Çalışmamızı MBA tanısı alan olgulara uygulanan farklı fizyoterapi programlarının etkinliğini belirlemek amacıyla yapılmıştır. PNF ve PNF + Endurans eğitimi uygulanan her iki grupta benzer etkiler bulunmuştur. Bu nedenle PNF eğitimi ile endurans eğitiminin ayrı ayrı bel ağrısı olan olgularda kullanılabileceği görülmüştür.
Bel ağrısının cinsler arasında farklılık gösterip göstermediği birçok epidemiyolojik çalışmada araştırılmış olup, değişik sonuçlar bildirilmiştir28,29. Devereux ve ark.30 çalışmalarında bel ağrısı ve cinsiyet arasında ilişki bulunmadığını belirtmişlerdir. Biering-Sorensen ve ark.31 kadınlarda bel ağrısının yaşam boyu prevalansının erkeklerden daha fazla görüldüğünü açıklamışlardır. Bel ağrısının kadınlar üzerindeki etkilerini objektif bir bakış açısıyla incelemek için çalışmamız sadece kadınlar üzerinde yapılmıştır.
Literatürde kas kuvveti ile bel ağrısı arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmaların sonuçlarına bakıldığında bel ağrısı ile gövde kas kuvveti arasında yüksek oranda ilişki olduğu görülmektedir32-36.
Carpenter ve ark.37 sırt ekstansörlerinin kuvvetlendirilmesinin bel ağrısını önlemede etkinliğini araştırmak için yaptıkları çalışmada, kronik bel ağrısında lumbal ekstansiyon ve ilerleyici dirençli egzersizlerin, ağrıyı azalttığını, kas kuvvetini, enduransı ve mobiliteyi arttırdığını açıklamışlardır.
Çalışmamız sonucunda literatüre paralel olarak bel ağrısı olan olguların karın sırt kaslarının zayıf olduğu, grup I ve grup II' de başlangıca göre sonraki değerlendirmelerde abdominal ve sırt ekstansör kas kuvvetinin arttığı gözlenmiştir. Sonuçları gruplar arasında karşılaştırıldığımızda olguların abdominal kaslar ve sırt ekstansörlerinde başlangıca göre sonraki değerlendirmelerde değişim miktarlarında anlamlı bir fark bulunamamıştır.
Son zamanlarda yapılan çalışmalarda bel ağrısı olan hastalara uygulanan gövde endurans eğitiminin ağrı, kas kuvveti, endurans, ve stabilite üzerine olumlu etkiler ortaya çıkardığı açıklanmıştır18,19.
Yapılan çalışmalara baktığımızda genellikle sırt ekstansörlerine endurans eğitimi verilmiştir. Önemli olan abdominal kaslara da endurans eğitiminin verilmesidir. Güçlü abdominal kaslar lumbal patolojilerin önlenmesinde lumbal stabilizasyonun sağlanmasında ve bele binen yükün azaltılmasında oldukça önemlidir27,38,39.
Moffroid ve ark.18 tarafından yapılan bir çalışmada 28 sağlıklı bayan, egzersiz ve kontrol grubu olarak 2 gruba ayrılmış ve egzersiz grubu gövde ekstansör kaslarına yönelik evde 6 hafta günde iki defa olmak üzere spesifik endurans eğitimine alınmıştır. Başlangıç 3 hafta ve 6 hafta sonunda değerlendirme yapılmıştır. Çalışma sonucunda 6 hafta sonunda egzersiz grubunda endurans süresinde % 22 ve 3 hafta sonunda %17 artış görülmüştür. Ayrıca elektromyografik değişiklikleri incelediklerinde test pozisyonunda en fazla multifudus ve erektor spinaların aktif olduğu gözlenmiştir.
Çalışmamızda olguların endurans değerlenmesinde statik ve dinamik karın-sırt kaslarının enduransı değerlendirilmiştir. Çalışmamız diğer çalışmalara paralel olarak uygulanan egzersizin grup I ve II'de tedavi öncesine göre tedavi sonrası karın sırt kaslarında endurans artışına neden olduğunu göstermiştir. Olguların kassal endurans sonuçları gruplar arasında karşılaştırıldığında abdominal kaslar ve sırt ekstansörlerinde başlangıca göre sonraki değerlendirmelerde meydana gelen değişimlerde anlamlı bir fark bulunamamıştır.
Fleksibilite, fonksiyonel kapasite, lumbal hareket gibi fiziksel belirleyici faktörler açısından; iyi gövde ve alt ekstremite kas kuvveti ile yüksek fleksibilitesi olan olguların genellikle düşük ağrı şiddeti ve daha iyi fonksiyonel durum gösterdikleri bildirilmektedir32.
Bel ağrısının bireylerin fonksiyonel durumlarını ve yaşam kalitelerini olumsuz olarak etkilediği ve günlük yaşam aktivitelerinde kısıtlılığa neden olduğu çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir16,29,30.
Triano ve ark.40 41 bel ağrılı olguda yaptıkları çalışmada ODI skoru ile gövde mobilitesindeki azalma arasında anlamlı bir ilişki saptamışlar, ayrıca paraspinal myoelektrik aktivite ile ölçtükleri gövde kas gücü ile fonksiyonel yetersizlik arasında zıt bir ilişki belirlemişlerdir. Kofotolis ve Kellis41 89 kronik bel ağrısı tanısı ile izlenen bayan hastalara uygulanan 4
haftalık farklı egzersiz programlarının (ritmik stabilizasyon, dinamik izotonik egzersiz ile kombinasyon ve kontrol grubu olarak) gövde enduransına ve lumbal mobilite üzerine olan etkilerini araştırmak için yapmış oldukları bir çalışmada hareket range'i, gövde kas kuvveti, endurans, fonksiyonel kapasite ve bel ağrısı üzerine olumlu etkiler açığa çıkardıklarını açıklamışlardır.
Coşkun ve ark.42 kronik bel ağrısında hem stabilizasyon egzersizlerinin hem de dinamik egzersizlerinin ağrı ve fonksiyonel düzey üzerine olumlu etkileri olduğunu bildirmişlerdir.
Çalışmamızda her iki fizyoterapi programının, ağrının azalmasını sağladığı, fonksiyonel yetersizliği ve yaşam kalitesini olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Bu konuda yapılan çalışmalar çalışmamız sonuçlarını desteklemektedir43-45.
Farklı egzersiz programlarının bel ağrılı hastalarda uygulandığı görülmektedir18,19,41,45. Literatürde bel ağrısında PNF'le ilgili çok fazla çalışmaya rastlanmamaktadır.
Egzersiz programlarının bel ağrısı üzerindeki etkilerini tanımlayan çok sayıda çalışma olmakla birlikte hangi egzersiz programlarının kullanılması gerektiği konusu tartışmalıdır.
Literatürde bel ağrısı üzerinde yapılan farklı fizyoterapi modaliteleri ve farklı egzersiz programlarına bakıldığında bu programların özellikle ağrı, kas kuvveti, endurans ve fonksiyonel kapasite ve yaşam kalitesi üzerinde olumlu değişimler meydana getirdiği görülmüştür. Çalışmamız verileri değerlendirildiğinde her iki egzersiz programının da bel ağrılı hastalarda kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. Bu konuda yapılan çalışmaların sonuçları çalışmamız sonuçlarıyla paralellik göstermektedir16,18,45.
Çalışmamızın limitasyonları; egzersiz programlarının uzun dönem takiplerinin yapılmayışı ve kontrol grubunun olmamasıdır. Bu konuda ileriye yönelik izleme ve çalışmaların planlanmasının gerekli olduğunu düşünüyoruz.
Çalışmamızı literatürdeki diğer çalışmalardan ayıran en önemli özellik klasik fizik tedavi ve egzersiz programlarından farklı olarak öncelikle fizik tedavi ile birlikte egzersiz programının uygulanması ve bu uygulamayı takiben egzersiz programının fizyoterapist kontrolü altında devam ettirilmesidir. Aynı zamanda çalışmamız sonuçları klasik fizik tedavi uygulamasından sonra tedavinin etkinliğinin sürdürülmesi açısından düzenli olarak egzersiz programının belli bir süre devam ettirilmesinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur.