Ko-kültür yöntemi her ne kadar uygulaması nisbeten
zor, titizlik ve tecrübe gerektiren zorlayıcı unsurlar
bulundursa da, birçok araştırmada TİB olan vakalar
için başarıyı artırdığı bilinmektedir. Embriyonun; eskiden
beri kullanılmakta olan geleneksel medyumlardan
oluşan besiyerleri yerine, anne endometriyumundan
elde edilen otolog endometrial dokuda kültüre edilmesinin,
gebelik oranını olumlu olarak etkilediği bildirilmiş
3,12,13 ve otolog endometrial ko-kültür birçok
araştırmacı tarafından tercih edilmiştir. Ko-kültür uygulanan
merkezlerde, her hastanın kendi özelliği göz
önüne alınarak özel bir değerlendirme ile ko-kültür
uygulaması yapılarak, konuyla ilgili belli standartların
oluşturulması sağlanmıştır. Ko-kültür uygulama endikasyonlarını
sıralayacak olursak; 35 yaş ve üstü hastalar,
önceki Yardımcı Üreme Teknikleri (YÜT) denemeleri
sonucu gebelik elde edilemeyen durumlar, yüksek
FSH düzeyine sahip kadınlar, ovulasyon indüksiyon
programlarına kötü yanıt veren hastalar, önceki denemelerinde
düşük kalitede embriyo gelişimi (yüksek
oranda fragmantasyon, yavaş embriyo gelişimi, düzensiz
klivaj) gözlenen hastalar ve 3 veya daha fazla implantasyon
başarısızlığı yaşayan hastalar şeklinde sayılabilir
7. Bizim çalışmamızda da bu endikasyonlardan
bir veya birkaçı nedeniyle önceki YÜT denemelerinde
gebelik elde edilemeyen, üç veya daha çok
sayıda implantasyon başarısızlığı olan hastalar kokültür
uygulamasına dahil edilmiştir.
Joo ve ark’ nın14 çalışmasında endometrial kokültür
sisteminin embriyo gelişimini desteklemesinde,
embriyo ve helper (destek) hücreleri arasındaki hücreden
hücreye direkt temasın varlığının etkili olduğu
ifade edilmiştir. Ayrıca medyumlardan geriye kalan
toksik zararlı maddelerin ve reaktif oksijen türlerinin
ko-kültür hücreleri tarafından elimine edildiği ve aynı
hücrelerin besleyici maddeleri kültür ortamına salarak
embriyo gelişimini olumlu etkilediği gösterilmiştir.
Birçok araştırmacının ko-kültür uygulamalarıyla ilgili
olarak olumlu sonuçlar elde ettikleri ortaya konulmuştur.
Bununla birlikte, ko-kültürün etkinliğiyle ilgili
karşıt görüşlerde vardır. Fabbri ve arkadaşları ko-kültüre alınan embriyoların uterusa transferinden sonra
gebelik oranlarının gerçek artışıyla, sonuçların çelişebileceğini
belirtmişlerdir15. Plachot ve ark.16 kokültür
sonucunda, granülosa hücrelerinin embriyo
gelişimini olumlu etkilemesine rağmen, TİB olan bireylerde
gebelik oranlarında bir gelişme sağlamadığını
vurgulamışlardır. 2008’de yapılan bir meta-analizin
detaylarında, ko-kültür çalışmaları arasında tutarsızlıklar
ortaya çıktığı tesbit edilmiştir. Ancak insan veya
insandan farklı çeşitli hücre dizilerinin kullanılmış
olması, hücre tipi spesifikliği gibi durumlardan dolayı
randomize kontrollü çalışmalara ihtiyaç olduğu belirtilmiştir17,18.
Bu çalışmada, fertil ve TİB olan kadınların endometrial
ko-kültürleri incelendiğinde, fertil grup kokültürlerinde,
gland epitel hücreleri ve stromal hücrelerin
hem morfolojik hemde sayısal açıdan oldukça iyi
gelişim gösterdikleri sonucuna varılmıştır. (Şekil
1a,1b). Bu durum fertil bireylerde endometriyumun
implantasyon için gerekli morfoloji ve moleküler alt
yapıya sahip olduğunu düşündürmektedir. TİB grubunda
ise gland epitel hücreleri ve stromal hücrelerin gelişim
ve sayısal olarak farklılık gösterdikleri ortaya çıkmıştır
(Şekil 2a, 2b). Ancak endometrial ko-kültür
uygulamalarının bu grup için nde oldukça faydalı sonuçlar
doğurduğu bilinmektedir. Rubio ve arkadaşları19 implantasyon başarısızlığı olan kadınlarda endometrial
ko-kültür uygulamaları ile daha yüksek implantasyon
ve gebelik oranları elde ettiklerini belirtmişlerdir.
Kumtepe ve ark. endometrial ko-kültür uygulandıktan
sonra transfer edilen embriyoların gelişmiş iç
hücre kitlesi yapısına sahip olduklarını, gebelik sonuçları
ve devam eden gebelik oranlarında anlamlı bir artış
gözlendiğini bildirmişlerdir20. Bizim çalışmamıza
alınan TİB grubu örneklerde de ko-kültür uygulamalarında
başarılı sonuçlar elde edildiği sonucu doğrulanmaktadır.
Bazı araştırmacılar ko-kültür uygulamalarının başarısını
ortaya koymak üzere ko-kültür hücreleri arasında
ortaya çıkan etkileşimin morfolojik yansımalarını
değerlendirmişlerdir3,19,21. Endometriyumun
gland epitel hücreleri ve stromal hücreleri ile salınan
sitokinler yoluyla Otolog endometrial ko-kültür
(AECC), embriyo kalitesini geliştirir ve implantasyonda
önemli bir rol oynar13,22. Embriyo gelişiminde
rol oynayan çeşitli sitokinler ve büyüme faktörlerinin
yanı sıra özellikle LIF salınımının başarılı endometrial
implantasyonda anahtar rol oynadığı farelerde tesbit
edilmiştir23. Endometrial hücrelerin gelişiminde
yavaşlama, embriyo gelişiminde eksiklik olarak fark
edilecektir. Tekrarlayan IVF başarısızlığı olan hastalarda; endometriyumun rolünü belirlemek ve geliştirmek
için ileri çalışmalar planlanmalıdır. AECC uygulamalarında,
endometriyumu histolojik açıdan değerlendirmek
faydalı bir bakış açısı getirebilir24.
Son yıllarda bazı araştırmacılar tarafından embriyonun
implantasyon başarısının artırılması için alternatif
olarak yeni yöntemler denenmektedir. Desai ve
arkadaşları, AECC uygulamalarının potansiyel dezavantajları
olmaksızın, yeni bir non-kontakt insan endometrial
ko-kültür sistemi elde ettiklerini bildirmişlerdir25. Başka bir araştırmacı grubu da, embriyonun
endometrial hücrelere tutunma ve invasion aşamalarını
açıklayabilmek için yeni bir in vitro implantasyon
modeli geliştirdiklerini belirtmişlerdir26. İmplantasyon
boyunca endometriyum ovaryan steroidlerin ve
spesifik zamanlı çok sayıda sitokin salınımının etkisi
altındadır. Endometriyum kaynaklı sinyaller, uyumlu
bir şekilde blastosist gelişiminden ve embriyonik sinyallerin
aktivasyonundan sorumludur27. Yine son
çalışmalarda endometrial ko-kültür sisteminde, IL-6
gibi endometrial epitel hücreleri tarafından salgılanan
önemli faktörlerin katkısı göz önüne alınarak, blastosist
gelişimi ve implantasyon oranlarında artış gösterilmiştir28.
Bizim çalışmamızda, TİB grubunun endometrial
ko-kültür gelişimi incelendiğinde, fertil gruba göre
daha az hücre içerdiği gözlenmiş olup, istatiksel
analizle de doğrulanmıştır (Tablo 1). Bu durum TİB
grubu ko-kültür hücrelerinin, embriyonun gelişimini
olumlu yönde etkileyen, fragmantasyonu azaltan ve
implantasyonda oluşan başarısızlıkları çözen bazı
faydalı yolaklar içerdiğini düşündürmektedir.
Endometrial ko-kültür sistemlerinin blastosist gelişimi
ve implantasyon üzerine olumlu etkisinin, endometrial
epitelyal hücrelerin sekrete ettiği faktörlere bağlı
olduğu belirtilmektedir. AECC, TİB grubu hastalarda
faydalı sonuçlar vermektedir. Bu sistemdeki hücrelerin
morfolojik ve moleküler özelliklerinin iyi bilinmesi
için yapılacak yeni çalışmalarla, invivo ortamda
implantasyon için endometriyumun yetersiz yapısının
tamamlanmasına çözüm bulunmalıdır18,29. Ancak
implantasyon boyunca meydana gelen sinyaller ve bu
sinyallerin embriyo ve endometrium arasındaki
diyalogta ne şekilde etkili olduğunun yorumuna dair
hala birçok bilinmeyen vardır. Sonuç olarak embriyo
endometriyum arası etkileşimlerle ilgili olarak
bilinmeyen yolakların ortaya konulabilmesi için
morfolojik, fizyolojik, ve moleküler açıdan yeni
çalışmalara ihtiyaç vardır.