Diabetes Mellitus (DM); kronik hiperglisemi ile seyreden sistemik kronik bir metabolizma hastalığıdır. İnsülinin kısmen ya da tamamen eksikliği ve / veya insülin direnci sonucu ortaya çıkan karbonhidrat, protein ve yağ metabolizması bozukluklarıyla karakterizedir
1,2.
Ülkemizde Türkiye Diyabet, Hipertansiyon, Obezite ve Türkiye Diyabet Prevalans Çalışması-II (TURDEP-II ) verilerine göre diyabet sıklığının % 13.7 olduğu bildirilmektedir3. Tip 2 DM‘lu hastaların bir kısmının zamanla insüline gereksinim duyması, nadir görülen bazı diyabet tiplerinin tanımlanması ve diyabetin patogenezine ait bilgilerin artması ile 1997 yılında Amerikan Diyabet Birliği (ADA) yeni tanı ve sınıflama kriterlerini yayınlamıştır.
1999'da Dünya Sağlık Örgütü (WHO) bu kriterleri küçük revizyonlarla kabul etmiştir. Daha sonra 2003 yılında, bozulmuş açlık glukozu (BAG) tanısı için ADA tarafından küçük bir revizyon yapılmıştır. WHO tarafından 2006 yılı sonlarında yayınlanan raporda ise 1999 kriterlerinin korunması benimsenmiştir. Buna karşılık, ADA ve Avrupa Diyabet Çalışma Birliği (EASD) 2007 yılında yayınlanan son konsensus raporlarında ise 2003 yılındaki düzenlemenin değişmemesi gerektiğini savunmaktadır4-6.
Son olarak 2010 yılında ADA, HbA1c‘nin DM tanısında kullanılmasını önermiştir.2010 yılında yeniden düzenlenen ADA‘nın diyabet tanısı için belirlediği kriterler Tablo 1' de belirtilmiştir7.
Yukarıdaki kriterlerden biriyle tanı konulabilir7. Sirtuinler ile glikoz hemostazı ve insülin sekresyonu arasında ilişkiyi gösteren bilgiler bu proteinlerin insülin direnci ve diyabet oluşumunda etkili olabileceğini göstermektedir. Yakın zamanda yapılan çalışmada transgenik SIRT-1 overekpresyon yapılan ve yağlı diyet alan hayvanlarda glikoz toleransını arttırdığı gösterilmiştir8,9.
Benzer şekilde insanlarda SIRT-1'deki farklı genetik varyasyonlarla enerji tüketimi ve obezite arasında ilişki tespit edilmiştir10. Hayvanlarda yapılan çalışmalarda sirtuin aktivatörü resveratrolün diyete bağlı obezite ve glikoz intoleransına karşı koruyucu etkisi olduğu görülmektedir11. Resveratrol aynı zamanda Adenozin Monofosfat Aktive Protein Kinaz (AMPK)'yı aktive etmektedir. AMPK sirtuin aktivitesi ile yakından ilişkilidir12.
Bu çalışmada; diyabetik hastalarda, Sirtuin1 (SIRT-1) gen polimorfizmi ve gen ekspresyonunun incelenmesi amaçlandı.