Böbrek yetmezliği, görülme sıklığı giderek artan klinik
sorunlardan biridir. Tüm sistemleri etkilediğinden
öncelikle koruyucu önlemlerin alınması, hastalık gelişince
ilerlemesinin yavaşlatılması ve uygun şekilde
tedavi edilmesi gereklidir. Zamanında yapılan uygun
müdahaleler sayesinde hem böbrek yetmezliği ile mücadele
daha etkin sağlanmış olur hem de gelişebilecek
komplikasyonlar da önlenir. Böbrek yetmezliği saptandığında
altta yatan sistemik hastalıklar dikkatlice araştırılmalıdır.
ABY ve KBY’nin sıklığını ve ölüm oranlarını
araştıran çalışmalar yapılmıştır. Liangos ve arkadaşları,
ABD’de 2006 yılında 500 den fazla hastanede 330.000
taburcu olan hastaya ilişkin kayıtları incelenmişler ve tüm hastalar için ABY insidansını %1.9 olarak saptamışlardır.
ABY gelişen hastalarda mortalite oranını
%21.3 olarak bulmuşlardır (8). ABY’nin yoğun bakım
hastalarında görülme sıklığı %30’lara kadar çıkmaktadır3,4. Bu hastalarda mortalite oranı da %80’e kadar
çıkabilir5. Türk Nefroloji Derneği kayıtlarına göre
2007 yılında Türkiye genelinde ABY olan 5498 hastada
mortalite oranı %15.1 olarak saptanmıştır7. Türk
Nefroloji Derneği kayıtlarına göre 2009 yılı içinde
kronik hemodiyaliz programında izlenmekte olan
42707 hasta, periton diyalizi programında izlenen 4626
hasta mevcuttur. Aynı yıl içerisinde hemodiyaliz tedavisi
gören 4757, periton diyalizi tedavisi gören 434
hasta ölmüştür1. Bu veriler gösteriyor ki hem ABY
hem de KBY toplumda sık karşılaşılan ve mortalitesi
yüksek olan klinik sorunlardandır.
ABY tanılı ölen hastalarımızda böbrek yetmezliğine
yol açan en sık nedenin sepsis, sonra hipovolemi
olduğunu tespit ettik. Rabbani ve arkadaşları9, 2008
yılında yayınlanan çalışmalarında Pakistan’da hasta
kayıtlarını ABY etiyolojisi açısından araştırmışlardır.
ABY nedeni olarak en sık sepsis, ikinci sıklıkla kusmadiyareye
bağlı dehidratasyon, üçüncü sıklıkla kalp
yetmezliği olduğunu tespit etmişlerdir. Ayrıca sepsisin
ABY’de en sık mortalite nedeni olduğunu göstermişlerdir.
Jayakumar ve arkadaşları10 Hindistan’da
1995-2004 yılları arasında 1112 ABY tanısı alan hasta
kayıtları incelemişler ve en sık ABY’ne yol açan nedenin
akut diyare yapan hastalıklar olduğunu bulmuşlardır.
Türkiye’de (2007 yılında) ABY tanısı alan hastaların
etiyolojileri incelendiğinde hipovolemi %17.5’lik
oranla ilk sırada bulunmuştur7. Bizim çalışmamız,
diğer yapılan çalışmalarla ABY etiyolojisi yönünden
karşılaştırıldığında sonuçlarının benzer olduğunu söyleyebiliriz.
KBY tanılı ölen hastalarımızı, KBY etiyolojisi
yönünden incelediğimizde ilk iki sırayı diyabetik
nefropati (%34) ve hipertansif nefroskleroz (%22.9)
alıyordu. Türk Nefroloji Derneği verilerine göre Türkiye
genelinde son dönem böbrek yetmezliği hastalarında
etiyolojide ilk iki sırayı diyabetik nefropati ve
hipertansif nefroskleroz almaktadır1,7. Amerika
Birleşik Devletlerinde 2005 yılında son dönem böbrek
yetmezliği tedavisine başlanan hastalarda böbrek yetmezliğinin
en sık iki nedeni yine diyabet ve hipertansiyondur11.
Çalışmamızda hastalarımızı diyaliz yolu açısından
da inceledik. Prediyaliz KBY ve ABY tanılı hastalarımızda
en çok başvurulan diyaliz yolu geçici femoral
kateter, ikinci yol ise geçici juguler kateter idi. Kronik
hemodiyaliz tedavisi alan KBY grubunda ise kalıcı
kateter birinci sırada, arteriovenöz fistül ikinci sırada
ve periton diyalizi üçüncü sırada idi. Türk Nefroloji
Derneğinin 2009 yılı sonu verilerine göre ülkemizde
hemodiyaliz tedavisi uygulanan hastaların %84’ünde
AVF, %9.3’ün de kalıcı kateter, %4.0’ünde geçici
kateter, %2.7’sinde arteriovenöz greft (AVG) mevcuttur1. AVF; açık kalma süresi, enfeksiyon sıklığı,
hastaneye yatış, toplam mortalite ve maliyet yönünden
AVG ve kalıcı katetere göre daha üstündür12. Hastanemizin
son basamak bir merkez olmasından dolayı
kateter enfeksiyonu olan sistemik problemli hastaların
hastanemize sevki kalıcı kateterin hastalarımızda sık
görülmesine yol açmıştır. Benzer şekilde prediyaliz
KBY olarak takip edilen ancak acil diyalize alınması
gereken hastaların da hastanemize sevkinden dolayı,
prediyaliz takip edilen hastalarda femoral kateter kullanım
sıklığını artırmıştır.
Ölüm nedenlerini araştırdığımız zaman hem KBY
hastalarımızda, hem de ABY hasta grubumuzda enfeksiyonlar
birinci sıradaydı. En sık enfeksiyon nedenleri
pnömoni, idrar yolu enfeksiyonu ve kateter enfeksiyonu
idi. Türk Nefroloji Derneği kayıtlarına göre hem
ABY hem de son dönem KBY hastalarında en sık
mortalite nedeni kardiyovasküler hastalıklardır1,7.
ABY olan hastalarda bizim çalışmamızla benzer sonuçlar
elde edilen çalışmalar da vardır. Altıntepe ve arkadaşlarının
yaptıkları çalışmada, ABY olan hastalarda
%31.8’ lik oranla en sık mortalite nedeni enfeksiyonlar
iken, kardiyovasküler hastalıklar %27.2 mortalite oranı
ile ikinci sırada bulunmuştur13. Rabbani ve arkadaşları9, 2008 yılında yayınlanan çalışmalarında
sepsisin ABY’de en sık mortalite nedeni olduğunu
göstermişlerdir. KBY olan hastalar ile yapılan çalışmalarda
kardiovasküler hastalıkları en sık mortalite
nedeni olarak gösteren çalışmalar olduğu gibi
enfeksiyöz nedenleri en sık mortalite nedeni olarak
bulan çalışma da vardır. Selim ve arkadaşları yaptıkları
çalışmada, 216 hemodiyaliz hastasını 2 yıl boyunca
takip etmişlerdir. Toplam 55 hasta takip sırasında ölmüştür.
33 (%60) hasta kardiyovasküler nedenlerden,
13 (%24) hasta enfeksiyöz nedenler/sepsis nedeniyle
ölmüştür14. Yine aynı araştırmacı ve arkadaşları
tarafından yapılan başka bir çalışmada 214 hemodiyaliz
hastası 2 yıl boyunca izlenmiş olup takip sırasında
53 hasta ölmüştür. Ölüm nedenleri incelendiğinde,
kardiyovasküler nedenleri %56.6’lık oranla birinci
sırada, enfeksiyonlar/sepsisi %26.4’lük oranla ikinci
sırada tespit etmişlerdir15. Verdalles ve arkadaşları16 yaşları 75’in üzerinde 139 hemodiyaliz hastasını
ortalama 3.3 ± 2.2 yıl takip etmişlerdir. Çalışma sonunda
61 (%44) hasta ölmüştür. Ölüm nedenlerini
incelediklerinde, enfeksiyonları %32, kardiyovasküler
nedenleri %28.3 ve neoplastik hastalıkları %11.3 sıklıkla
bulmuşlardır.
Çalışmamızdaki ABY olan hastaların ölüm nedeni
Türk Nefroloji Derneği verileri ile karşılaştırıldığında
farklı sonuçlara ulaşıldı. İncelediğimiz diğer çalışmalarda,
bizim çalışmamızla benzer şekilde ABY olan
hastalarda en sık mortalite nedeni genelde enfeksiyon/
sepsis idi. Enfeksiyona bağlı mortalite oranımızın
oldukça yüksek olmasının nedeni, çalışma grubumuzun
yaş ortalamasının yüksek olması, hastaların birden çok
sayıda sistemik hastalığa sahip olmaları, diyaliz uygulanan
hastalarda femoral kateterin daha sık tercih edilmesindan dolayı olabilir. Femoral kateterler yerleşim
yeri itibariyle juguler kateterlere oranla enfeksiyon
ile ilişkili komplikasyonlara daha fazla neden olmaktadır17.
KBY hasta grubumuzda mortalite nedenleri ve
sıklığı ile Türk Nefroloji Derneği verileri ve bu alanda
yapılmış diğer çalışmalar karşılaştırıldığında, farklılık
saptandı. KBY grubundaki hastalarımızda, diğer çalışma
verilerinin aksine enfeksiyon hastalıkları en sık
mortalite nedeni idi. Çalışmamızda kronik hemodiyaliz
tedavisi alan KBY hasta grubunda kalıcı kateterlerin
fazla olması mortaliteyi artırmış olabilir. Kalıcı
kateterlerlerde AVF ve AVG’e göre enfeksiyon sıklığı
daha fazladır ve bu da kalıcı kateter kullanan hastalarda
ölüm riski artırmaktadır18. Prediyaliz KBY hastalarımızda
femoral kateterin, juguler katetere oranla daha
sık tercih edilmesi mortaliteye katkıda bulunmuş olabilir.
Femoral kateterler, juguler kateterlere oranla daha
fazla enfeksiyona yol açmaktadırlar17. Ayrıca hastalarımızda
birden fazla sayıda sistemik hastalık görülmesi
de mortaliteyi artırmıştır. Yapılan farklı çalışmalarda enfeksiyon KBY hastalarında en sık mortalite
nedeni olmasa bile ikinci veya üçüncü sıklıkla görülen
mortalite nedenidir.
Çalışmamızın bazı kısıtlamarı da vardır. Hastalarımız
dahiliye ve acil serviste ölen hastalardan oluşmaktadır.
Yoğun bakım ve kardiyoloji servisindeki
hastaların çalışmaya alınmaması ABY ve KBY hastalarında
ölüm nedenlerini farklı bulmamıza yol açmış
olabilir.
Sonuç olarak böbrek yetmezliğinde enfeksiyonlar
önemli bir mortalite nedenidir. ABY ve prediyaliz
KBY olan hastalarda acil diyaliz yolu için femoral
kateterlerin tercih edilmesi, hemodiyaliz programındaki
hastalarda kalıcı kateterlerin kullanılması enfeksiyon
sıklığını artırmaktadır. Enfeksiyonların erken teşhisi ve
etkin tedavisi ile böbrek yetmezliğinde mortalite oranları
önemli ölçüde azaltabilir. Bu yüzden böbrek yetmezliği
olan hastalarda enfeksiyonlarla etkin bir şekilde
mücadele edilmelidir.