Konjenital metabolik hastalıklar, metabolik yolaklarda spesifik bir metabolitin oluşamaması veya birikimine neden olan enzim, kofaktör veya taşıyıcı eksikliği ya da yokluğu sonucu oluşmaktadır
7,8. Altta yatan patofizyolojik mekanizmalara göre intoksikasyon tipi bozukluklar, enerji metabolizması bozuklukları ve organel disfonksiyonu ile ilgili bozukluklar olarak üç grupta incelenebilir. İntoksikasyon tipi metabolik hastalıklar, aminoasidopatiler, organik asidemiler ve üre siklus defektlerini kapsar
8.
İntoksikasyon tipi metabolik hastalıklardan organik asidemiler içinde yer alan IVA, lösin metabolizmasının kalıtsal bir hastalığıdır ve klinik tablo değişkendir9. Kliniğe göre akut neonatal tip, geç başlangıçlı kronik aralıklı tip ve hafif, asemptomatik tip olarak üç farklı fenotip görülür10. En şiddetli form olan akut neonatal tip, sıklıkla doğumdan sonraki ilk haftada beslenme problemleri, kusma, asidoz, ketozis, hipotonisite ve ölüme ilerleyebilen konvülsiyonlar gibi semptomlarla ortaya çıkar7. Bu nonspefisik semptomlar sıklıkla yenidoğan sepsisi ile de karışıp tanısal zorluğa neden olabilir1. Akut neonatal tipte ölüm oranı %30'un üzerindedir, kronik aralıklı tipte ve asemptomatik tipteki hastalarda ise ölüm oranı %3'tür. Akut neonatal tip dışında IVA hastaları genellikle yaşam boyu tedavi ile iyi bir prognoza sahip olsa da tedavi edilmediği durumlarda akut katabolik ataklar ile koma ve ölümle sonuçlanabilir3. Metabolik yolaklarda spesifik bir metabolitin birikimi vücut sıvılarında fare idrarı, kedi idrarı, çemen kokusu, terli ayak kokusu, balık kokusu gibi kokuların ortaya çıkmasına sebep olabilir ve bu metabolik hastalıklar açısından yol göstericidir11.
IVA tedavisinde yoğun hidrasyon, hiperammoneminin ve metabolik asidozun düzeltilmesi, destekleyici tedaviler, diyetin düzenlenmesi ve özellikle hastayı enfeksiyon, sepsis gibi katabolik durumlardan uzak tutmak önemlidir. Düşük proteinli lösin içermeyen diyet, L-karnitin ve/veya glisin takviyeleri, izovalerilcoA toksik metabolitlerinin toksik olmayan konjugatlara çevrilmesine yardımcı olur, böylece biriken maddelerin atılımının arttırılarak kliniğe fayda sağlaması umulur9. Hiperammoneminin düzeltilmesi için L-karnitin, glisin dışında ayrıca karglumik asit de kullanılır, buna rağmen düşmeyen amonyak düzeyleri için diyaliz yapılabilir12,13.
Hastamızda sepsis kliniği, hiperammonemi, yüksek anyon gapli metabolik asidoz ve ketonüri gibi ipuçları ile organik asidemiler; terli ayak kokusu nedeniyle izovalerik asidemi ön planda düşünüldü. Aile onayı olmadığı için genetik gönderilemedi fakat tandem kütle spektrometrisinde açilkarnitin profilinde izovalerilkarnitin düzeyinin; idrarda N-izovalerilglisin ve 3-hidroksiizovalerik asit atılımının artmış olduğu görüldü. Tetkik sonuçlarıyla hastaya izovalerik asidemi teşhisi konuldu. Tedavide önerilen basamaklar uygulanmasına rağmen hastanın amonyak düzeyi yüksek devam etti ve hasta sepsis nedeniyle kaybedildi.
Bu olgu sunumu, sarılık, beslenememe, kilo alamama, letarji, alışılagelmiş koku dışında farklı bir kokunun varlığı gibi nonspesifik semptomlarla başvuran, akraba evliliği sonucu dünyaya gelen hastalarda ayırıcı tanıda nadir görülen metabolik hastalıkların da akılda tutulması gerektiğini göstermektedir.