Akut romatizmal ateşin gelişmekte olan ülkelerde yaklaşık olarak 20 milyon insanı etkilediği ve geç dönem komplikasyonları nedeniyle bu hastalarda ilk beş dekatta kardiovaskuler ölüm nedenlerinin başında geldiği düşünülmektedir. Grup A streptekokların neden olduğu temelde enflamatuar/otoimmun bir hastalık olan ARA'nın bu bakterinin sahip olduğu M proteinin bazı vücut dokularıyla olan benzerliğinin genetik ve çevresel faktörler ile birlikte patogenezde sorumlu olduğu düşünülmektedir
6. Bu gibi enflamatuar süreçlerde doğal ve adaptif immun sistem arasında arabuluculuk görevi üstlenen trombositler içerdikleri granüller ile makrofaj ve lenfositlerin sitokin modülasyonunda aktif rol aldıkları bilinmektedir
2,7. Ayrıca trombosit türevli CD40 ligandı sayesinde yaralı dokularda dentritik hücreleri uyararak dolaylı olarak B lenfosit kaynaklı immunglobulin modülasyonu da uyarırlar. Bu nedenle trombositlerin mevcut bazı basit indikatörlerle enflamasyonun seyri hakkında bilgi verebileceği lupus, enflamatuar bağırsak, astım, yeni doğan sepsisleri ve romatoid artrit gibi birçok hastalık gruplarında yapılan çalışmalarla gösterilmiştir
8-12.
1970 yılından beri ölçülebilir olan MPV'nin klinik kullanımdaki önemi yetersiz çalışmalar nedeniyle tam olarak anlaşılamamıştır13. Platelet aktivasyonu ile korele olan bu belirteçlerden MPV, temelde enflamasyonda kemik iliğinden salgılanan genç eritrositlerin hacimsel olarak daha yaşlıca olanlara göre büyük olmasına dayanır. Çünkü, trombositler yaşlandıkça hacimsel olarak küçülürler10,14.
Literatürde ARA ile MPV değerlerini ilişkilendiren ve sonuçları birbirinden farklı sadece iki çalışma mevcuttur. Özdemir ve ark.15'larının 53 ARA hastası ve 53 sağlıklı grupta yapmış oldukları çalışmada, gruplar arasında MPV değerleri açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit etmemişlerdir. 40 ARA hastası ve
40 sağlıklı çocuğun dahil edildiği ikinci çalışmada ise ARA hastalarında sağlıklı gruba göre MPV değerleri anlamlı olarak daha düşük saptanmıştır16. Çalışmamızda Özdemir ve ark.15'larının yapmış oldukları çalışmanın sonuçlarına benzer olarak sağlıklı gruba göre tedavi öncesi ve sonrası MPV değerleri arasında anlamlı ilişki tespit edilmedi.
Enflamasyonla birlikte artan trombosit değerlerine karşın MPV değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanamamış olması belki de enflamasyonun şiddeti ile kemik iliğinden hızlı salınımın ya da periferde hızlı yıkımın bir sonucu olarak trombositlerin volümlerinde değişime neden olacak kadar periferik kanda zaman geçirememelerinden kaynaklanabileceğini düşünmekteyiz.
Çalışmamızda ARA hastalarında PLT değerleri ile korele olan PCT değerleri ise anlamlı olarak yüksek tespit edildi. Daha önce bahsedildiği gibi immun sistem hücreleri arasında modülasyonda aktif görev yapan trombositler tüm enflamatuar süreçlerde olduğu gibi akut romatizmal ateş hastalığında da aktif rol alır.
Erken dönemde sayıları artığı gözlenen trombositlerin sedimantasyon ve CRP'nin normale döndüğü ve aktif şikayetlerin gerilediği geç dönemde de sayılarının normal populasyona göre yüksek olması belki de akut romatizmal ateş hastalarındaki reaktivasyon olaylarında kilit rol oynayan hücrenin, içi aktif granüller ile dolu, bu küçük çekirdeksiz hücreler olabileceğini düşündürmektedir.
Sonuç olarak, ARA hastalarında MPV değerlerinde belirgin bir artış saptanmazken, trombosit ve PCT değerlerinde ise erken ve geç dönemde anlamlı olarak artış saptandı. PLT'nin yanı sıra PCT'nin de, ARA tanılı hastaların takibinde değerli bir parametre olarak kullanılabileceğine inanmaktayız. Fakat özellikle geç dönemde PCT ve trombosit değerlerindeki yüksekliğin devam etmesinin klinik olarak daha iyi anlaşılabilmesi için daha çok klinik çalışmaya ihtiyaç vardır.