Poliklorlu bifenil (PCB)ler, 1930’lu yıllarda endüstriyel
kullanım amacıyla üretilmeye başlanan organik klorlu
bileşiklerdir. PCBler, bir bifenil yapısı üzerine değişik sayıdaki
(1 ile 10 arasında) klor iyonlarının farklı konfigürasyonlarda
(orto, meta ve para) bağlanmasıyla meydana gelen aromatik
bileşiklerdir
1. Klor iyonlarının bağlanma yeri ve sayıları
nedeniyle, teorik olarak 209 farklı PCB bileşeni (congener)
üretilebilir
2. Kimyasal ve fiziksel yapı bakımından oldukça stabil maddeler olduklarından, başlıca kapasitatör, trafo,
hidrolik pompa, matbaa mürekkebi, boya, pestisit ve elektrik
izolasyon sıvılarının yapımında (yanmayı ve enerji kaybını
önlemek için) kullanıldılar
3. PCBler, bilinen tüm kimyasal
maddeler arasında doğada en kalıcı olanlarıdır. Lipofilik
özellikleri nedeniyle yağ dokusunda birikme eğiliminde
oldukları bilinmektedir
4,5. Besin zincirine girerek çevresel
kirlenmeye neden oldukları ve insan sağlığını tehdit etmeye
başladıkları anlaşıldıktan sonra üretimleri dünyanın birçok
ülkesinde (Rusya ve Kuzey Kore hariç) yasaklanmış,
kullanımları da sınırlandırılmıştır
3. Ancak, birçok ülkede
PCB içeren endüstriyel teçhizat ve sanayi ürünleri hala
kullanılmaktadır. Türkiye’de de PCB kontaminasyon alanları
ve olguları olduğu bilinmektedir
6,7.
PCBlerin kanserojenik, bağışıklık siseminini baskılayıcı,
hormonal sistemin işleyişini bozucu, nörotoksik, hepatotoksik
ve teratojenik etkileri ile ilgili birçok araştırma yapılmıştır
3,8,9,10,11,12,13,14. Bu maddelerin memelilerin sinir
sisteminde gelişimsel defektlere neden olduğuna
inanılmaktadır. Sıçanlarda ve primatlarda prenatal ve perinatal
PCB maruziyeti ile öğrenme, hafıza bozukluğu ve sinir
hücrelerinde morfolojik değişiklikler arasında ilişki olduğu
bildirilmiştir 11,15,16. Prenatal dönemde PCBlere maruz
kalan çocuklarda baş ağrılarında ve bilişsel fonksiyon
bozukluklarında artış ve psikomotor gelişimde gecikme tespit
edilmiştir 11,17,18,19,20. Çevresel maruziyetten sonra
yapılan epidemiyolojik çalışmalar, bu kirleticilerin insan
kognitif fonksiyonlarını ve nöron gelişimini etkileyebileceğini
göstermiştir 11. PCBlerin kognitif fonksiyonlar üzerine
etkilerinin olabileceği laboratuvar hayvanlarında yapılan
deneyler sonuçunda da gösterilmiştir 21,22.
PCBlere maruziyetin başta dopamin olmak üzere
katekolaminerjik nörotransmiter düzeylerini değiştirebileceği
bildirilmiştir. Sıçanlarda yapılan birçok laboratuvar
çalışmalarında subletal doz PCB uygulaması farklı beyin
bölgelerinde dopamin, noradrenalin, serotonin ve bunların
metabolitlerinin düzeylerinde değişikliklere sebep olduğu
belirlenmiştir 23,24,25,26. Sıçan striatumundan hazırlanan
beyin kesitlerine kültür ortamında 10-100 ppm dozunda ve 6
saat boyunca uygulanan A1254’ün dopamin içeriğinde önemli
düşüşe neden olduğu gösterilmiştir 27. Benzer şekilde, erkek
balıklara 30 gün süreyle uygulanan A1254 hipotalamik
preoptik ve posterior alanlarda dopamin ve serotonin
düzeylerini anlamlı şekilde azaltmıştır 28. Ancak, prenatal
dönemde A1254 uygulanan sıçanların genç yavrularında
prefrontal korteks, striatum, hipokampus ve beyin sapında
noradrenalin değerlerinde azalma meydana gelirken, dopamin
düzeylerinde anlamlı değişiklik gözlenmemiştir 29. Aynı
çalışmada test edilen düşük klor içeriğine sahip A1016 ise
katekolamin miktarlarını etkilemediği bildirilmiştir. PCB
maruziyetine sonuçu beyin katekolaminerjik nörotransmiter
düzeylerinde meydana gelen değişikliklerin Parkinson hastalığı
gibi nörodejeneratif hastalıklara dispozisyon hazırlayabileceği
öne sürülmüştür 30,31.
PCB bileşiklerinin veya karışımlarının toksisitesi esas
olarak klor iyon içeriği ve bifenil halkasına bağlanma
pozisyonuna bağlıdır 32. Teknik PCB karışımları olan A1221
ve A1254 birçok bileşikten oluşmakta ve sırasıyla %21 ve %42
oranında klor içermektedir. Bu çalışma, A1221 ve A1254’ün
dişi sıçanlarda korteks, hipokampus, striatum ve hipotalamus
dokularında katekolamin (noradrenalin, dopamin ve
metabolitleri) düzeyleri üzerine etkilerinin araştırılması
amacıyla gerçekleştirildi.