[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2024, Cilt 29, Sayı 4, Sayfa(lar) 239-243
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Akut Myeloid Lösemi Olgularının Retrospektif Değerlendirmesi
Firdevs Pelin ESKİN1, Püsem PATIR2, Erdal KURTOĞLU2
1Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İç Hastalıkları Kliniği, Antalya, Türkiye
2Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Hematoloji Kliniği, Antalya, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Akut Myeloid Lösemi, Nötropenik Ateş, Sağkalım, Acute Myeloid Leukemia, Neutropenic Fever, Survival
Özet
Amaç: Akut myeloid lösemi (AML) tanısı alan hastaların demografik, klinik, sitogenetik ve moleküler özellikleri ile AML remisyon-indüksiyon tedavilerinin progresyonsuz sağkalım (PFS) ve genel sağkalım (OS) üzerine etkilerini değerlendirmeyi amaçladık.

Gereç ve Yöntem: Sağlık Bilimleri Üniversitesi Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Hematoloji kliniğinde 2010-2021 yılları arasında AML tanısı alarak tedavi edilen 157 hasta retrospektif olarak analiz edildi.

Bulgular: Ortanca izlem süresi 15 ay olan olguların 91'i erkek (%58), 66’sı kadın (%42) olup ortalama yaş 53.1±15 idi. De novo AML grubunda B pozitif ile 0 pozitif ve sekonder AML grubunda A pozitif ile 0 negatif hasta oranı daha yüksekti. Remisyon-indüksiyon kemoterapisi alan 139 hastanın yanıt durumu değerlendirildiğinde; 91 (%65.4) hastada tam yanıt, 28 (%20.1) hastada primer dirençli hastalık saptandı. İncelenen 340 febril nötropeni (FEN) atağında kan kültüründen izole edilen patojenlerin %70’ini gram-negatif bakteriler oluşturmaktaydı. Tüm hastalar değerlendirildiğinde ortalama PFS ve OS süresi sırasıyla 64.9 ve 35.6 aydı.

Sonuç: AML vakalarında tedavi başında risk grubu iyi belirlemeli, hastalara bu doğrultuda uygun tedaviler verilmelidir. Bilinmeyenleri çok olan ve bölgesel olarak klinik, sitogenetik ve sağkalım farklılıklarına sahip olabilen AML’yi anlamak için daha fazla çalışmaya ve ulusal veritabanına ihtiyaç vardır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Akut myeloid lösemi (AML), kemik iliğindeki malign myeloid öncü hücrelerin proliferasyonu ve birikimi ile karakterize klonal bir hastalıktır. Erişkinlerde en sık görülen akut lösemi tipidir1. AML’de en önemli prognostik faktörler; hastanın yaşı, performans durumu, lösemik klonun sitogenetik ve moleküler özellikleridir2,3. 2021 yılı Amerika Birleşik Devletleri kanser istatistiklerine göre AML tüm kanserler içinde %1.8 oranında paya sahiptir4. 2012-2016 yılları Amerikan Kanser Enstitüsü verilerine göre AML’ye bağlı ölüm sayısı yılda 2.8/100.000 kişi olarak bildirilmiştir. 2010-2019 yılları arasındaki veriler incelendiğinde ise 5 yıllık sağ kalım %27 olarak bulunmuştur5. AML istatiksel olarak nadir bir kanser türü olmasına rağmen tanı aşamasında atlanmaması gereken, tanıdan itibaren yakın takip ve tedavi gerektiren hayatı tehdit eden komplikasyonları nedeniyle iyi bilinmesi gereken bir hastalıktır. Son yıllarda artan bilimsel çalışmalar, genetik analizler AML’yi daha iyi tanımamıza, hedefe yönelik tedavi protokollerinin ve yeni yaklaşımların geliştirilmesine katkıda bulunmuştur. AML’nin klasik ve hedefe yönelik tedavisi konusunda ülkemizde yapılan retrospektif yayın sayısı ve yayınlardaki hasta sayısı kısıtlıdır6-11. AML tedavisinde ülkemiz verilerinin oluşması için daha çok yayına ihtiyaç vardır.

    Bu çalışmada, kliniğimizde takip edilen AML tanılı hastaların tanımlayıcı istatistiksel özelliklerinin vurgulanması ve literatur verilerine Akdeniz bölgesinin verileri ile katkıda bulunulmak amaçlanmıştır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Çalışmamıza 2010 ile 2021 tarihleri arasında hematoloji kliniğinde AML tanısı alarak tedavi edilen 157 hasta alındı. AML tanısı alan hastaların demografik, klinik, sitogenetik ile moleküler özellikleri, kemoterapiye bağlı gelişen febril nötropeni (FEN) atakları retrospektif olarak incelendi.

    Hastalara AML tanısı; klinik, tam kan sayımı, periferik yayma, kemik iliği akım sitometrisi, aspirasyonu, biyopsisi ve sitogenetik-moleküler değerlendirmesi ile konuldu.

    Herhangi bir çevresel faktör olmaksızın, tek seferde 38.3°C ve üstü veya bir saat süreyle 38.0-38.2°C arası sıcaklık ölçümü ateş olarak kabul edildi. Nötrofil düzeyi 500/mm³’ün altında olan veya nötrofil düzeyi 500-1000/mm³ arasında olup 24-48 saat içinde 500/mm³’ün altına düşmesi beklenen durumlar nötropeni olarak değerlendirildi12. FEN kriterlerini karşılayan hastaların ataklarında, klinik olarak tanımlanmış infeksiyon ve kültür sonuçları dosya kayıt sistemi ve mikrobiyoloji kayıtlarından elde edildi.

    Çalışmanın etik izni T.C. S.B.Ü. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Etik Kurulu tarafından 01.04.2021 tarihinde onaylandı ve 4/29 sayı numarası verildi.

    Çalışmamızda tanımlayıcı istatistikler kategorik değişkenler için frekans (n) ve yüzde (%), normal dağılan sürekli değişkenler için ortalama±standart sapma (SS) ve normal dağılmayanlar için medyan (IQR) değerleri ile sunulmuştur. Kategorik değişkenler arasındaki ilişkilerin analizinde Pearson ki-kare test ve Fisher’s Exact test kullanılmıştır. İki grubun ölçüm değerleri arasındaki farkın analizinde normal dağılıma uymadığı durumda Mann-Whitney U testi, uyduğu durumda ise Student’s t-testi kullanılmıştır. Genel sağkalım (OS) ve progresyonsuz sağkalım (PFS) eğrileri Kaplan-Meier yöntemiyle oluşturulmuştur. OS ile ilişkili faktörler tek değişkenli ve çok değişkenli Cox regresyon analizi ile incelenmiş ve tek değişkenli analizde p <0.1 çıkan çalışma parametreleri ile çok değişkenli regresyon modeli kurulmuştur. Elde edilen sonuçlar risk oranları (Hazard ratio (HR)) ve %95’lik güven aralığı ile sunulmuştur. Tüm analizler IBM SPSS 23.0 paket programı ile yapılmış ve 0.05'ten küçük p değerleri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Ortanca izlem süresi 15 ay olan olguların 91 (%58)'i erkek, 66 (%42)’sı kadın olup ortalama yaş 53.1±15 idi. Hastaların tanı anındaki laboratuvar sonuçları incelendiğinde ortanca değerleri; hemoglobin 8.2 (2-14.4) g/dL, lökosit 12.600 (700-315.000) /mm3, trombosit 39.000 (3.000-1.957.000) /mm3, LDH 410 (53-2455) U/L, albümin 3.7 (1.5-7.2) gr/dL, ferritin 320 (11-13.484) ng/mL, ürik asit 5.3 (1.6-21) mg/dL, CRP 25 (1-396) mg/L, sedimantasyon 60 (3-257) mm/saat, B12 vitamini 326 (51-1500) pg/mL, folik asit 7.5 (1.7-23) ng/mL olarak saptandı. Yüz kırk yedi (%93.6) hasta de novo ve 10 (%6.4) hasta sekonder AML’ydi. Hastaların 64 (%40.8)’ü A, 24 (%15.3)’ü B, 9 (%5.7)’u AB, 58 (%36.9)’i 0 kan grubuyken; 2 hastanın kan grubu tespit edilemedi. İki grubun kan grubu dağılımları incelendiğinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark olduğu görüldü (p =0.006). De novo AML grubunda B Rh pozitif (%15 ve %0) ile 0 Rh pozitif (%32 ve %0) ve sekonder AML grubunda A Rh pozitif (%50 ve %35.4) ile 0 Rh negatif (%20 ve %6.1) kan grupları oranı daha yüksekti (Tablo 1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Hastaların genel özellikleri.

    Tanıdaki sitogenetik sonuçları değerlendirildiğinde olguların 105 (%66.9)’inde normal, 18 (%11.5)’inde t(15;17), 13 (%8.8)’ünde t(8;21), 5 (%3.2)’inde inv 16, 3 (%1.9)’ünde t(11q23), 2 (%1.3)’sinde del p53, 1 (%0.6)‘inde del 5q, 1 (%0.6)‘inde del 7, 1 (%0.6)‘inde t (9;22), 1 (%0.6)‘inde t(3;5), 1 (%0.6)‘inde t(1;11), 1 (%0.6)‘inde t(8;21) ile del 9q birlikteliği ve 5 (%3.2)’inde bakılmamış olduğu saptandı.

    Olgularımızdan 147 tanesine moleküler test yapılmış olduğu görüldü. Yüz yirmi (%81.6)’si normal, 17 (%11.6)’si PML-RARA pozitif, 5 (%3.4)’i RUNX1-RUNX1T1, 2 (%1.4)’si FLT3-ITD, 1 (%0,7)’i del p53, 1 (%0.7)’i BCR-ABL, 1 (%0.7)’i MLL pozitif bulundu.

    Altmış beş yaş üstü grupta indüksiyon tedavisi olarak 19 hastaya düşük yoğunluklu tedavi, 1 hastaya yüksek yoğunluklu tedavi uygulandı; 13 hasta tedavi almayı reddetti. Altmış beş yaş altı grupta ise 95 hastaya yüksek yoğunluklu tedavi, 25 hastaya düşük yoğunluklu tedavi uygulandı; 4 hasta tedavi almayı reddetti.

    Remisyon-indüksiyon kemoterapisi alan 139 hastanın yanıt durumu değerlendirildiğinde; 91 (%65.4) hastada tam yanıt, 28 (%20.1) hastada primer dirençli hastalık saptandı. Yirmi (%14.3) hasta ise tedavi sırasında kaybedildiğinden yanıt durumu değerlendirilemedi. Yirmi yedi (%29.6) hastanın relaps olduğu ve relapsların 0-3 ay arasında 2 (%7.4), 3-6 ay arasında 3 (%11.1), 6-12 ay arasında 12 (%44.4) hastada olduğu görüldü.

    Ortanca 15 aylık izlem süresi sonunda %67.5 olgunun ex olduğu ve nedenleri incelendiğinde ise %48.1’inin hastalık, %38.6’sının enfeksiyon ve %13.2’sinin de diğer nedenli olduğu görüldü.

    Hastalarda genel sağkalımı etkileyen risk faktörlerini belirlemek amacıyla tek değişkenli ve çok değişkenli Cox Regresyon analizi yapılmış ve elde edilen bulgular tablo 2’de sunulmuştur.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 2: Genel sağkalım ile ilişkili faktörlerde tek değişkenli ve çok değişkenli Cox regresyon analizi.

    Yapılan tek değişkenli analizler sonucunda yaş, akut promyelositer lösemi tanılı olma, AML tedavi yanıtı, remisyon indüksiyon tedavi yanıtı, intrakranial kanama, sepsis, başvuru sırasında 50000-100000/μL lökositoz varlığı, C-reaktif protein değerleri OS ile ilişkili bulundu. Tek değişkenli analizler sonucunda p <0.1 çıkan değişkenler çok değişkenli modele dahil edildi. Buna göre, AML tedavisinde tam yanıt elde edilememesinin (HR: 2.988; %95 CI: 1.622-5.505; p <0.001), remisyon indüksiyon tedavisinde tam yanıt elde edilememesinin (HR: 2.675; %95 CI: 1.552-4.613; p <0.001), intrakranial kanama varlığının (HR: 4.44; %95 CI: 1.794-10.987; p=0.001) ve sepsis durumunun (HR: 3.026; %95 CI: 1.675-5.467; p <0.001) OS’yi olumsuz yönde etkilediği saptandı.

    Yüz elli yedi hastada gelişen toplam 340 FEN atağı incelendiğinde atakların %24’ünde etken patojen izole edildi. İzole edilen patojenlerin %70’ini gram-negatif bakterilerin, %27’sini gram-pozitif bakterilerin ve %2’sini fungal patojenlerin oluşturduğu saptandı. En sık bakteriyel etken olarak gram-negatif etkenlerden K.Pneumonia, gram-poziflerden ise Koagülaz-negatif Stafilokok izole edildi. İdrar kültüründe %77.1 üreme saptanmazken, %22.9’unda üreme tespit edildi ve en sık bakteriyel etken olarak genişlemiş spektrumlu betalaktamaz üreten E.coli izole edildi. Klinik olarak tanımlanmış enfeksiyonlar arasında ise %48.2 pnömoni, %13.9 perianal infeksiyon, %5.3 tromboflebit, %3.5 katater enfeksiyonu ve %29.1 diğer enfeksiyonlar saptandı.

    Tüm hastalar değerlendirildiğinde ortalama PFS ve OS süresi sırasıyla 64.9 (%95 GA: 55.3-74.6) ve 35.6 (%95 GA: 28.2-43.1) aydı. 1, 3, 5 yıllık PFS ve OS oranları sırasıyla; %80.2, %66.1 %60.1 ve %54.1, %29.8, %23.9 olarak bulundu (Şekil 1, 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 1: Progresyonsuz sağkalım oranları.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Şekil 2: Genel sağkalım oranları.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    AML için ulusal bir veritaban sistemimiz bulunmadığından dolayı AML ile ilgili toplanan bilgiler, erişkinlerde en sık görülen bu akut lösemi tipini anlamak ve geliştirmek için bize yol göstermektedir. Benzer ulusal çalışmaların olmamasına dayanarak, morbidite ve mortalitenin önlenebileceği durumları belirlemek için retrospektif çalışmaların doğasında var olan sınırlamalara rağmen yıllar içinde kaydedilen verileri toplamaya çalıştık.

    Türkiye’de kan grubu dağılımına baktığımızda A Rh pozitif %37, 0 Rh pozitif %30, B Rh pozitif %14, A Rh negatif %7, AB Rh pozitif %5, 0 Rh negatif %4, B Rh negatif %2, AB Rh negatif %1 bulunmuştur. Yapılan ikili karşılaştırmalar sonucunda; de novo AML grubunda B Rh pozitif ile 0 Rh pozitif ve sekonder AML grubunda A Rh pozitif ile 0 Rh negatif hasta oranı daha yüksekti. Bu bulgu istatistiksel olarak anlamlı gözükmesine rağmen sekonder AML’deki örneklem yetersizliğinden dolayı bulunan p-değeri güvenilir bulunmamıştır ve bu konuda literatürde henüz veri olmadığından daha fazla araştırma yapılması gerektiği düşünülmüştür.

    Sitogenetik ve moleküler analiz, AML hastalarının değerlendirilmesinin önemli bir parçasıdır. AML hastaları genetik özelliklerine göre alt gruplara ve risk gruplarına ayrılmakta; verilen tedavi buna göre şekillenmektedir. AML hastalarında sitogenetik ve moleküler değerlendirme en değerli prognostik faktör olarak kabul edilmektedir. AML hastalarında FLT3-ITD prevelansı %20 ile %30 arasında bir insidans göstermektedir13. Çalışmamızda FLT3-ITD gen ekspresyonu literatüre göre daha düşük bulunmuştur. Bu oranın düşük bulunmasının toplumumuzda görülme sıklığının düşük olduğu yorumunu getirmediğini düşünmekteyiz. Çalışmamızdaki olgu sayısının azlığı ve tek merkezli bir çalışma olması nedeniyle bu mutasyon sıklığı ile ilgili bizim ülkemize özgü ek bir çıkarım yapmak olanaklı görülmemiştir.

    Çalışmamızda izole edilen patojenlerin %70’ini gram-negatif bakteriler, %27’sini gram-pozitif bakteriler ve %2’sini ise fungal patojenler oluşturmuştur. Literatürden farklı olarak kan kültüründe hem gram negatif etkenler daha sık görülmüştür, hem de en sık izole edilen gram-negatif bakteriyel patojen K.Pneumonia olarak bulunmuştur. Ayrıca klinik olarak da tanımlanmış enfeksiyonlar arasında anogenital enfeksiyon sıklığı çalışmamızda literatüre göre daha yüksek oranda saptanmıştır14-16. Bulduğumuz bu farklı sonuçların bölgesel iklim değişikliği ve sosyoekonomik gelişmişlik düzeyi ile ilişkili olabileceği düşünülmüştür.

    Çalışmamızda tüm hastaların 1, 3 ve 5 yıllık PFS ve OS süresi ECOG, SWOG, MDA ve EUROCARE-5 çalışmalarına göre daha uzun bulunmasının nedeninin ise yeni nesil terapötik ve antibiyotik seçeneklerinin gelişmesine, çalışmamızdaki 65 yaş ve altı hasta populasyonunun fazlalığına, sekonder AML oranının düşüklüğüne, iyi-orta prognostik risk faktörü olan hasta oranlarının fazla olmasına bağlanmıştır17,18.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Sonuç
    Sonuç olarak, AML vakalarında tedavi başında risk grubu iyi belirlemeli, hastalara bu doğrultuda uygun tedaviler verilmelidir. Bilinmeyenleri çok olan ve bölgesel olarak klinik, sitogenetik ve sağkalım farklılıklarına sahip olabilen AML’yi anlamak için daha fazla çalışmaya ve ulusal veritabanına ihtiyaç vardır.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Yamamoto JF, Goodman MT. Patterns of leukemia incidence in the United States by subtype and demographic characteristics, 1997-2002. Cancer Causes Control 2008; 19: 379-90.

    2) Shah A, Andersson TM, Rachet B, Bjorkholm M, Lambert PC. Survival and cure of acute myeloid leukaemia in England, 1971-2006: a population-based study. Br J Haematol 2013; 162: 509-16.

    3) Kantarjian H, O'Brien S, Cortes J et al. Results of intensive chemotherapy in 998 patients age 65 years or older with acute myeloid leukemia or high-risk myelodysplastic syndrome: predictive prognostic models for outcome. Cancer 2006; 106: 1090-8.

    4) Siegel RL, Miller KD, Fuchs HE, Jemal A. Cancer Statistics, 2021. CA: A Cancer J Clin 2021; 71: 7-33.

    5) American Cancer Society. “Cancer Facts & Figu-res 2022”. https://www.cancer.org/research/cancer-facts-statistics/all-cancer-facts-figures/cancer-facts-figures-2022.html 22.10.2022.

    6) Serefhanoglu S, Buyukasik Y, Goker H ve ark. Clinical features and outcomes of 49 Turkish patients with acute promyelocytic leukemia who received ATRA and anthracyclines (PETHEMA protocol) therapy. Leuk Res 2010; 34: e317-9.

    7) Medeni ŞS, Sevindik ÖG, Acar C ve ark. Akut Myeloid Lösemi Hastalarımızın Retrospektif Değerlendirilmesi. DEÜ Tıp Fakültesi Dergisi 2015; 29: 65-9.

    8) Özcan MA, Piskin O, Kahraman S ve ark. Tek Merkez Deneyimi: Relaps / Refrakter Akut Lösemi ve Lenfoblastik Lenfomalı Olgularda Ida-FLAG Kemoterapisi. DEÜ Tıp Fakültesi Dergisi 2011; 25: 93-8.

    9) Aksu S, Goker H, Haznedaroglu IC ve ark. Erişkinlerde hematopoietik kök hücre transplantasyonu: Hacettepe Hematoloji deneyimi: 2001-2004. UHOD 2005; 15: 175-83.

    10) Erkut N. Akut Promiyelositik Lösemili Hastaların Klinik Özellikleri ve Tedavi Sonuçları: Tek Merkez Deneyimi. LLM Dergi 2017; 1: 43-8.

    11) Yurur Kutlay N, Tuncalı T, Karabulut HG ve ark. Akut Miyeloid Lösemide Kromozomal Anomaliler: Tek Merkezden 417 Olgunun Sitogenetik Sonuçları. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 2017; 70: 37-51.

    12) Febril Nötropeni Çalışma Grubu. Febril Nötropenik Hastalarda Tanı ve Tedavi Kılavuzu. Flora 2004; 9: 5-28.

    13) Kottaridis PD, Gale RE, Frew ME et al. The presence of a FLT3 internal tandem duplication in patients with acute myeloid leukemia (AML) adds important prognostic information to cytogenetic risk group and response to the first cycle of chemotherapy: analysis of 854 patients from the United Kingdom Medical Research Council AML 10 and 12 trials. Blood 2001; 98: 1752-9.

    14) Cannas G, Pautas C, Raffoux E, et al. Infectious complications in adult acute myeloid leukemia: analysis of the Acute Leukemia French Association-9802 prospective multicenter clinical trial. Leuk Lymphoma 2012; 53: 1068-76.

    15) Dikici N, Ural O. Febril nötropenik olgularda bakteriyemi. İnfeksiyon Dergisi 2002; 16: 11-6.

    16) Cömert M, Aydoğdu İ, Yetkin F, Kaya E, Erkurt MA, Kuku İ. Akut myeloid lösemi hastalarında febril nötropenik atakların değerlendirilmesi. Ege Tıp Dergisi 2014; 53: 33-9.

    17) Walter RB, Kantarjian HM, Huang X et al. Effect of complete remission and responses less than complete remission on survival in acute myeloid leukemia: a combined Eastern Cooperative Oncology Group, Southwest Oncology Group, and M. D. Anderson Cancer Center Study. J Clin Oncol 2010; 28: 1766-71.

    18) De Angelis R, Minicozzi P, Sant M et al. Survival variations by country and age for lymphoid and myeloid malignancies in Europe 2000-2007: Results of EUROCARE-5 population-based study. Eur J Cancer 2015; 51: 2254-68.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]