Paraduodenal herniler her yaşta görülebilir. Erişkinlerde tekrarlayan karın ağrısı atakları şeklinde bulgu verir. Çocuklarda özellikle kendini ifade edemeyecek yaşlarda ise tanımlanması daha zor olabilen bir durumdur. Yerleşimine göre sağ ve sol paraduodenal herniler tanımlanmıştır. Solda sağa göre 3 kat daha fazla görülür
2,4.
Semptomlar parsiyel ya da komplet intestinal obstrüksiyona bağlı olarak karın ağrısı, bulantı, kusma, abdominal distansiyon, gaz ve gayta çıkaramamadır. Eğer inkarserasyon ve strangülasyon gelişirse şikayetlerde artma, barsak iskemisi ve intestinal perforasyon gelişebilir5.
İnternal herni tanısında görüntüleme yöntemleri önemli rol oynar. ADBG'nde bir bölgede lokalize dilate barsak ansları, hava-sıvı seviyeleri görülebilmekle birlikte, strangülasyona bağlı intestinal perforasyon sonucu serbest havada görülebilir5,6. Baryumlu çalışmalarda kümelenmiş, iyi sınırlı, dilate ince barsak lupları ve bu alanda lokalize kontrast madde stazı görülebilir. Bilgisayarlı tomografide enkapsüle görünümde dilate bir ince barsak kümesi, Treitz ligamanının solunda, pankreas ile mide arasında yerleşir. Herniye ince barsak segmentlerindeki dilatasyon, duvar kalınlaşması ve sıvı seviyeleri görülebilir7.
Laparatomide cerrahın daha önceden bu hastalık ile ilgili fikri yoksa ilk eksplorasyonda boş karın bulgusu görülebilir. Ayrıca cerrahi insizyonun yetersizliği perop tanımlamada zorluk oluşturabilir. Sol paraduodenal hernilerde intraperitoneal kavitede sadece ileumun bir kısmının izlendiği, kalan ince barsakların herni kesesi içinde yer aldığı ve kesenin üzerinde ise kolonun yer değiştirmiş olarak seyrettiği görülür. Sağ paraduodenal hernilerde ise ince barsakların tamamının herni kesesi içinde olduğu ve sağ kolonun anormal yerleşimli olarak yine kese üzerinde seyrettiği görülür8,9.
Cerrahi tedavi olarak barsaklar redükte edildikten sonra defekte yönelik primer kapatılma önerilmekle beraber, sunulan olguda bunun kolay olmayacağı ve arkada geniş bir potansiyel boşluk kalabileceği deneme ile değerlendirilince, daha önce literatürde tanımlamasına rastlamadığımız bir yöntemle defekt alanının avasküler plandan mezo damarlarına zarar vermeden genişletilmesi ile kapalı boşluğun periton alanı ile geniş bir planda birleştirilmesi sağlandı.
Sonuç olarak, önceden laparatomi geçirmemiş çocuklarda, mekanik barsak obstrüksiyonunu düşündüren; karın ağrısı, bulantı, kusma, abdominal distansiyon, gaz ve gayta çıkışının olmaması, ADBG'nde intestinal gazların bir bölgeye toplanması ve hava-sıvı seviyelerinin olması durumunda internal herniasyon akla getirilmelidir. Tanı ve tedavideki gecikmenin morbidite ve mortaliteyi önemli ölçüde arttıracağı düşünülerek erken cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Sunulan yöntem primer defekt kapamaya alternatif olarak değerlendirilebilir.