Çalışmamız sonucunda, doğum şeklinin vajinal veya sezaryen olmasının, postpartum servikal değişimlere herhangi bir etkisinin olmadığını tespit ettik.
Antenatal takiplerde servikovajinal yayma değerlendirmesinin rutin gebelik tetkikleri içinde yer alması, obstetrik nedenlerle yapılacak bir muayeneyi, servikal kanser taraması açısından oldukça değerli bir hale getirmektedir. Antenatal taramanın yanında, postopartum yayma sonuçları da eş değer bir öneme sahiptir. Mevcut çalışmamızda, hastaların çoğunluğunun, antenatal servikal yayma değerlendirmesinin olmadığını fark ettik. İlk trimesterde yapılması önerilen bu incelemeden, hastalar, spekulum uygulamasının, düşük riskini artıracağı endişesi nedeniyle kaçınmaktadırlar. Bizim araştırmamızdaki antenatal verilerin eksikliği de bundan kaynaklanmış olabilir. Sonuçlarımızı, sadece postpartum servikal verilere dayanarak belirledik.
Gebelik sonrasında, servikste meydana gelen değişimler ve doğum şeklinin, servikal lezyonlara etkisi, sıkça çalışılmış konulardan biridir. Gebelik hormonlarının etkisi ile hiperplastik hale gelen serviks, damarlanmanın da artması ile yanlış tanılara yönlendirebilir4. Özellikle normal glandüler veya epitelyal hücreler, atipik görünümlü olabilirler2. Postpartum altı haftadan sonra, gebelik etkisinden uzaklaştığı ifade edilen serviksin, bu dönemde tetkik edilmesi, daha doğru veriler sunacaktır. Michael ve ark.2, postpartum toplam 125 servikal yayma sonuçlarının değerlendirildiği bir çalışmada, en sık tespit edilen sitolojik sonucu, skuamöz metaplazi olarak belirlemişler. Aynı çalışmada, yüksek dereceli neoplastik değişimlere hiç rastlanmamışken, sadece iki hastada düşük dereceli neoplazi saptamışlar. Çalışmamızda hiçbir hastada, displastik veya atipik hücre değişimlerine rastlanmadı. Servikal neoplazi oranlarımız, yukarıdaki çalışma ile benzer çıktı. Bu sonuç, hasta grubumuzun genç yaşlarda olmasından kaynaklanmaktadır. Farklı olarak, çalışma sonuçlarımızdaki metaplastik değişimler, en az tespit edilen sitolojik tanıyı oluşturdu. Gebelik sırasındaki metaplazi, hormonal etkilerden dolayı, normal karşılanırken, gebelik etkisinin çok azaldığı postpartum altıncı haftadan sonraki dönemde yapılan servikal incelemelerde, metaplazinin oldukça az gözlenmesi, şaşırtıcı değil, tam tersine, servikal inceleme için doğru zamanda olduğumuzu destekleyen bir bulgudur. Çalışmamızda, yayma sonuçları içinde en sık izlenen sitolojik durum, inflamatuar hücrelerin varlığıdır. Post-partum dönemdeki inflamasyon, laktasyon sebebiyle meydana gelen hipoestrojenik ortamı takip eden atrofiden kaynaklanabilir. İstatistiksel olarak anlamlı olmasa da, vajinal doğum grubunda, inflamatuar değişimlerin daha az görülmesi, serviksin immünolojik olarak, vajinal doğum sonrası, daha güçlü olduğunu ifade edebilir. Bu sonuç, diğer çalışmalarda ifade edilen, vajinal doğumun servikal lezyonlar üzerindeki iyileştirici etkisini desteklemektedir.
Vajinal veya sezaryen doğumun, servikal lezyonlar üzerindeki etkisini araştıran çalışmalar, vajinal doğumun var olan lazyonların regresyona uğraması konusunda daha etkili olduğunu belirtmektedirler. Chung ve ark.10, vajinal doğumun, servikal lezyonların gerilemesinde, daha etkili olduğunu belirtmişlerdir9. Benzer başka bir araştırmada, gebelik sırasında tespit edilen servikal intraepitelyal lezyonların, vajinal doğum etkisi ile regrese olduğu belirtilerek, sezaryen doğuma karşı, daha koruyucu olduğu ifade edilmiştir. Mevcut çalışmamızda, gebelik sırasındaki servikal verilerinin eksik olması nedeniyle, var olan lezyonların, doğum şekli ile ilişkisini belirleyemedik. Fakat sadece postpartum servikal verilerden yola çıkarak, doğumun vajinal veya sezaryen olmasının, servikse aynı şekilde etki ettiğini söyleyebiliriz. Bu sonuç, vajinal doğumun, sezaryene oranla daha koruyucu olduğunu ifade eden yayınlardan farklı olarak, doğum şeklinin herhangi bir farklılık getirmediğini ifade eden yayınlara destek olmuştur12,13.
Postpartum servikal yayma sonuçları incelenerek yaptığımız bu çalışmada, doğumun vajinal veya sezaryen ile gerçekleşmesinin, serviksi aynı şekilde etkilediğini, vajinal doğumun, serviksteki hücresel iyileşmelerde, sezaryenden daha üstün olmadığını belirledik. Antenatal verilerin olmaması çalışmamızın eksiğidir. Bu konuda, daha fazla hasta sayısının olduğu ve gebelik sırasındaki verilerin de dahil edileceği ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.