Çalışmada tezlerin yayın olma oranları doktora tezlerinde %52.4 ve yüksek lisans tezlerinde %26.1 olarak bulunmuştur. Yayın olan doktora tezlerinin %17.6’sı, yüksek lisans tezlerinin %4.3’ü SCI/SCI Expanded indeksli dergilerde yayınlanmıştır. Sipahi ve ark.
13 halk sağlığı alanında 2009 yılına kadar yapılan 243 doktora, 295 uzmanlık tezini incelediği çalışmada sırasıyla tezlerin %24.7 ve %34.3 ‘ünün yayına dönüştüğünü, Kaya ve ark.
14 2000-2018 yılları arasında halk sağlığı alanındaki uzmanlık tezlerinin yayına dönüşme oranlarını incelediği çalışmasında ise %30.3 makaleye dönüşme yüzdesi saptamışlardır. Halk sağlığı alanındaki doktora tezlerinin yayına dönüşme oranının artış gösterdiği, yüksek lisans ve uzmanlık tezlerine göre daha yüksek oranda tezden yayın olduğu söylenebilir. Bu durum, doktora öğrencilerinin akademisyen olmak için doktorayı bitirme şartını yerine getirdikten sonra akademik yükselmek amacıyla tezlerini yayın yapmaya çalışmaları ile açıklanabilir. Literatürde diğer alanlar için yapılan benzer çalışmalara bakıldığında; Sipahi ve ark
15 tıbbi mikrobiyoloji, klinik mikrobiyoloji ve enfeksiyon hastalıkları alanında yapılan doktora ve uzmanlık çalışmalarını incelediği çalışmada, doktora tezlerinin %13.7, uzmanlık tezlerinde ise %10.7 ve %10.2 oranında uluslararası yayına dönüştürülmüş olduğunu saptamışlardır. Erim ve Petekkaya’nın
16 psikiyatri alanında yaptığı çalışmada uzmanlık tezlerinin %37.7’sinin yayın olduğu, SCI ve SCI-E indekslerde yayın olma oranı %28.5 olarak bulunmuştur. Özgen ve ark.
11 1980-2005 yılları arasındaki 22 bin tıpta uzmanlık tezini incelediği araştırmada %6.2 oranında SCI-E indekslerde yayın olduğunu saptamışlardır. Diğer alanlardaki çalışmalarda, anestezi alanındaki uzmanlık tezlerinin %39.1’i, kulak burun boğaz alanındaki uzmanlık tezlerinin %35.6’sı, adli tıp alanındaki uzmanlık tezlerinin %32.6’sının makaleye dönüştüğü bulunmuş, bu çalışmalardaki SCI-E indekslerde yayın olma oranları ise sırasıyla %14.4, %21.4 ve %15.2 olarak tespit edilmiştir
17-19. Diğer ülkelerde yapılan çalışmalara bakıldığında, tezden yayın olma oranları %30 ile 60.5 arasında değişen çalışmalar mevcuttur
20-23. Mevcut çalışmadaki yüksek lisans tezlerinin yayın olma oranlarının literatüre göre benzer ve düşük, doktora tezlerinin ise yüksek olduğu söylenebilir. Lisansüstü ve uzmanlık tezlerinin yayın olma oranlarındaki değişkenliğin sebepleri ve oranları artırmaya yönelik çözümleri ilerleyen çalışmalarla ortaya konulmalıdır.
Araştırmada halk sağlığı alanındaki doktora ve yüksek lisans programları kadın öğrenciler tarafından daha yüksek oranda tercih edildiği görülmüştür. Halk sağlığı uzmanlık alanında ve yurt dışı yüksek lisans programlarında da benzer şekilde kadın öğrenciler ağırlıktadır14,23. Mevcut çalışma ile Kaya ve ark14 çalışmasında oransal olarak kadınlar erkeklere göre yüksek oranlarda tezden yayın yapmış olsalar da, bu farklılık istatistiksel olarak önemli değildir. Hollman ve ark.23 çalışmasında ise kadın yüksek lisans öğrencilerinin erkeklere göre 1.4 kat daha fazla yayın yaptığı saptanmıştır. Kadın öğrencilerin halk sağlığı lisansüstü programlarını daha fazla tercih etmesi ve yayın yapması, kariyer seçimlerinde çalışma koşullarına daha fazla önem göstermesi ve akademik olarak yükselmek istemesinin yanında, halk sağlığı lisansüstü programı mezunlarının başta Sağlık Bakanlığı ve bağlı kuruluşlarının merkez ve taşra teşkilatları olmak üzere akademik kurumlarda, özel kuruluşlar ve sivil toplum örgütlerinde halk sağlığı alanı ile ilgili bölümlerde görev yapabilmesi ile ilgili olabilir.
Araştırmada tezlerin daha çok beslenme-obezite ve iş sağlığı konuları üzerinde yapıldığı görülmüştür. Doktora tezlerinde iş sağlığı, yüksek lisans tezlerinde ise beslenme-obezite konuları ağırlıktadır. En yüksek oranda yayın olan konular ise doktora tezlerinde ruh sağlığı, yüksek lisans tezlerinde çocuk ve ergen sağlığı, okul sağlığı konularında olmuştur. Türkiye’de halk sağlığı alanında yapılan çalışmalarda benzer olarak çoğunlukla iş sağlığı konulu tezler tercih edilmiştir13,14. Sipahi ve ark13 çalışmasında sigara alkol-uyuşturucu ve ardından çocuk ve ergen sağlığı, okul sağlığı, Kaya ve ark.14 çalışmasında kadın üreme sağlığı konularının daha fazla yayın olduğu saptanmıştır. Yaygın olarak kullanılan araştırma alanlarının aksine, farklı konularda yapılan tezlerin yüksek oranlarda yayın olması, gelecekte yapılacak tezlerdeki konu seçimlerinde dikkat edilmesi gerektiğini göstermektedir. Hollman ve ark.23 İspanya’da halk sağlığı alanında yapılan yüksek lisans tezlerini incelediği çalışmada sağlık hizmetleri, sağlığın geliştirilmesi ve koruyucu hekimlik konuları ön planda iken, iş sağlığı ise en az çalışılan konu olmuştur. Toplumsal farklılıklar, tez konularının seçimini ve hangi konulara araştırma önceliği verileceğini etkilemiş olabilir.
Araştırma türleri açısından bakıldığında, lisansüstü öğrencilerin çoğunlukla tanımlayıcı / kesitsel çalışma türünü kullandıkları görülmektedir. Doktora tez öğrencilerinde analitik çalışmalar yüksek lisans öğrencilerine göre daha fazla tercih edilmiştir. Kaya ve ark.14 halk sağlığı alanındaki uzmanlık tezlerini incelediği çalışmada da tanımlayıcı-kesitsel çalışma türü yüksek oranlarda kullanılmıştır. Arslan ve ark.24 hemşirelikte doktora tez çalışmalarını irdelediği çalışmasında ise doktora tezlerinin %45.16’sını deneysel çalışmaların oluşturduğunu saptamışlardır. Doktora tezlerinde bilimsel kanıt gücü daha yüksek çalışmaların tercih edilmesi dikkat çekicidir. Mevcut çalışmada müdahale ve metodolojik türündeki çalışmaların yayınlanma oranları tanımlayıcı / kesitsel çalışma türüne göre daha yüksektir. Kaya ve ark.14 vaka-kontrol ve kohort türü çalışmalarda, Çevik ve ark.25 acil tıp alanındaki uzmanlık tezlerini incelediği araştırmada analitik türdeki çalışmaların daha yüksek oranlarda yayınlandığı bulmuşlardır. Bu durum, neden-sonuç ilişkisini ortaya koyan, kanıt piramidinde üst basamaklarda yer alan araştırma türlerinin kullanıldığı çalışmaların daha değerli olduğunu göstermektedir.
Çalışmaya 1 Ocak 2010 - 31 Aralık 2020 tarihleri arasındaki lisansüstü tezler dahil edilmiştir. Tezin makaleye dönüşme aşamasındaki süreç, makalenin gönderildiği derginin değerlendirmesi ve sonuç olarak yayın olması gibi durumlar tezden yayın olma süresini değiştirebilmektedir. Kaya ve ark.14 halk sağlığı alanındaki uzmanlık tezlerini incelendiği çalışmada 3.17 yıl; psikiyatri alanında 1981-2018 yılları arasında yapılmış uzmanlık tezlerinin değerlendirildiği çalışmada16 2.8 yıl, Üçer ve Keten’in aile hekimliği alanındaki uzmanlık tezlerini incelediği çalışmada26 3 yıl yayınlanma süresi tespit etmişlerdir. Mevcut çalışmada tezlerin yayın olma süresi doktora tezlerinde ortalama 2.4 yıl ve yüksek lisans tezlerinde ise 3 yıl olarak literatürle benzer bulunmuştur. Doktora tezlerinin yayın olma süresinin yüksek lisans tezlerine ve diğer çalışmalara göre daha kısa olması, doktora öğrencilerinin en kısa zamanda akademik kariyer yapmak istemeleriyle açıklanabilir. Yine de bu sürelerin uzun olduğu gerçeği dikkate alınmalıdır. Yayın olma süreleri göz önüne alınarak 2021 ve 2022 yıllarındaki tezler çalışmaya alınmamış olsa da, 2019 ve 2020 yıllarındaki düşük yayın oranları bu nedenle olmuş olabilir. Araştırmanın diğer sınırlılıkları ise, sadece Ulusal Tez Merkezi’ne kayıtlı ve izinli tezlerin incelenmiş olması, bildirilerin yayın kısmına dahil edilmemesi ve yayın yılında ay bilgisinin kullanılamayışıdır.