Akciğerlerin US ile ilk muayenesi 30 yıl önce yapılmıştır
1. Yumuşak dokuların US ile değerlendirilebilmesinin aksine, akciğerlerin US ile muayenesi, havalanmış akciğerler ve toraksın kemik yapılarından sesin neredeyse tamamıyla yansıması nedeniyle mümkün değil görünmektedir. Ancak periferal tabanlı parankimal ya da plevral lezyonların B mod sonografi ile değerlendirilebileceği konusunda çalışmalar bildirilmiştir
2,3. Bunun yanında, B mod ile vizüalizasyonu mümkün intrastorasik patolojilerin RDUS ile de değerlendirilmesi mümkündür
1.
Son yıllarda hiler ve mediastinal görüntülemede yenilikçi ve çok ilgi çekici gelişmeler meydana gelmektedir. Bunların en heyecan vericilerinden biri ekstrakardiyak mediastinal patolojilerin görüntülenmesinde US'nin kıymet kazanan rolüdür. Literatür verilerinin birçoğu, US'nin mediastinal biyopsileri yönlendirme, doku karakterizasyonu ve lenfoma evrelemesinde etkili olarak kullanımının mümkün olduğuna dikkat çekmektedir2.
Akciğerdeki konsolidasyonlar, direkt grafi ve bilgisayarlı tomografide (özellikle kontrastsız protokollerde) alttan geçen pulmoner vasküler yapıları gizleyen opasite veya dansite artışları şeklinde görünmektedir. Oysa birbirlerine benzer şekilde, pulmoner konsolidasyon ile ortaya çıkabilecek birçok patoloji sözkonusudur. En yaygın neden pnömoni olmasına rağmen; lenfoma, infarktüs, bronkoalveolar karsinom ve vaskülit gibi bir çok infeksiyon dışı nedenler de pulmoner konsolidasyon şeklinde ortaya çıkabilirler3.
Literatürde US dışında bilgisayarlı tomografi (BT) ile de bazı özel işaretler ve ipuçlarından yola çıkılarak infeksiyöz pnömoniden, bronkoalveolar karsinoma ayırımı yapılmaya çalışılmıştır4.
Plevraya kadar uzanan birçok akciğer hastalığında US lezyonların etyolojisini tanımlamaya yardımcı olur. Periferal pulmoner konsolidasyonları ayırt etmek için birkaç sonomorfolojik kriter vardır. Pnömonik infiltrasyon, hipoekoik konsolide parankim içinde hava (hiperekojen) veya sıvı (hipoanekoik) bronkogramları ile uyumlu traseleri gösterir. Sıvı bronkogramlarının görülebilmesi mümkün olduğundan, hava bronkogramı için periferal lezyonlarda direkt grafiden daha net görüntü sağladığından, US'nin, aerogram için radyografiden daha spesifik olduğundan bahsedilebilir5,6. RDUS ile, varolan konsolidasyon alanının kanlanması, doğal vasküler yapılar ile olan ilişkisi (indentasyon, bası, yaylanma, invazyon, oklüzyon vb. ilişkiler) gösterilebilir ve lezyon karakterizasyonu mümkün olabilir. Sonuçta, üst ve orta mediastenin sonografik muayenesi ile lezyonlar hakkında yeterli düzeyde bilgi alınabileceğini belirtmiş olan çalışmalar mevcuttur5. Bunun yanında; sonografi, plevral hastalıkların, mediastinal lezyonların ve pulmoner konsolidasyonların biyopsi işlemlerinde de rehber olarak kullanılabilir. Bu nedenle, girişimsel prosedürlerde, kolay ve iyonizan radyasyon içermememesi bakımından tercih edilebilir bir metod olarak kullanılmıştır6.
Biz bu çalışma ile, direkt grafi ve kontrastsız torasik BT görüntülerinde sol üst zon paramediastinal kitle olarak tarif edilmiş bir konsolide alanın US ve RDUS bulguları ile konglomere lenf nodu (lenfomatoid, metastatik vs) veya neoplastik (periferal yerleşimli akciğer kitlesi, plevral kitle vs) bir lezyondan pnömonik konsolidasyon ayırımını sağlamayı amaçladık.