Günümüzde birçok bakteri türü kullanılan pek çok antibiyotik
sınıfına bir veya daha fazla direnç mekanizması geliştirmiştir.
Bu direnç mekanizmalarının çoğunun, çok sık karşılaşılan ve
patojen olan mikroorganizmalarda da bulunması tedavi
seçeneklerini sınırlamaktadır. Örneğin çocuk hastalarda geniş
spektrumlu sefalosporinlere dirençli olan
Escherichia coli ve
Klebsiella pneumoniae özellikle sepsisli hastalarda artan bir
sıklıkta izole edilmeye başlamıştır. Benzer şekilde, MRSA ve
vankomisin dirençli
Enterococcus faecium suşlarında da kayda
değer bir artış gözlemlenmiştir
6.
Hastanemiz çocuk servisi kan kültürlerinden izole edilen
bakteriler arasında stafilokoklar birinci sıklıkta patojen olarak
karşımıza çıkmakta ve bunları da enterobacterler ve nonfermenter
gram (-) basiller izlemektedir. Belet ve ark.ları
yenidoğan sepsisinde en sık olarak izoloe ettikleri etkenleri
Candida türleri (%29.2), S. aureus (%15.3), Klebsiella türleri
(%15.3) ve Escherichia coli (%12.5) olarak bildirmişlerdir 7.
Satar ve ark.ları ise yenidoğan sepsisinde en sık olarak
Klebsiella pneumonia (% 41), Enterobacter (% 14) ve Candida
türlerini (% 12.2) saptamışlardır 8. Bizim çalışmamızda
üreyen örneklerdeki kontaminasyon oranı %21.3 olarak bulunmuştur. Ancak Kara ve ark.larının Ankara'da yaptığı bir
çalışmada, kontaminasyon oranı %34.5 olarak bildirilmiş ve
ayrıca, üreme zamanının patojen ve kontaminasyon ayrımında
kullanılabilecek verilerden biri olabileceği vurgulanmıştır 9.
The Surveillance Network (TSN) databazlarına göre
2000-2002 yılları arasında 17 yaş altı sepsisli çocuklardan
izole edilen S. aureus'da metisiline rezistan oranları Kanada'da
%8, Fransa'da %12,2, ABD'de %23,2 ve İtalya'da %27.3
olarak bildirilmiştir 10. Avustralya'da metisilin rezistansı
%26 bildirilmiştir 6. Bu çalışmada ise bu oran %58.3 olarak
saptandı. Yine İzmir'de Köse ve ark.ları çocukluk yaş
grubunda kan kültürlerinde S. aureus'ta metisilin direnç
oranını %56 ve koagülaz negatif stafilokoklardaki metislin
direnç oranını ise % 57 olarak bildirmişlerdir 11.
Bu çalışmada, önemli ve yüksek mortalitesi olan
Pseudomonas türleri için siprofloksasin hassasiyeti (%80) ,
karbapenemlerden (%71.5) daha yüksek bulunmuştur. Bununla
birlikte, çocukluk çağında siprofloksasin zorunluluklar dışında
ilk tercih edilecek antibiyotikler arasında olmadığı
bilinmektedir.
TSN databazlarına göre 2000-2002 yılları arasında 17
yaş altı sepsisli çocuklardan izole edilen E. coli'de
amoksisilin-klavunik asite (AMC) direnç oranları ABD'de %6.8, Kanada'da %7, İtalya'da %15.5, Almanya'da %0 ve
Fransa'da %10; seftazidime ABD'de %2.4, Kanada'da %4.7,
İtalya'da %5.6, Almanya'da %1.4 ve Fransa'da %0.9;
seftriaksona ABD'de %1.3, Kanada'da %5.7, İtalya'da %1.8,
Almanya'da %0 ve Fransa'da %2.9; siprofloksasine ABD'de
%2.3, Kanada'da %3.5, İtalya'da %4.2, Almanya'da %2.2 ve
Fransa'da %1.3 olarak bildirilmiştir. TSN databazlarına göre
K. pneumoniae'de AMC direnç oranları ABD'de %18.5,
Kanada'da %12.7, İtalya'da %30.4 ve Fransa'da %2.8;
seftazidime ABD'de %11.7, Kanada'da %7.1, İtalya'da %29.6,
Almanya'da %19.4 ve Fransa'da %2.9; seftriaksona ABD'de
%7.1, Kanada'da %6.5, İtalya'da %4.2; siprofloksasine
ABD'de %0.5, Kanada'da %0.7, İtalya'da %0, Almanya'da
%3.3 ve Fransa'da %0 olarak bildirilmiştir 10. Bu çalışmada direnç oranları bu bakteriler açısından yüksek oranlarda
saptanmıştır. Yine İngiltere'de çocuklarda yapılan bir
çalışmada E. coli ve K. pneumoniae'de sırasıyla amoksisiline
%68.3 ve %100, sefuraksime %11.3 ve %9.2, siprofloksasine
%7.7 ve %2.5 ve gentamisine %5.6 ve %0.8 oranında direnç
oranları bildirilmiştir 1.
Sonuç olarak, antibiyotik direnci sıklıkla izole edilen
patojen bakterilerde yüksek oranlarda bulundu. Bu sonuçlar
sepsisin ampirik antibiyotik tedavisinin belirlenmesinde lokal
mikrobiyoloji laboratuarının önemli rolüne dikkat çekmektedir.
Tam ve etkili tedavi, lokal olarak sık rastlanan organizmalara
ve ortaya çıkan antibiyotik direnci için süren survalans
çalışmalarına ait bilgi ve verilere gereksinim duymaktadır.