Konjenital renk körlüğünün en ciddi formu monokromatizmdir.
Bu tabloda renk ayırımı yoktur. Ancak bazı
monokromatlar kon ve rodların etkileşimi sonucunda
bir miktar renk ayırımı yapabilmektedirler
1. Monokromatlarda
çoğunlukla görme düzeyi önemli derecede
azalmış olup nistagmus ve fotofobi eşlik edebilmektedir.
Konjenital renk körlüğünün ikinci ciddi formu
dikromatizmdir. Dikromatlarda renkli görme azalmış
olup bu gruba protanopi, döteranopi ve tritanopi girmektedir.
Konjenital renk körlüğünün en hafif formu
ise anormal trikromat olup bu gruba protanomal, döteranomal
ve tritanomal girmektedir
1.
Kırmızı-yeşil renkli görme bozukluğu protanopi,
protanomal, döteranopi ve döteranomal bozukluklarından
herhangi biri için kullanılmakta olup X'e bağlı
resesif geçiş göstermektedir. Bu bozukluk kırmızı veya
yeşil kon fotopigment genlerindeki mutasyonlar sonucu
oluşmaktadır15. Mavi-sarı renkli görme bozukluğu
günümüzde terminolojik olarak daha çok tritan defektler
olarak adlandırılmakta ve mavi kon fotopigmentindeki
genetik mutasyon sonucu gelişmektedir16.
Konjenital renk körlüğünü olan kişilerin daha ileriki
yaşlarda hatalarını önlemek için okul öncesi, okul
dönemi ve iş hayatı öncesinde anomalilerinin bilinmesi
gerekir. Günlük hayatta trikromat anormaller hatalarını
fark edemezler. Buna karşılık dikromatların iş hayatını
etkileyen renk karışıklıkları olabilir. Ülkemizde yakın
zamana kadar renk körlerine sürücü belgesi ve özel
güvenlik görevlisi olarak çalışma belgesi verilmemekteydi.
Bu bozuklukların önceden bilinmesi ilerde meslek
seçiminde de önemli faydalar sağlar. Bu nedenle
konjenital renk körlüğünün toplumdaki sıklığını bilmek
önemlidir. Renk körlüğünün açığa çıkarılması ve ayrıca
renk körlüğü veya renk görme bozukluğunun tipinin
belirlenmesine yarayan pek çok test vardır. Tanıda en
etkili yöntem renkli semboller ile renkli noktalardan
oluşmuş psödoizokromatik levhalardır17. Ishihara
Testi de bu gruptandır. Bu test uygulama kolaylığı,
hasta tarafından kolay anlaşılabilir olması dışında güvenilirliği
açısından da genel kabul görmüştür. Bu
nedenle tarama amaçlı olarak sıklıkla tercih edilir. Biz
de çalışmamızda bu testi kullanarak renkli görme bozukluklarını
araştırdık.
Renk görme bozukluğunun ırklar arasında ve cinsiyete
göre farklılıklar gösterdiği, erkeklerde kadınlara
göre daha sık görüldüğü bilinmektedir. Farklı toplumlarda
yapılan çalışmalarda erkeklerdeki renk körlüğü
sıklığı Kafkasyalılar'da %7-9, İranlılar'da %8.18, Roma'da
yapılan bir çalışmada %6.1, Koreliler'de %5.9,
Etyopyalı ve İspanyollarda %4.2, Araplarda %2.21-
2.93, Afrikalı zencilerde %0.55-1.3 olarak bildirilmiştir4,7,8,10-14. Ülkemizde farklı yörelerde yapılan
çalışmalarda bu oran %2.9-6.4 olarak bildirilmiştir17-21. Kadınlarda ise değişik toplumlarda ve ülkemizde
çeşitli yörelerde renk körlüğü oranı %0-0.46 olarak
bildirilmiştir3-5,7,8,10-12,14. Bizim çalışmamızda
renk körlüğü sıklığı erkeklerde %3,65 kadınlarda
%0 olarak bulunmuştur. Bu değerler literatürle uyumlu
görünmektedir ve Avrupa ülkeleri ve Araplar ile yakınlık
göstermektedir.
Renk körlüğü ile ilgili yapılan epidemiyolojik bir
çalışmada, kırmızı-yeşil renk körlüğü erkeklerde %2-8,
kadınlarda ise %0.5 oranında saptanmıştır22. Bizim
çalışmamızda kırmızı-yeşil renk körlüğü oranı %2,30
saptanmıştır. Dünyada değişik çalışmalarda dötan tip
renk körlüğünün daha fazla görüldüğü bildirilmiştir3,5,7,8. Olgularımızda da dötan tip renk körlüğü daha
sık görülmüştür (dötan, %69,23; protan, %26,92; total,
%3,85). Çalışmamızda renk körlüğü saptanan 26 olgunun
22'si (%84,6) daha önce renk körü olduklarından
haberdar idiler.
Renkli görme defekti, önemli görsel işlevlerde
farklı dezavantajlar ile kişinin zarara uğramasına neden
olabilir. Bununla beraber renkli görme defektinin gece
görüşünde ve kamuflajı tanımada bazı avantajlar sağladığı
da belirtilmiştir23,24. Nicholl bir vaka sunumunda,
Japon ordusunda pilotların gece görüşü görevi
için renkli görme defekti olan kişilerden seçildiğini belirtmiştir25. Bununla birlikte renkli görme defekti
olanlarda bu avantajın varlığı tam ayrıntısıyla incelenememiştir.
Diğer bir öneri ise normal renkli görmede
kişiyi şaşırtan kamuflajın renkli görme defekti olanlarca
daha kolay seçilebilmesidir24.
Modern dünyada, renkli görme defekti sinyal
lambalarının seçilmesinde zayıflığa neden olabilmektedir.
Örnek olarak: Protanopi ve protanomali (her
ikisinde de uzun dalga boylu ışığa azalmış hassasiyet
vardır) olanlarda çarpışmaya veya kazaya daha fazla
risk taşıdıkları düşünülür26. Renkli görme defekti
bazı alanlarda mesleki açıdan sıkıntı yaratabilir. Tipik
olarak işçilerin güvenliği, bir ürünün kalitesinin inceleneceği
veya diğer alanlarda çalışanlarda etkileri görülebilir.
Bu nedenle profesyoneller için spesifik meslek
testlerinin kullanılması önerilmektedir1. Mesleki
renkli görme testleri 19. yy' dan beri hayata geçmiştir.
Renkli görme defekti olan sağlık çalışanları da düşünülerek
yapılabilecek ihmaller ve hatalar değerlendirilmelidir.
Daha önce yapılan çalışmalarda renkli görme
defekti olan doktorların tanı koymada yaptıkları hata
veya klinik bulguları gözden kaçırma gibi durumlarından
bahsedilmiştir27. Bu hatalara örnek olarak: rash ve sarılığın gözden kaçırılması, oftalmoskopik muayenede
kanama ve pigmenti birbirine karıştırmaları, histopatolojik
boyamaları yanlış yorumladıkları saptanmıştır.
Buna rağmen, renkli görme bozukluğunun sağlık
sektöründe ne gibi kötü sonuçlara ve etkilere yol
açacağı ile ilgili olarak elimizde çok az bulgu mevcuttur.
İngiltere'de renkli görme bozukluğu olanların sağlık
sektöründe çalışmaları ile ilgili olarak herhangi bir
kısıtlama yoktur. Buna karşılık Tayvan' da tıp fakültesine
başlayan kimseler rutin olarak renkli görme kontrolünden
geçirilmektedir27. Ülkemizde tıp fakültesi
ve diğer fakültelere giriş ve devamı konusunda renkli
görme bozukluğu ile ilgili rutin bir protokol mevcut
değildir.
Biz bu çalışma ile üniversitemiz öğrencilerinde
renkli görme bozukluğu sıklığını saptayarak, renkli
görme bozukluğu mevcut olan öğrencilerde bu durumun
ve mesleği ile ilgili doğurabilecek sıkıntıların
farkına varılmasını ve ülkemizde bu konu ile ilgili daha
geniş çaplı araştırmalara ve rutin bir protokol oluşturulmasına
öncülük etmesini amaçlıyoruz.