[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2016, Cilt 21, Sayı 2, Sayfa(lar) 099-101
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Boyunda Epidermoid Kist: Olgu Sunumu
Erol KELEŞ1, Hatice Hazan SÖNMEZ1, Mehmet Mustafa AKIN2, Sercan ŞİMŞEK1, Turgut KARLIDAĞ1
1Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı, Elazığ, Türkiye
2Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Patoloji Anabilim Dalı, Elazığ, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Boyun, epidermoid kist, Neck, epidermoid cyst
Özet
Epidermoid kistler çok katlı yassı epitel ile döşeli kistik malformasyonlardır. Histolojik olarak epidermoid, dermoid ve teratoid kistler olarak sınıflandırılırlar. Bu makalede 58 yaşında bir hastada boyun orta hat solunda epidermoid kist vakası sunuldu. Epidermoid kistlerin klinik semptomları, ayırıcı tanısı, tanıda yardımcı görüntüleme yöntemleri ve tedavisi tartışıldı.
  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Histolojik olarak dermoid, epidermoid ve teratoid kistler olarak sınıflandırılan dermoid kistler skuamöz epitel ile döşeli kistik malformasyonlardır. Dermoid ve epidermoid kist ektodermden kaynaklanan inklüzyon kistleri olup içerikleri farklıdır. Kistkıl folikülü, kıl ve yağ bezi gibi deri ekleri içeriyorsa dermoid kist; kas, kemik dokusu, solunum ve gastrointestinal sistem mukozası gibi her üç germ yaprağını da içeriyorsa teratoid kist; sadece çok katlı yassı epitel ile döşeli ve deri ekleri içermiyor ise epidermoid kist olarak adlandırılırlar1,2.

    Etiyolojisi hakkında öne sürülen birkaç teori olmakla birlikte en sık kabul edilen görüş; intrauterin hayatın üçüncü ve dördüncü haftalarında, birinci ve ikinci brankiyal arkların orta hatta kapanması sırasında etrafını saran epitelyal doku artıklarından oluştuğudur1,3.

    Vücudun herhangi bir bölgesinde olabilecekleri gibi, en çok vaka over ve testis kaynaklı olarak rapor edilmiş olup (%80), baş-boyun bölgesi kaynaklı olanların insidansı %1.6-6.9'dir4. Epidermoid kist, dermoid kistten çok daha az sıklıkta görülür ve en çok submental bölgede yerleşir5. En sık şikâyet boyunda ağrısız şişliktir. Orta hat lokalizasyonu nedeniyle tiroglossal duktus kisti ile karıştırılabilir. Ayırıcı tanıda dilin dışarı çıkarılması ile hareketli olup olmaması önemli bir bulgudur6. Çoğunlukla küçük boyutlu kistlerdir ve nadiren 5 cm çapın üzerinde büyüklüğe erişirler7. Bu makalede, 58 yaşında bir hastada boyun orta hat solunda epidermoid kist vakası sunuldu. Epidermoid kistlerin klinik semptomları, ayırıcı tanısı, tanıda yardımcı görüntüleme yöntemleri ve tedavisi tartışıldı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Olgu Sunusu
    Elli sekiz yaşında kadın hasta, boyunda şişlik şikayeti ile kulak burun boğaz polikliniğimize müracaat etti. Hastanın hikayesinden şişliğin yaklaşık 2 yıldan beri var olduğu ve bu süre zarfında giderek büyüdüğü öğrenildi. Travma öyküsü yoktu. Nefes darlığı, yutma güçlüğü, ağrı, akıntı şikayetleri tarif etmiyordu.

    Hastanın yapılan kulak burun boğaz muayenesinde boyun orta hat solunda submental bölgede yaklaşık 3x2 cm boyutlarında, düzgün yüzeyli, hafif hareketli, yumuşak kıvamlı, ağrısız kitle palpe edildi (Resim 1). Kitle yutma ve dilin dışarı çıkartılması ile hareketli değildi. Boyunda palpasyon ile ele gelen lenf nodu yoktu. Rutin biyokimyasal testlerde herhangi bir patoloji yoktu.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 1: Hastanın görüntüsü

    Hastaya yapılan boyun ultrasonografisinde (USG), sol submental-submandibular bölge bileşkesinde cilt altında 28x17 mm boyutta, doppler ile belirgin vasküler akımın izlenmediği, heterojen yoğun içerikli, düzgün sınırlı lezyon tespit edildi. Kitlenin çevre dokular ile ilişkisini değerlendirmek için boyun manyetik rezonans görüntüleme (MRG) istendi. MRG'de boyun orta hat sol taraf submandibular bölgede cilt altı yumuşak doku içerisinde, periferinde T2A da izointens solid komponenti olan hiperintens, T1A da hipointens, intravenöz kontrast madde sonrası solid komponentinde minimal kontrastlanan difüzyonda kısıtlanan, ince cidarlı kistik lezyon saptandı (Resim 2).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 2: Kitlenin aksiyal ve sagittal planda MRG görüntüsü.

    Kitleden yapılan ince iğne aspirasyon biyopsisi sonucu malignite yönünden negatif, keratinöz kist içeriği ile uyumlu olarak raporlandı. Bunun üzerine kitle genel anestezi altında submental bölgeye yapılan horizontal insizyon ile çevre dokulardan disseke edilerek en blok olarak çıkarıldı. İntraoperatif ve postoperatif herhangi bir komplikasyon ile karşılaşılmadı. Eksize edilen spesmen histopatolojik inceleme sonucu epidermoid kist olarak rapor edildi (Resim 3). Hastanın bir yıllık takibinde nüks ile karşılaşılmadı.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 3: Dermiste yerleşim gösteren epidermoid kistin küçük büyütmede görünümü (HEX40)

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Benign tiroid hastalıkları hariç 40 yaş üstü erişkinlerde boyun kitlelerinin yaklaşık %80'i aksi ispat edilinceye kadar malign kabul edilip, bu oran 5. dekattan sonra %90'a ulaşmaktadır8,9. Genç erişkinlerdeki neoplastik kitlelerin çoğu benigndir9.

    Dermoid ve epidermoid kistler baş ve boyun bölgesinde görülme sıklığı %1.6-6.9 arasında değişen nadir görülen gelişimsel patolojilerdir. Epidermoid kistler, en sık ikinci ve üçüncü dekatta ve her iki cinste eşit olarak görülürler10. Bu kitlelerin ileri yaşta görülme sıklığı daha da azalmaktadır3. Bizim bu makalede sunduğumuz hasta 58 yaşında idi.

    Konjenital veya akkiz olarak sınıflandırılan epidermoid kistlerin, etiyopatogenezinde birçok teori öne sürülmüştür. İntrauterin 3. ve 4. haftalarda birinci (mandibular) ve ikinci (hyoid) brankiyal ark kaynaklı ektodermin orta hatta birleşememesinden kaynaklandığı bildirilmiştir11. Bu konudaki bir başka görüş ise her iki mandibular ark ile ağız tabanı ve dili oluşturan tuberculum imparın orta hatta füzyon problemi olduğu yönündedir2. Diğer bir teoride ise intrauterin dönemde implantasyon ile veya daha sonraki dönemde post travmatik olarak epitelyal hücrelerin daha derin dokulara ekildiği şeklinde oluşabileceği bildirilmiştir11. Yine bu teoride, sebase bezlerin kanallarının tıkanıklığından kaynaklanabileceği de düşünülmüştür2,11. Bu kistlerin tiroglossal duktus kistinin değişik bir varyantı olduğunu düşünen yazarlarda vardır11,12.

    Epidermoid kistler, klinik olarak yavaş büyüyen ağrısız kitlelerdir. Enfekte olurlarsa hızla büyüyerek ve bulunduğu bölgede ağrıya neden olabilirler. Genellikle birkaç milimetre veya birkaç santimetre büyüklükte olurlar, nadiren 5 cm boyutun üzerine çıkarlar7,13. Bizim hastamızda da literatür verileri ile uyumlu olarak, boyunda tespit edilen epidermoid kist yaklaşık 3 cm boyutunda idi.

    Epidermoid kistler boyunda sıklıkla orta hatta yerleşirler. Her ne kadar orta hat ağız tabanı en çok görüldükleri yer ise de, yanak mukozasında, dilde, uvulada, temparomandibüler eklem bölgesinde, intrakranial, mandibula ve maksillada intraosseöz yerleşimli lezyonlar da literatürde bildirilmiştir2,4. Bizim hastamızda lezyon submental bölgede boyun orta hattın hafif solunda idi.

    Boyun epidermoid kistlerinin ayırıcı tanısında tiroglossal kist, dermoid kist, inklüzyon kistleri, brankiyal kistler, submandibuler ve sublingual bez enfeksiyonları, pleomorfik adenom, kistik higroma, lenfoepitelyal kist, lipom, nörofibrom, hemanjiom ve lenfanjiom düşünülmelidir2,3. Epidermoid kistin dermoid kist ile ayrımı önemlidir. Dermoid kistler, en sık görülen teratomatöz kistlerden olup iki germ hücre tabakasından yapılar içerirler. Kıl folikülleri ve sebase glandlar gibi cilt ekleri dermoid kistte bulunup, epidermoid kistde bulunmamaktadır3.

    Boyun kitlelerinin değerlendirilmesinde, USG, bilgisayarlı tomografi (BT) ve MRG tanıya yardımcı görüntüleme yöntemleridir. Ultrasonografi hızlı, ucuz ve ağrısız bir yöntem olduğundan sıklıkla ilk tercih edilendir. USG ile kitlenin kistik, solid veya vasküler ayırımı yapılabilirken, sınırları ve çevre dokular ile ilişkisi de değerlendirilebilir10,14. BT ve MRG lezyonun kesin lokalizasyonu, çevre dokular ile ilişkisi ortaya koyabilir ve büyük kistlerde kitlenin çıkarılması açısından yol gösterici olabilirler11. Olgumuzda boyun USG'de, sol submental-submandibular bölge bileşkesinde cilt altında 28x17 mm boyutta doppler ile belirgin vasküler akımın izlenmediği heterojen yoğun içerikli, düzgün sınırlı lezyon tespit edildi. MRG'de ise boyun orta hat sol taraf submandibular bölgede cilt altı yumuşak doku içerisinde, periferinde T2A da izointens solid komponenti olan hiperintens, T1A da hipointens, intravenöz kontrast madde sonrası solid komponentinde minimal kontrastlanan difüzyonda kısıtlanan ince cidarlı kistik lezyon saptandı.

    Sitolojide çok sayıda nukleussuz, keratinize skuamoz hücrelerin görülmesi epidermal kist tanısı için önemli ipucudur15.Olgumuzda görüntüleme yöntemlerinden sonra yapılan İİAB'de, malignite yönünden negatif, keratinöz kist içeriği ile uyumlu olarak raporlandı.

    Epidermoid kistlerin malign transformasyonları oldukça nadir olmakla birlikte literatürde sunulmuş vaka raporları bulunmaktadır4,7,13,16. Bu kistlerin kesin tanısı histopatolojik inceleme ile konmaktadır14.

    Boyun epidermoid kistlerin tedavisi lezyonun cerrahi olarak çıkarılmasıdır. Cerrahi yaklaşıma kistin lokalizasyonuna ve büyüklüğüne göre karar verilmelidir11. Boyun epidermoid kistleri eksternal insizyonla çıkarılabileceği gibi büyük kistler hem intaroral hem de eksternal yaklaşımla eksize edilebilirler. Çıkarılamayacak kadar büyük olan kistlerde kist içeriği boşaltılıp hacmi küçültülerek daha kolay disseke edilebilir4. Çok büyük kistlerde marsupiyalizasyon diğer bir tedavi seçeneği olabilir17.Bu kistlerin prognozu oldukça iyidir. Eğer total olarak çıkartılırlarsa nüks ve maligniteye dönüşüm olasılığı oldukça düşüktür17,11.

    Sonuç olarak, epidermoid kistler sıklıkla konjenital bir kitle olup baş boyun bölgesinde nadir görülmekle birlikte, ileri yaşlarda da görülebileceği ve boyun kitlelerinin ayırıcı tanısında akılda tutulmalıdır. Boyun kitlelerinden ayırımında operasyon öncesi yapılan görüntüleme yöntemleri yardımcı olsa da kesin tanı histopatolojik olarak konur. Tedavisinde cerrahi olarak doğru yaklaşım ve uygun teknik ile çıkartılırlarsa rekürrens olasılığı söz konusu değildir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Behl A, Raghavan D, Pandey SS, Manı H. Giant epidermoid cyst of the floor of mouth. MJAFI 2001; 57: 247-9.

    2) Kandogan T, Koc M, Vardar E, Selek E, Sezgin O. Sublingual epidermoid cyst: a case report. J Med Case Rep 2007; 1: 87.

    3) Ege G, Akman H, Şenvar A, Kuzucu K. Sublingual dermoid cyst. Tani Girişim Radyol 2003; 9: 57-9.

    4) De Ponte FS, Brunelli A, Marchetti E, Bottini DJ. Sublingual epidermoid cyst. J Craniofacial Surgery 2002; 13: 308-10.

    5) Mammen S, Korulla A, Paul MJ. An epidermal cyst in the floor of the mouth: a rare presentation. J Clin Diagn Res 2013; 7: 381-2.

    6) Kunt T. Doğumsal ve Gelişimsel Boyun Kitleleri. Türkiye Klinikleri J Surg Med Sci 2006; 2: 23-7.

    7) Kang SG, Kim CH, Cho HK, Park MY, Lee YJ, Cho MK. Two cases of giant epidermal cyst occuring in the neck. Ann Dermatol 2011; 23: 135-8.

    8) Koç C, Akyol MU, Özdem C. Boyun kitleleri. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Mecmuası 1995; 48: 243-52.

    9) Yıldırım M, Oktay MF, Topçu İ, Meriç F. Boyun Kitleleri: 420 Olgunun Retrospektif Analizi. Dicle Tıp Dergisi 2006; 33: 210-4.

    10) Yilmaz I, Yilmazer C, Yavuz H, Bal N, Ozluoglu LN. Giant sublingual epidermoid cyst: a report of two cases. J Laryngol Otol 2006 ; 120: 19.

    11) Lima SM Jr, Chrcanovic BR, de Paula AM, Freire-Maia B, Souza LN. Dermoid cyst of the floor of the mouth. Scientific World Journal 2003; 3: 156-62.

    12) De Mello DE, Lima JA, Liapis H. Midline cervical cysts in children: Thyroglossal anomalies. Arch Otolaryngol Head Neck Surg 1987; 113: 418-20.

    13) Kim C, Park MC, Seo SJ, Yoo YM, Jang YJ, Lee IJ. Giant epidermoid cyst of the posterior neck. J Craniofac Surg 2011; 22: 1142-4.

    14) Kutuya N. A case of dermoid cyst of the floor of the mouth: ultrasonography was more useful than computed tomography and magnetic resonance imaging in the preoperative diagnosis. J Med Ultrasonics 2009; 36: 27-31.

    15) Handa U, Kumar S, Mohan H. Aspiration cytology of epidermoid cyst of terminal phalanx. Diagn Cytopathol 2002; 26: 266-7.

    16) Vandeweyer E, Renard N. Cutaneous cyts:a plea for systematic analysis. Acta Chir Belg 2003; 103: 507-10.

    17) Jham BC, Duraes GV, Jham AC, Santos CR. Epidermoid cyst of the floor of the mouth: a case report. J Can Dent Assoc 2007; 73: 525- 8.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Olgu Sunusu
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]