Çalışma katılan kadınların yaş ortalaması 51,6±8,6 yıl (En küçük değer=30; En büyük değer=68), %75,3'ü lise veya daha düşük öğrenim düzeyine sahip, %32,8 gelir getiren bir işte çalışmakta ve %82,5'i evlidir. Katılımcıların ailelerinde kanser öyküsü ve kanser türüne ilişkin bulgular Tablo
1'de özetlenmiştir.
Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 1: Ankara'da Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri'ne başvuran 30-70 yaş arası kadınların ailelerinde kanser öyküsü olan bireylerin ve kanser türlerinin dağılımı (Ekim-Kasım, 2010) |
Katılımcıların %55,4'ünün ailesinde kanser öyküsü olan en az bir kişi bulunmaktadır. Aile bireyleri arasında görülen kanserler arasında ilk üç sırayı akciğer kanseri (%37,5), meme kanseri (%37,5) ve kolorektal kanser (%16,8) almaktadır.
Ailede ve tanıdıklarda kanser öyküsünün KETEM'lere başvuru sürecindeki rolüne ilişkin niteliksel bulguları yansıtan bazı katılımcı görüşleri aşağıda sunulmuştur.
K4 (K, 60): “Benim başvurum.. annem mesane kanseriydi, kardeşimin de böbreğini aldılar... ben de ne yapayım, nereye gideyim dedim, ilerde bir şey olur korkusu... aile doktoruna gitmiştim.. dedim annem bundan öldü, kardeşimin böbreğini aldılar.. nereye gidebilirim? Sen dediler KETEM'e gideceksin. ”
K9 (K, 49): “…Bir gün kağıt geldi. Duyarlı olup alt komşumuzun da memesi alınınca ben dedim geleyim.”
K10 (K, 55): “Ben senede bir kere meme kontrolünü yaptırıyordum, annemde kanser olduğu için. Bana tavsiye ettiler, 50 yaş üstü her bayan gidebilir diye.”
K4 (K, 60): “Şimdi biz KETEM'e geldik, göğsü, aşağıyı, barsakları garanti altına aldık ama başka yerlerimizde kanser çıkarsa ne yapacağız? ... benim ailemde de var.. şimdi ailede olduğu için ben devamlı dinliyorum kendimi...”
Araştırmaya katılan kadınların bireysel kanser riskleri ile ilgili düşünceleri Tablo 2'de sunulmuştur.
Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 2: Ankara'da Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri'ne başvuran 30-70 yaş arası kadınların bireysel kanser riskleri ile ilgili düşüncelerinin dağılımı (Ekim-Kasım, 2010) |
Katılımcıların %35,8'i gelecekte kansere yakalanma ihtimalinin çoğu insanla aynı olduğunu düşünürken, %26,8'i çoğu insandan daha yüksek, %18,4'ü daha düşük olduğunu düşünmektedir. Ailesinde kanser öyküsü olan katılımcılarda bireysel kanser riskini yüksek görenlerin sıklığı (%42,9), ailesinde kanser öyküsü olmayanlara (%20,0) göre anlamlı olarak daha yüksektir (p<0,001). Genel sağlık durumunu kötü olarak niteleyenler (p=0,003), sigara içenler (p=0,005) ve yaşadığı evde kapalı alanda sigara içilenler (p=0,004) de gelecekte kanser riskini anlamlı olarak daha yüksek görmektedir.
Katılımcıların %60,5'i (n=201) KETEM'e başvurmadan önce herhangi bir kanserin erken tanısına yönelik tetkik yaptırmıştır. Yapılan tetkikler arasında ilk sırayı %78,0 (n=156) ile meme kanserine yönelik tetkikler, ikinci sırayı %66,5 (n=133) ile serviks kanserine yönelik tetkikler almaktadır. Katılımcıların başlıca tetkik yaptırma nedenleri arasında; doktor önerisi (%41,8), kendi isteği (%41,3) ve kanser riskinin yüksek olduğu düşüncesi (%10,9) yer almaktadır.
Tetkik yaptırma sıklığı, ailesinde kanser öyküsü olanlarda %60,3 (n=111), aile öyküsü olmayanlarda %60,1'dir (n=89) (p=0,999). Bu sıklık, kansere yakalanma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünenlerde %57,3 (n=51), yüksek olmadığını düşünenlerde %66,1'dir (n=119) (p=0,310). Daha önce sağlık çalışanları tarafından kanser taraması yaptırması önerilen katılımcıların tetkik yaptırma sıklığı (%89,1), sağlık çalışanlarından öneri almayan katılımcılara (%37,3) göre anlamlı düzeyde yüksektir (p<0,001). Katılımcıların KETEM'e başvurularında, bir hekim tarafından yönlendirilmenin rolüne ilişkin bazı niteliksel bulgular aşağıda sunulmuştur.
K1 (K, 56): “Aile doktorumuz KETEM'den bahsetti, buraya yönlendirdi, falanca tetkikleri yaptır dedi, geldim...”
K2 (K, 60): “Gidin, kanser araştırmanızı yaptırın diye dinliyordum ama umursamıyordum. Boğazım ağrıyordu, aile doktoruna gittim, ilaç verdi...kasığım da ağrıyor dedim. Bana KETEM'e gittin mi? Kanser araştırma dedi...geldim”
K5 (K, 42): “Bende senelerdir kan düşüklüğü vardı... Sağlık ocağına gittim ... senden acil kanserle ilgili araştırma gerek dedi, o gönderdi buraya.”
K11 (K, 50): “Ben eklem romatizması hastasıyım. Romatolojidekilerin tavsiyesi, sıkıştırması üzerine geldim.”
Katılımcılar arasında kanserden korunmak için alınabilecek bireysel önlemler olduğunu bilenler, KETEM'de aldıkları hizmet sonrasında anlamlı düzeyde artmıştır (p<0,001). Merkezlerde kanserden korunmaya yönelik eğitim alanların, hizmetten sonraki üç ay içinde sağlık davranışlarındaki değişiklik incelendiğinde kendi kendine meme muayenesi sıklığının artması (p<0,001) dışında, diğer sağlık davranışlarında istatistiksel açıdan anlamlı değişiklik bulunmamıştır (p<0,05), ancak katılımcıların sağlık davranışlarında belirlenen olumlu değişim sıklığı, ailede kanser öyküsü ve birey tarafından algılanan kanser riskine göre değerlendirilmiş ve bulgular Tablo 3 ve 4'te özetlenmiştir.
Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 3: Ankara'da Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri'ne başvuran 30-70 yaş arası kadınların sağlık davranışlarında hizmet sonrası olumlu değişim durumunun ailede kanser öyküsüne göre dağılımı (Şubat-Mart, 2011) |
Büyütmek İçin Tıklayın |
Tablo 4: Ankara'da Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri'ne başvuran 30-70 yaş arası kadınların sağlık davranışlarında hizmet sonrası olumlu değişimin algılanan kanser riskine göre dağılımı (Şubat-Mart, 2011) |
KETEM'de hizmet aldıktan sonraki üç ay içinde sigara içme, beslenme, fiziksel aktivite, kilo verme girişimi, uyku düzeni ve kendi kendine meme muayenesi (KKMM) gibi davranışlarda olumlu değişiklik sıklığı açısından ailesinde kanser öyküsü olan ve olmayan katılımcılar arasında anlamlı fark bulunmamıştır (p>0,05). Bu davranışlardaki olumlu değişim sıklığı, kansere yakalanma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünenler ve yüksek olmadığını düşünenler arasında da anlamlı fark göstermemiştir (p>0,05).
Katılımcıların %83,7'si (n=267) KETEM'de gelecekteki taramalara katılmayı düşündüğünü belirtmiştir. Taramalara devam etmek isteyenlerin sıklığının, ailede kanser öyküsü (p>0,05) ve algılanan bireysel kanser riski (p>0,05) ile ilişkisi istatistiksel açıdan anlamlı bulunmamıştır. Kanser riskinin yüksek olduğunu düşünen katılımcıların KETEM'de bundan sonraki taramalara katılmama nedenleri arasında başlıca vakit darlığı, hizmetlerden memnun kalmama, il dışında oturma gibi nedenler belirtilmiştir.