Brankial yapıları ilk tanımlayan Von Baer olup, patolojilerini brankial kist olarak tanımlayan Ascherson'dur
14. Brankial anomaliler kistler, sinüsler ve fistüller olmak üzere üç değişik şekilde görülmektedir. Kistler, sinüs ve fistüllerin yolu boyunca herhangi bir yerde görülebilirler
15. Kistler (%80.8), fistüllerden (%19.2) daha yaygındıri
2. 239 serilik bir çalışmada kistlerin sinüs ve fistüllere oranını 2:1 vermiştir. Fistül ve sinüsler arasında eksternal drenajlı sinüsler %50, komplet fistüller %39 ve internal drenajlı sinüsler %11 olarak raporlamıştır
16.
Brankial anomaliler herhangi bir yaşta ortaya çıkabilmekle birlikte en sık birinci ve ikinci dekadlarda saptanır. Ve komplet fistüllü hastaların % 6'sında aile hikayesi pozitiftir17. Brankial yarık anomalileri dört tiptir. En sık görülen tipi ikinci brankial yarık anomalileridir2. Bailey (18) ikinci brankial yarık anomalilerini yerleşim yerlerine göre dört alt tipe ayırmıştır. Tip 1'de lezyon SKM kas ön kenarı boyunca karotid kılıfına değmeden ilerler. Tip 2 en sık görülen tip olup, lezyon büyük damarlarla temas halinde SKM kas ön ve medial derininde karotid kılıfın ön veya arkasında yerleşimlidir. Tip 3'de fistül traktı internal ve eksternal karotid arterlerin arasından farinkse uzanır. Tip 4'te patoloji tonsiller fossa düzeyinde büyük damarların medialinde faringeal duvarın yanında uzanır.
İkinci brankial yarık anomalileri daha çok alt 1/3 bölümde olmak üzere SKM kas ön sınırı boyunca görülürler4. En sık semptomlar kitle (%80), ağrı (%30), aralıklı olarak şişlikte artış (%20), infeksiyon (%15) ve bası semptomları (%7) olarak görülmektedir. Palpasyonda %70 kistik %30 solid kitle saptanır19. Özellikle birinci ve ikinci brankial arklardan gelişen yapıların anomalileriyle birlikte iletim veya sensörinöral tipte işitme kaybı patolojileride saptanabilmektedir17. Brankial anomalilerin iç duvarları respiratuar veya skuamöz epitelle döşelidir. Kistler sıklıkla skuamöz epitelle, sinüs ve fistüller ise silialı kolumnar epitelle döşelidir20. Ani belirme ve büyümeler üst solunum yolu enfeksiyonu ve travmalara sekonder olmaktadır21,22.
Preoperatif tanıda kitlenin klinik görünümüne ek yapılan ultrasonografide iyi sınırlı, ince duvarlı, çevre yapıları komprese eden hipo-anekoik kitle olarak görülür23. Bilgisayarlı tomografide tipik olarak iyi sınırlı, komplikasyon gelişmediğinde ince duvarlı uniform hipodens kistik kitle saptanır24. Manyetik rezonans görüntülemede kistin derin yayılımı daha iyi tanımlar. Kist içeriği T1 ağırlıklı sekanslarda hipo-isointense, T2 ağırlıklı sekanslarda hiperintense olarak değerlendirilir. İnflamatuar hadiselerde kist duvarı kalınlaşarak periferal kontrastlanmada artış görülmektedir12.
Brankial yarık anomalilerinin anatomik seyrinde önemli derecede varyasyon olması ek görüntüleme yöntemlerinin gerekliliği sonucunu doğurmaktadır13. Preoperatif çalışmada cerrahi planlamaya yardımcı olacak kontrast madde ile yapılan sinogramlar traktın uzanımını göstererek sinüs ve fistül ayrımını yaparak rekürrensleri azaltmada faydalı olmaktadır22. Cerrahi tedavide kistin ve fistülün traktıyla birlikte tam olarak eksizyonu nüksleri azaltmada önemlidir25. Bu sebeplerle cerrahın lezyonun yayılımını ve traktın yönünü tam olarak değerlendirmesini sağlayan floroskopik ve bilgisayarlı tomografi fistülografiler kesin tanı ve tedavi yönlendirmesi yaparak cerrahi komplikasyon ve nükslerin minimalizasyonuna yardımcı olabilir13.
İkinci brankial ark anomalileri sıklıkla birinci ve ikinci dekatlarda tanı almaktadır. Tanıda klinik muayene önemli yer tutmakla birlikte görüntüleme hem cerrahi açıdan yol gösterici olmakta hem de beraberinde olabilecek ek anomalilerin tespitini sağlayabilmektedir. Kontrastlı incelemeler görüntülemenin klinik değerini arttırarak komplikasyon ve nükslerde azalma sağlamaktadır.