[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2024, Cilt 29, Sayı 2, Sayfa(lar) 097-101
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Biyotinidaz Eksikliği olan İnfantlar ile Sağlıklı İnfantların Hemogram Değerlerinin Karşılaştırılması: Tek Merkez Deneyimi
Abdurrahman AKGÜN
Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Metabolizma Bilim Dalı, Elazığ, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Biyotinidaz Eksikliği, Hemogram, İmmün Disfonksiyon, Egzema, Biotinidase Deficiency, Hemogram, Immune Dysfunction, Eczema
Özet
Amaç: Biyotinidaz eksikliği olan olgularda hipotoni, letarji, egzema, alopesi, konjonktivit, ataksi, işitme kaybı, optik atrofi, kognitif gerilik ve nöbet-ler görülebilir. Bu çalışmada biyotinidaz eksikliği saptanmış infantlar ile sağlıklı infantların hemogram değerlerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem: Retrospektif olarak yenidoğan tarama programı ile biyotinidaz eksikliği saptanmış 35 olgunun ve yine retrospektif olarak sağlıklı 41 infantın hemogram verileri kaydedildi.

Bulgular: Hasta grubundaki 35 olgunun %51,4’ü erkek ve ortalama başvuru yaşı 19,02±5,485 gün iken, kontrol grubundaki 41 olgunun %51,2’si erkek ve ortalama başvuru yaşı 15,41±7,269 gün idi. Hasta grubunda kontrol grubuna göre total lökosit, lenfosit, monosit, trombosit, MPV, PCT ve MCHC değerlerinde istatistiksel anlamlı yükseklik saptanırken; bazofil, MCV ve RDW değerlerinde istatistiksel anlamlı düşüklük tespit edildi.

Sonuç: Biyotinidaz eksikliği olan hastalarda kontrol grubuna kıyasla beyaz küre, lenfosit ve platelet düzeylerinde yükseklik tespit edilmiştir. Bu yüksek seviyelerin, biyotinidaz eksikliğinde bağışıklık fonksiyon bozukluğuna ve saç ve cilt anormalliklerine yol açan mekanizmanın bir parçası olabileceği düşünüldü.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Biyotin, karboksilasyon reaksiyonlarında önemli bir rol oynayan suda çözünen bir vitamindir. Piruvat karboksilaz, propiyonil-CoA karboksilaz, metilkrotonil-CoA karboksilaz ve asetil-CoA karboksilazın 2 izo-formu için kofaktör rolü vardır1.

    Biyotinidaz (E.C. 3.5.1.12) biyotin döngüsü enzimidir2. Biyotinidaz eksikliği otozomal resesif geçişli kalıtsal metabolizma hastalığıdır3-5. Biyotinidaz eksikliği insidansı dünyada 1:40.000 ila 1:60.000 doğum arasında değişmektedir3-6. Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı'na göre Türkiye’de biyotinidaz eksik-liği insidansı 1/7,116'dır3.

    Ağır biyotinidaz eksikliği olan olgularda hipotoni, letarji, egzema, alopesi, konjonktivit, ataksi, işitme kaybı, optik atrofi, kognitif gerilik ve nöbetler görüle-bilir. Tedavinin başlanamadığı hastalar komaya ve nihayetinde ölüme ilerleyebilir. Optik atrofi, işitme kaybı ve kognitif gerilik geri dönüşümsüz bulgulardır. Biyotin tedavisine başlamamış ciddi enzim eksikliği olan hastalarda metabolik asidoz, laktat yükselmesi, ketozis ve hiperamonyemi görülebilir4. Biyotinidaz eksikliği olan olgularda immün disfonksiyon da bildirlmiştir5. Parsiyel biyotinidaz eksikliği olan hastalarda daha hafif semptomlar görülse de, çoğu hastada açlık ve enfeksiyon gibi stresli durumlarda hastalık şiddetlenebilir7. Öte yandan, hastalık belirtileri ortaya çıkmadan önce biyotin tedavisi başlanan hastalarda normal bir gelişim süreci gözlenmektedir2-7.

    Biyotinidaz eksikliği tanısı için biyotinidaz enzim aktivitesinin %30’dan daha düşük tespit edilmesi ge-rekmektedir. Biotinidaz aktivitesi <%10 olursa ağır biyotinidaz eksikliği, %10-30 arasında tespit edilirse parsiyel biyotinidaz eksikliği olarak sınıflandırılmaktadır2,4. Tanı sırasında biyotinidaz enzim aktivitesinin ölçüm hatalarından sakınmak açısından, BTD gen analizi ile de tanının doğrulanması gerekmektedir2,4.

    Ağır biyotinidaz eksikliğinde (serum enzim aktivitesi <%10 olanlarda) oral biyotin 5-10 gm/gün ve parsiyel biyotinidaz eksikliğinde ise (serum enzim aktivitesi %10-30 olanlarda) 2.5-10 mg/gün dozunda biyotin tedavisi yeterli olmaktadır8.

    Bu çalışmanın amacı 1 aylıktan büyük olmayan biyotinidaz eksikliği saptanmış hastalar ile sağlıklı bebeklerin hemogram değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olup olmadığını araştırmaktır.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Hasta grubu
    Retrospektif olarak Ocak 2021-Haziran 2023 arasında ulusal neonatal tarama programından biyotinidaz eksik-liği nedeniyle ünitemize yönlendirilen ve biyotinidaz eksikliği saptanan, anne karnında en az 37 haftasını tamamlamış, başvuru yaşı 30 günü geçmeyen ve tedavi öncesi hemogram tetkiği yapılabilen olgular hasta grubuna alındı. Retrospektif olarak hasta dosyalarından cinsiyet, başvuru yaşı, doğum ağırlığı, biyotinidaz düzeyi ve hemogram değerleri kaydedildi. 30 günün üzerinde başvurmuş olan hastalar, ek hastalığı olanlar, hemogram değerleri elde edilemeyen hastalar ve biyotinidaz eksikliği saptanamayan olgular çalışmaya alın-madı.

    Kontrol grubu
    Retrospektif olarak Ocak 2018-Haziran 2023 arasında, anne karnında en az 37 haftasını tamamlamış, başvuru yaşı 30 günü geçmeyen, hastanemize başvuran, fizik muayene ve tetkikler sonucunda herhangi bir hastalık saptanamayan ve hemogram analizi yapılmış olan olgular kontrol grubuna alındı. Retrospektif olarak olgu dosyalarından cinsiyet, başvuru yaşı, doğum ağırlığı ve hemogram değerleri kaydedildi. 30 günün üzerinde başvurmuş olan hastalar, herhangi bir hastalık tespit edilenler ve hemogram değerleri elde edilemeyen olgu-lar çalışmaya alınmadı.

    Etik kurul onayı
    Bu çalışma Fırat Üniversitesi Girişimsel Olmayan Araştırmalar Etik Kurulu tarafından onaylandı (Proto-kol no: 2023/ 10- 07, Tarih: 27 Temmuz 2023). Makale kişisel bilgi içermediğinden bu çalışmaya dahil edilen olgulardan aydınlatılmış onam alınmamıştır.

    İstatistiksel Analiz
    Veriler Statistical Package for the Social Sciences 22 programı (SPSS Inc., Chicago, IL, ABD) kullanılarak değerlendirildi. Grup verilerinin frekans, aritmetik ortalama ve standart sapma değerleri hesaplandı. Son-rasında hasta grubu ve kontrol grubu arasında istatistik-sel anlamlı farklılık olup olmadığı değerlendirildi. Olguların WBC, MCV, RDW, nötrofil sayısı ve yüzdesi, monosit sayısı ve yüzdesi, eozinofil sayısı ve yüzdesi, bazofil sayısı ve yüzdesi verileri normal dağılmadığından, bu verilerin karşılaştırılması Mann-Whitney U testi kullanılarak yapıldı. Aynı şekilde olguların başvuru yaşı, doğum ağırlığı, RBC, Hgb, Hct, MCH, MCHC, Plt, MPV, PCT, lenfosit sayısı ve yüzdesi verileri nor-mal dağıldığından, bu verilerin karşılastırılması için İndependent Samples T test kullanıldı. Ayrıca hasta grubu ve kontrol grubu arasında cinsiyet dağılımı açısından istatistiksel anlamlı farklılık olup olmadığı Pearson Chi-Square test kullanıldı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Hasta grubunda olguların (n: 35) %51,4’ü erkek ve %48,6’sı kızlardan oluşuyordu. Aynı şekilde hasta grubunda ortalama başvuru yaşı 19,02±5,485 (median: 17; minimum-maximum: 11-30) gündü. Doğum ağır-lıkları 3053,1±458,92 gr idi. Biotinidaz düzeyleri 1,93±0,962 (minimum-maximum: 0,12-3,41) U/L (referans: 3,5-13,8) idi. Hasta grubundaki tüm olgulara ünitemize başvurdukları gün sonuçlar beklenmeden günlük 10 mg biotin tedavisi başlandı.

    Kontrol grubunda olguların (n: 41) %51,2’si erkek ve %48,8’i kızlardan oluşuyordu. Kontrol grubunda orta-lama başvuru yaşı 15,41±7,269 (median: 15; minimum-maximum: 3-27) gündü. Doğum ağırlıkları 3032,1±271,55 gr idi. Çalışmamız retrospektif bir ça-lışma olduğundan kontrol grubunda biotinidaz düzeyi ölçümleri yapılamadı.

    Her iki grup arasında cinsiyet ve doğum ağırlıkları açısından istatistiksel olarak anlamlı farklılık (sırasıyla p= 0,985 ve p= 0,814) yok iken, başvuru yaşları açısın-dan anlamlı farklılık (p= 0,016) vardı.

    Tablo 1’de hasta ve kontrol gruplarının hemogram değerlerinin ortalamaları ve her iki grup arasında istatistiksel anlamlı farklılık olup olmadığını gösteren p değerleri verilmiştir.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Hasta ve kontrol grupları arasında hemogram değerlerinin karşılaştırılması.

    Her iki grubun beyaz küre sayısına bakıldığında hasta grubunda ortalama beyaz küre sayısı istatistiksel anlamlı olarak daha yüksek tespit edildi (p= 0,007). Beyaz küre alt tipleri incelendiğinde ise yine hasta grubunda ortalama lenfosit sayısı ve ortalama lenfosit yüzdesi kontrol grubuna göre daha yüksek saptandı (sırasıyla p< 0,001 ve p= 0,001). Ortalama nötrofil sayıları arasında anlamlı farklılık görülmezken, ortalama nötrofil yüzdeleri arasında hasta grubunda kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha yüksek olduğu görüldü (sırasıyla p= 0,983 ve p= 0,007 ). Ortalama bazofil sayıları ve yüzdeleri ise hasta grubunda kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha düşük tespit edildi (sırasıyla p< 0,001 ve p< 0,001). Ortalama monosit sayısı hasta grubunda anlamlı olarak daha yüksek (p= 0,004) bulunurken, monosit yüzdeleri, ortalama eozinofil sayısı ve yüzdeleri arasında anlamlı farklılık görülmedi.

    Ertrositer seriye bakıldığında RBC, Hgb, Hct ve MCH parametrelerinde her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptanamadı. MCV ve RDW değerleri hasta grubunda kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha düşük (sırasıyla p< 0,001 ve p< 0,001) saptanırken, MCHC değerleri ise anlamlı olarak daha yüksek (p< 0,001) tespit edildi.

    Trombositler incelendiğinde ise hasta grubunda kontrol grubuna göre trombosit sayısı, MPV ve PCT değerleri anlamlı olarak daha yüksek tespit edildi (sırasıyla p= 0,015; p< 0,001 ve p< 0,001).

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Biyotinidaz; serum, lökositler, fibroblastlar ve karaciğer dahil olmak üzere birçok dokuda her yerde eksprese edilen ve saptanabilen 70-80 kDa'lık bir glikoproteindir9. Biyotinidazın, biyotinil-hidrolaz ve biyotinil-transferaz aktivitelerine sahip olduğu gösterilmiştir2. Biyotinidaz enzimi, gıdalardan ve karboksilazların yıkım ürünleri olan biyositinden veya biyotinil peptit-lerden biyotin ve lizini ayırır6.

    Biyotinidaz, diyet proteinine bağlı biyotinin işlenmesinde rol oynar ve biyotini biyositinden histonlar gibi nükleofillere aktardığı gösterilmiştir; bu aktivitenin fizyolojik önemi bilinmemektedir2,10. Yine başka bir makalede de biyotinidazın, histonlar gibi bazı spesi-fik proteinlerin biyotinilasyonunda da rol oynayabileceği belirtilmiştir9.

    Biyotinidaz enzimi piruvat karboksilaz, propiyonil-CoA karboksilaz, 3-metilkrotonil-CoA karboksilaz ve asetil-CoA karboksilazın iki formu için bir kofaktör olup, insanlarda yağ asidi sentezi, amino asit katabo-lizması, trikarboksilik asit döngüsü ve glukoneogenez reaksiyonlarında önemli fonksiyonları vardır6.

    Bir çalışmada vakaların %80’inde ketolaktik asidoz ve organik asidüri tespit edilmiş olup, en sık görülen üri-ner metabolitin 3-hidroksiizovalerik asit olduğu rapor edilmiştir. Diğer sık görülen metabolitlerin ise 3-metilkrotonilglisin, 3-hidroksipropiyonat ve metilsitrat olduğu bildirilmiştir11,12. Malezyada yapılan bir çalışmada kan aminoasit analizinde valin ve arjinin düzeylerinde hafif yükseklik olduğu rapor edilmiştir13. Literature bakıldığında biyotinidaz eksikliğinde genel olarak karnitin/açilkarnitin analizi, idrar organik asit analizi ve kan aminoasitlari ile ilgili veriler göze çarpmaktadır. Araştırabildiğimiz kadarıyla biyotinidaz eksikliği olan vakalarda hemogram değerleriyle ilgili çalışmalara rastlanamamıştır.

    Ağır biyotinidaz eksikliği olup tedavi verilememiş olgularda kandidiazis gelişebildiği rapor edilmiştir. Ayrıca hücresel immün yetersizliğe bağlı tekrarlayan viral yada fungal enfeksiyonlar da bildirilmektedir8. Biyotinidaz eksiklğinde immün disfonksiyon görüldüğü bilinmekle beraber, bunun altında yatan mekanizma açık bir şekilde ortaya konulamamıştır. Bizim çalışmamızda hasta grubunda hemogram analizinde WBC, lenfosit sayısı ve yüzdesi ve nötrofil yüzdesi kontrol grubuna göre daha yüksek saptandı. Bunun yanında bazofil sayısı ve yüzdesi ise hasta grubunda kontrol grubuna göre daha düşük saptandı. Bu verinin immün disfonksiyonla ilgisi olup olmadığı daha büyük vaka serileri ile araştırılabilir.

    Ayrıca biyotinidaz eksikliği olan olgularda egzema ve alopesi gibi cilt-saç anormallikleri görülmektedir1. Bu durumun altında yatan asıl mekanizmanın ne olduğu ile ilgili yeterli bilgi olmamakla birlikte, biyotinidaz eksikliği sonucunda asetil CoA karboksilazın yeterli fonksiyon görememesi ve trigliserit sentezindeki anormalliğe bağlı olabileceği düşünülebilir. Literatürde belirtildiği gibi aktive edilmiş trombositler, salgı hücreleri olarak α-granüller, δ-granüller ve lizozomlar gibi farklı depolama granüllerinden çok sayıda medyatör ekstrete edebilir Bu medyatörler; inflamasyon, bağışık-lık, anjiyogenez ve tümör büyümesi gibi hemostazın ötesinde birçok fizyolojik ve patofizyolojik süreci etkileyebilir. Trombositler ayrıca eikosanoidler ve hücre dışı veziküller gibi diğer biyoaktif bileşenleri de üretir14. Bu bilgi ışığında baktığımızda, çalışmamız sonucunda elde ettiğimiz hasta grubunda kontrol gru-buna göre artmış platelet, MPV ve PCT değerlerindeki yüksekliğin egzema gibi cilt anormalliklerinin gelişi-minde rolü olabileceği düşünülebilir.

    Çalışmamızın küçük bir hasta grubunda olması, retros-pektif bir çalışma olması ve hasta grubuna tedavi ver-dikten sonra hemogram değerlerinin sağlıklı grupla karşılaştırılamaması önde gelen çalışma kısıtlılıkların-dandı.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Sonuç
    Kalıtsal metabolik hastalıkların birçoğunda semptom ve bulguların ortaya çıkmasındaki mekanizmalar tam olarak bilinmemektedir. Biyotinidaz eksikliği olan olgularda da immün disfonksiyon, cilt ve saç anormallikleri gibi bulguların altında yatan patolojik mekanizma tam olarak açıklanamamıştır. Bu yazımızda biyotinidaz eksikliği olan hasta grubunda kontrol grubuna kıyasla beyaz küre, lenfosit ve platelet yükseklikleri tespit edilmiş olup, bunun ortaya çıkan immün disfonksiyon, saç ve cilt anormalliklarine yol açan mekanizmanın bir parçası olabileceğini düşünmekteyiz. Bunun daha yüksek sayıda vaka içeren prospektif çalışmalarla teyide muhtaç olduğunu belirtmek isteriz.

    Teşekkür
    Kontrol grubu vakalarının verilerinin temininde yardımlarını esirgemeyen Neonatoloji Bilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Mustafa Aydın’a teşekkür ederim.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Canda E, Yazici H, Er E et al. Single center expe-rience of biotinidase deficiency: 259 patients and six novel mutations. J Pediatr Endocrinol Metab 2018; 31: 917-26.

    2) Wolf B. Biotinidase deficiency: “If you have to have an inherited metabolic disease, this is the one to have.” Vol. 14, Genet Med 2012; 565-75.

    3) Canda E, Kalkan Uçar S, Çoker M. Biotinidase Deficiency: Prevalence, Impact And Management Strategies. Pediatric Health Med Ther (Internet) 2020; 11: 127-33.

    4) Akgun A, Sen A, Onal H. Clinical, biochemical and genotypical characteristics in biotinidase defi-ciency. J Pediatr Endocrinol Metab 2021; 34: 1425-33.

    5) Wolf B, Grier RE, Secor JR, Heard GS. Biotinida-se Deficiency: A Novel Vitamin Recycling Defect. J Inherit Metab Dis 1985; 8 Suppl 1: 53-58.

    6) Karaca M, Ozgul RK, Unal O et al. Detection of biotinidase gene mutations in Turkish patients as-certained by newborn and family screening. Eur J Pediatr 2015; 174: 1077-84.

    7) Secor Mcvoy JR, Levy HL, Lawler M et al. Partial biotinidase deficiency: clinical and biochemical features. J Pediatr 1990; 116: 78-83.

    8) Wolf B. Biotinidase Deficiency. In: Adam MP, Mirzaa GM, Pagon RA et al. (Editors). GeneRe-views®. Seattle (WA): University of Washington, Seattle; 2000.

    9) Strovel ET, Cowan TM, Scott AI, Wolf B. Labora-tory diagnosis of biotinidase deficiency, 2017 up-date: A technical standard and guideline of the American College of Medical Genetics and Ge-nomics. Genet Med 2017; 19.

    10) Hymes J, Stanley CM, Wolf B. Mutations in BTD causing biotinidase deficiency. Hum Mutat 2001; 18: 375-81.

    11) Wolf B, Heard GS, Weissbecker KA, McVoy JRS, Grier RE, Leshner RT. Biotinidase deficiency: Ini-tial clinical features and rapid diagnosis. Ann Neu-rol 1985; 18: 614-7.

    12) Schubiger G, Caflisch U, Baumgartner R, Suorma-la T, Bachmann C. Biotinidase deficiency: clinical course and biochemical findings. J Inherit Metab Dis 1984; 7: 129-130.

    13) Mardhiah M, Azize NAA, Yakob Y et al. Clinical, biochemical and mutational findings in biotinidase deficiency among Malaysian population. Mol Ge-net Metab Rep 2019; 22: 100548.

    14) Van Der Meijden PEJ, Heemskerk JWM. Platelet biology and functions: new concepts and clinical perspectives. Nature reviews Cardiology 2019; 16: 166-79.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Sonuç
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]