68 yaşındaki erkek hasta, giderek artan nefes darlığının olması
üzerine bir kamu hastanesine başvurmuştur. Orada yapılan
muayene neticesinde kalp damarlarında tıkanıklık olduğu ve
koroner anjiografi yapılması gerektiği söylenerek hastanemizin
kardiyoloji kliniğine sevk edilmiştir. Miyokard enfarktüsü,
hipertansiyon ve hiperkolesterolemi öyküsü olma-yan hasta 8-
10 yıldır diabetes mellitus nedeniyle insülin tedavisi almış,
yaklaşık 50 yıldır 1 paket/gün sigara içmiş ve digoksin (Digoxin-Sandoz®), NPH insülin, ACE inhibitörü (Delix®),
asetilsalisilik asit (Aspirin®), terbütalin sülfat (Bricanyl®),
metformin HCl (Glucophage®), gliklazid (Diamicron®) ve
aspartam (tatlandırıcı) kullanmış. Kardeşinde de koroner arter
hastalığı olan hastanın fizik muayenesinde; TA: 150/100
mmHg, nabız: 100/dk ritmik, EKG’de anterolateral iskemi
bulguları, teleradyogramda kardiyomegali ve akciğer
konjesyonu, dudaklar siyanoze, bilateral akciğer bazalinde
krepitan raller, apekste 2-3/6 pansistolik üfürüm, hepatomegali
(karaciğer, kosta altında 1-2 cm palpabl), her iki alt
ekstremitede diz altından itibaren hiperpigmentasyon ve sol
ayak 4. parmakta ülsere lezyon saptanması üzerine koroner
arter hastalığı + diabetes mellitus Tip-2 + konjestif kalp
yetmezliği + periferik arter hastalığı + KOAH ön tanılarıyla
kardiyoloji kliniğine yatırıldı. Yapılan ekokardiografide
(EKO); EF %49, sol ventrikül çapları 60/45 mm, 1-2/4 mitral
yetersizliği (MY), septal hipokinezi, diyastolik disfonksiyon
saptandı. Koroner anjiyografide; LAD proksimal %90 darlık,
D1 %80 darlık, CX normal, RCA total tıkalı, sol ventrikül
diyastol sonu basıncı (LVEDP) 10 mmHg ve sol
ventrikülografide posterobazal ve inferior akinezi saptandı
(Şekil
1,
2). Bilateral alt ekstremite arteryel ve venöz Doppler
USG incelemesi normal olarak değerlendirildi. Koroner
anjiyografiden iki gün sonra, sağ üst kadranda ani karın ağrısı
başlayan hastaya abdominal USG yapıldı. Bu USG incelemesinde; safra kesesi volümü artmış (hidropik),
lümeninde seviye veren ekojenik çamura ait ve septasyonlar
içeren heterojen görünüm (çamur, taş) ve safra kesesi
boynunda 2 cm çapta taşa ait görünüm saptandı (Şekil
3).
Akyuvar sayısı 13600/mm
3 bulunan ve ateş, bulantı ve
kusması olan hastaya Genel Cerrahi uzmanının önerisiyle
ampisilin + sulbaktam 4x1.5 gr I.V tedavi başlandı. Hastanın,
sağ subkostal bölgede şiddetli mahiyette ve zaman zaman da
stabil olmayan göğüs ağrılarının olması üzerine, Kalp ve
Damar Cerrahisi – Kardiyoloji Konseyi toplantısı neticesinde
aorto-koroner bypass (AKBG) ile aynı zamanlı olarak
kolesistektomi yapılması kararı alındı.
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 1: Hastanın koroner anjiyogramında görülen sol koroner
arter sistemine ait darlıklar. |
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 2: Hastanın koroner anjiyogramında görülen sağ koroner
arter sistemine ait darlıklar. |
 Büyütmek İçin Tıklayın |
Şekil 3: Hastanın abdominal ultrasonografik kesitlerinde safra
kesesinde hidrops, çamur ve taş görüntüleri. |
Genel anestezi altında ameliyata başlandı. Median
sternotomi yapıldığında perikardın kalınlaşmış olduğu, kalbin
üzerinin yapışık ve enflame görünümde bulunduğu saptandı. Assendan aortik ve two-stage venöz kanulasyonu takiben
aortik kross-klemp konularak antegrad potasyumlu soğuk kan
kardiyoplejisi sonrası kardiyak arrest sağlandı. LAD 1.5 mm
plaksız, RCA 1.5 mm plaksız ve Diyagonal (D) arter 1 mm
plaksız olarak saptanması üzerine LAD’ye sol internal torasik
arter (LİTA), RCA ve D1’e safen ven bypass uygulandı.
Kross-klemp süresi 80 dk, kardiyopulmoner bypass süresi 123
dk idi. Aortik kros-klemp kaldırılıp uygun de-aerasyon
yapılması sonrası, kalp sinüs ritminde çalıştı. Isınmayı
müteakiben kardiyopulmoner bypasstan çıkılmasından sonra,
de-kanulasyon ve kanama kontrolünü takiben mediasten ve sol
toraksa birer adet silikon dren yerleştirilerek sternum çelik
tellerle kapatıldı. Aynı anda, sağ paramedian göbek üstü
insizyon ile batına girildi. Safra kesesinde akut kolesistit hali
mevcuttu. Bol miktarda peri-kolesistik mayii görüldü ve
omentumun keseye yapışmış olduğu belirlendi. Açık
kolesistektomi işlemi uygulanarak kese lojuna bir adet silikon
dren yerleştirilip işleme son verildi. İşlem süresi yaklaşık 30
dk idi. Herhangi bir komplikasyon olmaması üzerine, hasta,
Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği Yoğun Bakım Ünitesi’ne
transfer edildi.
Hasta operasyondan 4-5 saat sonra vital bulgularının
stabil olması ve drenajının olmaması üzerine extübe edildi.
Uygun dozda, subkutan olarak düşük molekül ağırlıklı heparin
başlandı. Ameliyattan 18 saat sonra servise alındı. Postoperatif
2. günde mediasten ve toraks direnleri, 3. günde ise batın dreni
alınarak gaz-gaita çıkışı olması üzerine ağızdan beslanme
başlandı. Yara yerleri iyileşmesi tam ve iyi olan hasta
postoperatif 8. günde şifa ile taburcu edildi.