SSKR’ nin ilk defa 1866’da Von Graefe tarafından tanımlanmasından bu güne kadar etyopatogenezinde birçok hipotez öne sürülmüştür. Bu faktörler vitreus traksiyonu, hipotoni, enfektif ajanlar (sifiliz, tüberküloz, viral enfeksiyonlar), A vitamini eksikliği, malnütrisyon, alerjik reaksiyonlar, toksik ajanlar, fototoksik mekanizmalar, psikosomatik faktörler, gebelik, diyaliz ve organ transplantasyonudur
5,6. Etyolojide geçen faktörlerden psikosomatik bozukluklarda koroidal anjiospazm olduğu ve buna sekonder olarak makulada eksudatif değişikliklerin ortaya çıktığı fikri ilk kez 1927’de Horniker tarafından ortaya atıldı
7.
Bir süre sonra intravenöz epinefrini maymunlara vererek deneysel SSKR oluşturuldu. Bu çalışmada β adrenerjik stimülasyonla retina pigment epitelindeki intrasellüler cAMP seviyesindeki değişmeye bağlı olarak iyon pompasının normal yönünün bozulmasının SSKR’ ya neden olduğu öne sürüldü8. Yannuzzi, Tip A kişilik yapısının, yüksek olasılıkla sempatik salınım ile SSKR’ de etkili olduğunu ve makulanın da hedef organ olduğunu öne sürdü5. Ayrıca endokrin faktörlerle ve özellikle eksojen ve endojen glukokortikoidlerin de ilişkili olabileceği bildirildi9,10. Araştırmalar ilerledikçe hastalığın patogenezinin tek bir faktörle açıklanamayacağı anlaşıldı ve multifaktöryel etyolojik hipotezler ortaya atıldı. Yaş, cins, gözün refraksiyon durumunun risk faktörü olduğu, ancak genetik, çevresel ve konakçı faktörlerin de patogenezde rol oynadığı düşünüldü.
SSKR’ nin etyopatogenezinde koroid dolaşımında meydana gelen vazospazm da suçlanan faktörler arasında yer almaktadır11. Yine indosyanin yeşil anjiyografisi ile yapılan çalışmalarda koroidal vasküler patoloji olarak koroidal arterler ve koriokapillariste gecikmiş dolum, venöz dilatasyon ve koroidal fokal hiperfloresans olduğu bunlarında koroid damarlarındaki geçirgenlik artışından kaynaklandığı bildirilmektedir12-14.
Bizim çalışmamız etyopatogenezde suçlanan bu faktörler ışığında SSKR’ de oküler hemodinamiği değerlendirmek için yapıldı.
Çalışmamızda, SSKR’ li grupta SRA RI ve PI değerlerinde ve OA PI değerinde istatistiksel olarak anlamlı bir azalma izlendi (p<0.05). SRA-PS, SRA-ED, OA-PS, OA-ED, OA-RI, ve PSA PS, ED, PI, RI değerlerinde ise istatistiksel olarak anlamlı farklılık izlenmedi (p>0.05). Vasküler rezistans parametrelerinde (RI, PI) izlenen bu azalma, tanımlanan vasküler yapılarda gelişen vazospazma bağlı olabilir ayrıca yüksek epinefrin, kortizol düzeyleri, gebelik gibi durumlarda vazospazmı tetikleyici faktörler olabilir.
RDUS; uygulanması kolay, ucuz, tekrarlanabilir, noninvaziv, toksik veya anaflaktik madde kullanımını gerektirmeyen bir görüntüleme yöntemidir. Günümüze kadar normal gözlerde, oküler ve orbital patolojilerde, hemodinamik değişiklikleri tespit etmek için kullanılmıştır. Bu patolojiler glokom, santral retinal ven dal ve kök tıkanıklığı, diabetik retinopati, retinitis pigmentoza, anterior iskemik optik nöropati, santral retinal arter tıkanıklığı, karotis patolojileri, süperior oftalmik ven trombozu, karotiko kavernöz fistül ve malformasyonlarıdır15,16. Ayrıca sistemik kan basıncı, yaş ve sistemik uygulanan ilaçların oküler kan akımı hızına etkisini araştıran çalışmalar mevcuttur17. SSKR tanı ve izleminde RDUS ile birlikte tarayıcı lazer tomografi ve optik koherens tomografi de kullanılabilecek noninvaziv ve kantitatif diğer tanı yöntemleridir18,19.
Sonuç olarak; SSKR’ nin etyopatogenezi halen tartışmalı olup, literatürde multifaktöryel etyolojik hipotezler mevcuttur. Kan dolaşımında meydana gelen vazospazm da etyopatogenezde suçlanan faktörler arasında yer almakta olup, bizim sonuçlarımızda bu tezi desteklemektedir. Bizim çalışmamızda OA ve SRA vasküler rezistans parametrelerinde (RI, PI) izlenen istatistiksel anlamlı azalmanın, tanımlanan vasküler yapılarda gelişen vazospazma bağlı olabileceğini düşünmekteyiz.
Oküler hemodinamik değişikliklerin patogenezdeki rolünün aydınlatılması tanı ve tedaviye katkıda bulunabilir. RDUS, SSKR’ de oküler hemodinamik değişiklikleri tespit etmek için başvurulacak primer radyolojik görüntüleme yöntemi olup tanıda etkin bir rol oynayabilir.