tablo 3).
ASA ve/veya NSAİİ kullanımı olan kişilerin 54’ünde (%100) kronik hastalık olduğu, kullanımı olmayan kişilerin ise 19’unda (%37,3) kronik hastalık olduğu belirlendi. İki grup arasında yapılan karşılaştırmaya göre kronik hastalık oranlarının istatistiksel açıdan anlamlı derecede farklı olduğu saptandı (Tablo 4) (p <0,001).
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 4: ASA ve/veya NSAİİ kullanımı olan ve olmayan kişiler arasında kronik hastalık oranlarının karşılaştırılması. |
ASA ve/veya NSAİİ kullanımı olan hastaların 15’inde (%27,8) osteoartrit, 25’inde (%46,3) hipertansiyon (HT), 15’inde (%27,8) diabetes mellitus (DM), 33’ünde (%61,1) aterosklerotik kalp hastalığı (ASKH) olduğu saptandı. ASA ve/veya NSAİİ kullanımı olmayan hastaların 7’sinde (%13,7) HT, 9’unda (%17,6) DM, 1’inde (%2,0) ASKH olduğu saptandı. ASA ve/veya NSAİİ kullanımı olan ve olmayan kişiler arasında kronik hastalık sıklığının karşılaştırılmasında osteoartrit, HT ve ASKH oranlarının iki grup arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir şekilde farklı olduğu tespit edildi (p <0,001). Kronik hastalıkların iki grup arasındaki sıklıkları tablo 5’te gösterilmiştir.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 5: ASA ve/veya NSAİİ kullanımı olan ve olmayan kişiler arasında kronik hastalık sıklığının karşılaştırılması. |
ASA ve/veya NSAİİ kullanımı olan ve olmayan hastaların kolonoskopi sonucu tespit edilen lezyonları değerlendirildiğinde 21’inde (%32,8) polip, 19’unda (%29,6) aftöz ülser, 14’ünde (%21,8) divertikül, 7’sinde (%10,9) eritematöz alanlar, 3’ünde (%4,9) subepitelyal lezyon olduğu saptandı (Şekil 1).
Şekil 1: Kolonoskopi incelemesinde tespit edilen lezyonların dağılımı.
ASA ve/veya NSAİİ kullanımı olan ve olmayan hastalar arasında yapılan karşılaştırmada Aronchick skalası, rektuma ait lezyon, sigmoid kolona ait lezyon, inen kolona ait lezyon, transvers kolona ait lezyon, çıkan kolona ait lezyon, çekuma ait lezyonoranları arasında anlamlı bir fark olmadığı tespit edildi. ASA ve/veya NSAİİ kullanımı olan hastalarda terminal ileum kısmında aftöz ülser sıklığı %16,7 olup, tüm kolon segmentinde bu oran %18,5 idi. ASA ve/veya NSAİİ kullanımı olan hastalarda eritematöz lezyonlar açısından bakıldığında ise tüm kolon segmentinde %7,4 oranında saptandı. Buna ek olarak terminal ileuma ait lezyon oranlarının istatistiksel açıdan anlamlı derecede farklı olduğu saptandı (Tablo 6) (p =0,043).
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 6: ASAve/veya NSAİİ kullanımı olan ve olmayan katılımcılar arasında morfolojik özelliklerin karşılaştırılması. |
ASA ve/veya NSAİİ kullanımı olan hastaların 27’sinde (%50), kullanmayan hastaların ise 20’sinde (%39,2) endoskopik inceleme sırasında biyopsi alındığı saptandı. ASA ve/veya NSAİİ kullanımı olmayan katılımcıların 12’sinin (%60) biyopsi sonucunun normal mukoza, 2’sinin (%10) biyopsi sonucunun serrated adenom, 2’sinin (%10) biyopsi sonucunun tubülovillöz adenom, 1’inin (%5) biyopsi sonucunun adenomatöz polip, 3’ünün (%15) biyopsi sonucunun hiperplastik polip olduğu saptandı. Çalışmada ASAve/veya NSAİİ kullanımı olan katılımcıların 13’ünün (%48,1) biyopsi sonucunun normal mukoza, 1’inin (%3,70) biyopsi sonucunun aberrankript odağı, 2’sinin (%7,40) biyopsi sonucunun hiperplastik polip, 2’sinin (%7,40) biyopsi sonucunun tubüler adenom ve 9’unun (%33,3) biyopsi sonucunun non-spesifik ileit olduğu saptandı. Biyopsi raporları incelediğinde ASA veya NSAİİ kullanan hastalar (%14,8) ile kullanmayan hastalar (%40) karşılaştırıldığında polip sıklığı açısından anlamlı fark saptanmadı (Tablo 7) (p =0,074).
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 7: ASA ve/veya NSAİİ kullanımı olan ve olmayan katılımcılar arasında biyopsi sonucu karşılaştırılması. |
Biyopsi sonucuyla bağlantılı regresyon analizinde erkek cinsiyetin biyopsi sonucunun non-spesifik ileit çıkma ihtimalini istatistiksel açıdan anlamlı derecede 2,56 kat artırdığı saptanmıştır (p=0,026). Buna ek olarak bu modelde yaş, ASA ve/veya NSAİİ kullanımının ve kronik hastalık varlığının istatistiksel açıdan anlamlı derecede etki yapmadığı saptanmıştır (Tablo 8).
Kronik ishalle bağlantılı regresyon analizinde ishal olma riskinin yaşın azalması ile istatistiksel açıdan anlamlı derecede azaldığı (0,83 kat azalttığı) (p <0,001), buna ek olarak ASA ve/veya NSAİİ kullanmamanın ishal olma riskini 12,42 kat artırdığı saptandı (Tablo 9) (p =0,035).