Günümüzde organ nakli giderek daha fazla önem kazanmaktadır.
Gerçekleştirilen organ nakillerine karşın
bağışlanan organ sayısının yetersiz olması nedeniyle
bağışlanan organlar ihtiyacı karşılayamamaktadır. Bu
çalışma hemşirelik öğrencilerinin organ nakli ve bağışına
karşı tutumlarını ortaya koymak amacıyla yapılmıştır.
Çalışmada araştırma kapsamına alınan öğrencilerin
%65.3’ü öğrenimleri süresince derslerinde beyin
ölümü ve organ nakline ilişkin bilgi almadıklarını ifade
etmişlerdir. Göz ve ark.’nın11 çalışmalarında öğrencilerin
%19.8’inin organ bağışı konusundaki bilgiyi
lisans eğitimi süresince aldığını ve %63.1’inin organ
bağışı konusunda hiçbir fikrinin olmadığını ifade ettikleri
görülmektedir. Benzer şekilde Özer ve ark.12
çalışmalarında hemşirelik öğrencilerinin yalnızca
%14.1’inin lisans eğitimi süresince organ bağışı ve
nakli konusunda yeterince bilgi veriliyor görüşüne
katıldıklarını belirtmişlerdir. Literatürde yer alan araştırma
bulguları bizim çalışma bulgularımızla benzerlik
göstermektedir.
Çalışmamızda hemşirelik öğrencilerinin %81.3’ü
‘beyin ölümünü, kişinin beyin fonksiyonlarının tamamını yitirmesi’ olarak tanımlarken, %54.7’si ‘beyin
ölümü gerçekleşmiş bir kişinin kalbi çalışıyor olmasına
rağmen, kişinin ölü olarak kabul edilmediğini’ belirtmiştir.
Alarcon ve ark.13 yaptıkları çalışmalarında,
hemşirelik öğrencilerinin (n=721) beyin ölümüne ilişkin
bilgi düzeylerini belirlemişlerdir. Çalışmada hemşirelik
öğrencilerinin çalışmamıza benzer şekilde
%70’inin beyin ölümü tanısını doğru yaptığı, %27’sinin bu konuda şüphe (ikilem) yaşadığı,
%3’ünün ise beyin ölümü gerçekleşen bir bireyin iyileşip
tekrar normal yaşamına dönebileceğini düşündüğü
saptanmıştır. Aynı çalışmada hemşirelik öğrencilerinin
%84’ünün organlarının tümünü bağışlama konusunda
olumlu yaklaştığı bulunmuş, ancak bu oran bizim çalışmamızda
daha düşük (%66.7) belirlenmiştir. Literatürdeki
çalışmaya göre bu oranın düşük olmasında
ülkemizde hemşirelik bölümlerinde lisans eğitimi süresince
bu konuda yeterli bilgi verilmemesinden kaynaklandığı
düşünülmektedir. Çalışmamızda hemşirelik
öğrencilerinin yalnızca %34.7’si öğrenimlerinde konuya
ilişkin bilgi aldığını ifade etmesi bu oranın düşük
olmasında etkili olabilir.
Araştırmaya katılan hemşirelik öğrencilerinin
%66.7’si organlarının tümünü bağışta bulunmak istediğini
ve %1.3’ü organ bağış kartı taşıdığını belirtmiştir.
Literatür incelendiğinde, ülkemizde tıp fakültesi, hemşirelik
öğrencileri ve sağlık profesyonelleri arasında
yapılan benzer çalışmalarda organ bağışında bulunmak
isteyenlerin oranı %34.9 ile %72.3 arasında değişmektedir14-16 . Cantwell ve Clifford’un17 üçüncü
sınıf hemşirelik (n=50) ve tıp öğrencileri (n=50) arasında
yaptıkları çalışmada, hemşirelik öğrencilerinin
(%74) organ bağışında bulunma ve organ bağış kartı
taşıma konusunda, tıp öğrencilerine (%43) göre daha
istekli oldukları ve bu konuya daha fazla önem verdikleri
belirtilmiştir.
Hemşirelerin organ bağışına ilişkin bilgi ve tutumlarının
belirlenmesine yönelik yapılan benzer bir
çalışmada Vrtis ve Nicely18, hemşirelerin organ
bağışına ilişkin pozitif yaklaşımları olduğunu, ancak
hemşirelerin yalnızca %46’sının organ bağış kartı taşıdığını
saptamıştır. Naçar ve ark.’ nın14 hekim adaylarının
organ nakline bakış açılarına yönelik yaptıkları
çalışmada ise öğrencilerin %11.7’si organ bağış kartı
taşıdıklarını belirtmiştir. Kılıç ve ark.19 ise çalışmalarında
kız üniversite öğrencilerinin %91.1’i organlarını
bağışlamak istediklerini belirtmiş olmalarına rağmen,
bağış yaptığı yönünde beyanda bulunanların sadece
%3.8 olduğunu ifade etmişlerdir. Çalışmamızda
her iki çalışmaya göre, bu oran oldukça düşük olup
öğrencilerin yalnızca %1.3’ü organ bağış kartı taşımaktadır.
Lisans eğitimleri süresince derslerde organ bağışının
öneminin ifade edilmesi hemşirelik öğrencilerinin
konuya ilişkin duyarlılığını artırabilir.
Organ nakli, diğer tedavi yöntemlerinden farklılık
göstermekte ve beraberinde birtakım manevi sorunları
da getirmektedir. Bu sorunlar sadece tıp bilimini değil
aynı zamanda hukuk, ahlak ve din bilimlerini de ilgilendirmektedir.
Ülkemizde, halk arasında organ naklinin
dinen uygun olmadığına dair yaygın kanı, organ
bağışından kaçış nedenlerindendir20. Bireyleri organ
bağışı konusunda etkileyebilecek faktörlerden birisi
olan dinin etkisine bakıldığında, öğrencilerin yalnızca
%4.7’si (n=7) dini düşüncelerinin organ bağışına karşı
olduğunu ve organ bağışını desteklemediğini belirtmiştir.
Kılıç ve ark.19 çalışmalarında katılımcıların
%56.6’sının organ bağışının dini açıdan uygun olduğunu,
%3’ünün uygun olmadığını ve %40.4’ünün ise bu
konuda bilgisinin olmadığını belirtmiştir. Hemşireler
üzerinde yapılan benzer bir çalışmada ise hemşirelerin %21.9’u organ bağışında bulunmak istemediğini ve
%7.2’si bu konuda kararsız olduğunu belirtmiş, gerekçe
olarak da hemşirelerin %7.1’i dini inançlarına uygun
olmadığını ifade etmişlerdir11. Çalışmamızda organ
bağışına yönelik olumsuz tutum bildirenler düşük
oranda tespit edilmiştir. Literatür, dini açıdan organ
bağışını olumsuz değerlendiren bireylerde organ bağışında
bulunma isteğinin daha düşük olması nedeniyle,
dini açıdan doğru bilgilendirmenin önem ve gerekliliğine
işaret etmektedir19. Nitekim araştırmada hemşirelik
öğrencilerinin dini düşünceleri ile organ bağışı
tutumları arasındaki ilişki incelendiğinde istatistiksel
olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>0.05)
(Tablo 6). Benzer şekilde Göz ve ark.15, organ bağışı
ile ilgili yaptıkları çalışmalarında dini inançların
organ bağışı üzerinde olumsuz etkisinin fazla olmadığını
ifade etmişlerdir.
Ülkemizde nakil yapılan organlar; böbrek, karaciğer,
kalp, akciğer, pankreas, ince bağırsak, deri ve nakil
yapılan dokular ise kemik, kemik iliği, kornea ve kalp
kapağıdır. Çalışmada öğrencilerin %66.7’si doku ve
organlarının tümünü bağışlamak isterken, tek organ
bağışında %9.3 oranında böbreğini bağışlamak istediğini
belirtmişlerdir. Naçar ve ark.’nın14 yaptıkları
çalışmada tıp fakültesi son sınıf öğrencileri en fazla
bağışladıkları organları sırasıyla böbrek, karaciğer,
kornea, kemik iliği ve kalp olarak ifade etmişlerdir.
Özmen ve ark.21, bağışlanabilecek organlar arasında
en çok bilinenin böbrek olmasında, böbreğin ilk ve en
eski nakli yapılan organ olmasının etkili olduğunu
düşünmektedirler. Çalışma bulgularımız belirtilen
araştırma bulgularıyla benzerlik göstermektedir.
Araştırma sonucunda; hemşirelik öğrencilerinin
lisans eğitiminde beyin ölümü ve organ bağışı konusunda
yeterince bilgilendirilmedikleri, organ bağışı
konusunda tutum ve davranışlarının farklı olduğu,
organ bağışlamak isteyenlerin çok azının organ bağışında
bulundukları saptanmıştır.
Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda;
Beyin ölümü ve organ bağışı/nakliyle ilgili konular
sağlık bakım alanında çalışacak hemşirelik öğrencilerinin
eğitim programlarında yer almasının sağlanması,
yalnızca hemşirelik öğrencileri değil, sağlık alanında
çalışacak olan ya da çalışan diğer meslek gruplarının da
organ bağışının önemini kavramaları ve farkındalığın
artırılması için eğitim programlarına dahil edilmesi ve
konu ile ilgili broşürlerin hazırlanması önerilebilir.