İshal tüm dünyada yaygın olarak gözlenmekte ve tüm
ölümlerin %4’üne neden olmaktadır
6. İshal sıvı ve elektrolit
kaybından hızlı ve ciddi etkilenen pediatrik ve geriatrik yaş
grupları üzerinde önemli bir morbidite ve mortalite nedenidir
7. Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi acil servisinde Eren
ve arkadaşlarının yapmış oldukları bir çalışmada acil servise
ishal şikâyeti ile başvuran hastalarda parazit sıklığına bakılmış
ve %8 G. intestinalis ve %6 E. histolytica/E. dispar tespit
etmişlerdir
8. Çalışmamızdan elde edilen sonuçların
incelenmesinde de en fazla görülen parazitlerin sırasıyla G.
intestinalis, E. histolytica/ E. dispar olduğu saptanmıştır. Fırat
Üniversitesi Tıp Fakültesine Parazitoloji laboratuarına
başvuran parazit şüpheli olgularda yapılan analizlerde parazit
sıklığı %17.24 olarak gösterilmiştir
9. Dokuz Eylül
Üniversitesinde Tıp Fakültesinde yapılan çalışmada parazit
sıklığı %8.7 olarak tespit edilmiştir
10. Şırnak Askeri
hastanesinde Emiroğlu ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada bu
oran %36.5 bulunmuştur
11. Bizim çalışmamızda parazit
sıklığının düşük olmasının nedenleri ilimizin alt yapısının iyi
olmasına bağlı olabileceği gibi dışkı bakısında sadece basit
mikroskobik incelemenin yapılmasının rolü olduğunu
düşünmekteyiz.
Amerika’da yıllık 211–375 milyon ishal vakası olduğu
bunların 73 milyonu doktora başvurduğu 1.8 milyon kişinin
hastaneye yatırıldığı ve yatış oranı %2.4 olduğu bildirilmiştir
5. Çalışmamızda ise yatış oranı %7.6 bulunmuştur. Bunun
nedeninin hastanemizin üçüncü basamak hastane olması ve
daha çok yatış gereken vakaların sevk edilmesi olduğu
kanısındayız.
Hastaların hastaneye yatışında yaş önemli faktör olarak
karşımıza çıkmaktadır. Çalışmada, ishal nedeniyle
başvuranların ortalama yaşı 38.78 iken yatan hastalarda
ortalama yaş 56.56 olarak tespit edilmiştir. Yatan kadın
hastalarda yaş ortalaması 50.10 iken yatan erkek hastalarda
67.33 olarak bulunmuştur. Bunun nedenleri arasında sıvı ve
elektrolit kaybına daha duyarlı olan yaşlıların immün
sistemlerinin daha zayıf olduğu gösterilebilir.
Dışkıda lökosit saptanması ishal etkeni, etkenin anatomik
lokalizasyonu ve mukozal inflamasyonun varlığını göstermektedir. İnvaziv ve sitotoksik etkenler olan Shigella,
Salmonella, C.jejuni, İnvaziv E.coli, enterohemorajik E.coli,
C.difficile, Yersinia enterocolitica, V. parahaemolyticus’ta
dışkıda lökosit görülmektedir 12,13. Çalışmamızda yatan
hastaların %56.25 ateş ve dışkılarının basit mikroskobik
incelemelerinde %87.5’de lökosit, %31.25’inde eritrosit
görülmüştür. Bu da servisimizden yatışı yapılan hastaların
büyük çoğunluğunu invaziv etkenlerin oluşturduğunu
göstermektedir.
Sonuç olarak acil servise başvuran ishalli hastaların oranı
çok yüksek olmamakla birlikte ishalin basit semptomlardan
ölüme kadar uzanan bir tabloya sebep olmasından dolayı
kişisel hijyen, temiz yiyecek ve suyun temini, alt yapının
düzeltilmesi ve infeksiyonun yayılımı konusunda halk
eğitiminin artırılması konuları üzerinde önemle durulması
gerekliliğini vurgulamaktayız.