[ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]
Fırat Tıp Dergisi
2010, Cilt 15, Sayı 1, Sayfa(lar) 040-043
[ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
Akut Apandisit Tanısında Serum C-reaktif Protein, Prokalsitonin ve Neopterinin Yeri
Mehmet Emin MENGÜCÜK1, Refik AYTEN1, Nurullah BÜLBÜLLER1, Ahmet GÖDEKMERDAN2, Murat BAŞBUĞ1, İbrahim MUNGAN1
1Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi, ELAZIĞ, Türkiye
2Fırat Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İmmunoloji, ELAZIĞ, Türkiye
Anahtar Kelimeler: Akut apandisit, C-reaktif protein, prokalsitonin, neopterinin, Acute appendicitis, C-reactive protein, procalsitonin and neopterin
Özet
Amaç: Akut apandisitin özellikleri ve tedavisi tam olarak tanımlanmasına rağmen negatif apendektomi oranları yüksek olan acil cerrahi bir durumdur. Çeşitli inflamatuar belirteçler kullanılmakla birlikte özgül bir test yoktur. Bu çalışmada C-reaktif protein, prokalsitonin ve neopterinin akut apandisitte tek tek veya birlikte kullanımının tanıya katkısını ortaya koymayı planladık.

Gereç ve Yöntemler: Fırat Üniversitesi Genel Cerrahi kliniğine karın sağ alt kadran ağrısı ile başvuran ve akut apandisit ön tanısıyla yatırılan 100 ardışık hasta takibe alındı. Hastalar beş gruba ayrıldı. Grup 1 (n:16):konservatif tedavi edilenler, grup 2 (n:6): patolojik olarak apandiksi normal olanlar, grup 3 (n:38): fokal apandisit olanlar, grup 4 (n:32): süpüratif apandisit olanlar, grup 5 (n:8): perfore apandisit olanlar. Tüm hastalarda başvuru anında serumda C-reaktif protein, prokalsitonin ve neopterinin çalışıldı.

Bulgular: C-reaktif protein, prokalsitonin ve neopterinin seviyeleri grup 3'de grup 1'e göre anlamlı olarak yüksekti. Grup 4 ve grup 5'de C-reaktif protein ve prokalsitonin seviyeleri grup 1'e göre yüksek iken neopterin seviyelerinde anlamlı fark gözlenmedi. Grup 3 ve grup 4 arasında da her üç parametrede de farklılık gözlenmedi.

Sonuç: Akut apandisitte serum C-reaktif protein, prokalsitonin ve neopterin seviyelerinin tek başına veya üçlü test halinde kullanılması tanı koymada yeterli değildir. Bu belirteçler akut karın için nonspesifik belirteçlerdir. Akut apandisitin semptom ve klinik bulgular tanıda önemlidir.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Giriş
    Tüm özellikleri ve cerrahi tedavisi 100 yıldan daha uzun bir süre önce tam olarak tanımlanmış olmasına rağmen, apandisit hala en yüksek yanlış tanı oranına sahip acil cerrahi durumdur1,2. Akut apandisitte önemli olan, tanının komplikasyonlar gelişmeden konarak, apendektominin yapılmasıdır. Son yıllarda akut apandisite bağlı ölümlerde belirgin azalma olmasına rağmen gelişen teknoloji ve artan tanı yöntemlerine rağmen perforasyon oranı ve negatif apendektomide azalma olmamıştır3,4.

    Akut bakteriyel inflamasyonu diğer tip inflamasyonlardan ayırmada güvenilir parametreler, vücut ısısı, beyaz küre sayısı, eritrosit sedimentasyon hızı, C-reaktif protein (CRP) nonspesifik ve değişken güvenilirliğe sahiptir5-7. Mevcut inflamatuar cevap indikatörlerinden farklı yeni bir diagnostik parametre prokalsitonindir (PCT). PCT’in indüklenme miktarı ve plazma seviyesi inflamatuar reaksiyon ile orantılıdır. İnflamatuar etkenin cerrahi eliminasyonu ve antibiyoterapinin etkinliğiyle PCT seviyeleri düşüş gösterir7,8. Hücresel immunitenin aktivasyonuyla ilişkili viral infeksiyonlar, transplantasyon komplikasyonları, tümörler ve oto immun hastalıklar gibi çeşitli klinik durumlarda serum neopterin (NPT) düzeyinde artış olduğu bilinmektedir. Serumda artmış neopterin düzeyi, artmış lenfosit aktivasyonunun indirekt bir göstergesidir9.

    Bu çalışmada, CRP, PCT ve NPT’nin akut apandisitte tek veya birlikte kullanımlarının tanıya katkılarını ortaya koymayı planladık.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Materyal ve Metot
    Bu klinik çalışma Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Etik Kurul’undan onay alındıktan sonra şubat 2002 ile temmuz 2005 tarihleri arasında Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servis birimine sağ alt kadran ağrısı ile başvuran, akut apandisit ön tanısı ile Genel Cerrahi servisine yatırılıp takip edilen veya takip sonucunda ameliyat edilen hastalar dahil edilerek prospektif olarak yürütüldü. Çalışmaya 12 saatten daha uzun zamanda sağ alt karın ağrısı şikayeti olan, 16 yaşından büyük, gebeliği mevcut olmayan ve ilk değerlendirme sonucunda ayırıcı tanıları yapılarak akut apandisit ön tanısı ile Genel Cerrahi Kliniğine yatırılan ardışık 100 hasta dahil edildi. Başvuru anında serum örnekleri alınarak PCT, CRP ve NPT parametreleri çalışıldı.

    Grupların oluşturulması
    Grup 1 (n=16): semptomları gerileyen ve ameliyat edilmeyen hastalardan oluşturuldu. Apendektomi yapılan hastalar ise ameliyat materyalinin histopatolojik inceleme sonuçlarına göre gruplandırıldı. Grup 2 (n=6): normal apandiks, Grup 3 (n=38): fokal apandisit, Grup 4 (n=32): süpüratif apandisit, Grup 5 (n=8): perfore apandisit.

    Biyokimyasal ölçümler
    Prokalsitonin ölçümü: Hastalardan elde edilen serumlar 70ºC’de derin dondurucuda muhafaza edilip tekrarlayan erime ve donmalar önlendi. Tüm serumlar PCT LUMItest (B.R.A.H.M.S Hennigsdorf, Germany) kiti kullanılarak Immunoluminometric metod ile (Diagnostica Lumitest, Berlin-Germany) çalışıldı. CRP ölçümü: Çalışmada CardioPhase hsCRP (DADE BEHRING Marburg GmbH Emil-von-Behring-Str. D-35041 Marburg, Germany) yöntemi ile BN-II (USA, Newark) çalışıldı. Neopterin ölçümü: Çalışmada Neopterin ELISA (DRG Diagnostics International, Inc. USA) kiti kullanıldı ve ELx 800 Plate Reader ( USA) çalışıldı.

    İstatistiksel değerlendirme
    Gruplardan elde edilen değerler ortalama±standart sapma (SD) olarak gösterildi. İstatistiksel analiz için SPSS 12.0 versiyonu bilgisayar paket programı, gruplar arasındaki farklılıkların değerlendirilmesinde de Kruskal-Wallis testi kullanıldı. P<0,05 değeri anlamlı kabul edildi.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Bulgular
    Grup 1 hastaları ile Grup 2 hastalarının serum PCT, CRP ve NPT seviyesi arasında anlamlı farklılık gözlenmedi (P>0.05). Grup 1 hastaları ile Grup 3 hastaları arasında ölçülen serum PCT, CRP ve NPT seviyeleri anlamlı olarak yüksekti (P<0.05). Grup 1 hastaları ile Grup 4 ve 5 hastaları arasında ölçülen serum PCT ve CRP seviyeleri anlamlı olarak yüksek iken NPT seviyeleri karşılaştırıldığında anlamlı farklılık gözlenmedi (P<0.05) (Şekil 1-3).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 1: Gruplardaki Prokalsitonin değerlerinin grafiksel olarak gösterilmesi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 2: Gruplardaki CRP değerlerinin grafiksel olarak gösterilmesi.


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Resim 3: Gruplardaki Neopterin değerlerinin grafiksel olarak gösterilmesi.

    Grup 2, 3, 4 hastaları ile Grup 5 hastaları arasında PCT ve CRP için anlamlı artma gözlendi (P<0.05). Grup 3 hastaları ile Grup 4 hastaları arasında her 3 parametrenin serum değerleri arasında anlamlı farklılık gözlenmedi (P>0.05) (Tablo 1).


    Büyütmek İçin Tıklayın
    Tablo 1: Gruplardaki PCT, CRP ve NPT’in ortalama değerleri (ortalama ± standart hata).

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Tartışma
    Akut apandisit tanı ve tedavisindeki gelişmeler sayesinde, akut apandisite bağlı ölümlerde %85 azalma, akut apandisit tanısı nedeniyle ameliyat olanlarda %63 azalma ve karın ağrısı nedeniyle taburcu edilen hasta sayısında ise %88 artma olmuştur10. Ancak gelişen tanı yöntemlerine rağmen, özellikle küçük çocuklarda, genç kızlarda, gebelerde ve yaşlılarda halen akut apandisit tanısına yönelik zorluklar devam etmektedir ve buna bağlı negatif apendektomi ve perforasyon oranları yüksek seyretmektedir11-12. Akut apandisitte erken dönemde yanlış tanı ve tanıda gecikme sonucu oluşan perforasyon oranı %16-20 gibi yüksek oranlardadır. Geç kalınmış akut apandisit olgularında, flebit, karaciğer absesi, gibi mortal komplikasyonlar günümüzde de görülebilmektedir. Günümüzde akut apandisitte, ameliyat öncesi kesin tanı koyduracak, tek başına tanı aracı yoktur. Akut apandisitteki tanısal güçlük nedeniyle yapılan negatif apendektomi ve perforasyon oranlarındaki yükseklik, araştırmacıları radyolojik görüntüleme yöntemlerine, inflamatuar testlere, skor yöntemlerine ve laparoskopi gibi invazif girişimlere yönlendirmiştir.

    Bachmann ve arkadaşlarının2 literatür taramalarında, akut apandisite yönelik yüksek doğruluk payı olan tanısal testler bildirilmesine rağmen, negatif apendektomi hızının son yirmi yıldır değişmediğini vurgulamışlardır. Akut apandisit tanısına yönelik yapılan testlerin çoğunun, pratikte kullanılabilirliğinin olmaması nedeniyle tavsiye niteliğinde olduğunu belirtmişlerdir. Çalışmamızda kullanılan PCT, CRP ve NPT testi ise non-invazif, kolaylıkla uygulanabilecek, serumda bakılabilen bir test olması nedeniyle oldukça pratik görünmektedir.

    İnflamatuar belirteçler oldukça düşük hatayla daha tarafsız ölçütler olarak gözlemlenmiş ve bu belirteçlerin deneyimsiz hekim ve cerrahlar için önemli tanısal yardım sağlayacağı belirtilmiştir13. Bu nedenlerle akut apandisit tanısında inflamatuar belirteçler klinik ve deneysel olarak oldukça fazla çalışılmış ve çalışılmaya devam edilmektedir. Sitokinlerin, inflamasyon ve immün sistem üzerindeki düzenleyici etkileri son yıllarda daha iyi anlaşılmasından sonra, sitokinler perfore ve perfore olmayan apandisitlerde çalışılmıştır. Yoon ve arkadaşları14 apandisit şüphesi ile ameliyat edilen hastalardan ameliyat öncesi ve ameliyat sonrası 12. saatte perfore olan ve perfore olmayan hastaların serumlarında IL-1, IL-2, IL-6, IL-8, IL-10 düzeylerini çalışmışlardır. Perfore apandisit grubunda ameliyat öncesi serum IL-6, IL-8’in değerlerinin, perfore olmayan apandisitten yüksek olduğunu bulmuşlardır. Ancak akut apandisit erken tanısında, sitokinler yardımcı tanısal yöntem olamamıştır.

    Inflamatuar hastalıkların teşhisinde ve gerçek immun cevabı karakterize etmede mevcut yeni bir diagnostik parametre PCT dir. PCT selektif olarak bakteriyel inflamasyon, sepsis ve multi organ yetmezliği sendromunda indüklenir. Esas tetikleyicisi de bakteriyel endotoksindir ve 25-30 saatlik yarılanma ömrüne sahiptir. Kafetsiz ve arkadaşları15 Akut apandisit ön tanılı 212 çocuk hasta üzerindeki çalışmalarında 0.5 ng/ml üzerindeki serum PCT değerlerinin, %73.4 oranında sensitivite ve %94.6 oranında spesifitede perfore veya gangrenöz akut apandisite işaret ettiğini ortaya koydular. CRP seviyelerini 50 mg/L’nin, beyaz küre sayısını da 10.000’in üzerinde anlamlı değerlendirip, USG’nin sensitivitesini %82.8, spesifitesini de %91.2 olarak verdiler. Sonuçta Kafetsiz ve arkadaşları PCT ölçümünün nekrotizan apandisitte veya perforasyonda yararlı olabilaceğini ortaya koydular. Bizim çalışmamızda da histopatolojik bulguları fokal apandisit ve süpüratif apandisit ve perfore apandisit olanlarda PCT seviyeleri anlamlı derece de yüksekti.

    İnflamatuar belirteçlerin akut apandisit tanısındaki rolü üzerine çalışılan parametrelerden diğeri de CRP’dir. Albu ve arkadaşları16 akut apandisit ön tanısı ile takip edilen 56 hastadan kan örnekleri alarak CRP’nin duyarlılık, özgüllük, pozitif ve negatif tahmin değeri oranlarını incelemişlerdir. 12 saat ve üzeri semptomları olan bu hastaların serum CRP seviyeleri 2.5 mg/dl üzerinde ise pozitif kabul edildi. Albu ve arkadaşları CRP’nin sensitivitesini %100, spesifitesini % 84.6, pozitif tahmin değeri % 86.6, negatif tahmin değeri % 100 olarak tesbit ettiler. Albu ve arkadaşları CRP seviyelerindeki düşüklüğe bakarak ameliyatın ertelenebileceğini bile savundular. Mikaelsson17 ve Peltola18 kendi serilerinde CRP’nin anormal seviyelerini sırasıyla %47 ve %72 olarak bildirdi. Thimsen19 ve Ingram20 CRP seviyelerindeki artışı semptomların başlangıcından 12 saat sonra, pik seviyesinin 24-72 saate kadar uzadığını ve CRP seviyelerinin ikiye katlanma süresini de 7.3±1.8 saat olarak tespit ettiler. Çalışmamızda 12 saat ve üzeri semptomları olan hastalardan ameliyat edilip histopatolojik bulguları fokal apandisit, süpüratif apandisit ile perfore apandisit, abse ve lokalize peritonit olanların serum CRP seviyelerinin yüksekliği, takipleri sonucunda semptomları azalıp taburcu edilen hastalara göre istatistiksel olarak anlamlı bulundu (P<0.05).

    Hücresel immünitenin aktivasyonuyla ilişkili olup, aktive olmuş makrofajlar tarafından üretilen, inflamasyonun bir göstergesi olan NPT’çalışıldı. Bozkurt ve arkadaşları21 koroner arter hastalığına (KAH) sahip 191 hastada serum NPT düzeyini araştırdılar. Plak içindeki makrofaj ve T lenfositlerin inflamasyon sonucu artan sayısı ve aktivitesinin en iyi göstergelerinden birisi de bunlardan salınan NPT’dir. Sonuçta AKS’li hastalarda aterosklerotik plak inflamasyonunu göstermede serum NPT seviyesinin daha iyi bir gösterge olabileceğini savundular. Çalışmamızın sonuçları da bu çalışmayı desteklemektedir. Yaptığımız çalışmada ameliyat edilip histopatolojik bulgusu fokal apandisit olan hastaların serum NPT seviyelerini anlamlı bulduk. Serum NPT seviyeleri fokal inflamasyonu, dolayısıyla makrofaj aktivasyonunu göstermekteydi ve ilerlemiş, sınırlandırılmış, aktivasyonunu kaybetmiş, sayısı azalmış makrofajların bulunduğu perfore veya plastrone apandisite sahip hasta serumlarında anlamlı seviyeleri yoktu (P<0.05).

    Akut apandisit tanısında günümüzde kullanılan inflamatuar testlerin tek başına veya ikili kombinasyonlar halinde kullanılmasının akut apandisit tanısında sınırlı değeri vardır22. Buna karşın üçlü testin (CRP+lökositoz+NPT) apandisit tanısında daha etkili olduğu belirtilmiştir. Türkyılmaz ve arkadaşlarının23 yapmış olduğu çalışmada üçlü testin apandisit olgularında duyarlılığı %69, pozitif tahmin değeri %70 olduğu bulunmuştur. Günümüzde bütün tanısal testler ve görüntüleme yöntemlerinin gelişme sürecinde olmasına karşın akut apandisit tanısında fizik muayenenin her tetkikin önünde bulunduğu kabul edilmektedir.

    Sonuç olarak akut apandisit ön tanısında serum PCT, CRP ve NPT seviyeleri tek başına veya üçlü test halinde kullanıldıklarında akut apandisit tanısını koymada yeterli değildir. Akut karın tablosunda bu belirtilen belirteçler nonspesifiktir. Akut apandisitin tanısında semptom ve klinik bulgular daha özgüldür.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • Kaynaklar

    1) Flum DR, Koepsell T. The clinical and economic corelates of misdiagnosed appendicitis: nationwide analysis. Arch surg 2002; 137:799-804.

    2) Bachman LM, Bischof DB, Bischofberger SA, Bonani MG, Osann FM, Steurer J. Systematic quantitative overviews of the literature to determine the value of diagnostic tests for predicting acute appendicitis: study protocol. BMC Surg 2002;2:2.

    3) Tehrani HY, Petros JG, Kumar RR, Chu Q. Markers of severe appendicitis. Am Surg 1999;65:453-455.

    4) Blomqvist PG, Andersson RE, Granath F, Lambe MP, Ekbom AR. Mortality after appendectomy in sweden, 1987-1996. Ann Surg 2001; 233:455-460.

    5) Meisner M. Pathobiochemistry and clinical use of procalcitonin. Clinica Chimica Acta 2002; 323: 17-29

    6) Reith H.B, Mittelkötter U, Debus E.S, Küssner C, Thiede A. Procalcitonin in early detection of post operatif complications. Dig Surg 1998;15:260-265.

    7) Ugorte H, Silva E, Mercon D, DeMendonca A, Vincent J.L. Procalcitonin used as a marker of infection in the intensive care unit. Crit Care Med 1998;27:498-504.

    8) Mimoz O, Benoist J.F, Edouard A.R, Assicot M, Bohuon C, Samii K. Procalcitonin and C-reactive protein during the early posttraumatic systemic inflamatory response syndrome. Intensıve Care 1998;24:185-188.

    9) Fuchs D, Reibnegger G, Werner ER, Wachter H. Increased 7,8-dihydroneopterin and reduced methyl-group metabolism in HIV-1 infection. Lancet 1990;335:1167.

    10) Pledger G, Stringer MD. Childhood deaths from acute appendicitis in England and Wales 1963-97; Observational population based study. BMJ 2001; 323:430-431.

    11) Eldar S, Nash E, Sabo E ve ark. Delay of surgery in acute appendicitis. Am J Surg 1997;173:194-198.

    12) Burd RS, Whalen TV. Evaluation of the child with suspected appendicitis. Pediatr Ann 2001;30:720-725.

    13) Chung CH, Ng CP, Lai KK. Delays by patients, emergency physicians, and surgeons in the management of acute appendicitis: retrospective study. Hong Kong Med J 2000;6:254-259.

    14) Yoon DY, Chu J, Chandler C, Hiyama S, Thompson JE, Hines OJ. Human cytokine levels in nonperforated versus perforated appendicitis: Molecular serum markers for extent of disease ? Am Surg 2002;68:1033-1037.

    15) Kafetzis DA, Velissariou IM, Nikolaides P, et al. Procalcitonin as a predictor of severe appendicitis in children. Eur J Clin Microbiol Infect Dis 2005;Jul;24:484-487.

    16) Eugene A, Barnett MM, Young C, Sanjiv L, Murthy RN, Paul H.G. Diagnostic value of C-Reactive Protein in Acute Appendicitis. Dis Colon Rectum 1994;37:49-51.

    17) Mikaelsson C, Arnbjornsson E. The value of C-reactive protein determinations in patients with suspected acute appendicitis. Ann Chir Gynaecol 1984;73:281-284.

    18) Peltola H, Ahlqvist J, Rapola J, ve ark. C-reactive protein compared with white blood cell count and erythrocyte sedimentation rate in the diagnosis of acute appendicitis in children. Acta Chir Scand 1986,152:55-58.

    19) Thimsen DA, Tong GK, Grruenberg JC. Prospective evalyation of C-reactive protein in patients suspected to have acute appendicitis. Am Surg 1989;55:466-468.

    20) Ingram RR, Mohammed R, Tillman J. C-reactive protein and acute appendicitis. J R Coll Surg Edinb 1988;33:115-116.

    21) Bozkurt E, Gödekmerdan A, Elbasan Z, Alp N. Akut koroner sendromlu hastalarda yeni bir inflamasyon göstergesi olan serum neopterin seviyeleri. Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi 2002;30(8):473-477.

    22) Köylüoğlu G, Arpacık M, Arıcı S, Ceran C, Kıvanç F. Akut apandisit tanısında inflamatuar belirteçlerin yeri. Pediatrik Cerrahi Dergisi 2002;16:33-37.

    23) Türkyılmaz Z, Sönmez K, Karabulut R, et al. Sequential cytokine levels in the diagnosis of appendicitis. Scand Clin Lab Invest 2006;66(8);723-731.

  • Başa Dön
  • Özet
  • Giriş
  • Materyal ve Metot
  • Bulgular
  • Tartışma
  • Kaynaklar
  • [ Başa Dön ] [ Özet ] [ PDF ] [ Benzer Makaleler ] [ Yazara E-Posta ] [ Editöre E-Posta ]
    [ Ana Sayfa | Editörler | Danışma Kurulu | Dergi Hakkında | İçindekiler | Arşiv | Yayın Arama | Yazarlara Bilgi | E-Posta ]